Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11
Memur Golyadkin, aniden çevresinde beliren ve her yönüyle kendisine tıpatıp benzeyen sureti yüzünden tüm itibarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Dostoyevski'nin en tartışmalı kitaplarından olan Öteki, ürkütücü ve tekinsiz atmosferiyle okuru gerilim dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
Can Veren Pervaneler 7 Li Set
Tükendi
Ben her zaman şiiri aşkın gıdası olarak görürdüm.” “Bahsettiğimiz aşk sağlam, derin ve gerçekse evet, gıdası olabilir. Zaten güçlü olan bir hissi her şey besler. Fakat önemsiz, zayıf, geçici bir aşk ise bu, eminim tek bir mısrayla bile yok olup gider.” 18. yüzyıl İngiltere kırsalında toplumsal sorunların ve özellikle sınıf farklılıklarının ortasında yaşanan büyük bir aşk hikâyesi… Orta sınıf bir aileden gelen neşeli, zeki ve güzel Elizabeth Benet ile dönemin en zengin adamlarından olan yakışıklı, guru
André Gide, yalnız çağdaş Fransız edebiyatının kurucularından bir yazar değil, aynı zamanda Fransız modernizminin önde gelen entelektüellerinden biri. Tohum Ölmezse, André Gidein özyaşamöyküsünü anlattığı bir eser. Birinci bölü¬mde yazar Paristeki çocukluğunu, devamsızlıkla geçen okul yıl¬larını, arkadaş ve öğretmenlerini, ailesini, ilk yazı denemelerini ve kuzinine karşı beslediği dinsel denebilecek derin aşkı anlatır. İnançlarıyla eğilimleri arasındaki mücadelenin ve hepsini kaynaştırma arzusunun anlatıld
Arsène Lupin... Yalnızca zenginlerden çalan, kıvrak zekâsı ve özgüveniyle insanları kendisine hayran bırakan, ustalıkla bir kılıktan diğerine girerek dedektiflerle alay eden, Maurice Leblanc'ın ölümsüz karakteri Arsène Lupin. Arsène ki en zor şartlar altında bile neşesini koruyor, kalbini gördüğü her kadına kaptırıyor ve sonunda tüm övgüleri toplamayı başarıyor. Fransız edebiyatının en popüler karakterlerinden biri olan Arsène Lupin, sizi hayal gücünüzün sınırlarını zorlayarak kendi yarattığı gizemleri çözm
Ferrante'nin benzeri yok ve bunun nedeni sadece yaratıcılığında değil, daha çok içgüdüsel, şiddetli ve ısrarlı dürüstlüğünde yatıyor." Mirrna Proctor, Bookforum "Napoli Romanları"nın ikinci kitabı Yeni Soyadının Hikâyesi'nde Lila ile Lenu tüm zorluklara rağmen büyür, gelişir... Yeni evli, kocasıyla sorunlar yaşayan Lila, aile işinde çalışmaya başlar. Lenü ise hayatı ve kendisini sorgulayarak eğitimine devam ederken, doğup büyüdüğü tutucu ortamın dışına çıkmanın yollarını aramaktadır. İki dostun bir adada g
Altın dönemini yaşayan Rus Edebiyatı'nın "sahne arkasına" atılan kısa fakat hayli bilgilendirici bir bakış. Maksim Gorki Tolstoy'dan Anılar'da ünlü yazarın ağır hastalığıyla iyileşmesi dönemine ilişkin gözlemlerini aktarıyor. Canlı anlatımı ve geleneksel yüceltme yaklaşımının dışına çıkması nedeniyle Gorki'nin başyapıtları arasında yeralan bu kitap, Tolstoy'un Dostoyevski ve Çehov gibi bazı öne çıkan Rus yazarlar hakkında düşüncelerinden kesitler de içeriyor. İnanç da sevgi gibi, biraz yiğitlik, biraz gözü
Modern Rus edebiyatının tarihe damga vuran yazarlarından Mihail Bulgakov'un başyapıtı Usta ile Margarita, ilk kez yazarının ölümünden yirmi altı yıl sonra, 1966'da yayınlanabilmiştir. Mizah yeteneğiyle olduğu kadar keskin yergileriyle de tanınan –ve tam da bu sebeple eserleri sansüre uğrayan– Bulgakov bu eserinde de Sovyetlerdeki gündelik yaşam tarzına ve giderek çarpıklaşarak, savunageldiği değerlerin tam aksi yönde bir aygıta dönüştüren bürokrasinin işleyişi gibi meselelere sert bir tokat indirirken şahit
Tükendi
Çağdaş Alman Edebiyatının büyük ustası Heinrich Böll (1917-1985), Fotoğrafta Kadın da Vardı adlı romanını yayımladığı yıl 1972 Nobel Edebiyat Ödülü´nü almıştı. Almanya gerçeğini, özellikle de savaş yıllarında faşizmin pençesi altında kıvranan Alman toplumunun çöküşünü büyük bir ustalıkla dile getiriyor yazar. Savaş yıllarından, Türk işçilerinin Almanya´ya gidişlerine rastlayan ´60´lı yılların başlarına kadar yaşanan olaylar, değişik kişilerce dile getiriliyor. Bu çöküşe karşı koyan bir kadın var bu romanda:
Tükendi
"Aşk Romanları Okuyan İhtiyar", Amazon ormanlarının derinliklerinde bir ömür geçirmiş, insanoğlunun ruhsuzluğunu ve doğanın bilgeliğini tanımış olan bir yaşlı adamın öyküsünü anlatıyor. Romanın kahramanı küçük bir Amazon köyünde, elinde bulunan birkaç aşk romanını yüzlerce kez okuyarak ve çok gerilerde kalmış birkaç anısını anımsayarak yaşamaktadır. Yılda iki kez köye gelen dişçinin getirdiği bu romanlar, onun yaşlılık günlerindeki tek mutluluk kaynağıdır.
