Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Weber, Hristiyan ve Hristiyan olmayan dinlere yönelik sosyal analiz teşebbüsü için Religionssoziologie terimini ilk bulan/kullanan kişi olmakla kalmadı; Joachim Wachın işaret ettiği üzere, aynı zamanda-dostları Ernst Troeltsch ve Werner Sombart ile birlikte-fiilen Din Sosyolojisi disiplinini yarattı. Din sosyolojisinin bu üç kurucusu arasında Weber; mantığı, sistematik çalışması, olağanüstü bilgeliği ve berrak düşünce metodu ile mukayese götürmeyecek bir biçimde öne çıktı. Elinizdeki kitapta, 20. yüzyılın e
Tükendi
Din sosyolojisi, din ile toplumun karşılıklı ilişkilerini inceler. Bu ilişkiye konu olan her iki alan da dinamik bir yapıya sahiptir. Bir tarafta ilkeleri genellikle akın varlık ve fenomenlere referansla şekillenen din, diğer tarafta yapı ve süreçlerin karmaşık etkileşiminden oluşan toplum... Birbirinden farklı alanlara göndermede bulundukları anlaşılan bu iki kavram, din sosyolojisi biliminde ortak bir inceleme alanına kavuşur. Din sosyolojisi, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında bağımsız bir
Tükendi
Hızlı toplumsal değişmelerden ve buna bağlı olarak dini inanç ve değerlerin zayıflaması ve yok olması durumundan en fazla etkilenen kesim de henüz hayat felsefesini geliştirememiş, kendine özgü bir kişilik ve kimlik oluşturmaya çalışan gençler olmaktadır. Toplumdaki yerini ve hayat felsefesini belirlemek, kişiliğini oluşturmak için kimlik arayışı içerisinde olan genç bu süreç içerisinde dini inanç ve değerlerle yeterli ve olumlu bir ilişki kuramadığında, bu döneme has bunalım ve çatışmalarla bas etmesi daha
Tükendi
Aydınlanma'dan beri din süreçleri dümdüz, kırıksız bir ilerleme çizgisi şeklinde hikaye edilmektedir. Buna göre totemizim, animizm ve paganizm gibi pratiklerle başlayıp tektanrıcılıkla devam eden bu gelişmenin bir yerinde insanlar nihayet, yaşadıkları her şeyi bir daha dönmemek üzere arkalarında bırakırcasına kendilerini keşfetmişlerdir. Hegel, Marx, Comte gibi yazarşlarda tarih, her birinde kendine özgü şekilde bir mutlu sona sahiptir. İyi ama bunlar niçin geride kalmış hikayeler olsunlar? Totemler, yunan
Tükendi
Bireycilik, modern toplum anlayışının ürünüdür. Modernitenin unsurları, soyutlanma, gelecek yönelimlilik, akılcılaşma, özgürleşme, dünyevîleşme ve bireycileşmedir. Bu unsurların hepsi birbirleriyle bağlantılıdır. Geleneksel toplum anlayışından modern topluma dönüşümü ifade eden modernleşme, insan anlayışında da değişimlere sebebiyet vermiştir. Topluluk hayatında grubun bir üyesi olan kişi, modern toplumda kendi başına ayakta duran birey haline gelmiştir. Bu toplumsal değişim, din konusunda da kendisini göst
Tükendi
Kadının dini sosyal tarihine sosyal değişme ekseninde bir yaklaşımı temsil eden elinizdeki çalışma,bu alana yapılan mütevazı bir katkı olarak düşünülmelidir.Zira gerek bu alanda gerekse genel olarak kadının tarih içindeki serüveni konusunda son iki asırdan beri bir hayli neşriyat yapılmış bulunuyor.Büyük bir çoğunluğu feminist yazarlar tarfından kaleme alınan bu çalışmalar içinde ataerkil bir yapıdan anaerkil bir yapıya evirilişin yada geleneksel bir toplum hayatından modern bir toplum hayatına geçişte kadı
Tükendi
