Yılgın bir ekspres giriyor gara Yıl bin dokuz yüz elli iki Pulman odasında bir kadın İnince caz mevsimi başlıyor Ne güneş ne elma Giden parçamızı Getiremez bir daha

Bir şeylerin değişmesi için bazen bir söz,bazen de bir yolculuk yeter.Bir gün bu yolculuğa çıkmadan önce bu satırlarda karşılaşmayı ve birlikte kendimizi bulma adına bir yolculuk yapmayı çok istiyordum.Allah'ta bizleri bu satırlarda karşılaştırdı işte.Yolculuk günü gelmiştir. Heybemizi aldık sırtımıza içine de ilim kitaplarımızı koyduk bir altın misali.Tevekkül alnımız da ihlas kalbimizdedir.Artık yola çıkmamak için bir sebep kalmamıştır.Biraz Yunus durağına biraz da Mevlana dergahına uğrayıp kendimizi karş

İstemem aslında bu hayatı Lakin içimdeki canavarla Bitmiyor savaşım Kuruluyor hayalimde esnek çadırlar İçinde berrak çadır neslihanları Çözemedim seslerindeki cihanları Gözleri birer hayat Oku oku bitmiyor satırları

İsyanım sanadır ey deli gönül! Değer miydi bunca derde, kedere Yol onundur yol ver çekip gidene. Unut aşkı, sevdayı, VAZGEÇ GÖNLÜM! Dereler nehirler gibi coş sen de. Öt bülbül gibi hoş bir seda ile. Ne gülü sev ne dikene katlan. Kaşlarını çatmaktan, VAZGEÇ GÖNLÜM! Yer edinme kendine hiçbir yurdu. Bil ki geçti artık senden sevdalar. Ne bir merhem ol, ne de bir can suyu. Sen bu vefasız yardan, VAZGEÇ GÖNLÜM! Alma eline sazımın mızrabını. Bir daha çalma o deli türküyü. Yokuşlarda koşturma kıratımı. Bana umu

*Y-DNA-MİTOKONDRİYAL DNA HAPLOGRUPLARI *TÜRKLERİN DAHİL OLDUĞU HAPLOGRUPLAR *HALKLARIN ORTAYA ÇIKIŞI VE SINIFLANDIRILMASI* GÖBEKLİTEPE'NİN İNŞASINDAKİ GAYE *GÖBEKLİTEPE'NİN SONUNU BİR PEYGAMBER Mİ GETİRDİ? *NUH TUFANI'NIN GEÇTİĞİ COĞRAFYA VE GEMİNİN KARAYA OTURDUĞU YER *GILGAMIŞ'IN ÖLÜMSÜZLÜK TUTKUSU *HZ. İBRAHİM'İN HURRİLERE GÖNDERİLMESİ *HİTİT KRALININ KIZI HZ. ASİYE *FİRAVUN AKHİNATON'UN MISIR PAGANİZMİYLE MÜCADELESİ *FİRAVUN MERENPTAH'IN KIZILDENİZ'DE BOĞULMASI *1.000 YILDA BİR TEKRAR EDEN 300 YILLIK KU

Sevgiler büyütsün dizelerini Şiirin çağırsın hep yürekleri İcabet edelim davetlerine Çıkalım kalplerin yamaçlarına --- Tarkovsky inancıma Sözüm kalpte sancıma Ariza-i tercüme Manisa veya Bursa Bir ney bir de tanbursa Musiki sefa sürse --- Mızrap oynatmak isterdi şu ruhum O bahtiyar sazendeler içinde Kalmayarak coşkusundan ah mahrum Ahengini bulmak esrik biçimde...

