Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Toplumlar kendi bünyelerine özgü çözümlerle sorunlarını çözmeye çalışmaz ve özellikle de yabancı toplumların işgal ve saldırıları altında kalarak misyonerler yahut kâşifler gibi görülen sömürgeciler tarafından kendi kültürlerinden koparılmaya çalışılırlarsa -ki Batının İslâm toplumlarıyla ilişkisi uzun zamandır bu istikamette ilerlemektedir- bünyeyi mikroplara karşı korumak üzere savunmaya geçen akyuvarlar gibi düşünülebilecek olan bir kendi değerlerini sahiplenme ve direngenlik eğilimi gelişecektir. Eliniz
- Ramazanda Bizim Mahalle eserinde Salim ve arkadaşlarının Ramazan ayı boyunca geçirmiş oldukları serüvenleri anlatılmakta. Salim'in Ramazan ayını kendi mahallelerindeki camide geçireceği, cami imamı Ömer hocanın da çocuklara özel bir program hazırlayacağı ayrıca anlatılmaktadır. - İşin içine de Salim'in komik arkadaşları girince maceralar da kaçınılmaz oluyor. Hadi çocuklar siz de Salim ve arkadaşlarına katılın. Bu Ramazanı birlikte eğlenip öğrenerek geçirelim.
Tükendi
Georg Simmel, çalışmalarına konu ettiği başlıca sosyolojik kavramlar ve toplumsal ilişkilerin kökenine dair işaret ettiği sorunsallar ile günümüz sosyolojisi ve kültürel araştırmalarına katkı yapmaya devam ediyor. 20. yüzyılın ilk yıllarında yayımlanan Dişil Kültür, Cinsiyetler Sorununda Göreli ve Mutlak, Kur Yapma ve Sevgi başlıklı dört ayrı denemesinin bir araya getirildiği bu kitapta Simmel, kültürü yaratan bireyler arası etkileşim biçimlerinin metafizik temellerini Kant, Schopenhauer ve Nietzsche gibi
Eğitim nedir? Hizmet ettiği amaç ve bu amacı belirleyen etkenler nelerdir? Pedagoji üzerine verdiği derslerin ve seminer notlarının bir derlemesini içeren bu kitapta Emile Durkheim, sosyolojik bir bakış açısıyla eğitime dair bu temel soruların cevaplarını arıyor. Durkheim'ın bu eseri, eğitmenler için, temel pedagojik meselelere ilişkin özgün ve güçlü bir kuram kazandırmayı hedefler. Sosyologlar içinse birey ve toplum arasındaki ilişkiler, bilim ve uygulama arasındaki ilişkiler, ahlakın ve kavramanın doğası
Tükendi
RİSK TOPLUMU ve DİN -Yeni Bir Sosyolojiye Doğru- Risk toplumu kuramına göre modern dünya ve insanın ufkunu, beklentilerini ve gelecek endişesini, dünyevi ve telafisi mümkün olmayan risk/ler belirlemektedir. Riskler ve risk sarmalındaki insan, sanayi sonrası toplumun esas bileşenleri ve esas aktörleridir. Dolayısıyla insanlık durumlarının ve küreselleşen dünyanın hakkıyla anlaşılabilmesi için risk merkezli bir sosyolojiye ihtiyaç vardır. Risk merkezli sosyolojik bakış, modernitenin bir kopuş yaşadığı, postm
Türkiye'nin din-siyaset ilişkisi, din-hukuk ilişkisi, demokrasi, laiklik ve benzeri konularda karşı karşıya kaldığı, odağında dinin yer aldığı gerilimden çıkabilmesi için, öncelikle doğru bilginin devreye sokulması gerekmektedir. Doğru bilgiyle ve bilimsel yöntemle hareket edilmeden hiçbir soruna sağlıklı, kalıcı çözüm üretmek mümkün değildir. Doğru bilgi insanı özgürleştirir. Sorunları çözme noktasında özgürlük bilinci yüksek insanlar irade gösterebilir. Din konusunda doğru bilgi sahibi olan kişi, her şey
