Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Dönüşüm başlamalı hayatında hem de tepeden tırnağa. Sen ne olduğunu unutmamalısın. Güneş her doğduğunda ve yeniden battığında, yağmur yağdığında, yürüdüğünde, konuştuğunda, sustuğunda, ağladığında, güldüğünde, tırnağın taşa değdiğinde ve düşen birini gördüğünde, ne olduğunu unutmamalısın... İNSANsın İNSAN...
Tükendi
Gündelik yaşamın, ruhumuzla temas etmeye olanak vermeyen ritminde, içine savrulduğumuz koşuşturmanın, bitimsiz kırgınlığın, hüznün ya da coşkunun arasında, “yarım kalmışlık” duygusu belki de en sessiz ortak paydasıdır “insan” olmanın. Bir türlü kurtulamadığımız bu duygunun, sahneyi saygıyla terk ettiği bir zaman dilimi yaratıyor bu kitap. Bilindik, tanıdık bir kalıba uymayan; efsunlu, şahane bir anlatım. Ateşin yaktığı, rüzgârın külünü savurduğundan artakalan nedir? Anlatılamaz olandır, dile gelemeyen. “Baş
Tükendi
Bazen hüzün bazen de mutluluk barındıran, duygularını akıl süzgecinden geçirip yüreği ile harmanlayanlar için yazıldı Nöbetçi Gözyaşları. Yazar Deray Yurdakul’dan her bir cümlesinde kalbinize ve ruhunuza dokunacak bir kitap. “-Unuttum sandıkların; zaman içerisinde bir şarkının sözlerinde, bir koku ile burnunun ucunda, dudak kıvrımındaki tebessümde ya da nöbetçi gözyaşlarında çıkıverirler ortaya.”
İnsan ve davranışlarını inceleyen psikolojinin kuruluşundan itibaren, insanın ruhsal ve davranış alanında büyük tezahürleri olan din olgusunu problem edinmiştir. Din ve onun birey hayatındaki görünümleri 20. yüzyılın başlarında psikologlar tarafından öncelikle ampirik düzeyde ele alınmış daha sonra da teorik temelde incelenmiştir. Bugün ise din psikolojisi ve din sosyolojisi çatısı altında dinin birey ve toplum üzerindeki etkileri ampirik düzeyde incelenmeye devam etmektedir. Bu kitapta okuyucu, psikolojid
Tükendi
Yansımalar romanı, başkarakteri Marc’ın hesapta olmayan ve apansız gelişen olaylarla mücadele ederek hayatını eski düzeninde tutabilme, daha da önemlisi “suçlu” olmadığı için kendisini “suçlu” ilan ettirmeme azmine odaklanmakta. Bu kadar da olur mu dedirtecek türden olaylarla; bir değil, tam iki cesedin –farklı zamanlarda– katili değil, ama adeta üzerine kaldıkları bir çeşit muhatabı olmak Marc’ın hayatına gerilim ve hızı dahil eder. Bu yönüyle Yansımalar romanı, polisiyeye kapı aralanan zengin bir anlatıya
Tükendi
Kendini Arayan Adam; yaşanmışın romanıdır. Aynı zamanda inançsız ruhlarda saklı kuşkuların, açmazların, sıkıntıların ve inkardan kaynaklanan bunalımlarında hikayesi... Kendini Arayan Adam; yazarımızla tanışıyor. Kuşkularında geçen tartışmalar sonucu nihayet islamla kucaklaşıyor. İslamla kucaklaştığı yerde huzurla tanışıyor. Sonuç: bir hayatın daha mana kazanması. Ve inkarla geçen bir ömürde kaybedilen güzelliklere ulaşma gayreti... İnsanın insana sunabileceği en iyi eser yine insansa, bu kitap, bir insa
Nedim Gürsel bu kitapta Van Gogh, Leonardo da Vinci, Rubens, Tolstoy, Rilke, Sartre, Semprun, Nâzım Hikmet gibi büyük ustaların yapıtlarını etkilemiş kentleri ve coğrafyaları anlatırken onların son yıllarına da ışık tutuyor. Son nefesini verirken “Yaşamayı öğrendiğimi sanıyordum, meğer ölmeyi öğreniyormuşum” diyen da Vinci’nin tablolarında, Van Gogh’un aklın sınırlarını zorlayan dünyasında, Tolstoy’un bir istasyonda ölümle buluşmak üzere terk ettiği Yasnaya Polyana’da, Semprun’un eşsiz üslubuyla dile getir-
Tükendi
Cancan benim o güne dek aldığım en harika doğum günü armağanıydı. Adını ben koydum; CANCAN dedim ona. Bir daha da hiç ayrılmadık. İkimiz beraberce öyle ilginç maceralar yaşadık ki sizlerle de paylaşmasam olmazdı! Türk edebiyatının usta kalemi Canan Tan Benim Adım Can, Kedimin Adı Cancan ile tüm okurlarını gülümsetiyor; hayvanlarla dostluğumuza dair ölümsüz bir anlatı sunuyor. CAN ile CANCAN’ın eğlenceli dünyasına hoş geldiniz!