Ağırlıklı olarak Din Sosyolojisinin tarihi ve teorilerini içeren bu kitap hem bilim adamları hem de öğrencilerden oluşan uluslar arası bir okuyucu kitlesi için tasarlanmıştır. Sonuç olarak, aynı zamanda bir bütün olarak din sosyolojisini ve ister Avrupalı isterse Amerikalı olsun sunulan bireysel yazarları da incelemeye açık bir çalışmadır... Bu eser bir "ders kitabı" olarak tasarlanmasa da, sosyolojik düşüncenin tarihine dini olaylara uygulandığı biçimiyle belgeli bir girişi temsil eder ve hem lisans hem de
Tükendi
Çağdaş sosyologlardan biri ve din sosyolojisinin en önde gelen ismi olan Prof. Dr. Peter L. Berger, alanında klasikleşen Kutsal Şemsiye kitabının elinizdeki çevirisiyle Türk okuyucusunun ilgi alanlarından birinde daha önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Yazarın elinizdeki bu çalışmayı tamamlayıcı nitelikte olan Melekler Hakkında Söylenti kitabı da yayınevimiz tarafından yayına hazırlanmakta olup mütercim tarafından sunuş kısmında tanıtılmakta ve bu kitaba bir bütünlük sağlamaktadır. Elinizdeki kitapta fenome
Tükendi
Din sosyolojisi son yıllarda gerek akademi içinden ve gerekse de akademi dışından gelen din sosyologlarının katkılarıyla gözle görülür bir ilerleme kaydetmektedir. Her bilim dalı kendine özgü konusu ve araştırma metotlarıyla sınırlarını muhafaza eder ve özellikle ürettiği kuramlarla özgünlüğünü, işlevselliğini devam ettirir. Sosyolojik bakış açısı, ya da doğrudan bir kuramdan hareket ederek ya da bir kurama muhalefet ederek konuşmayı ifade eder. Bu çerçevede elinizdeki eserin Türkçe'ye kazandırılmasındak
Tükendi
Ülkemizde, hızlı kentleşme, sanayileşme ve modernleşme süreçlerinin beraberinde getirdiği sorunlar, köklü sosyal hareketlilikler ve sosyo-kültürel yapı değişimlerinin habercisi olmaktadır. Bu süreçte, Türk toplumu güçlü geleneksel muhafazakâr yapısının etkisiyle ne tam anlamıyla modernleşebilmekte ne de değişime engel olabilmektedir. Geleneksel toplum yapısından modern toplum yapısına geçişle birlikte görülen değerlerdeki farklılaşma, dinin toplum yapısı ve bireyin değerler dünyasında yerine getirdiği fonks
Tükendi
İslam hukuku, ferdi ve ictimai planda olduğu gibi, milletlerarası münasebetleri düzenlemede de her devrin ihtiyacını karşılayacak bir derinlik ve genişliğe sahiptir. Elinizdeki eserde, İslam´ın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı ve bu sahada koyduğu temel prensipler etraflı bir şekilde ele alınarak incelenmiş olup Batılı müelliflerin İslam´ın milletlerarası münasebetlere yaklaşımı, özellikle cihadla ilgili maksatlı ve ilmi tarafsızlıktan uzak görüşlerinin yanlışlığı ortaya konulmuştur. Yine aynı şekilde
Tükendi
Türk sosyolojisinin kurucu isimlerinden Ziya Gökalp, fikiri mirası ve entelektüel katkılarıyla bugün de Türk düşünce hayatında etkilerini sürdürmeye devam etmektedir. Kültürden medeniyete, folklordan edebiyata, tarihten sosyolojiye sosyal bilimlerin geniş bir kesmini ilgilendiren yazılarıyla ve toplumsal pratiğe bağlı olarak geliştirdiği yaklaşımlarıyla Türk kimliği ve kültürünün yeniden inşasında başlı başına ayrı bir yere sahiptir. Gökalp, toplumların önce kabile, kavim sonra ümmet ve imparatorlukların
Tükendi
Türkiye'de özellikle son yıllarda gündemi meşgul eden "Misyonerlik"; bilen - bilmeyen, ilgisi olan - olmayan herkesin ilgilendiği, konuştuğu, fikir ürettiği ve "yazıp çizdiği" bir konu, bir alan olmuştur. Halbuki bu alan, herkesin değil, sadece uzmanların konuşabileceği "özel bir alan"dır, özel ihtisas gerektiren "hassas bir alan"dır.
