Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
“Şiir denince öteden beri zihnimde çitlerini aşmaya çalışan bir at canlanır. Gergin kasları ve kan ter içinde devinen gövdesiyle bir yandan öbür yana koşturan bir at. Dilin ve varlığın içinde şiirin çırpınışı, sınırları zorlayarak öbür tarafa atlamaya çalışan bu at gibidir. Etrafımızı kuşatan çitler neyin çitleri ve öbür taraf neresi? Bir at bilemez bunları, bir şair de. Onun yegâne amacı, çırpınışının odak noktası onu tutsak eden, daraltan ve boğan şeylerden bir çırpıda kurtulmaktır.” “Şiir bir sınır sanat
Modernleşme, modernlik, birey, bireyin ve toplumun zihin dünyası, Tanzimat dönemi edebiyatından beri yazar/entelektüelin problemi olarak görülmeye başlansa da ancak Cumhuriyet döneminde daha derin bir entelektüel gerilim, çatışma ve korku düzlemine taşınır. Peyami Safa’nın, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ve Oğuz Atay’ın roman ve öyküleri, korkuların kaynaklarını, görünme biçimlerini ve biyografik hikayelerle ilişkilerini izlemek bakımından öncül metinler sayılabilirler. Bu kitap, bir taraftan edebiyattaki korkunun
Milli Mücadele dönemi askeri ve siyasi mücadelenin yanı sıra, casusların ve casusluk faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir devre olmuştu. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları hakkındaki idam fermanları, torbalar dolusu şeyhülislam fetvası casuslar tarafından dağıtılmıştı. İngiliz istihbaratının örgütlediği casusluk faaliyetinin amaçları arasında, ulusun iradesini yansıtan Meclis ve Ankara’daki siyasal faaliyetler, Türk ordusunun stratejisi ve planları hakkında bilgi toplamak önemli bir yer tutuyordu. Hiç değişme
Prof. Dr. İnci Enginün, uzun yıllar yaptığı inceleme ve araştırmaları daha önce Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Mukayeseli Edebiyat, Araştırmalar ve Belgeler adlı üç kitapta toplamıştı. Çalışmalarının sonuçlarını şimdi de iki ciltlik bir edebiyat tarihinde ortaya koymaktadır. Bu geniş çalışmanın ilk ürünü olan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nı, Yeni Türk Edebiyatı - Tanzimat'tan Cumhuriyet'e (1839-1923) takip etti. Türlere göre düzenlenmiş olan bu kitapta, bazı tasnif denemeleri de yapılmış olmakla
Tükendi
Son seksen yıl boyunca, Lübnanlı-Amerikalı şair Halil Cibran’ın güzel sözleri; tebrik kartları ve düğün davetiyelerinden ilham verici duvar örtüleri ve kurumsal motivasyonel literatüre kadar her köşeyi süslemiştir. Bir kaynağa göre Cibran, Shakespeare ve Lao-Tzu’dan sonra gelmiş geçmiş en çok satan üçüncü şairidir. Bu kitapta varolmanın ne anlama geldiğine dair temel bilgeliği keşfedecek ve Cibran’ın yaşama dair hikâyelerinden, aforizmalarından, şiirlerinden kesitler bularak ruhunuzu besleme fı
Fuzûlî’nin Leylâ ve Mecnûn mesnevisiyle Shakespeare’in Romeo ve Juliet trajedisini karşılaştırmalı olarak ele aldığımız bu çalışmada iki hikâyenin kökenleri ve kurguları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Sonuçta bu hikâyelerin kurguları arasındaki benzerliklerin tesadüfle veya benzer başka eserleri de kapsayan geniş etkilerle açıklanamayacağı tespit edilmiştir. Bilindiği üzere Binbir Gece Masalları gibi pek çok Doğulu edebiyat ürünü, hem Endülüs Emevileri döneminde hem Haçlı Seferleri sırasında Batı’ya ta
Tükendi
“Bir ‘gen’in ferasetinden ibret almayanın nefes alması cihana ziyandır!” “İlham, Allah’ın imanına ve ibadetine bakmadan, gayesi uğruna gayretle çalışıp ter dökene, hissettirmeden yol gösteren yaklaşımı ve yardımıdır!” “Türk milleti ayağa kalkmadıkça ne İslam âleminin ne insanlığın ne de cihanın ayağa kalkması mümkündür!” “Müşaviri dalkavuk olanın, istişareye ihtiyacı olmaz!” “Kimse farkında değil ama geçmişimizi mumla aratacak bir gelecek kapımızda!” Bu düşünceler anıtını, herhangi bir sayfasını gelişigüzel
Tükendi
Fatma Aksu’nun duvarından memnun olmayan taş kitabında halk edebiyatından divan edebiyatına, Batılı yazarlardan Şark klasiklerine kadar geniş bir imge dünyası ve mecaz kullanımı gözlemleniyor. Bunun günlük kullanılan dilin yalınlığı ve her kesimden okur için anlaşılabilir bir üslup bütünlüğü ile yapılmış olması da eseri emsallerinden farklılaştırıyor. Sadelik içinde soyut düşünceyi Türkçenin imkânlarıyla güçlendiriyor. Yeni Türk şiirine farklı kapılar aralıyor.
