Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 332 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Bilim, felsefe ve inanca dair sorgulamalarına cevap bulamayan Râcî'nin hayatı, Aynalı Baba'yla mezarlıkta karşılaşmasıyla farklı bir yöne doğru evriliyor. Beraberce kahve içip Aynalı Baba'dan ney dinleyen Râcî hayallere dalıp, farklı bir dünyanın eşiğinde bulur kendisini. A'mâk-ı Hayâl, başkahramanımız Râcî'nin hayata dair sorularına cevap bulma arayışını konu ediniyor. Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi Efendi'nin irfâni bir bakış açısıyla kaleme aldığı A'mâk-ı Hayâl, insanın temel problemlerine değiniyor
Tükendi
Atını şan içinde düşmanı kovalayan safların arkasına, sanki dehşetli bir hücum yapar gibi, dörtnala sürerken yerlerdeki yığın yığın genç cesetlerin çokluğuna bakıyor, ?Hakikaten herifin hakkı var!" diye gülümsüyordu.
Tükendi
Köy, matemi içinde Kezban'ı düşünüyordu. O, nolacaktı? Hısımı, akrabası yoktu. ?Everelim!" diyorlardı. Yörük Hocanın ölümünden bir ay daha geçmemişti. Hacı Durmuş öksüz kalan kızı evine çağırttı. Ona bin dereden su getirerek evlenmesi icap ettiğini anlattı. Fakat Kezban soğukkanlılıkla, ?Amca, ben babamı vuranı hükümete tutturmadan kocaya varmam..." dedi.
Tükendi
O günlerde coşarak akan Nil'in suları ayaklarının ucuna dokunarak geçiyor, o her dokunuşta etrafına bakıyordu. Ga­liba son kez söyleyecek bir sözü, verecek bir sırrı vardı. Fakat kime söylemeliydi? Nehir çok acımasız! Ağaçlar duygusuz! Bulutların arasında büsbütün kurtulmaya çalışarak gitmeye hazırlanan ay kayıtsız! Ruhu duruldukça vücudu sessizliğe bürünüyordu. Şimşek gibi ani olarak gelip giden Nil'in o soğuk, öldü­rücü girdapları, Doğunun gökleri gibi saf ve masum olan Dilber'i birkaç kez kendine doğru
Tükendi
Türkçülüğün yurdumuzda ortaya çıkmasından önce Avrupa'da Türklükle ilgili iki hareket oluştu. Bunlardan birincisi Fransızca, Turquerie denilen, Türk hayranlığı'dır. Türkiye'de yapılan ipekli ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri, ciltçilerin, tezhipçilerin yaptıkları ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanlar, vb. gibi Türk sanat eserleri çoktan Avrupa'daki sanat severlerin dikkatini çekmişti. Bunlar, Türklerin eseri olan bu güzel şeyleri binlerce lira vererek toplarlar ve
Tükendi
Tanzimat dönemi ozanlarından olan Namık Kemal 21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da doğdu. Namık Kemal'in babası Mustafa Asım Bey'di. I. Abdülhamit'in Müneccimbaşı'lığı görevinde bulunan Mustafa Asım Bey, görev gereği Tekirdağ'da bulunduğu sıralarda Namık Kemal dünyaya geldi. Namık Kemal'in annesi, Abdüllatif Paşa'nın kızı Fatma Zehra Hanım'dır. Gerçek adı Mehmet Kemal olan Namık Kemal'in çocukluğu, Tekirdağ'da Mutasarrıf olarak görev yapan dedesi Adüllatif Paşa'nın yanında geçti. Daha sonra Kars'a ve arkasından
Tükendi
