Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18
Bu çalışma, "aşiret" kavramının Ortadoğu'daki etno-dinsel toplulukları tanımlamakta yetersiz olduğunu öne sürmekte ve kavramı bileşenlerine ayırarak ele almaktadır. Kitapta "aşiret" olarak tanımlanan halk toplulukları "etnos", toplulukların içinden ortaya çıkan yönetsel mekanizma "aşiret" olarak tanımlanmakta. "Asabiyye"nin kaynağının ise topluluğun kandaşlığı değil, aslında sınıfsal-siyasal bir yapılaşmanın nüvesi olan "aşiret" mekanizması olduğu öne sürülmektedir. "Aşiret"in yerel, ancak merkez/devlet eli
Tükendi
Alman Tarihinde bazı kişiliklerin, bazen ya çocukluluk yıllarına ya da iktidar dönemine ilişkin bilgiler arşivlerde bulunmamaktadır. Örneğin Hitler yönetime geldiğinde ilk icraatlarından birisi de kendi soy kütüğünü nüfus müdürlüğünden ve arşivlerden kaldırarak o belgeleri yok ettirmiştir. Buna benzer olaylar genelde farklı boydan olan biri kralın daha sonra krallığın farklı bir boya geçmesiyle yaşadığını bilinmektedir. Ancak Alman Tarihi göz önünü alındığında kronikler bir merkezde toplamamış olup kralın v
Tükendi
Bu kitap İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin 2010'dan beri düzenlediği "Göç ve Edebiyat" toplantılarından beşincisi olan ve Kasım 2014'te yapılan "Ermeni Tehcirinin Edebiyata Yansımaları" panelinde yapılan konuşmaları içeriyor. Bugünün Türkiye'sini anlamak; toplumsal olayların nereden ve nasıl başlayıp, bugünlere nasıl ulaştığını çözebilmek için bu topraklarda "göç", "içgöç" "tehcir", "soykırım", "zorunlu göç" vb. nasıl denilirse densin, hepsi geride bir toplumsal
Tükendi
19 yüzyıla kadar fazla bir değişime uğramadan gelen ulaşım sistemlerindeki esas dönüşüm Sanayi Devrimi'nin ardından ortaya çıkar. Bir yandan okyanuslara dayanıklı ve süratli buharlı gemiler sayesinde uzak ve ulaşılmaz olan yerler yakın olurken bir yandan da inşa edilen demiryollarıyla kıtaların iç kesimlerinin liman şehirleriyle bağlantıları kurulur. Böylece değişimden büyük ölçüde bağımsız ve azade olan bu bölgelerdeki geleneksel yaşam büyük bir değişim geçirir. Bu durum, Sanayi Devrimi'nin seri ve ucuz fa
Sezar: Roma'yı İmparatorluk yaptı, Konstantin: Hıristiyanlığın önünü açtı, Fatih: Konstantinopol'ü aldı, Kanuni: Avrupa kapılarına dayandı, Şarlken: dünyanın diğer yarısına da göz dikti, VIII. Henry: Papaya kızdı, İngiltere'yi Protestan yaptı, I. Elizabeth: İspanyolları denize gömdü, Napolyon: Avrupa Fransa'nın olsun dedi, Washington: ABD'yi kurdu, Atatürk: Osmanlı'dan Türkiye çıkardı, Hitler: Dünyayı değiştirdi, Mao: Çin'i kızıla boyadı, Truman: Atom çağını başlattı, Stalin: Korku imparatorluğu kurdu, Hiro
Gerçekte, üzerinde yaşadığımız şu dünyanın en asil insanları olan Türkler. Dört yüz yıl boyunca dostumuz olan ve gönüllerinde hâlâ dostumuz kalmış olan; yaşamaya ve büyümeye susamış olan Türkler. Belki takip edilecek yolda yanılıyorlar. Ama iyi niyetle yanılanlar şerefle yanılmış olur. Şu veya bu şekilde hatalar, hatta çılgınlıklar yapmış olabilirler. Ama onlar bütün bu hataların, içlerinde en saf Türk karakterini taşıyanlar tarafından, kendi çocukları tarafından düzeltilmesine lâyık değiller mi? Şüphesiz;
Tükendi
