Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16
KİM KALDI ... ezeli dalgınlığımızın ıslığıdır ney keman yanlış anlaşılmasından tedirgin utlar vahim sorular soruyor öldü nazım şamilof sarı mustafa yıkılmış strasnoy ploscat'ın saat kulesi eski bolşeviklerden kim kaldı ATTİLA İLHAN -------------------------------------- 1914 yılında, bir Osmanlı tebaası olarak vatanından ayrılan ve 10 yıl sonra, 1924 yılında bir T.C. vatandaşı olarak memleketine dönen Hamdi Şamilof'un dudak uçuklatan hayat hikâyesi. Hem Çar Ordusu'nda hem Kızıl Ordu'da görev alan, Moskov
Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürmüş, Balkanlarda başlayan savaş yine Balkanlarda bitmiş, Bulgaristan'ın mütareke imzalaması zincirleme münferit mütarekelerin ortaya çıkmasını tetiklemiştir. Selânik Mütarekesi'yle Bulgaristan'ın savaş dışı kalması, esasında İtilâf Devletleri için yeterli görülmüştür. Nitekim Bulgaristan en çok Sırbistan ve Yunanistan tarafından işgal edileceği ve bu ülkelerin kendisinden intikam alacağından endişe ederken İtilâf Devletleri böyle bir gelişmeye izin vermemiştir. Macaristan'la
Bodur elmanın çıplak dallarına iki serçe kondu. Yavaşça yaklaştım onlara. Biraz cıvıltı, biraz umut bulmak için hayata dair. Korktu ayak seslerimden ikisi de. Bir üstteki dala kanatlandı. Dal hafif hafif sallandı. Dün gece yağmış olan yağmurun sularından birkaç damla düştü yere, soğuk ve toprağa karışmaya başlamış olan kahverengi yaprakların üstüne. Bir ala karga çığlık atarak uçtu çatının üstünden. İlerideki kavağın çıplak dallarından birine kondu. Hastanenin arka çıkışındaki morgun kapısında bitmiş olan H
Sarıkamış'la ilgili birçok bilinmeyen olay günışığına çıkarıyor... Harekât öncesi göz ardı edilen raporlar 31. ve 32. Tümen'in birbirleriyle çarpışması... Rus Çarı II. Nikolas'ın emir verildiği için tutuklanmaması... Osmanlı askerinin ve halkın tek vücut olarak açlığa, karakışa yani tüm imkânsızlıklara karşı gösterdiği insanüstü mücadeleç Milletlerin hafızalarında bazı yer adları âdeta mermere kazınmış gibidir. O yer adları, yıllar geçip gitse de milletlerin hafızasından silinmez. Her an hatırlanarak, ne
1907'nin Eylül ayı başlarında, bir Bulgar kadın yazar, diş hekimi kocasıyla Sofya Garı'nda, ülkenin efsanevi milli şairiyle buluşuyor. Kadın yolcu, 1903'ten başlayarak farklı dergi ve gazetelerde hikâye ve oyunları yayınlanmaya başlayan, daha çok Mars takma soyadıyla bilinen Evgenia Bonçeva–Elmazova. İkinci yolcumuz, Evgenia Mars'ın kocası Dr. Mihail Elmazov. Sofya Garı'nda onları bekleyen üçüncü yolcu ise ünlü Bulgar şairi İvan Vazov. Bu üç yolcu Osmanlı İmparatorluğu payitahtına gidiyorlar. İki yıl sonra
Tükendi
Emir, başı önde ölçülü adımlarla sultana yaklaştı, yekpare taşın önünde dizini yere koydu, bir müddet öylece bekledi, ardından sultanın müsaadesiyle yerinden doğruldu. Göğsünden çıkardığı mahfazayı avuçlarına aldı, hünkarın huzurunda yeniden diz çöküp saygıyla ona uzattı. "Kimden geliyor?" diye sordu sultan. "Melik Alaeddin Davud Şah'tan." diye karşılık verdi emir. "Yine mi şiir yazmış?" "Öyle olsa gerek hünkarım." "Akşehir'in havası onu çarptı galiba? Yaralı tavşanımız, sahip olduğu mevkinin kıymetini bili
Tükendi
"Kıyamet günü korkunç bir rüzgâr âlemin altını üstüne getirip bütün varlıklar yok olurken, sadece bir kurt ayakta kalmak için dayanacak. Önce tüyleri dökülecek, sonra derisi soyulacak, etleri lime lime kopacak bedeninden. Bütün ızdıraplara katlanacak. Ve son ana kadar direnecek." Toprağa ve sulara ilk nefes verildiğinde, bütün dünya Altay Dağı'nın etrafında yaratılıyor. İnsanlar kavim kavim yeryüzüne dağıldığında, Türkler Altay Dağı'ndan dünyaya hükmediyor. Bir zaman sonra Türkler yok olmanın eşiğine geldi