Nitelikli yazar, kitap kurdu okur, sanatçı, öğretmen, öğrenci, eleştirmen veya yazmak isteyen geleceğin yazar adayları, Edebiyat Başka Türlü Anlatmaktır’ı okuduktan sonra, okuma edimlerinin artık eskisi gibi olmadığını ayırt edip okuyacakları tüm kitaplara daha farklı, eleştirel ve kısmen uzmanlaşmış bakış açılarıyla bakabilecekler. Roman kuramı üzerine yazılan bölümler, kimseye ders vermeden yazarının görüşlerini sunarken, yüzyıl önce ve günümüzde yazılan yerli ve yabancı yazarların romanlarını, yazarları
Görgü tanıklarıyla dolu bir evde, kimsenin olmadığı kilitli bir odada işlenen “timsahlı iğne cinayeti”... Meçhul kuvvetler tarafından işlendiği düşünülen, polis teşkilatının çözemediği bu gizemli cinayeti Sultan’ın emriyle görevlendirilen İhsan Avni çözebilecek midir? Selim Nüzhet Gerçek’in 13 Kasım-7 Aralık 1922 tarihleri arasında İleri gazetesinde 24 tefrika olarak yayımlanan Meçhul Kuvvetlere Kurban romanı Mısır uygarlığı, meçhul kuvvetler gibi unsurlarla bir taraftan fantastiğe göz kırpar, diğer
Tükendi
Davut Dağabakan’ın “Juli Zeh’in Romanlarında Toplumsal ve Politik Unsurlar” adlı çalışmasında çağdaş Alman kadın yazarlarından biri olan Juli Zeh’in Kartallar ve Melekler, Oyun Dürtüsü, Serbest Düşüş, Sessizliğin Gürültüsü ve Temize Havale adlı romanları toplumsal ve politik unsurlar bağlamında ele alınmış ve detaylı analizler eşliğinde okuyucusuyla buluşmuştur. Genç kuşak kadın yazarı olan Zeh, geleneksel kadın edebiyatı yani kadınların sorunlarından çok siyasal ve toplumsal kurumları ele almıştır
Tükendi
Doğu ve Batı tarihten bugüne türlü söylemlerle bir Öteki imgesi üretir. Birbirinin Öteki’si olan iki Ben kimliğinin tavırları Doğu-Batı arasındaki ilişkiye yön verir. Oryantalizm ve Oksidentalizm bu ilişkinin seyrini belirleyen ve aynı zamanda bu seyirden etkilenen alanlardır. Oksidentalizm Oryantalizm’in Doğu’ya yönelişine benzer bir biçimde Batı’ya odaklanır, Doğu’yu merkeze alan yargılar geliştirir. Öteki Aynasında Kendini İzlemek adlı çalışmasında on dokuzuncu yüzyıl Türk romanında üretilen Batı i
“Gecenin bir yarısı kalktığınızı düşünün; bedeniniz yatağın ayakları arasında tam olarak ne kadar aralık olduğunu ve ne yapması gerektiğini bilir. Bir bakıma, etrafınızdaki mekân sizinle konuşur ve incelikle kurulmuş ritim oyunları arasına yerleştirir sizi. Mekânı hareket, ses ve doku ritimleriyle özümsediğimiz —etrafımızdakilerle yankılandığımız— her gün dolu dolu yaşanan bir olaydır bu. Mekân ve zaman bedende birleşir. Bu derin beden bilinci tam da yerleşmenin tanımıdır. Bachelard mimarinin Öklidci geomet
Âkif’in hayatından büyük bir roman, bir sinema filmi, hatta büyük bir sanat eseri çıkabilir. Ancak bugüne kadar yazılan Âkif biyografilerine baktığımızda önemli bir kısmının tekrardan ibaret olduğu görülür. Yazar Mehmet Kurtoğlu alışılagelmiş biyografilerin dışında farklı bir bakış açısıyla Mehmet Âkif’i şair, derviş, kahraman olarak tanımlıyor. “Hayatının şiirinden daha büyük” olduğu söylenen Mehmet Âkif’ten oğlu Emin Âkif’e uzanan trajediyi bir roman tadında anlatıyor. Âkif’in şiirleri, Mücadele’deki kahr
