Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Bu çalışma epeyce "soyut" yazıldı. Sadece yöntemimizin "soyutlama/tipleştirme" olmaklığı değil sebep; birilerini zahmete sokmak niyetidir de. "Yenilikçiler" hakkında konuşan, zihninden icatla, tekil bir yenilikçiye bile denk düşmeyen genelleme (tipleştirme) kurmamalı. Zahmete girip, hiç değilse tekinin Türkçeye kazandırılmış eserlerini bari okumalı. Söylediklerimizin yüzlerce misali bulunabilecek, soyutluk kendiliğinden giderilecektir. Onların yeterince okunmalarının ve kâfice anlaşılmalarının "ahlaki vazif
Eğer İslam dini olmasaydı dünya nasıl bir yer olurdu? Bazılarına göre bu cevabı çok basit bir soru. Medeniyetler çatışması olmazdı, cihat olmazdı, teröristler olmazdı. Graham E. Fuller ise tam aksini iddia ediyor. İSLAMSIZ DÜNYA'da Fuller tarihten dine, jeo-politikten siyasete kadar aydınlatıcı ve bilgilendirici bir yolculukla bugünkü uluslararası sorunların merkezinde İslam dini olup olmadığını sorguluyor. Fuller İslam'ın doğuşundan Roma'nın yıkılışına, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişinden çöküşüne k
Tükendi
Her medeniyetin tarihsel bir serüveni ve yapı tarzından ve inşasında kullanılan unsurlardan meydana gelen görünür bir bedeni vardır. Bir medeniyetin bu yönlerini incelemek kolaydır. Aslolan bir medeniyetin ruhunu, eğilimlerini, düşüncelerini, inançlarını, içsel çelişkilerini ve gizli ukdelerini incelemek; çeşitli içyapıları ve gizli köşeleri hakkında araştırma yapmak ve özellikle değerlerini ortaya koymaktır. Her medeniyet bir insan gibidir. Onun yaşam olaylarının biyografi ve fizyolojisini, ailevi ve sosya
Kapitalizm ve din arasında nasıl bir ilişki vardır? Modern kapitalizmin oluşumunda Yahudilerin rolü nedir? Avrupa'ya geçen Yahudiler ticareti ve borsayı nasıl hükmü altına aldılar? Ekonomik yaşamda Yahudi dininin önemi nedir? Sanayi nasıl ticarileştirildi ve Yahudi tüccarların müdahaleleri ne idi? Yahudilik modern kapitalizme yönelik "doğal" bir yeteneğe mi sahiptir? İlk baskısı 1911'de Almanca yapılan elinizdeki kitap, 16.-20. yüzyıllar arasında kapitalizmin gelişim seyrini büyük bir titizlikle ele
Tükendi
Teori, grekçe theoria kelimesinden gelen bir kavram. Kelime grekçede bakma, seyretme, hayatı temaşa etme anlamlarına geliyordu. Teori de bu anlama vurgu yapan, daha geniş bir bakış açısını, bir anlama ve açıklama çabasını ifade ediyor. Aslında yasalılığa da vurgu yapan bir kavramdan bahsediyoruz. Dolayısıyla teori kavramını kullandığımızda pozitivistik dilin daha hakim olduğu bir alana sesleniyoruz demektir. Sosyolojinin özellikle ilk dönemi de bu pozitivistik dili kullanan, toplumların yasalılığına inanan
Tükendi
Max Weber (21 Nisan 1864 - 14 Haziran 1920), Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanı. Modern antipozitivistik sosyoloji incelemesinin babası olduğu düşünülür. Sosyolojiyi metodolojik olgunluğa eriştirmiştir. Weber, siyaset sosyolojisi ve eğitim sosyolojisi alanında yaptığı araştırmalarıyla da tanınır. Marx'ın sınıf temelli çözümlemelerinin yerine statü kavramını getirmiştir. Bürokrasi üzerine çalışmalarıyla tanınır. Genç Weber ve daha sonra kendisi gibi bir sosyolog ve ekonomist olan kardeşi Alf
Tükendi
Din ferdin inanç dünyasını tesbit ve tanzim eder. Din itikattır, ibadettir, ahlaktır. İyi ahlak fertte de cemiyette de taçtır. İnsan dine göre inanır, dine göre davranır, dinine göre yaşar. İlahî nizama inanmayan, fizikî intizamı anlamayan tayınır, yanılır ve şaşar. Adam ferttir, insan cemiyet. Ferdin izi şahsiyettir, cemiyetin izi medeniyet. Yaşanan irfan eşyaya yansıyınca sanat oluyor. Dinle doğan ilimle anlaşılan hayatta davranılanlar görenek olup yaşanıyor, gelenek olup yaşatılıyor. Yaşanan bu ?içtimai