Zaman karşısında diri kalmanın yolu kendini yenilemekten, dünyaya açık gözlerle bakmaktan yani okumaktan geçiyor. Hiç şüphesiz sizin de bir okuma zamanınız vardır. Bazen ansızın hayat ağır gelmeye başlar, sanki başaramamış, sanki yenilmişsiniz gibi gelir... Hayata küskün olmaya yaklaşmışsınızdır; aşağılara savrulduğunuz, ruhunuzun derinliklerinden size nüfuz eden bir hüzün dalgasına yakalanmışsınızdır. Böyle anlarda bir kitaba sarılırsınız; bilirsiniz ki okuyacağınız yazar kendinizi korunaklı, güvende h
Tükendi
Genel hatları ile biraz da borsa ile ilgili fikirlerimi yazdım. Pek tabiki bunlar yaşanmış tecrübelerim ile çıkarılmış sonuçlar. Bu kitap, beklenildiği şekilde bir borsa eğitim kitabı değildir. Çocukluğumdan bugüne kadar yaşadığım yaşattığım hikayelerimi yazdım. Geldiğim yeri asla unutmayacak bir sade vatandaş olarak, tüm doğallığım ile aktarımlar yapıp , bir hayata daha dokunmak istedim. Kitabı yazarken, acabalarım olmadı. Kaygılarım olmadı. Neticede ünlü bir yazar da değilim, otoritelerden oluşan bir j
Sessizliğin sesini dinliyorum, Bakarken penceremden, uzaklara. Bir şeyler anlatıyor insana Kulakla değil, kalple duyana. Sessizliğin sesini dinliyorum, Dalmışım derinlere. Bir mesaj var hissedene Gözle değil, gönülden görene. Sessizliğin sesini dinliyorum, Kalabalığın ortasında. Bir kelebeğin kanatlarında, Ya da bir karıncanın tıkırtısında. Kelebek kanatlarının şarkısını duyanlara, dinleyenlere ve o şarkıyı söyleyenlere…
PAHALI İNSAN Ellerin ısıtmaz, yakar beni sevgili. Nasıl da uzanırlar zamanın ötesine, Ve okşayarak cennetimi yıkarsın. Uzak dur, bu yük ikimizede ağır. Bahar bile mevsimi gelince güzel. İnsandır, var olan en kadim eser. Amelle pahasını biriktirir, yitirir. Cehennem hurdacılar çarşısından beter. Bilirsin, insan cenneti arzular. Bilmezsin, cennet insan içindir.
Oşinografi denilince Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Sargun A. Tont, yeni kitabı Odunluk Günlükleri -Darwin, Wordsworth ve Humboldt Üzerine- ile okuyucularını doğa tarihi ve edebiyatı üzerine yeni bir serüvene çıkarıyor. Tont’un bir söyleşi dışında ilk kez görücüye çıkacak yazılarından oluşan, içinde bol bol Thoreau, Humboldt, Wordsworth ve elbette Darwin bulacağınız bu kitap aynı zamanda yazarın kendi yaşam öyküsüne de ışık tutuyor.
