Sevgili Çocuklar,
Ali Nazȋmâ, bundan tam yüz yıl önce bu topraklarda yaşamış. Öğretmenlik, çeşitli eğitim
kurumlarında yöneticilik yapmış, matematikten tarihe kadar çok farklı alanlarda onlarca kitap
yazmış bir aydınımız. Elinizdeki bu kitapsa onun, çocuklar için yazdığı bir hikâye kitabı. Ali
Nazȋmâ Okuma Hazinesi'ni iki cilt hâlinde, 1912 yılında yayımlanmış. İçinde iki yüz hikâye
olan bu kitabın dilini, yazarın anlatımına bağlı kalarak, rahat okuyabilesiniz diye daha
anlaşılır hale getirdik. Bazı kelimel
Radyo tiyatroları, radyolar için gerek metnin zorluğu gerekse temsil edilme şekli bakımından belli bir kabiliyet gerektiren, meşakkatli bir yayın türüdür. Örneğin, tiyatro sahnesinde izleyicinin tepkisi anlık olarak alınabilirken radyo tiyatrosu dinleyicilerinin tepkilerini bire bir almak imkânsızdır. Yapısı gereği bu ve buna benzer birçok zorluğu bünyesinde barındıran radyo tiyatrolarının, zihinlere çizilen sihirli bir yolculuk olduğunu söylemek yerinde olur. İşte bu kitap da bu yolculuğun hem dönemsel hem
Psikiyatri
Avuçlarında camdan bir bilye,
Kırık.
Sımsıkı sarmalıyorsun bu keskin bilyeyi.
Ellerini kesmiş, kanatmış;
Kanatmaya da devam ediyor.
Yaralısın,
Aldırmıyorsun,
Evirip çevirmeye devam ediyorsun.
Kan damlıyor.
Görmüyorsun.
Hissediyor, önemsemiyorsun.
Bu şekilde devam ettikçe iyileşeceğine inanıyorsun.
Kırık bilye seni yaralamaya devam ediyor.
İnatla daha da sıkı sarmalıyorsun.
Adeta parçalamasına izin veriyorsun.
Şimdi, beraberce açacağız avuçlarını,
Kırık bilyeyi bir kenara koyup saracağız yaraların
3 Nisan 2002 Tarihinde Balıkesir İlinin Ayvalık İlçesinde doğdu. İlk ve ortaokul öğrenimini Ayvalık'ta
tamamladı. 2016 Yılında girdiği İzmir Karşıyaka Cihat Kora Anadolu Lisesi'nde öğrenimine başladı. Kompozisyon
ve şiir dalında katıldığı çeşitli yarışmalarda derce ve birincilikler elde etti. Şiir ve roman gibi edebi türlerin
yanında; müzik, resim ve tiyatro gibi sanat dallarıyla da aktif bir şekilde uğraştı. Cihat Kora Anadolu Lisesi'nde
kendisine ait bir resim sergisi açtı. İyi derecede piyona çalabilen ş
Eski Çağ anlatılarında yer alan mitolojik kahramanların, varlıkların, motiflerin veya imgelerin Türkçe anlatı geleneğinde süregelen izleri bugün hâlâ keşfedilmeyi bekleyen disiplinlerarası bir araştırma konusudur. Gönül Tekin, her biri uçsuz bucaksız yeni ufuklar açan kitaplarında, makalelerinde, konferanslarında ve söyleşilerinde bu konuyu büyük bir itina ile işlemekte ve bugün artık kendi dünyamızın bir parçası olmayan, anlamadan okuduğumuz, ve hatta çoğunlukla anlamadan yorumlamaya çalıştığımız, eski dev
Müteveffa Filiz Bingölçe'nin 2001 ve 2005 yıllarında iki cilt olarak
yayımladığı Kadın Argosu Sözlükleri, kadınlara özgü ve anonim bir dilsel
birikimin derlendiği müstesna çalışmalardı. Sözlü geleneği kayıt altına
alan ve kadınlık deneyiminin muhtelif veçhelerine tanıklık eden –ve uzun
yıllardır ulaşılamayan– bu çalışmaları, tek cilt olarak tekrar ilgili okura
sunuyoruz.
"Bir dil oyunu mu bu? Evet... Kadınlar arası tanışıklığı mı güçlendiriyor?
Tabii... Erkeklere kapalı bir üstünlüğü mü kanıtlıyor? Galiba..
