Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50
Cennet... "Bir cennet var ve inananlar için ebedi hayat orada!" Alamut'ta onca zorluklara rağmen koruduğu durmadan genişlettiği, her geçen gün yeni nebatat eklediği... Dillere destan bahçesi... Cennete olan özleminin ifadesi... Yalnızca bir tasvir! "Ya kan! Ya onca ölüm! Fedailerin düzenlediği suikastlar... Cinayetler... Alınan canlar..." Bilinmezler karanlıkta kaldıkça gizemli kalın giysilerle birlikte öyküleri sarar. Ardından masalsı, destansı ögeler yüklenince anlamı güçlenir. Daha da olmazların için
Tükendi
"Ayvazovski, heyecanlı bir genç ressam olarak İstanbul'a gelirken bu şehirden etkileneceğini biliyordu, ömür boyu yüreğinde taşıyacağı bir aşkla geri döneceğini ve bu şehrin onu tekrar tekrar çağıracağını ise tahmin edememişti." Sanat tarihçisi, yazar Gül İrepoğlu, Ayvazovski'nin 19. yüzyıl İstanbul'unun renkli atmosferi ve göz alıcı manzaralarıyla ortaya çıkan şaheserlerinin eşliğinde içini bir günceye döktüğünü hayal etti ve uzun yıllar gizli kalan bu günceyi işledi kitabında. Pitoresk İstanbul sergisin
Tükendi
1891 yılında Ödemişte kısa, ama destanlaşan bir hayata gözlerini açar Hüseyin. Gençliğinin henüz baharındayken yerel yöneticilerin olumsuz icraatlarına karşı koyar. Egenin meşhur efelerinden Çakırcalı Mehmedin çetesine katılır. Aynı zamanda yakın akrabası olan Çakırcalı bir müsademe sonucu hayatını kaybedince de, Tirenin Güme Dağında kendi çetesini kurar. Ancak tipik efelerden farklıdır: Çalmaz, zulmetmez, öldürmez... Yapabildiğince bazı haksızlıkları önlemeye, engellemeye çabalar. Gökçen Efe, Mahmud Celal
Tükendi
ÇIPLAK AYAKLARIMLA DOĞDUM, ÇIPLAK AYAKLARIMLA ÖLECEĞİM... Efendisinin ölmeden önce azat ettiği zenci köle Caridad, Sevilla sokaklarında tecavüzcülerle ve hastalıklarla savaşmaktadır. Bir gece vakti ölmek üzereyken karşısına yaşlı Çingene Melchor Vega çıkar. Melchor onu alıp yaşadığı yere götürür ve Caridad orada iyileşip Melchor'un torunuyla tanışır; genç, güzel ve asi Milagros'la... İki kadın kısa sürede birbirine can yoldaşı olur. Günlerini annesiyle birlikte soyluların fallarına bakıp dans ederek geçir
Tükendi
Katharine Burdekin'in 1934'te Murray Constantine takma adıyla yayımladığı romanı Mağrur Adam, uzak bir geleceğin barışçı toplumundan 1930'ların İngiltere'sine atılmış sahici ?Birey"in bakış açısından anlatılır. Sınıf ve cinsiyet ayrımlarının bulunmadığı, çift-cinsiyetli, kendi kendini dölleyen, vejetaryen bir toplumdan gelen ?Birey", önce kadın sonra erkek kimliğiyle aralarında dolaştığı, kendisine ?alt-insan" olarak görünen yaratıkların dünyasını mesafeli bir bakışla, çoğu zaman şaşırarak yorumlar. Alt-
Tükendi
Dışarıda düşman devletlerin entrika ve istilaları... İçerde Meşrutiyet, anayasa ve hürriyet tartışmaları... Bir yandan devleti ele geçirip kuvvetlendirme yolunda taşınan niyetler, yapılan gösteriler, atılan sloganlar... Öte yandan devleti yıkıcı, otoriteyi etkisizleştirmeğe yönelik gayretler, teşkilatlar, komiteler... Bunlara karşı Yıldızdan yönetilen sevimsiz, baskıcı politikalar, zekice manevralar, alınan jurnaller... İhanetler, gafletler, maddî ve manevî sıkıntılar, tükenmişlikler... Çatırdayan bir impar
"Çerağlar Uyanırken", ismini Bektaşi ayin-i cemlerinde çerağların uyandırılışından yani mumların yakılışından almakta... Roman, 1826'da Bektaşi tekkelerinin kapatılması döneminde idam edilen Üsküdar Bektaşi Dergahı babalarından Kıncı Baba'nın oğlunun üzerine kurgulanmış bulunmakta. Olay 1848 yılında başlar. Kıncı Baba'nın oğlu Hasan her ne kadar bir medrese mollası olarak yetiştirilse de medresenin genel kanaatinin haricinde bir mezhebi kendisine yol olarak seçmiştir. Yüzlerce yıl önce tarihe gömülmüş b
Ortadoğu'da yaşananların destansı bir anlatımla aktarıldığı İsa'nın Sona Yaklaşan Savaşı'nda, okurun hayal dünyasına sesleniş mevcut. Hızlı gelişen bu macerada kimlerin üstün geleceği çözülesi bir bilmece. Dünya, masmavi çehresine rağmen iyilerin ve kötülerin savaş alanına dönüşeli binlerce yıl oldu. Peygamberler, veliler, azizler, ermişler, kalbinde erdemin hüküm sürdüğü insanlar; durmaksızın ve usanmaksızın bizleri iyiliğe, doğruluğa davet ettiler. Peki ya biz onları dinledik mi? Belki hayır, belki evet..