Tükendi
Din(ler) tarihi, pek çok yeniliğe ancak pek az devrime tanık olmuştur. Atonizm bunun belki tek istisnasıdır; devrimini kitlelere dayanmadan ve ona rağmen yapmaya çalışıyor; yeniliyor. Bununla birlikte binyıllar sürecek bir hesaplaşmanın başlama vuruşunu da yapmış oluyor. Yenilen Atonizm , varlığını exodusla koruyabileceğini düşünüyor, çıkıyor. Fakat çıkarken dayanmaya çalıştığı Yahudilik, onu ancak bir ölü kabuğa dönüştürerek taşıyabiliyor. Sigmund Freud, Hıristiyanlığı bu ölü kabuğa karşı Amon rahiplerini
Tükendi
Dinimizin özellikle son yıllarda görülmemiş boyutlardaki istismarı nedeniyle toplumun cephelere ayrıldığı ve ulusumuzun birlik ve beraberliğinin bozulduğu, geleneksel sosyal örgüsünün dağıldığı ve hatta ülkemizin üniter yapısının tartışılır hale geldiği günleri yaşıyoruz. İstismar edile edile her yeniliğe karşı çıkan bir din haline getirilerek Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasını tetikleyen dinimiz, toplumun uygar ülkeleri yakalamasında bir yol gösterici olarak kullanılması gerekirken, din bezirganları ta
Tükendi
Elinizdeki eser, din olgusuna sosyolojik yaklaşımın çağdaş bir örneğini sunmaktadır. Eseri özgün kılan temel niteliklerinden birisi, sosyolojik terminolojinin soyut diline yeni bir açılım getirmeyi denemesinde yatmaktadır. Zuckerman, din sosyolojisinin bütün konularını, araştırma metotlarını, tarihsel gelişmelerini, perspektiflerini ve tartışmalarını tekrarlamak yerine, bazen kişisel, bazen provakatif ve bazen de polemiğe yer veren bir yaklaşım sergileyerek, öğrencilere, din sosyolojisinin sadece ne olduğu
Tükendi
İbn Haldun, uygarlıkların yükseliş ve çöküşlerine ilişkin tarihteki ilk bilimsel eser olan Mukaddime'yi kaleme almış büyük bir Magripli düşünürdür. Tarih felsefesi ve toplum bilim varlığını ona borçludur. İbn Haldun Mukaddime'de uygarlıkların olgunlaşarak yükseldiğini, içten içe çürürken de çöküşe geçtiklerini belirtir; hiçbir uygarlık kendini bu sondan kurtaramaz. Mukaddime Türkçeye esas olarak Turan Dursun tarafından kazandırıldı. Aydınlanmacı Dursun, yaptığı mükemmel çevirisini kapsamlı bir incelemeyl
Tükendi
Muhammed peygamberin ölümünden sonra çok sayıda olumsuz gelişme oldu. Ruhbanlar, İslam´ı yalnızca Allah´a özgülemek yerine, onu ´kutsal´ ortakların bir ürünü haline dönüştürdüler: · Allah + · Muhammed + · Muhammed Peygamber´in arkadaşları + · Muhammed Peygamber´in arkadaşlarının arkadaşları + · Mezhep kurucuları + · Mezheplerin sonraki önderleri + · Belli bir mezhebin ilk uleması + · Belli bir mezhebin son uleması; vb, vb. Ortaç
Tükendi
Dünyevîleşme tehlikesi hepimizi tehdit ediyor. Medya organlarıyla estirilen dünyevîleşme fırtınası. Dinî hassasiyetleri erozyona uğratan tuzaklar. Zaaflarımız, zayıf yönlerimiz. En önemlisi imanızdaki zayıflık. Bir yandan ekonomik gelir düzeyindeki artış ve yükselen sosyal statüyü koruma ve kollama kaygısı. Diğer yandan hayatımızdaki yeri ve etkisi cılızlaşan dinî inanç, değer ve semboller. Çevre faktörü, "Başkalarında olan bizde de olsun" anlayışı. İmanımızda, ibadetlerimizde, düşünce ve his dünyamı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7