Toplumsal değişme konusunda kuramsal çalışmalar ve çağdaş dönemdeki değişmeyi farklı boyutlarıyla ortaya koyan eserler çok olmakla birlikte; "Müslüman dünya"nın geçmişten günümüze geçirdiği değişimi ele alan yapıtlar ne yazık ki yok denecek kadar azdır. Çoğu çalışmanın, modernleşme ve Batılılaşma meselesine odaklanmış olması ve toplumsal değişimin Batı karşıtlığı biçiminde ve dış etkenlere endeksli okunuşu, içinden geçmekte olduğumuz sürecin travmatik ve trajik boyutlarına işaret etmektedir. "Dış etkenler
Gündelik Hayat ve Dinsellik, Necdet Subaşı´nın dinsellik, modern hayat, değişen yaşam tarzları ve dinin bu yeni yaşam biçiminde yeniden konumlandırılması, modern Müslümanlar gibi başlıklarda Türkiye´de dindarlık ve dinselliği incelediği makalelerinden oluşuyor. Subaşı, dinselliğin modern görünümlerinin gelenekselin dünyasıyla sık sık çeliştiğini göstermeye çalışıyor. Bu gerginlik ona göre, dinselliğin modernlikle uyuşmazlığı konusundaki popüler kabullerden beslenmekte. Ne var ki dinselliğin gündelik hayatın
Tükendi
"Kitabın odak noktası, kamusal kurumlarda dinin rolü ve dini inançların hayatımızda ne kadar yer kapladığı değil, tüm bunlardaki değişimi mümkün kılan koşullar." - (Jonathan Derbyshire, Philosopher's Magazine) "Bu Charles Taylor'ın gerçekten büyük önem taşıyan, çığır açan bir kitabı, çünkü burada, tüm sekülarizm tartışmasını yeni bir kalıba dökmeyi başarıyor. Yaşadığım süre içerisinde yazılmış en önemli kitaplardan biri ." -(Robert N. Bellah) Tanrı'ya, hatta belirli bir dine inanmamanın neredeyse imkânsı
Tükendi
Bu kitapta, okur Bambaşka Bir Dünya ile karşılaşacaktır. Batı'da örgütlü dini, çağlar boyunca Roma Katolik Kilisesi ve onun organları -örneğin En­gizisyon- temsil etmiştir. Batı'da sekülerleşme hareketleri de, bu nedenle örgütlü dinin dogma ve doktrinlerine karşı yürütülen mücadelede ortaya çıkmış ve şekillenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu sekülerleşme bağ­lamında pek çok yayın yapılmıştır ama bir konu özellikle gözlerden gizlen­miş, bilinsin istenmemiştir. Kitapta, çağdaş bilimin kurucuları arasında ye
Tükendi
Büyüleyici ve etkileyici bir kitap... Özellikle din psikolojisi alanında birikimi olanlar için okunması gereklidir..." –Coptemporary Psychology "Yazarlar, dini davranış ve tecrübe alanında yapılmış ampirik sosyal psikolojik araştırmaların bir sentezini ve incelemesini sunmaktadır.... Kapsamlı, ayrıntılı ve dengeli... sofistike, tarafsız ve yeterince karmaşık... Sonuçların açık bir şekilde tartışıldığı bir metin... Bu kitap din eğitimcilerine kesinlikle önerilmektedir, onlar için faydalı ve yol gösterici ola
Kur'ân-ı Azîmu'ş-Şân İslâmın ve tabiî Müslümanların mukaddes Kitabıdır. Bu itibarla onun kudsiyeti önemlidir ve korunmalıdır. Fakat ne kadar esef vericidir ki, bu son zamanlarda şan, nam, şöhret, mevki, rütbe, itibar vs. gibi menfaat gözeten kimselerin yalan-yanlış, aslı-astarı olmayan, mesneti bulunmayan sözleriyle Kur'ân'ın kudsiyeti haleldar edilmekte ve Müslümanların Kur'ânî heyecanları söndürülmek istenmektedir. Bu tutum İslâmın ve tabii Müslümanların günlerini karartmakta ve geleceklerini tehdit eden
Sosyolojik bir araştırma konusu olarak dinin öneminin yaşadığımız günlerde bir hayli arttığını herkes takdir edebilir. En azından bugün toplumsal olarak, gerek dünyada gerek Türkiye'de yaşanmakta olan bir çok olayın merkezinde dinsel kimlik ve mensubiyet algılarının yarattığı enerji ve gerilimler yatmaktadır. Dünyada toplumlar arası, hatta uygarlıklar arası ilişkilerin günümüzdeki seyri gittikçe popülerlik kazanan ‘medeniyetler çatışması' algısını güçlendirmekte; kuşkusuz böylesi bir algının temel dayanağı