Değer ölçüleri olmayan hiçbir toplum yoktur; ancak bazı değerler zamanın gereklerine göre değişeceğine, zamanla katılaşma, kireçleşme eğilimi gösterirler. Bu, bize üç şeyi anlatır; toplumun insanları arasında birbirine çok yapışık bir birlik vardır; kişiler değişmez kurallara uyarak yaşamayı çok rahat ve kolay bulurlar; toplumları, yaşlanan kişilerin damarlarının sertleşmesi gibi katılaşmıştır. Kişiler böyle bir durumu çok beğenirler. Ancak değişme zorunluklarının sillesini yemeyen toplum da yoktur. Zamanın
Tükendi
Günümüzde din modern dünyanın eksen konuları olarak görülen kent ve sanayi olgularından daha az önemli değildir. Ulusal-küresel pek çok toplumsal uzlaşma ve çatışma din çevresinde meydana gelmektedir. Dinin bu önemine bağlı olarak da Din Sosyolojisi tüm dünyada karşımızda bir yükselen disiplin olarak durmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde yerini yeterince bulamadığı gibi genel Din Sosyolojisi konularını işleyen eser sayısı da fevkalade sınırlıdır. Diyebiliriz ki bu eser, öncelikle söz konusu ihtiyaçtan doğmuştu
Anlayıcı yöntem ile yapılan araştırmanın, anlaşılması da zordur. Anlayıcı bilinç'e yakın bilinç talep eder okuyucudan. Çünkü düz çizgide gitmez. Zaten yaşam ilişkilerinde zor değil mi anlamak? Belki bundandır, birbirimizi anlar değiliz. Aksine; ilk izlenimle çıkarım yükleriz karşıdakine; söylediklerine ve yaptıklarına. Açıklarız onu yani; parçalar, eksiltir, toplar, böler, çarpar, sağlamasını yapar, sayılara bağlar ve kategorize ederiz Sezen Aksu'nun ?etme" dediği kadar... Hâlbuki, insanı anlamak, ?Hiçbir ş
Bu kitapta yer alan makaleler değişik vesilelerle çevirdiğimiz veya çevrilmesini teşvik etiğimiz Din Sosyolojisi ile alakalı daha önce yayınlanmayan on farklı yazarın makalesidir. Bunların bir kısmını Din Sosyolojisinde Yabancı Dil Metinleri adlı doktora derslerimde öğrencilerle birlikte çevirdiğimiz makaleler, bir kısmını çevirisini teşvik ettiğimiz makaleler oluşturmaktadır. Din Sosyolojisine ilgi duyan Lisans ve Lisans Üstü öğrenciler yanında genel okuyucunun da kolay erişimini sağlamak amacıyla bu yazıl
Tükendi
NASIL BİR TÜRK DİN SOSYOLOJİSİ? Sosyoloji bir bilim, Din Sosyolojisi de. Her ikisinin de ortaya koyduğu modeller Batı patentli ve Batı zihinsel dünyasının toplumsal geçekliklerinin bir ürünü. Özelde Türk toplumu, genelde İslam toplumlarında din-toplum ilişkileri ise Batı'dan farklıdır. Öyle ise Batı dışındaki sosyolog ve din sosyologları ne yapmalıdır? Elde mevcut kitabın temel sorusu ve sorunu budur. Sorunun cevabı Prof. Dr. Korkut Tuna'nın cevabı ile aranmıştır: * Bilginin ortaya çıkış koşullarını b
Bu kitapta yazar din sosyolojisinin temel konularını hem bir ders kitabı niteliğinde ele almakta hem de derin bir sosyolojik bilgi, ifade ve analiz biçimlerine yer vermektedir. Her ne kadar, kitaptaki örnek olaylarda Britanya toplumunun ve Hıristiyanlığın esas alındığı görülse de buradaki konuların metodolojik olarak her toplumda bir din sosyolojisi yaklaşımını içerdiği fark edilir. Kitapta da belirtildiği üzere, sosyolojinin Batı'da doğmuş olması ve dini açıklamalarda Hıristiyanlığın örgütsel ve kültürel y
Tükendi
