Mamaloukas, 2017'de Yunanistan'ın prestijli ödüllerinden Anagnostis dergisinin "En İyi Roman Ödülü"ne layık görülen kitabında Avrupa'da sol silahlı mücadele geleneğinin "efsanevi" örgütlerinden Kızıl Tugaylar'ın dünyasını ve trajedisini anlatıyor. Üniversite öğrencisi Alessandro Fontana Bologna'da birdenbire ortadan kaybolur. Annesi, eski arkadaşı bir özel dedektif ve onun arkadaşı bohem havalı bir sahaf hep birlikte kayıp öğrenciyi aramaya koyulurlar.
Alessandro'nun çalışma masasında açık duran eski basım
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu karşılıksız aşka dair kolay okunan ama unutması çok zor bir kitap...
Hayranlık duyduğu bir yazara daha çocuk yaşlardan itibaren âşık olan fakat söz konusu yazar tarafından hiçbir zaman, hiçbir biçimde fark edilmeyen, bilinmeyen isimsiz bir kadının kaleme aldığı bir mektup formundaki Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig'ın okuru derinden kavrayan eserlerinden biri. Tutku, aşk, bir ömrü küçücük hatıraların aynasında geçirme, saplantı, hayal kırıklıkları, melankoli, ölüm
Adam kasvetli ortama aldırmadan ellerini ovuşturarak koridorda
yürümeye başladı. Sadece yatağına uzanmak ve tüm
düşüncelerden sıyrılmak istiyordu. Fakat kendi odasına vardığında
hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı. Dedelerinden miras hançer,
giriş kapısına saplanmıştı. Hançerin bronz kabzasından
rulo yapılmış bir kâğıt parçası sarkıyordu. Genç adam kötü bir
şeyler olduğunu sezerek bir süre öylece durdu, sonra cesaretini
toplayıp notu okumaya karar verdi.
"Büyük Kilise'nin atlarını takip et. Başları kesik
" Karanlık, zehirli nefesiyle tüm şehri yalayıp uyuşturmaya başlayana dek büroda kaldım. Şehrin ışıkları uzaktan göz kırpıyordu. Dolunayın cılız ışığı göğün kumaşına düşer düşmez kayboluyordu. İçinde olduğum binanın duvarları silindi, etrafımdaki yepyeni ve pahalı tüm eşyalar hızla eskidi ve toz olup dağıldı. Ipıssız bir yolda gözleri delici bir ışığın kuvvetiyle kamaşmış zavallı bir hayvan gibi donup kalmıştım.
Üstelik gözlerimi kamaştıran ışık da ani bir değişimle karşıma dikilen bilincimin ışığıydı. Bir
Bu öyküler, uzun süredir içimde gezinip duran bir dizi duyum, aktarım ve yaşantının düşünce, kurgu ve betimlemelerle katıştırılıp harmanlanması, iddiasız bir öykü üslubuna dönüştürülme çabasının bir ürünüdür.
Bu kitap benim öykü alanında yaptığım ilk çalışma. Bir şeyin ilki ait olduğu kişiye hem heyecan verir hem sevimli gelir hem birçok kusur ve yetersizlikten beriymiş izlenimi verir.
Bizce büyük gayret ve çabalarla kaleme alınmaya çalışılan bu öyküler; sizce mantıki tutarlılık, inandırıcılık, gerçekçili
Toprak hep de ala boyanır bu memlekette,
Bu nasıl ressamdır, bir al bir karası var.
Ölüler aynı dilden susmuştur bak,
Aynı ağıttan çınlamıştır dağlar.
Biri uçurtmaya dair,
Biri vatan için vurulmuştur.
Hep loş ışıklar yanacak değil ya bu memlekette,
Bu gölgeler de bir gün silinir gülüm.
Umudun mavisi, huzurun yeşili,
Doymuşluğun sarısı biter kuru tepelerde.
Çünkü annelerinin gözyaşlarıyla büyümüştür çocuklar,
Aynı toprakta oyunlar kurmuştur...
Kutsal Erdenliğe Doğru
Sözcüklere dökülmemiş şiir gibi duyumsuyorum geceyi.
Upuzun uzanıyor kendi karanlığına;
Göğe gömülen kesintisiz koyu bir çizgi gözerimimde .