Canlı kalabilme ve sağaltım hafızası için evreni tanı, algıla, boyutlandır.Tüm dünyada üç kanaldan fazla yapılamazken on iki kanala kadar safra yollarını yeniden tamir işini eşek arılarından öğrendi. Evet, yanlış okumadınız, öğretmeni, eşek arılarıydı. Arşimed’in, yıkanırken hamam tasının suyun üzerinde durduğunu görüp, suyun kaldırma kuvvetini keşfetmenin heyecanıyla sokağa fırlayıp “Evreka! (Buldum!)” diye bağırması gibi, bizim doktorumuz da, eşek arılarına oğul kovanındaki bal arılarını yemesinler d
Yirminci yüzyılın ideolojileri büyük hayal kırıklıklarına yol açtı. Bugün aşırı hızlanmış teknolojik gelişmelerin hayatımıza etkisi karşısında sersemlemiş durumdayız. İnsanlık için geleceği aydınlatan bir fener elimizde yok. Toplumsal eşitsizliklerin artışı, şiddet ve ideolojik gerilemelerle dolu bu sonu gelmez şimdiki zamana Marc Augé, “gezegensel bir toplum olarak insanlığın tarihöncesi” adını veriyor.Bu kısa aydınlatıcı denemede Marc Augé, hem günümüz dünyasına hem de gelmekte olan dünyaya ilişkin kendi
Hayat Çizgim ve Düşüncelerim Bana Düşman Olmayan Herkes DostumdurSeyfiddin Keleş
Tükendi
Siyasal yapılar, kendilerini dinsel, ya da etik ideolojiler çerçevesinde biçimlendirince, elindeki gücü, karşısındakini zayıflatmak amacıyla kullanmaya başladılar ve yeni egemenlik alanları elde etme kavgasına giriştiler. Günümüzde Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) olarak adlandırdıkları ve gerçekte Ortadoğu petrollerinden pay alma amacı güden anlayışın, bugün o bölgede ne gibi sonuçlar doğurduğu görülmektedir... 1920’lerde Avrupa'nın hasta adamı sayılan Osmanlı'yı yıkmak ve topraklarını paylaşmak için Sevre'i da
Tükendi
Devletlerin ekonomisini ve siyasi etkinliklerini güçlü kılan şey, o devletlerin itibarıdır. Eğer bir devletin, yönetiminden kaynaklanan bir itibar erozyonu varsa, o devleti yöneten siyasi kadroların çürümesiyle beraber, o ülkenin ulusal parası da değer kaybeder.Bir ülkenin geleceğe güvenle bakması ve ilerlemesi, sağlam kalelerle, saraylarla, güzel binalarla, lüks yaşamla, gösterişle değil, o ülkenin insanlarının ahlaki değerleriyle, adaletiyle, üretim yapabilme becerisine bağlı olarak gelişir. Bu bakış açıs
Tükendi
2020 yılı “Dön” çağrısının gerçekleştirdiği yıldır. Hidayet nurunun şiddetli parladığı yıldır. Tefekkür yılıdır. Kıyamet provası yaşadığımız yıldır. Bedel ödeme yılıdır. Içe dönme yılıdır. Ayrılık acısını yaşadığımız yıldır. 2020 yılı kalb devreye girdiği yıldır. Allah Teâlâ dünyayı bir hikmet hastanesine çevirdi. İnsanlara kurbiyetini öğretiyor. Ölümle yüz yüze geldik. Allah’la baş başa kaldık. Böylece insanoğlu Zü’l-Celâl ve’l-İkrâm olan Allah’a muhtaciyetini ve bağımlılığını tekrar hissetmeye başladı.
Umut, yendiğin acılardır, unuttuğun ağrılarındır. Umut, başka bir yol bulmaktır. Yenilemektir kendini, kendini yeniden tanımaktır. Kalbinin “sızlamadığı” yerde barınmaktır. Mutlu fotoğrafların içine dalmaktır. Müziği değiştirmektir umut. Seni gülümseten şarkıyı keşfetmektir. Başka kitapları okumaya zaman ayırmaktır. Kaybolduğun sayfalarda, altını çizdiğin sözler olmaktır. Umut, aynaya baktığında kendini sevmeyi öğrenmektir. En büyük servetin kendini biriktirmek olduğunu kavramaktır. Dizindeki
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9