Tükendi
Din ve kültür, toplumsal hayatta iki ayrı varlığa sahip olup birbirleriyle çeşitli tip, şekil, muhteva ve düzeylerde etkileşime girer. Toplumsal zeminde din kültürü, kültür de dini çeşitli biçimlerde ve farklı etkenlerle etki altına alır. Din-kültür ilişkileri, bazen ahenk, işbirliği, uyum ve barış; bazen de ahenksizlik, karşıtlık, düşmanlık, şiddet, çatışma ve uyumsuzluk içinde gerçekliğe yansır. Bugünün küreselleşen dünyasında her iki durumu da gözlemlemek mümkündür. Elinizdeki kitabın konusu, din ile kül
Dinin gölgesinde gerçeklik kazanan toplumsal hayat ve dolayısıyla din-toplum etkileşimi, Dinin Gölgesinde adını taşıyan bu kitapta anlaşılmaya çalışılmaktadır. Toplumsal yaşam, bir bütün olarak mütemadiyen dinin gölgesi altında gerçeklik bulur. Toplum, kendi doğal/zorunlu bir boyutu olarak din ile varolur; dine bağlanarak veya din ile kurduğu ilişki üzerinden kendini meşrûlaştırıp bir tür koruma altına alır, rahatlatır, haklılaştırır, olanları anlamlandırır. Toplumu, toplumsal hayatı, toplumsallığı, grubu,
Din ve kültür, toplumsal hayatta iki ayrı varlığa sahip olup birbirleriyle çeşitli tip, şekil, muhteva ve düzeylerde etkileşime girer. Toplumsal zeminde din kültürü, kültür de dini çeşitli biçimlerde ve farklı etkenlerle etki altına alır. Din-kültür ilişkileri, bazen ahenk, işbirliği, uyum ve barış; bazen de ahenksizlik, karşıtlık, düşmanlık, şiddet, çatışma ve uyumsuzluk içinde gerçekliğe yansır. Bugünün küreselleşen dünyasında her iki durumu da gözlemlemek mümkündür. Elinizdeki kitabın konusu, din ile kül
Tükendi
Nilüfer Göle, seküler-dinsel ayrımını benlik, devlet ve kamusal alan açısından inceliyor ve günümüzde çatışma ve uzlaşmalarla, iç içe girişlerle, yeniden yorumlamalarla ikiliğin her iki teriminin de kayda değer biçimde dönüştüğünü ileri sürüyor. Yakın dönemde seküler modernliğin ve ona ait iktidar alanlarının ciddi bir sorgulamayla karşılaştığını, bu sorgulama ve karşılaşmanın en belirgin biçimde ortaya çıktığı yerin Avrupa olduğunu, İslam'ın Avrupa'daki varlığının hem Avrupa'nın hem de Müslümanların kendi
Tükendi
Bu çalışmanın çıkış noktası ilk dönem Şii-İmâmiyye kaynaklarında bugün Sünni diye nitelendirilen grubun nasıl algılandığını, bu algılan besleyen süreçlerin neler olduğunu, bu algıların insanların davranışlarında ne derece rol aldıklarını, bu kabullerin veya zihniyet yapısının grupdaşlık ortak paydasında bulunan sonraki Şiilere nasıl geçti-ğini tespit edebilmek; aynı temel sabitelere bağlı oldukları halde birbirlerinden farklı dünyaları inşa eden zihniyet yapılarının tarihi arka planlarına ışık tutmaktır.
İslam'ın doğuşu; Kur'an'ın oluşumu; Kur'an'daki olaylar, terimler, kelimeler, kavramlar, inançlar ve uygulamalar; Peygamber'in kendisi, davranış tarzı (Sünnet), Hadisler; Kur'an'a ve Peygamber'e dayandırılan geleneksel kelamî, hukukî ve tasavvufî inançlar, fikirler ve tatbikatlar; bunlara yaslanarak kurulan mezhepler, tarikatlar ve savundukları görüşler "Bilgi-Sosyolojik Din Sosyolojisi" bakış açısı ile; yani "her türden bilginin ancak ortaya çıktığı veya çıkarıldığı bağlamlarda anlaşılabileceği" teziyle ye
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 167 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2