Eski Çağ anlatılarında yer alan mitolojik kahramanların, varlıkların, motiflerin veya imgelerin Türkçe anlatı geleneğinde süregelen izleri bugün hâlâ keşfedilmeyi bekleyen disiplinlerarası bir araştırma konusudur. Gönül Tekin, her biri uçsuz bucaksız yeni ufuklar açan kitaplarında, makalelerinde, konferanslarında ve söyleşilerinde bu konuyu büyük bir itina ile işlemekte ve bugün artık kendi dünyamızın bir parçası olmayan, anlamadan okuduğumuz, ve hatta çoğunlukla anlamadan yorumlamaya çalıştığımız, eski dev
Eşya ve varlığın sırrını oku'mak demek; 21 Yüzyılı büyüleyici bilgi çağına dönüştüren, ışık hızındaki titreşimlerin sırrını oku'mak demektir.
İndirilen kitaba yazılan ayetlerin, âlemlerin Rabbi'nin vahyi olduğunu apaçık olarak gösteren, kesin olarak ispatlayan müteşabih
ayetlerdeki mucize deliller zincirini oku'mak demektir.
Yaradılan kitabın afak ve enfusi ufuklarına yazılan ayetleri oku'ma- yan, öğrenmeyen İslam dünyasının sözcüleri, zamanımıza bakan bu
mucize delilleri göremezler, gösteremezler. Bundan d
Darfur, pek çoğumuzun zihninde bir muammadan ibaret. Darfur hakkında bildiklerimiz, orada
kabileler arasında hunharca bir katliamın olduğu... Fakat bu çatışmaların neden çıktığı ya da
bunu ortadan kaldırmak için nelerin yapıldığına dair bilgilerimiz ne yazık ki etraftan duyduğumuz
birkaç cümleden öteye geçemiyor.
Bir insan hakları savunucusu olan Yasser Elgharbawy, bu kitabında bütün gerçekliğiyle Darfur'u
anlatıyor bize. Darfur seyahati boyunca deneyimlediklerini, kabileleri, çatışmaları, insanların
yaşadı
Aruz vezni Türk edebiyatının uzunca bir dönemine damgasını vurmuş önemli bir ahenk unsurudur. Bu veznin günümüzde daha iyi anlaşılabilmesi ve hatta yeni metinlere uygulanabilmesi amacıyla hazırlanan elinizdeki kitap, aruz fobisi olanlara ilaç gibi gelecek, aruzla yazılmış şiirlerdeki ahengin daha iyi görülebilmesini sağlayacaktır. Gereksiz ve işlevsiz bilgilerden arındırılarak sunulan alıştırmalarda, kişinin aruz veznini kendi kendine geliştirmesi sağlanmış, herkesin aruz vezni ahengine aşina olması amaçlan
"... bazı vakanüvislerin Alman tarihinin şu sözümona talihsiz safhasına tarihî bir değer isnat
etmek için benzer hadiselere atıfta bulunmaya dair tüm çabalarına rağmen, –tıpkı bu konuşmada
da olduğu gibi– neler kabul, nelerden şikâyet edilirse edilsin, bilmem ne gibi suçluluk itirafları
gelirse gelsin, Auschwitz dedikleri cesamet, bir emsali daha olmadığı, zemini tarihî hiçbir
malzemeyle beslenemediği, hiçbir suç itirafını hazmedemediği için akıl almaz bir şey olarak
kalmış ve öylesine bir milat teşkil etmi
Yazar:Fatih Usluer
Ayşe Cıpan Esengül Sağlam
Seda Edik Baykal Traş
Betül Elmacı Recep Demir
Agah Enes Akkaya
Öznur Akçalı Nezir Gültepe
Hurufilik Seçme Metinleri, uzun bir maratonun önemli köşe taşlarından biri... Bu maratonda
koşanlara uzatılan bir şişe su. Anadolu topraklarında, daha doğru bir ifadeyle söyleyelim;
Türkçe konuşulan Osmanlı topraklarında yazılmış Farsça veya Türkçe Hurufi metinlerine
baktığımız zaman, ne denli büyük bir kültürü tevarüs ettiğimiz daha iyi görüyoruz. Hurufiliği
ve eserlerini
"Gerçek sanatçı ile sanat amatörü arasındaki fark, birincisinin ne kadar aykırı görünürse görünsün her yeni eseriyle büyük planını biraz daha geliştirmekte oluşu, ikincisinin ise, bütün eserlerinin ayrı ayrı değerli olsalar bile önlerinin kapalıya doğru birikmesidir. Yani birincisi gelişmeye ve bütüne doğru giderken öteki tıkanmaya, yani dağılmaya doğru gitmiş olur. İkinci sınıf sanatçıların, çağlarında ne kadar beğenilip gürültü koparsalar da, kısa zamanda kesinlikle bir daha dirilmemek üzere unutulmaları
Hayat, başkalaşmayı, beden değiştirmeyi ve kabuk bağlamayı öğrendiğimiz bir yol. O, kanlı ayaklara, çürükle dolu bileklere aşina. Onda büyüler, boyutlar, savaşlar ve en çok da ölüm var. Girdaplarla ve labirentlerle dolu, hem bugüne hem de acımasız tarihî olaylara uzanan zekâ dolu bir roman.