Tükendi
KİOK HAN, Büyük Hun Tanhu'su METE HAN'ın oğludur. Hun budunu yücelten, Büyük Türk Hanı Mete Han'ın M.Ö. 174 yılında ölümü üzerine Hun tahtına oturmuştur. Büyük Hun İmparatorluğu'na, M.Ö. 160 yılına kadar, 14 yıl hanlık yaptığı bilinmektedir. Hun tahtının üçüncü tanhusu olan Kiok Han, güçlü bir yönetim göstererek, atasından devraldığı sınırları genişletti. Türk devlet anlayışına ve yönetimine büyük katkılar sağladı. Önemli yenilikler yaparak devletini güçlendirdi. Pek çok ilk uygulamanın temsilcisi oldu. T
Bütün dünyanın benim olacağını bilsem de kederim geçmez, nedendir bu? Çünkü çok önceden kederle yaratılmış bir bedendir bu! *** Cesaret zafere, korkaklık ölüme sebep olur. *** Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar *** Hayatı muhteşem zaferlerle dolu olan Yavuz Sultan Selim, kısa fakat dolu dolu geçen hayatında küçük bir çıbana yenik düşer. Son anlarında yanında Hasan Can vardır. Yavuz, Hasan Can'a sorar: - Hasan bu ne hâl? - Şimdi Allah ile birlikte olma zamanıdır sultanım! Cevap o
Safiye Sultan... Kanuni'nin oğlu Sarı Selim'in gelini, Üçüncü Murat'ın ?Safo"su, Üçüncü Mehmet'in validesi bir Venedik güzeli... Osmanlı sarayına adım attığı günden beri türlü entrikalara karışmış, Nuru Banu Sultan'ın önüne geçmiş, devlet idaresinde söz sahibi olmuş ve gücüne güç, servetine servet katmış bir dilber-i rana... Ancak o güçlendikçe, devlet güç kaybediyor; servetini artırdıkça Osmanlı fakirleşiyor... Yalnız güçten düşen, servetini kaybeden Osmanlı'da, bu dönemde dahi filmlere konu olacak, kitapl
Tükendi
Elinizde tuttuğunuz kitap, bugün Güney Azerbaycan'daki ? Farslaştırma ? başka bir deyişle, asimile etme politikalarının ne zaman ve nasıl başladığını anlatan bir kitaptır. Farsların, devletin içini nasıl oydukları ve Safevi Türk devletini, hangi metotlarla Fars devleti şekline getirdiklerini gözler önüne sermektedir. Safevi devleti, bir Türk devletidir, aynı Selçukluların, Osmanlıların olduğu gibi... Bu devlet nasıl Fars devleti yapılmak istenmiştir? Bu Farslılaştırma politikası nasıl başlamıştır? Bu sorula
Tükendi
Enver Şengül, Edirne Sultan II.Bayezid Darüşşifası'nda oluşturulan, Sağlık Müzesi'nde uzun yıllar yönetici olarak görev yaptığı süre boyunca elde ettiği birikimini nihayet tarihi bir romanla taçlandırıyor. Roman, bizleri Edirne'deki Osmanlı Sarayı'nın en şaşaalı günlerini yaşadığı 17. yüzyıla götürüyor. Osmanlı'nın ikinci payitahtı olan Edirne, sultanların da gözdesiydi. Birçok padişah gibi avcılığıyla ünlü Sultan 4.Mehmed Han da Edirne'yi çok sevmiş, payitaht İstanbul olmasına rağmen Devlet-i Aliyye'yi, üç
Tükendi
İbrahim Yıldırım, Vatan Dersleri üst başlığı altında, 2006'da Hal ve Zaman Mektupları, 2008'de Ölü Bir Zamana Ağıt adıyla yayımlanan, birbiriyle ilintili iki romanını yeniden ele alıp, satır satır yeniden yazdı, tek bir kitapta topladı. Vatan Dersleri, köy enstitüsü mezunu bir öğretmen olan Galip Işık'ın hayatını kurcalayıp, sırlarını çözmeye çalışan, dolayısıyla ?anlama öğrenme bağlamında? çok uzun bir vatan yolculuğu yapmak zorunda kalan Neşet İlhan'ın serüvenlerini anlatıyor. Türkiye'nin yüz yıllık tarih
Tükendi
Osmanlı tahtına sahip olmak, geceyle gündüzü aynı anda yaşamaktır. Gündüzleri nefes kesen sofralar kurulurken önüne; geceleri bir yılan gibi boynuna sarılan urgan kesebilir nefesini... Gündüz önünde el pençe divan duranlar; gece bir padişahın kulağını keserek sunarlar ihanetin en ihtişamlısını... Zamanın ruhuna saklanan bu romanın kahramanı bir Osmanlı padişahtır. Bilinenin aksine biçare, talihsiz, bahtsız... Sadece bu romanın değil üç kıtada yetmiş iki millete hükmeden imparatorluğun da başkahramanıdır.