Tarih kelimesi İngilizce de History, Onun hikâyesi anlamındadır. Yaşanılanlar, savaşlar, olaylar anlatılır. Milletleri var eden ve anlamlı kılan biraz da geçmişleridir. Bu geçmiş olaylar günümüze nakledilirken destanlardan faydalanılır. Her ne kadar biraz abartılı da olsa her destan bir gerçeklik payı taşır. Türk milleti de şanlı tarihe sahip devletlerden biridir. Halkın benliğinde iz bırakan olaylar dillere destan olmuştur. Sonra bu destanlar yazılı ya da sözlü olarak hızla yayılmıştır. Elinizdeki kita
"Tarihin derinliklerinden kopup bugüne kadar gelen bir ulusun sesini duyabilmenin yolu kuşkusuz türkülerimizden geçer. Varoluş öyküsünün gizli kalmış yönleri, türkünün sanatsal görünümü altında korkusuzca ifade edilebilir. Bu anlamda, türkülerin kendine özgü bir dokunulmazlığı vardır. Bir duygusal tepki veya aykırı bir düşünce çoğu durumda doğrudan konuşma yoluyla dile getirilemezken, türkülerin sanatsal biçimi altında rahatlıkla gün ışığına çıkabilir. Bu olgu, türkülerimizi besleyen önemli kaynaklardan bir
Tükendi
Hz. Hüseyin'in 10 Muharrem 61'de Kerbela'da şehit edilmesi İslam dünyasının şahit olduğu en trajik olay olarak tarihteki yerini almıştır. Bu feci olay, Hz. Muhammed'in vefatından sonra ortaya çıkan ve başlangıçta istişarelerle çözülebilen; ancak peyderpey artarak, zamanla siyasi bir nitelik kazanan, halifenin kim olacağı hususundaki tartışmaların bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Peygamber torununun ve yanındakilerin Kerbela çölünde susuz bırakılarak katledilmesi, sağ kalanların Şam'a iletilmeleri esnasınd
Tükendi
Pir Sultan denizinden zerre kadar nasiplenmek istemeyene, acımaktan başka şey düşünemem Pir Haydar Şimşek Kaldıkları yerden okunmaya başlayan kitabı pür dikkat dinleyip, kimseden ses çıkmadığı gibi, önemli buldukları acıklı yerler gelince, annemler ve taliplerimiz ağlamaya başlardı... Anlamını bilmeden ben de ağlamaya başlardım... Onların gözyaşı dinince benim de gözyaşım dinerdi... Babam bile gözyaşına hâkim olamazdı... Nedenini çok sonra öğrendim. Okunan Kerbela kitabı ise, dinleyenlerin dinmezmiş gözya
Tükendi
Köroğlu destanı Türk edebiyatının en seçkin örneklerindendir. Köroğlu mücadelenin ve özgürlüğün sembolüdür. Tarih boyunca Köroğlu'yla ilgili türlü hikâyeler anlatılmış, bu hikâyeler nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Türk tarih ve kültürünün önemli bir parçası olan Köroğlu'nun, halk ozanı olarak kendine has bir söyleyişi vardır. Hüseyin Bayaz'ın derlediği Köroğlu destanının Antep Rivayeti, yıllar sonra ilk defa okurlarla buluşuyor. Halk ozanı Köroğlu ile diyar diyar gezmeye, Anadolu'nu
Kürt Halk Anlatıları, hem ülkemizden hem yabancı dillerden derlenen bir çalışmadır. Halk anlatıları deyip geçmeden, bu ders verici hatta hayal gücünü kışkırtıcı öz taşıyan anlatılardır. Anadolu ve Mezopotamya kokusunu hissederiz. Kürtçe anlatılmış bu ders veren hikâyeler Balkanlardan ve Avrupa anlatıları anlatıları arasına kadar yayılmıştır. Dilden dile dolaşan bu ölümsüz Halk Anlatıları'nı, meraklılarına sunmaktan hoşnuduz.