Tükendi
Anne'in hayatının aşkı Gilbert Blythe okulunu bitirip doktor olmuştur ve eski meyve bahçesinde, en sevdikleri dostlarının yanında nihayet onları birbirlerine bağlayacak yemini etmek üzeredirler. Bu mutlu çift artık yepyeni bir hayata ve Four Winds Limanı sahillerindeki hayallerinin evine birlikte adım atacaktır. Ancak yeni bir hayat, beraberinde sorunları ve sürprizleri de getirir. Anne ve Gilbert yeni arkadaşlar edinirler ve yeni komşularıyla tanışırlar: Hüzünlü deniz hikâyeleriyle, deniz feneri görevlisi
Şili'nin seçimle iş başına gelen, askeri bir darbeyle devrilip öldürülen Marksist başkanı Salvador Allende'nin son saatleri nasıl geçti? Nobel ödüllü büyük şair Pablo Neruda'nın cenaze töreni, faşist diktatör Pinochet'nin onca baskısına karşın, nasıl bir gösteriye dönüştü? Clara del Valle neden dokuz yıl konuşmadı ve öldüğü zaman nasıl oldu da annesinin kesik başıyla birlikte gömüldü? Bunlar, Isabel Allende'nin bu romanında yer verdiği ilginç olaylardan bazıları. Isabel Allende, Latin Amerika'nın yetiştirdi
Tükendi
Modernist sanat akımının önemli yazarlarından D.H. Lawrence'ın en incelikli, en yetkin yapıtı sayılan Âşık Kadınlar, İngiltere'nin, maden işletmeleriyle ünlü bir taşra kentindeki Ursula ve Gudrun kardeşlerin aşk öyküleri üzerine kurulmuş. Ursula cinsellik konusunda farklı görüşleri olan bir aydına, Gudrun ise cinselliği pratik boyutta yaşayan zengin bir sanayiciye âşık oluyor. Bu iki çiftin birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerinde, çelişki dolu bir beklentiler yumağının çözülüşünü izliyoruz. D.H. L
Kafka'nın hikâye anlatma sanatının doruk noktasına ulaştığı romanı DAVA, başkarakteri Josef K.'nın bir sabah evinde tutuklanarak içine sürüklendiği absürd, anlaşılmaz, şeffaf olmayan dava sürecini konu alır. K. adlandırılmayan suçunu doğru anlamaya ve savunmasını yapmaya çabaladıkça sırrına bir türlü erişilemeyen yasaların, kâbus dolu bir yasama ve yargı mekanizmasının karanlığına gömülür. Kafka'nın DAVA'sı; "sıradan insan"ın izinde "mahkeme aleyhinde bir dava" olarak okunma cesaretini hak eden, yapıtıyla
Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi
"Gerçeklik, meçhule giden yolda bir ilk adımdır sadece ve bu yolda pek fazla ilerlememiz mümkün değildir. En iyisi bilmemek, mümkün olduğunca az düşünmek, kıskançlığa en ufak bir somut ayrıntı sunmamaktır. Ne yazık ki, dış dünya olmasa da iç dünyamız bazı olaylar çıkarır karşımıza; Albertine gezintiye çıkmasa da, tek başıma düşüncelere daldığam zaman bulduğum bazı tesadüfler, bazen bana gerçekliğin küçük parçalarını sunuyordu; bu küçük ayrıntılar, tıpkı birer mıknatıs gibi, meçhulün bir parçasını kendileri
Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip Cali
Philip Roth, Nemesiste, insanın varoluşuna dair söyledikleriyle Yunan trajedilerini hatırlatan sarsıcı bir hikâye anlatıyor. 1944 yazında, polio salgını Newark sakinlerinin, ama özellikle de çocukların hayatlarını cehenneme çevirirken, gözleri yeterince iyi görmediği için orduya alınmayan genç beden eğitimi öğretmeni Bucky Cantor, şehrin Yahudi mahallesindeki bir okulun bahçe sorumluluğunu yapmakta ve orada oynayan çocukları hastalıktan korumaya çalışmaktadır. Şehirden ve salgından uzaktaki bir yaz kampında
Tükendi
Combray´de günbatımı, alışkanlık, iyi geceler öpücüğü, Françoise, ıhlamura batırılan madlen, Léonie Hala, kilise, Adolphe Amca, pembeli kadın, bahçede kitap okuma, akdikenler, mehtapta gezinti, sonbahar yalnızlığı, arzunun doğuşu, Balbec, zambak kokan oda, Verdurin´ler ve müritleri, Swann´la Odette´nin karşılaşması, Vinteuil´ün sonatı, Swann´ın aşkı, kasımpatları, kıskançlık, yalan, bekleyiş, müziğin dili, Champs-Élysées´de karlı günler, Gilberte, hayal kırlığı, umut... Ihlamura batırılan bir madlenle yenid
"Bu kuru söz kalabalığı, sana dokunamadığım için. Seni kollarıma alıp uyuyabilseydim, bunca mürekkep şişede de durabilirdi. Birlikteyken gene erdemli kalabilirdik. Ama bir süre ayrı olmamız gerekiyor, gerçekte böylesi de daha iyi. Ah kesinlikle güvenebilsek geleceğe..." Birinci Dünya Savaşı sonrasının açgözlü, kısır, doğadan gitgide kopan ortamında, bir Lady ile bir koru bekçisi arasındaki tutku dolu ilişkiyi anlatan bu roman, yayımlandığı pek çok ülkede büyük tartışmalar doğurmuş, D. H. Lawrence'ın ülkesi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11