Yakın arkadaşı, Jacques Lacarrière'in mezar taşına yazdırdığı üzere; "Gölgenin tarihçisi, ayaktakımının mağaracısı, yitik kıtaların Macellan'ı, sessizlerin ozanı, isimsizlerin biyografı," Elias Petropoulos. Ülkesi Yunanistan'da irdelenmemiş konuları (genelevler, eşcinseller, Çingeneler, hırsızlar, balkonlar...) kendine özgü üslubuyla ele alan, faşist rejimler tarafından defalarca mahpusa atılan sınır tanımaz halkbilimci Petropoulos, Yunanistan'da Türk Kahvesi'nde, "Biz ona ‘Yunan kahvesi' deriz" diyen faşis
J. M. Robertsın gezegenimizin tarihini kayıt altına aldığı eserin bu ilk cildi Afrika savanalarındaki kökenlerimizden ilk uygarlıkların doğuşuna, eski imparatorluk çağlarından tüm dünya için önemli bir dönüm noktası olan Sanayi Devrimine kadar uzanan tarihi kapsıyor. Çağlar boyu farklı uygarlıkların gelişimlerini, 18. yüzyıla kadar gerçekleşen çalkantı ve değişim dönemlerini, düzendeki ve güçteki uluslararası kaymaları Dünya Tarihinin bu ilk cildinde bulabilirsiniz. Harikulade bir başarı Günümüz için rakip
Tükendi
Kuruluş döneminden başlayarak Osmanlı'nın dünyaya sunmuş olduğu insana değer veren ve insanı öne çıkaran siyasetini görerek tarihimizle bir kez daha gurur duyacaksınız. Bugüne kadar bildiğimiz kalıplaşmış bilgileri bambaşka bir bakış açısıyla değerlendiren ve farklı yorumlar, çıkarımlar, kazanımlar ortaya koyan bir kitap. Özellikle Osmanlı tarihine ilgisi olanlara rehber niteliğinde bir çalışma. Kitap, Batılıların ve Osmanlı'nın insana yaklaşımı arasındaki farkları, konuyu en hassas noktasından vuran sorul
?Hayattaki yegâne üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin". "Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."   ?Ne mutlu Türk'üm diyene"   M. Ke
Yeryüzü bugünkünden daha zor günler yaşadı. Fakat her seferinde insanlığa bir gelecek ufku çizecek düşünürleri olmuştu. Bugün yok. İslam alemi bugünkünden daha büyük buhranlar yaşadı. Fakat deizm tartışmalarının gösterdiği üzere bugünkü düşünsel krizinin bir öncesi yok. Türkiye bugünkünden daha sıkıntılı dönemler atlattı. Fakat bugün ona ümit verecek bir fikri yok. Ve hepsinden ötesi Amerikan İmparatorluğunun taşıyıcısı olduğu çağdaş dünya sistemi tüketimcilik ve hedonizm etrafında örgütlenmiş bir yaşam hik
Ahmet Taşağıl, Marmara Denizi'ne birkaç kilometre mesafedeki küçük bir orman köyünde doğdu. Ama ömrünü Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarında Türklerin ayak izlerini aramakla geçirdi. Üstte mavi göğü, altta yağız yeri inceledi yıllar boyu. Bozkırda kadim Türklerden sonra en fazla ayak izi bırakan kişi oldu. Bazen Bilge Kağan olup Türk boylarının peşine düştü. Bazen Tonyukuk olup Şantung ovasında denize ulaştı; Aral'ı, Baykal'ı, Isık Gölü gördü. Seyhun'da, Orhun'da, Selenga'da yıkandı. Yazıtların başında günl
Dönemin batılı tarihçileri Birinci Süleyman'ı "Büyük Türk", "Muhteşem Süleyman" olarak anmışlar, daha sonraki tarihçiler ise Kanunî Sultan Süleyman olarak zikretmişlerdir. Muhteşem Süleyman'ın ölümü de muhteşem olmuştu. 46 yıllık saltanatı boyunca 13 sefere çıkan ve 10 yıl İstanbul'dan ayrı kalan Kanunî Sultan Süleyman, son nefesini Sigetvar surları önünde şehid olarak vermişti. Elinizdeki çalışma ana hatlarıyla bilinen, ancak ayrıntılarını unuttuğumuz Kanunî Sultan Süleyman'ın son seferinin siyasî ve aske