Tükendi
Yıl 1917... Birinci Dünya Savaşı insanlık için büyük yıkımlar getirmeye devam etmektedir. Savaşın ağır sonuçlarıyla her geçen gün daha fazla yüzleşmek zorundan kalan Osmanlı Devleti, Gazze ve Filistin cephelerinde şiddetli çarpışmalar sonucu ağır kayıplar vermekte, savunma hatları gitgide gerilemektedir. Kudüs de kuşatılmıştır artık. Çokdinli ve çokuluslu bir kentin birbiriyle uyum içinde yaşayan halkları sadece savaşın günlük hayatı çekilmez kılan zorluklarıyla değil, çocukları bile birbirine düşman yapan
Tükendi
?Hunlar; Gök'ün gururlu çocuklarıdır!" Hunlardan söz ederken, böyle yazmaktadır, kadim Çin tarih kaynakları. Mete Han, ?Gök'ün gururlu çocuklarını" yüksek ülkülere taşıyan, onlara, ?Acuna egemen olma" düşüncesini aşılayan hakandır. ?Tam yirmi altı devlet aldım! Yirmi altı budun üzerine han oldum!" diyerek belirtmiştir bu düşüncesini. ?Bütün yay çeken budunları Hun yaptım!" diyerek, birleştirici bir Türk milliyetçiliğinin ilk tanımını yapmış, TURAN'ı gerçekleştirmiştir. Büyük Hun İmparatorluğu'nu kuran
Tükendi
?Ben Hun Tanhusu, Teoman Han... Zoru zorladım, zoru kolay kıldım. Gök Tanrı'nın izniyle başarmam gerekenleri bir bir başardım. Yazgı böyleydi. Budunumun yücelmesi, tuğların yükselmesi, bayrağımızın dalgalanması gerekiyordu. Gök böyle buyurmuştu. İnanmakla başladı her şey. Önce ben, oğuşum, boyum, ardından bütün budunum... ?Biz Hun budun, sıradan işler için yaratılmadık! Acun, yönetilmek üzere bizi bekliyor. Devletimizi kuracak, töremizi yerleştirecek ve gücümüzü etkin kılacağız! Devlet olmak, k
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı hakkında müthiş bir roman "Herkes gitti ve ben nihayet yalnız kalabildim. Önümde uzun bir gece var ve bir saniyesini bile boşa harcamayacağım... Bu gecenin uzun, hayatım kadar uzun bir gece olmasını istiyorum..." Ama zaman ilerlemektedir ve geçmişiyle ilgili hatırladığı her şey, Tommo'yu hayatını sonsuza dek değiştirecek bir olaya biraz daha yaklaştırmaktadır.
Penguenler Adası", miyop Aziz Maël'in yanlışlıkla vaftiz ettiği Penguenistan penguenlerinin hikâyesidir. Kitap boyunca, bir yandan penguenlerin tarihi anlatılırken, bir yandan da Fransa'nın siyasi tarihi hicvedilmektedir. ?Penguenler Adası", penguenlerden ziyade insan doğasına dair bir romandır. Kitapta, tarih öncesinden başlayıp modern zamana dek, insanlık tarihinin alaycı biçimde tekrar anlatılır. Ama anlattıklarının ne kadarının kurgusal, ne kadarının gerçek olduğu ise belli değildir. Anatole France kita
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50