"Gök çadırımız, güneş bayrağımız" yeminiyle bütün cihana hükmeden Oğuz Kağan, artık hükümranlığını altı oğluna bırakmak istemektedir. Fakat onların da cihangirliğe layık olduklarını ispatlamaları için, başarmaları gereken zor bir vazife vardır: Kutlu alametler olan altın yay ve gümüş okları bulmak. Altı oğlun kutlu alametleri bulmak için yola çıkması, Oğuz Kağan'ın "Bir Tanrı'nın töresi" adına kurduğu cihan hâkimiyetini de felaketin eşiğine getirir. Ve Temirkut, Türk'ün dara düştüğü bu zor zamanda yeniden o
Onlar kutlu Ötüken'e ak otağlarını kurup tuğlarını diktiler. Bozkırları akınlarla sarstılar. Adlarını tarih sayfasına zafer kılıçlarıyla yazdılar: Hunlar! Hun Hakanı Teoman Han'ın buyruğu artık Hunlara yetmiyordu. Boylar dağılıyor, ruhlar zayıflıyordu. Alpları sarsılmaz bir ordu yapacak, Ötüken'deki ak otağdan cihana hükmeden devlet yaratacak çelikten bir ruh lazımdı. O ruh, Teoman Han'ın oğlu Mete'de tecelli etmişti. Fakat Çinli hatunun ve içteki hainlerin tuzakları, onu ölümün kollarına atacaktı. Onun öl
Hunlar için ata yurtlardaki parlak günler geride kalmıştı. Etraflarını kuşatan düşmanlar günden güne sıkıştırıyor, bir zamanlar zafer dolu akınlar yaptıkları bozkırlar onlara dar geliyordu. Büyük göçün vakti geldiğinde Hun Hakanı Balamir Han kesin buyruğunu verdi: "Daha da batıya!" Fakat bir geçit bulunamıyor, Hun soyu erimeye yüz tutuyordu. Ve umutların tükendiği anda, gök pusatlı Temirkut yardıma yetişti. Hunları yeni bir çağa taşıyacak geçitte onlara kılavuz oldu. Bozkırın mağrur çocukları Hunların kemi
Bir tarafta sarsılmaz kudretini yeryüzüne damgalamış bir dünya imparatorluğu, diğer tarafta ise sayısız kavme baş eğdirip İtil'den Tuna'ya kadar hükmeden bozkırın çocukları. Bir tarafta zekâsı ve savaşçılığıyla korkular salan "Gerçek Romalı" general, diğer tarafta ise kavimleri titreten "Tanrı'nın Kırbacı". Bir dünya, yüzlerce kavim, onlarca krallık... Fakat hepsi iki büyük gücün gölgesi altında: Hunlar ve Romalılar. Birbirlerine uzun zamandır kılıç bileyen bu iki düşmana dünya artık dar geliyor. Ve beklene
Tarihin en kanlı savaşlarından birinde, Çanakkale´de kahraman askerlerimizin yanında görev yapan bir Türk kadını, ilk Türk Hemşiresi Safiye Hüseyin. Bu memleketin evlâtları, vatan için hiç sakınmadan en onulmaz yaraları alırken, onlara var gücüyle destek olan bir kadın kahraman doğuyor; Safiye Hüseyin Gözlerini kırpmadan cepheye koşan kahraman Mehmetlere, Bekir Çavuşlara cephe gerisinde destek olan yüce gönüllü kadınlarımızdan biri. Bir an bile tereddüt etmeden vatan uğruna toprağa düşmeyi göze alan, vazif
Habeşistan dağlarında doğan bir kara çocuğun, Osmanlı sarayına, oradan hareme doğru yönlenen acı dolu yolculuğunun hikâyesi Damgasız, özgür doğmuştu. Ailesinin sevdiği, umut beslediği bir çocuktu. En sevdiği yer orman, işi de avlanmaktı. Erkekti Guban. Avcıydı. Babasının orman ve av arkadaşıydı. Ailesinin, kabilesinin övündüğü gençlerden biri, güçlü bir savaşçı olacaktı. Kabilesinin güzel, alımlı genç kızlarının gönlüne girecek, evlenecek, çocukları olacaktı. Bunların hiçbiri olmadı. Haremde görevli bir ha
O kutlu günden sonra, "tarih" başka bir hâl almıştı... Hakikat âleminin kut veren nidası, yolun yolcularına; geçmiş ve geleceğin insana göre olduğunu fısıldıyordu. Devraldıkları kutsal emaneti taşımanın, korumanın ve cihana yaymanın kolay olmayacağını en baştan biliyorlardı. Çile ve ıstıraba talip olmanın yanı sıra, emaneti taşımanın kutsiyeti, hafızalarda hüzünlü bir tebessüm bırakıyordu. "Hiçbir şey sebepsiz değildir elbet." diyerek sebebin sahibine hürmet ettiler. Kâh Oğuz Kağan oldular kâh Bilge Kağan.