Tükendi
Destanlar, milletlerin kahramanlık hikâyelerinin toplamıdır. Öyleyse destanları zengin olan toplumların tarihleri de o ölçüde muhteşemdir. Bu açıdan baktığımızda Türklerin tarihi pek çok destanî hikâyelerle doludur ve bunların da büyük bir kısmı gerçekleri yansıtır. Zaten destanların en önemli hususiyeti, içerisinde milleti yakından ilgilendiren yaşanmış olaylara yer verilmesidir. Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı günden beri başından acı, tatlı birçok hadise geçmiştir. Ve dünyanın en eski halkları
Medet medet alemleri Yaradan, Yari benden ben´imandan ayırma Onsekiz bin alemleri var eden Yari benden ben´imandan ayırma Bu güzelle´anda ilet tenimi Ol türaba arka eyle kendimi yar ver de aleme ilet canımı Yari benden ben´imandan ayırma Bire benim ala gözlü meleğim Sığa kolun kan bulaşır yeleğin Gece gündüz budur senden dileğim Yari benden ben´imandan ayırma Karac´oğlan eydür döndü hezanım Dilim eydür gussalanm yazarım kaldı yavruda da safi nazarım yari benden ben´imansan ayırma
Tükendi
Aşık Veysel Şatıroğlu, Sivas toprağının en coşkun şairlerinden birisidir. O, Sivas türküsü gibi, yüzde yüz yerli zavkimizin ve milli duygularımızn yeni bir ifadesi olarak dikkatimizi çekiyor. 20. Yüzyıl Halk Şiirimide, şüphesiz O´nun ayrı bir önemi ve aydınlığı vardır.. Veysel daha yedi yaşında iken gözlerini kaybettiği halde , şiirleri ve iç dünyası ile insanı şaşırtacak kadar renkli bir şairdir. O, eli kalem tutmadığı, göz bir tek harf görmediği halde, şiirleri ve türküleriyle, bütün kalem erbabımızın dik
Tükendi
Nice hikâye kitaplarını gördük ve kıssa defterlerine nazar kıldık, evvel zamanda geçen peygamberlerin hallerinden ve ulu padişahların sergüzeştinden çok garip hikâyeler öğrendik ise de Yusuf aleyhisselam kıssasından garip ve şirin bir hikâye bilmedik." Yazarı bilinmeyen bu eserin girişi bu cümlelerle başlıyor. Kutlu Kitapta da "Kıssaların en güzeli" diye vasfedilen bu hikâye, hikâye olmanın ötesinde bir öğreti, bir hikmetler ırmağı. Rüya, kardeş kıskançlığı, sabır, devlet yönetimi, ekonomi, aşk, iffet... g
Tükendi
Maaday-Kara, Güney Sibirya'da yaşayan Altay Türklerinin destanıdır. Binlerce yıllık yaşam mücadelesinin iki nesli temsil eden yaşlı baba Maaday Kara ve yaşamı sürdürecek olan oğlu Kögüdey Mergen'in yaşamına sığdırılarak anlatıldığı destanda odak noktası, ölüm korkusu ve ölümsüzlük arayışıdır: Destanın kahramanı -aynı zamanda bir "şaman" prototipi olan- Kögüdey Mergen, hayatın sırrını çözmek, annesiyle babasını ölüler diyarından yeryüzüne geri getirmek, sürülerini ve halkını ölümün pençesinden kurtarmak için
Tükendi
Çalışmada kastedilen yardımcılar olay örgülerinde kahraman dışında yer alan kişiler değil bir şekilde kahramana yardım eden kişi ve varlıkları karşılamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde bu yardımcıların kim olduğu, statüleri, kahramana benzer yolculukları, neden bir ihtiyaç olarak var edildikleri tartışılmış ve geleneksel tasnifler içerisinde nasıl yer aldıkları belirlenmiştir. Bu tespitlerden sonra hazırlanan kahraman kalıpları gibi geleneksel bir yardımcı kalıbı çıkarılmıştır. Çıkarılan bu kalıp bir deneme
Tükendi
Hz. Hüseyin'in 10 Muharrem 61'de Kerbela'da şehit edilmesi İslam dünyasının şahit olduğu en trajik olay olarak tarihteki yerini almıştır. Bu feci olay, Hz. Muhammed'in vefatından sonra ortaya çıkan ve başlangıçta istişarelerle çözülebilen; ancak peyderpey artarak, zamanla siyasi bir nitelik kazanan, halifenin kim olacağı hususundaki tartışmaların bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Peygamber torununun ve yanındakilerin Kerbela çölünde susuz bırakılarak katledilmesi, sağ kalanların Şam'a iletilmeleri esnasın
Tükendi
Leylâ ile Mecnun Hikâyesi, İslâm medeniyetinin oluşturduğu müşterek edebiyatta büyük bir ilgi görerek şairler tarafından defalarca işlenen bir konu olma özelliğini hem kazanmış hem de bu özelliğini korumuş bir hikâye. Öyle ki yüzyıllardır en meşhur şairler ve edipler tarafından kaleme alınan ve oldukça zengin varyasyonu olan edebiyat tarihinin bu en kalıcı hikâyesi, aşk ve âşıklığı daima en iyi anlatan bir hikâye oldu. Hikâyenin kahramanları olan Leylâ ve Mecnun da âşıka ve maşuka daima en ideal örnekler ol
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 332 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5