Elinizdeki eserde toplumsal sorunlara karşı din ve psikoloji eksenli bir yaklaşım sunulmaktadır. Asıl gaye ve hedefin belirtildiği eserde bulunduğumuz zaman dilimi itibariyle kendi öz benlik ve inanç olduğumuzu bize ait olmayan ancak bizlere empoze edilmeye çalışılan bazı kültür ve tarzlarından kendi öz kültür ve inanç değerlerimize sıkı sıkıya sarılarak altından kalkılacağı düşüncesindeyim. Eserin hayat serüveninizde karşılaştığınız sorunlara ve özellikle anne ve babaların çocuklarıyla olan iletişim prob

Her şeyi altüst eden bir gönül yangını... Hayatı pervasız yaşayan genç bir kız.... Engelli doğan bir bebek ve hayatın gerçek yüzü.... Metal yığınları içinde kaybolmuş benlikler... Ve hüzün dolu bir vuslat anı... Bu kitabı okuduktan sonra hayatta her şeye sahip olduğunuzu zannederken aslında hiçbir şeyin sahibi olmadığınızı anlayacaksınız. Bu gerçekle yüzleşmek istemiyorsanız elinizdeki kitabı bırakıp oradan uzaklaşın bence.! Eserin hayat serüveninizde karşılaştığınız sorunlara ve özellikle anne ve babaları

Sayı doğrusunu bilir misiniz? Bir Noktadan başlayıp sonsuza doğru giden sayı doğrusunu... Matematik dersinden hatırlarsınız. Sayı doğrusu binlerce noktanın yan yana gelmesinden oluşur. Her nokta doğru konulmalıdır. Aksi takdirde dümdüz bir doğru olmaktan çıkar. Eğri büğrü bir şey çıkar ortaya İşte hayatımızda her tercih doğru yapılırsa, doğru bir nokta olur. Ve binlerce doğru tercihlerimizle doğru noktalar yan yana dizilir. Bu da bizi dümdüz bir yolda ilerlememize ve kemale doğru yükselmemize sebep olur. An

İnsanı insan, bizi biz yapan yaradır. Yara bağdır. Bağlayandır. Zamktır. Doğal ve fıtri tutkaldır. Dışta değiş içtedir. Görülmeyendir. Madde değil manadır. Yaşanılandır. Kelimelerle anlatılamayandır. Sırdır. Gizemdir. Var olma sebebidir. Yaralanmaktır ki biz aynı yaradan yaralıyız.Yara sevincin huzurun, mutluluğun, sevdanın, aşkın temel ham maddesidir. Nüvesidir. Özüdür. Atomudur. Tanımaktır. Bilmektir. Kabuldür. Boyun büküştür. İtaattir. Sözünde durmaktır. Sözünde durmaktır. Sözün gereğini yapmaktır. Yo

NİM Ey içimdeki suyun Doğurduğu çocuklarımın annesi Evladımın adı acı Evladımın adı özlem Hüznüm darağacı Sallandırılmış umudum Kızıma salıncak yapmak için Birlikte dikilmiştik bu ağacı

Peki, bu hikayeyi yazma zarureti neden hasıl olmuştur? Hiç şüphe yok ki her nesil, kendi zamanının canlı tanıklarıdır. Bu aynı zamanda, süreç içerisinde yaşanan gerçekleri siyasi ya da sosyolojik kaygılardan uzak, bütün yalınlığı ile gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğunu da yüklemektedir zamanın tanıklarına. Zira yarın siparişle yazdırılacak olan resmi tarihin yalanlarını tarihin yalanlarını ortaya koyabilmek için bu gereklidir. O vakit, hikayenin yazılış gerekçesini kısaca "Yaşadığımız zamanın tanıklar

Abalıyız biz, az değiliz yani. Hem nükte var, hem işaret. Hikaye anlayışımız da zaten herkese malum olmuş. Hikayenin evvela hakkını vermeli. Sonrasında onu süzülmüş sözlere dizmeli. Dinleyen her sözü merakla beklemeli. Bilen için hikaye: "Özüyle Allah'a yaklaştırmalı. Sözüyle kalpleri yumuşatmalı. Tesiriyle ahlakı güzelleştirmeli. Dahası ve aslı ruhu beslemeli, söyleyeni, dinleyeni olgunlaştırmalı. Hikaye yalanla-rüyayla-hülyayla gerçekten/gerçeğinden uzaklaştırılmamalı. Gerçeği gerçekten göstermeli." B