Tek bir dize yalnızca:
" Yarın; sanki, dalgıç kuşunun kanadında gelen
Kutsal Erdenlik..."
Yankılanıyor gecenin esmer sesinde.
Otobüsü ıssız bir yerde acımasız bir kar fırtınası yüzünden arıza yapınca Jack Reacher kendini ölümcül bir yüzleşmenin ortasında bulur. Geceyi geçirmek zorunda kaldığı ve son zamanların en şiddetli kışını yaşayan Güney Dakota'da cesur bir kadın, gizli güçler tarafından tehdit edilen küçük bir kasaba için adalet aramaktadır ve yardıma ihtiyacı vardır; çünkü hiç açık vermeyen, soğukkanlı, profesyonel bir katil etrafta gezinirken hayatta kalmak anbean zorlaşacaktır.
Reacher kendi planına sadık kalıp yoluna de
NEW YORK TIMES ÇOKSATANI
THE TONIGHT SHOW YAZ KİTAPLARI; PEOPLE, VOGUE,
PARADE, NPR VE ELLE YILIN EN İYİ KİTAPLARI SEÇKİSİ
New York Polis Teşkilatı'nda ortak çalışan Francis Gleeson ile Brian
Stanhope bitişik evlere taşınır. Kapalı kapılar ardında yaşananlar
zaman içinde yavaş yavaş büyük bir felaketin fitilini ateşler.
Ailelerin giderek daha da yakınlaşan çocukları Kate ile Peter,
herkesin hayatını kökten sarsan o gece ayrı düşse de, aralarında ne
kadar sağlam bir bağ olduğunu anlamaları onca engele rağmen
"Yıllardan beri hep yazdım. Okuduğum her şey bana yeni bir şeyler düşündürüyordu. Kütüphaneler, içinden fikirler fışkıran birer mekândı. Orada geçirdiğim saatler bir süre sonra yine kütüphanelere girecek yazılara dönüşüyordu. Diyebilirim ki Kaplan Bey'in ‘yazarak düşünün' çağrısına bol bol cevap verdim. Onun sayesinde kısa denemeler, eser tanıtmaları yazmayı da öğrenmiştim. Bunlara devam ettim. Böylece okumak ve onun devamı olan yazmak, hayatımın belki de yegâne meşgalesi oldu. Yazılarımı okuyanlar Kaplan
"Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti,
bozuk para gibi harcama telaşı."
Aşk acısıyla baş edemeyen Feribe, Mazi İmha Merkezi'ne başvurur. Bu tuhaf merkezde alacağı dersler yoluyla acı veren tatlı hatıralarını unutmayı hedeflemektedir. Peki Feribe yana yakıla geçmişiyle uğraşırken, bugünün payına ne düşecek? Bugün de vakti geldiğinde derslerin konusu olmak üzere sıraya mı girecek, yoksa Feribe'nin geçmişin oyunbaz gölgeleri arasında nefes almayı öğrenmesi mi gerekecek?
İnsanın
"Gönül kurduğu aşk sarayını yıkılmış görmektense, bazı gerçekleri çiğnemekten çekinmez."
Türk edebiyatına birçok önemli eser kazandıran, romanları günümüzde de değerini ve özgünlüğünü koruyan Hüseyin Rahmi Gürpınar, toplumun çeşitli sınıf ve tabakalarına mensup kişilerin belirli özelliklerini ustalıkla ortaya koyar, olayları abartılı olmayan bir güldürü ve anlatım rahatlığıyla okuyucuya sunar.
Fransalı bir kadın olan Matmazel Anjel'in Dehri Efendi'nin konağında mürebbiye olarak çalışmasıyla başlayan trajik
Sevgili okurlar, bu kitabı hayatımın kaporta çıraklığından Tıp Fakültesi öğrenciliğine ve sonrasında Üroloji asistanlığından uzman doktorluğa uzanan yıllarımda yaşadığım bazen gülümseten, bazen düşündüren, bazen de duygulandıran anılarımı sizlerle paylaşmak için yazdım ve çok büyük heyecan, gurur ve mutluluk içindeyim.
Samsun Gülsan Sanayi Sitesi´nin kaporta atölyesinde hayatı öğrenmeye başladığım yıllardan Tıp Fakültesi öğrenciliği ve Üroloji uzmanlık dönemlerime uzanan hayatımın tüm yaşanmışlıklarını, mes
Gayemiz hayırlı bir nesil yetiştirmek.