Kentleşme ve radikal dincilik arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Bu kitap, farklı dini radikallik biçimlerine ait dinamiklerin kentte nasıl üretildiğini, nasıl temsil ve tecrübe edildiğini araştırmaktadır. Kitap, iki önemli olgu arasında ilişki kurmaya çalışmaktadır. Dünya nüfusunun büyük kısmının kırsal hayattan kentsel hayata olan tarihi geçişi ve dinin dünyanın birçok yerinde modern yaşamı şekillendiren temel bir güç olarak yeniden canlanması. Kitaba katkıda bulunanlar, belirli coğrafi bölgelere oda
Din sosyoljisiyle ilgili yazıların yer aldığı bu çalışmada;çeviri,makaleve bildirimlerde yer almaktadır. Bunlardan 5'i saha çalışması, diğerleri ise literatür taramsı niteliğindedir. Yirmi yıla yayılan bir sürede kaleme alınan ve farklı kaynaklarda yer lan din sosyolojisiyle ilgili yazıların bir araya getirilmiş olmasının,literatre, küçükte olsa bir katkı sağlayacağı umulmaktadır. Din ve sosyolji başlıklı Birinci Bölümde;sosyolojik açıdan dinin analizi yapılmıştır. Devamında,din sosyolojisinin üç alanı ol
Tükendi
Seyyid Hüseyin Nasr açısından gelenek, dinî nitelikte olan ve onun tüm yönlerini kapsayan hatta bizzat dinin tam kendisine karşılık gelendir. Yeri geldiği zaman sünnet, yeri geldiği zaman tasavvuftaki silsileye tekabül etmektedir. Gelenek, kökleri ilahî tabiattaki vahiyde bulunan, dalları ve gövdesi asırlar süresince yetişmiş bir ağaçtır. Bu ağacın özünde din, dinin özünde de ağacın yaşamasını sağlayan vahiy kaynaklı bereket bulunmaktadır. Gelenek, ilâhî bir kaynağın ilkelerinin, farklı toplumlarda, farklı
Tükendi
Kültür ve din insanda düğümlenen, sosyal müesseseler haline gelmiş bulunan, ayırt edilmesi güç olan, bu yüzden de ayırt edilmesi konusunda problemlerin yaşandığı alanlardır. Çünkü dinin kendi kültürünü üretmesi yanında belli bir kültür kalıbı içinde algılanması bu ikisini çok derin bağlarla birbirine eklemlemiştir. Din sosyolojisi uzmanı Prof. Dr. Yümni Sezen'in kaleme aldığı bu kitap, güncel boyutlara da sahip olan bu problemi Türk kültürü ile İslam dini kavramları ışığında ve Türk Aleviliği tecrübesi özel
Tükendi
Sekülerleşme, en genel tanımıyla, dinin öneminin azaldığı veya tamamen kaybolduğu bir süreci niteler. Son yarım asırda yaşanan bazı gelişmeler dikkate alınarak, sekülerleşmeden ziyade desekülerleşme sürecinden söz edilir olmuştur. Sekülerleşme tartışmaları tüm dünyada küresel bir mesele olarak uzunca bir süreden beri son derece dinamik bir şekilde sürdürülmekte hatta yeni paradigmaların ileri sürülmesiyle birlikte klasik sekülerleşme teorilerinin gözden düştüğü ve desekülerleşme aşamasına geçildiği gözlenme
Tükendi
Din düşüncesi veya olgusu felsefe, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, siyaset bilimi gibi birçok disiplinin temel konuları arasında yer almaktadır. Bu kitap Kant, Hegel, Comte, Marx, Frazer, Durkheim, Weber, Gökalp, Freud ve Jung gibi önemli kuramcıların ve bilim adamlarının dinin doğası hakkındaki düşüncelerini ve din olgusu üzerine bilimsel gözlemlerini, diğer bir ifadeyle klasik sosyal teoride dini betimlemeyi amaçlamaktadır. 1790'lardan 1930'lara kadar süren sosyal teorinin klasik dönemi, din eleştirisi
Din dili, epifenomenler diye nitelenemeyen ve doğal fenomenlere paralel olan fenomenlerin, gündelik dilin bütün formlarıyla anlatılmasından başka bir şey değildir. Kısaca söylersek, dinî olgulara ilişkin, mantığımızın ilkelerinin paraleli olan ilkelerle yapılan çıkarımların denetlenmesine, dinî sözcelerin biçimselleştirilmesine izin veren bir paralel mantık olduğunu düşünebiliriz. Elinizdeki bu çalışma işte böyle bir paralel mantık uygulamasıdır; daha doğrusu arayışıdır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3