Yüzyıllık ayrılık ve özlemin; " Nerede Kalmıştık..."diyerek yeniden başlayanların Romanı... Elinizde tuttuğunuz Roman, bir Özlemin bir Hasretin hikayesine giden yolun; Dokuz kâdim şehirden Kudüs'e bir görev için giden Dokuz gencin soluksuz okuyacağınız hikayesi... Nemrut Dağı'nın eteklerinde İbrahim'in hikayeleri ile büyüyen Baki'nin, İspanyada Sevilla'nın akşamlarında Flamenko yapan göstericilerin arasından sıyrılıp Endülüs medeniyetinin ruhunu Taşıyan Tarık'ın, Siri Derya ve Amuderya arasında kalan Ma

O tomurcuklar patlayıp gül oluncaya, o güller rengârenk açıp bir bahçe oluncaya, o bahçe, içindeki evle birlikte bizim oluncaya, o evin içinde boy boy çocuklarımız tüm zamanları ve çağları aşan aşkımıza tanıklık edinceye kadar, bu aşkın, beni sana tutsak eden bu ölümcül aşkın gönüllü taşıyıcısı olacağım. Bu aşk, dünyanın en tehlikeli virüsünü de taşısa bağrında ondan kurtulmak için önerilen her türlü reçeteyi parça parça edecek, o ölümcül virüsün bağımlısı olmak için gereken neyse onu yapacağım... Beni sev

En büyük cihadın Zalim idareciye karşı hakkı söylemek olduğunu bilen, Ümmet koyunlaştırılırken Kitapları bırakıp kıyama koşan, Kalemi bırakıp kılıca sarılan, Alimlerin mürekkeplerini şehidlerin kanlarına dönüştüren, Bir alim... Tağuta, 'evet efendim' demeyi, Firavun'a Bel'am olmayı, Rahatı, sosyal konumu ve canı uğruna reddeden Bir alim... Said... Cübeyr'in oğlu Said. Zalim idarenin... Hakkı mahkum edip nefsini ilah edinen, İnatçı, zalim ve tağut devlet adamlarının, Tipik örneği, Bir zalim... Haccac... Hacc

Az sonra trenin kırk dört numaralı vagonu tüm heybetiyle hemen önünde belirdi. Trenin arkasında bıraktığı yoğun duman hayranlıkla bakan gözlerinde yansıyordu. Güzergahındakileri vakitlice uyarmak için çalan tren düdüğü, soluk soluğa koşturan yolcular için sonunda vuslat olan her kavuşmanın her kucaklaşmanın münhasır sesiydi. Parıldayan demir raylarının üzerinden delice savrularak yollara revan olan tren, gizemli yollara yaren düşlerin maverasında hasretli gönülleri istikametine taşıyacaktı. Makrasya Güncesi

Meylim sana düşüpte meylim sana Ben dönsem gönlüm dönmez Sen dönsen neylim sana

Galip, hayatı boyunca –bebeklikten yetişkinliğe– fazla kilolarından kurtulmaya çalışıyor. Yapmadığı diyet, başvurmadığı yöntem yok ama zayıflamak bir yana dursun, gün geçtikçe daha fazla kilo alıyor. İsminin tam tersi, yaşamında hep mağlup olan Galip, bu duruma artık bir DUR demek istiyor, peki ama nasıl? Hemen her kesimden insanın sosyal hayatına dokunarak sizi bir yandan eğlendirip sonra üzen, diğer yandan düşündürüp bilgilendiren bu sıradışı kitabı okumaya hazır mısın? "Bu kitap geçmişte fazla kiloları