Çocuklarımızın gerçek sahibi değiliz. Onların bizlere Allah;ın birer emaneti olduğunun bilincini taşıyarak, kendi öz değerlerimizle çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
Bizlerin fani hayatta bir imtihanda olduğumuzu düşünürsek, çocuklarımız da bu imtihanın bir parçasıdır. Bu da bizlere çok büyük sorumluluk yüklemektedir. Çocuk sevgimizi ve imtihan sorumluluğumuzu dengede tutmak zorundayız.
Değişen dünyaya ayak uydurabilmek için geleneksel başarılı eğitim usullerini özümüz
Bu kitap sosyal medyada bir günlük, bir tür çalakalem sayıklama. Esip coşuyorum kendi halimce. Bu dünyanın, bu ülkenin ‘Ada' adını verdiğim metaforundan ufka bakıyorum. Hayal ve gerçek arasında gidip geliyorum.
‘Çekirgeyle Konuşmalar' ter tepelek, torlak bir hakikat arayıcısının iç dökmeleri, dertleşmeleridir.
Muhayyilemden bir ‘Çekirge' hayali çıkardım, ona konuştum. Yani kendime, içimdeki talebeye...
Paylaşımlarımda ki zor yıllardı hem kendime hem beni okuyanlara vitaminler moraller vermeye çalıştım.
• Oyunlaştırma nedir?
• Oyunlar neden sevilir?
• Eğitimde oyunlaştırmaya neden ihtiyacımız var?
• Sınıflarda dijital dünyanın nimetlerinden faydalanıyor muyuz?
• Neden Pokemon GO karakterlerini ezberlemek, periyodik tabloyu ezberlemekten
daha kolay?
• Bilgisayar olmadan kodlama öğretilebilir mi?
• Bir oyun, edinmesi yıllar alan bilgileri sadece birkaç gün içinde öğretebilir mi?
Peki tüm bu soruların cevapları ışığında eğitimi oyunlaştırmayla
harmanlamaya hazır mısınız?
Eğer oyunların gücüne inanmıyorsanız,
"Schami hem aşk romanlarının hem de toplumsal gerçekçi
romanların motiflerini bir arada kullanarak, rengârenk bir hat
eseri kadar büyüleyici ve egzotik bir anlatı yaratmış."
—Neue Zürcher Zeitung
Bir dedikodu, Şam'da hızla yayılmaktadır: Meşhur hattat Hamid
Farsi'nin güzeller güzeli karısı Nura kaçmıştır. 1957 yılının
Şam'ında görülmedik bir olaydır bu. Kimileri Nura'nın insanı
kıskançlıktan çatlatacak türden bir hayatı ardında bırakıp
gittiğini, kimileriyse kocasının düşmanları tarafından kaçırıldığını
dil
"Bir toyonun varsa, öldürmek için de bir sebebin var demektir!"
"Biliyorum" diye araya girdi Goras, "Bizde de ‘Toyun' derler. Kudretin simgesi, ay ışığının yeryüzündeki parıltısıdır."
Elika, "İşte bu!" dedi heyecanla, "Ben de bu parıltıdan bahsedecektim. Tanrılar, bazen bir ağacın kökünde görünür, bazen de bir kılıcın çeliğinde yanar. Toyon kuşananlar, metalini kavil yağıyla saat başı ovuşturup duran kendileri değilmiş gibi kılıçlarının ciladan değil, bu görünmez, bilinmez güçlerin hikmetinden ışıldadığın
Dişli kızlar karşı koyar!
Vivian Carter bıkmıştı. Yaşadığı küçük Teksas kasabasının lisesinde herkesin futbol takımının her yaptığını alkışlamasından bıkmıştı. Cinsiyetçi kıyafet kurallarından ve bitmek bilmeyen tacizlerden bıkmıştı. Ama en çok da daima kurallara uyan iyi kız olmaktan bıkmıştı.
Viv annesinin geçmişini keşfettiğinde, ondan ilham alarak feminist bir dergi hazırlamaya ve okulda gizlice dağıtmaya karar verdi. Tam pes edecekken derginin diğer kızlara güç verdiğini, onları ses çıkarmaya teşvik
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 680-700 /
Aktif Sayfa : 35
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.