İyi bir roman yazmak için öncelikle neye ihtiyacınız var? Parlak bir fikre mi? İyi bir atmosfere mi? Güçlü mekân tasvirlerine mi? Sağlam bir olay örgüsüne mi? Hepsini başardınız ama hâlâ içinize sinmiyor mu? Karakterlerinizi tekrar gözden geçirmeye ne dersiniz? Size bu yolda da destek olmak için hep kitap’ın yazmayı ve okumayı hayatının merkezine yerleştirenlere yol arkadaşlığı yapmayı hedefleyen “Atölye” kitaplarına yepyeni bir dizi ekleniyor: Karakter Yaratma Rehberi. Karakterinizin nasıl biri olacağına
Mesleki yaşamının önemli bir kısmını Van Gölü’ne adayan Prof Dr. Mustafa Sarı, Bilinmeyen Van Gölü eserinde bizi Van Gölü’nün derinliklerine doğru bir keşfe çıkarıyor. Van Gölü’nün oluşumuyla başlayan bu keşif sürecinde, oldukça yüksek tepelerde bir gölün nasıl meydana geldiğine, çok uzak çağlardan bugüne dek kaç uygarlığa ev sahipliği yaptığına ve en önemlisi Van Gölü’nün incisi dediğimiz inci kefalinin gölde nasıl bir yaşam mücadelesi verdiğine tanıklık ediyoruz. Yazar, kaçak avcılık, göl turizmi, Van Göl
ortaya çıkışları, kullanımları, anlamları, tarih boyunca geçirdikleri değişimler ve çok daha fazlası… * Barış sembolünün ilk başta Silahsızlanma Kampanyasnın amblemi olarak tasarlandığını, ama zamanla savaş karşıtı hareketlerin evrensel sembolü haline geldiğini, * Bluetooth sembolünün kökeninin, ortaçağda yaşamış İskandinav bir savaşçı kralı kahramanlıklarına uzandığını, * Gülen surat sembolünün 1960’larda Massachusetts'te ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Bu sıradışı kitap, sembollerin tarih boyunca oynad
Tükendi
İki bölüme ayrılan bu kitabı, Kurana ilişkin farklı değerlendirmeler ve ortodoks inanç ve düşüncelere aykırı ve karşı yorumlar, araştırma-inceleme ve çeviri yazılarımızdan oluşturduk. 1) Kuranın inişi, yazılışı, kaynakları, vahiylerin algılanışı; karşı çıkanların dayanakları, Kuranın anlaşılırlığı, belirsizliği; Kuran yazıcıları ve esinlenilen kişiler, Muhammedin öğretmenleri; Mekke ve Medine Surelerindeki farklılaşmalar; ilk üç halifenin Kuran derlemesi ve resmi Kuran dışındaki surelerin toplanıp yakılma
Tükendi
’’ Bizim işimiz çok uzun soluklu bir iş. Acele etmeyin ve kendinizi belli etmeyin. Askeriyede, maarifte, emniyet içerisinde ve bunların etkin mevkilerinde yerimizi alacağız. Harekete geçtiğimizde kimsenin yapacak bir şeyi kalmayacak!..’’
Mitoloji, ilk insanın yaratılışı ve nesnelerin kökenini anlama arzusundan teşekkül etmiştir. İnanışlar ve ritüellerle yayılma alanı bulan mitoslar, girdikleri her kültürde o kültürün kendine has elbiselerini kuşanır. İnsanlığın daha başında ihtiyaç duyup kullandığı rit ve mitlere ait imge ve simgeler özellikle sanat eserleri vasıtasıyla geniş yayılma alanı bulur. Sanatçı, sanat eserini oluştururken insanlığın ortak mirası olan bu motiflerden istifade eder. Bu yüzer-gezer motifler yayılırken değişip dönüşürl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3