Hammer'den farklı olarak Zinkeisen'in eserini orijinal ve değerli kılan nokta, olaylarla çağdaş Batı kaynaklarını ayrıntılı biçimde kullanmasıdır. Zinkeisen, yayınlanmış belge koleksiyonlarını ve çağdaş kronikleri kullanır. Zinkeisen'in eseri, geniş bir perspektif içinde kullandığı kaynaklar dolayısıyla bugüne kadar değerini korumuştur. Özellikle, şimdiye kadar hiçbir Türk tarihçisinin yabancı kaynakları bu ölçüde kullanmadığı göz önüne alınırsa, eserin Türkçe çevirisi tarih edebiyatımız için büyük kazançtı
Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi Anadolunun Türk vatanı olarak kuruluşunun tarihidir. Prof. Dr. Osman Turan, bu eserinde kuruluş devrinin tarihini, burada kurulan küçük devlet ve beyliklerin siyasî mevkilerini, medenî faaliyetlerini ele almaktadır. Kaynakların kifâyetsizliğine rağmen Doğu Anadoluda ne derece ileri ve mamur bir ülke meydana getirildiğini ortaya koyan bu eser, Ortaçağ Türkiyesinin yüksek kültürel ve iktisadî tarihinin de habercisidir. Yorumlar: Güneydoğu Anadolu bölgemiz, Ortadoğuda Türklü
Tükendi
Marx yaşamının özellikle ilk dönemlerinde kitapta yer alan bütünde ortaya koyduğu poetik yazın sürecinde de sonraki eserlerinde olduğu kadar etkileyici ve yeni-yaratıcı idi.
Tükendi
seçkin kitapçılarda, www.oglak.com'da, internet satış noktalarında ve Zambak Sokak, 21 Beyoğlu'nda Dünyanın en çok istila edilmiş şehri İstanbul. Tarihte en çok adı değişen şehirlerden de biri üstelik. Herkes kendine göre bir isim vermiş, boyun eğdirmeye çalışmış. Ama bu başına buyruk şehir hiç de öyle boyunduruk vurulmaya gelmemiş, hep kendi bildiğini okumuş. Koca bir imparatorluk yıkılıyormuş, yeni bir devlet kuruluyormuş; ne gam! İstanbul bildiğini okumaya devam etmiş, neşesini korumuş. 1900'lerin başınd
Tükendi
Kendine has anlatımıyla bir öykü dünyası kuran İsmail Isparta'nın son öykü kitabı Deliliğin Evrensel Tarihi, hayatın köşe başlarının, dönemeçlerinin aklı uçuracak olması gerekirken artık şaşırtmaz olduğu bir dünyanın öykülerinden oluşuyor. Kendi tuhaflığının içinde debelenen insanların, hiçbir şey olmamış gibi kameralara verdikleri pozu bozan öyküler bunlar. Okura şöyle dedirten öyküler; Bütün akıllı insanların nesli tükendi ve dünya delilere kaldı. Yoksa bütün bu olan biteni nasıl izah edebiliriz ki?
Yazının başladığı Mezopotamya, topraklarında ortaya çıkan yazı taşıyıcısı tabletleri korumak için yeterli birikimi zamanla elde etmeye başlamış, bununla birlikte arşivler ve kütüphaneler ortaya çıkmıştır. Başlangıçta sadece depolama ve koruma amaçlı olarak kurulan kütüphaneler, Asurbanipal'in tutkusu ve kral-bilgin kimliği ile topladığı kil tabletlerin çoğalması ve çeşitlenmesi ile değişime uğramıştır. Artık bu tabletlerin içeriğindeki bilgiye kolay ulaşma ihtiyacı çıkmıştır. Bu sebeple, Asurbanipal Kütüpha
Tükendi
Doğu Avrupa'da ele geçmiş yazıtlar da hesaba katıldığında, bugün elimizde Türk runik harfleri ile yazılmış altı yüze yakın yazıt bulunmaktadır. Bunların büyük bir bölümü Tuva, Hakasya ve Moğolistan; geri kalanlar ise Dağlık Altay, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisindedir. Elinizdeki kitapta, Türk runik harfli eski Türk yazıtlarının, satır sayısı bakımından en hacimli, içerik bakımından en değerlilerinden olan Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk I, Tonyukuk II,
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18