Bülent Ayyıldız 2019 GİO Roman Başarı Ödülü'ne layık görülen romanı Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil ile bizi bir yola davet ediyor. Onunla tamamlanıp onunla eksilmemiz için.
"Zamanı düz bir çizgi gibi düşünmeyi bırakma
"Bir arketip ustası. Kendisinden taviz vermeden zamanın ruhunu yakalayabilen bir sanatçı." –Jonathan Lethem
"Dünya'ya Düşen Adam'daki karakter ömrüm boyunca aklımda kalacak." –David Bowie
"Yazılmış en iyi bilimkurgu kitaplarından biri." –James Sallis
"Dünya'daki bir uzaylıyla ilgili yazılmış en gerçekçi eser." –Norman Spinrad
"Eğer Mars'tan Geliyorsanız, Gerçekten De Yalnız Olmalısınız."
Walter Tevis, bilimkurgunun özünü çok iyi kavramış, çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri. Y
Yılmaz Güney'in en önemli filmlerinden biri olarak kabul gören Baba, sınıfsal olanı gözden kaçırmayan, yaşam şartlarının insanların hayatlarını belirlemedeki etkisini gözler önüne seren konusu ve toplumun içinden seçilen gerçekçi karakteriyle kültleşmiş,Türkiye'de politik sinemanın öncülerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Çocukları ve eşi için işlemediği bir suçu kabul eden fakat yıllar sonra umduğu her şeyin tepetaklak olduğunu fark eden Baba, yaptıkları ve başına gelenlerle çözümün bireysel çabalarla o
Kalabalık. Birbirine benzemeyen milyonlarca yüz, öfke ve hayal kalabalığı. Yüzlerin değiştiği, öfkelerin bilendiği, hayallerin un ufak edildiği çürük dişlere benzeyen evlerin kalabalığı. Yüzyıllardır duyguları kamçılayan enstrüman sesleri gibi birbirine karışsa da kimsenin beraber duymaya heves etmediği kadim dillerin kalabalığı. Yokuşların, merdivenlerin, pazarların, vitrinlerin, yamaların ve marka etiketlerinin kalabalığı. Byzantion, Nova Roma, Stanpoli, Dersaadet, Asitane, Kostantinopolis, İstanbul. Tari
Terry Pratchett ve Stephen Baxter'ın heyecan verici UZUN DÜNYA serisi UZUN SAVAŞ ile devam ediyor.
Savaş, Uzun Dünya'ya gelmişti...
Serinin ilk kitabı Uzun Dünya'da yaşananlardan bir nesil sonra, Adımlama ve öncüler Joshua ile Lobsang sayesinde insan ırkı yeni dünyalara yayılmaya devam ediyordu. "Medeniyet" gelişiyor, Dünyalar arasındaki ticaret ve kültür alışverişi twain adındaki hava gemileri sayesinde iyiden iyiye artıyordu. İnsanlık, Uzun Dünya'yı şekillendiriyordu ve karşılığında Uzun Dünya da insan
Başımıza ne geldiğini bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bir gün bütün haritaların işe yaramaz hale geldiği ve kendi haritamızı yapmak zorunda kaldığımız.
Fırtına bulutu gelip onu aldığında Elka yedi yaşında bir kızdı. Büyük Aptallık ve Çöküş'ün ardından, ormanların bataklığa, şehirlerin harabeye dönüşmesinden sonra dünyadan ne kaldıysa o vardı elinde. Bu dünyaya pek güvenmiyor, hayatını ormanda sürdürüyordu; yolları, kasabaları, insanları sevmiyordu. Kısa hayatı boyunca ormanın ve kendinin kurallarıyla yaşamı
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 640-660 /
Aktif Sayfa : 33
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.