Tükendi
Hatice Tarhan Valide Sultan yaşadığı çağda Osmanlı'nın en sağlam direği olmuştur. O, Hanedanı yok olup gitmekten kurtaran çilekeş bir Padişah anasıdır. Devletin zor zamanında imdada yetişmiş, kucağında Dördüncü Mehmed'ini büyütmüş bir saltanat nâibesidir. Çağdaşları onu ikinci bir Rabiatü'l-Adeviye, bir iffet abidesi olarak tanımıştır. Onun insana hizmet eden hayrâtını hesaplamak mümkün değildir. Çanakkale istihkamlarını inşa ederek Istanbul'un namusunu kurtaran da yine odur. Ayrıca Kâbe yolundaki hayır ese
İç ve dış düşmanların hile ve entrikaları ile ayrışarak dağılan bir devlet, kültürel varlığı yok edilmek istenen bir toplum, halkını kölelikten kurtarmak isteyen bir kahraman... Cesur, güzel ve ihtiraslı prenses Şila'nın beklentileri, Büyücü Alangoya'nın sihrine karşı Şaman bilgeliği, ölümden ölümsüzlüğe geçişin bedeli, sadakatin ve ihanetin, kahramanlığın ve cesaretin sınandığı bir yaşam... Aşk, sevgi ve ötesi ve çok sesli bir ölüm...
Cem Sultan bir efsane, yalnız ülkesinde değil, Avrupa'da da... Biz Cem diyoruz, onlar Zizim. Güzel, yakışıklı, akıllı, çalışkan, savaşçı, bir bilim ve sanat âşığı... Sarıya çalan kızıl saçları, mavi gözleri, uzun boyu ile dillere destan olmuş bir şehzade... Aynı zamanda büyük bir şair ve sultanlar sultanı Fatih Sultan Mehmet'in oğlu. Halkın ısrarla söylediği şekliyle bir sultan olduğu düşünülebilir ama onun sultanlığı yalnızca 17 gün sürmüş. Ya ömrü! Acılar içinde yoğrulan bir delikanlı, Batı'nın elinde, öz
Tükendi
Türkiye'nin Amin Maalouf'u olmaya aday İbni Arabi, Tapınak Şövalyeleri, Cizvit Papazları... Sır Hep Sır Olarak Kalmalı Tapınak Şövalyeleri hiçbir sırlarını "gizli kütüphane" kadar derinde saklamadılar. Çünkü içinde İbn Arabî'nin kayıp el yazmaları da bulunan ve Nostradamus gibi pek çok bilim adamının yetişmesini sağlayan bu kütüphaneden daha değerli bir şeyleri yoktu. Kadavra kadar itaatkâr Cizvit rahipleri, Büyük Âlim'in Şövalye Whitfeld'e emanet ettiği sırra ulaşabilecek mi? Bir çift tılsımlı gö
Osmanlı'nın son fatihi IV MURAT.. Ödüllü yazar OkayTiryakioğlu'nun; Kumandan, Kuşatma 1453, Yavuz ve Kanuni'den sonra, beşinci tarihî romanı: IV MURAT- Gürz ve Zafer. 11 yaşında tahta geçti. Annesi Kösem Sultan'dan iktidarı zor devralabildi. Rüşveti, adam kayırmayı engelledi. Tütünü, alkolü yasakladı. Düzeni hem devlete hem sokaklara getirdi. Tarihin en muktedir liderlerinden oldu. "Bağdat'ı almaya çalışmak, Bağdat'ın kendinden daha mı güzeldi ne!" sözü tarihe geçti. Ordusunun başında sefere çıktı, 'Bağdat
EFSANE ALAY ÇANAKKALE'DE KURULUYOR Göremediği bebeğinin mektuba çizilmiş ayak izi koynunda, yarımadayı aylarca arşınlayacak, Kara Emin; Alay'ın Rum Doktoru Dimotriyati ile İmamı Hasan Fehmi'nin dostlukları; Ve şehitliğe koşan genç Mehmetçikler... 57. ALAY, 25 Nisan 1915 sabahı emir almamasına rağmen komutanları Mustafa Kemal'in kişisel inisiyatifiyle Conkbayırı'nda büyük kara çıkarmasını durduran Osmanlı alayıdır. Bu alay Çanakkale'de yok olmayacak ve Galiçya ile Filistin'de de mühim görevler alacaktı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16