Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 710 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12
Allah´ın elçilerine karşı husumet cephesi kuran zalimlerin saflarını şeytan tertiplemiştir. Şeytan kumandasında peygamberlere karşı saf tutanlar, her zaman bozguna uğramışlar; nur ve iman karşısında ayakta durmamışlardır... Ecelin temzlik süpürgesi, her zalimin yuvasını bozmuş, her münkiri tahtından toprağa indirmiştir. Evet: Nusrat ve zafer rüzğarları, iman ufuklarından gelir... Hz. Aişe (R.A.) bir iman abidesidir. Hz. Aişeyi bütün yönleriyle bu kitapta izleyeceksiniz
Müslümanlar bir taraftan kendi tarihlerine karşı umursamaz yahut inkârcı davranırken diğer taraftan mevcut şartları, kuralları ve ihtiyaçları gözardı ederek Asr-ı saâdeti mutlak olarak diriltme hayalperestliğine düşmektedirler. Bu nedenle tarihî gerçekleri konuşturmanın zamanı gelmiş bulunmaktadır. Net olmayan asıldan güzel bir kopya çıkarılamayacağına göre yapılması gereken, Asr-ı saâdeti tamamen tarihin çöplüğüne atmak veya aynen diriltmek seçeneklerinden birine aceleyle yönelmeden önce onun gizli kalmı
1. CİLT: Günümüzde ciddi ölçüler dâhilinde kaleme alınıp neşredilen Siyer-i Nebî çalışmalarının her biri, mutlaka bir ihtiyaca cevap vermektedir. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.s)'in hayatı, Kurân-ı Kerîm gibi her dem taze ve canlı olup, insanlık için rehberdir. Dolayısıyla Kurân-ı Kerîm'in esaslarını daha iyi anlayabilmek için yeni Tefsîr çalışmalarına ihtiyaç olduğu gibi Hz. Peygamber (s.a.s)'in tüm insanlık için ibretlerle dolu olan hayatını gereği gibi ortaya koyabilmek için de yeni Siyer-i Nebî çalışmalarına
Bu kitapta "Hulefâ-i Râşidîn Dönemi" ele alınacaktır. Bilindiği gibi gerçekleştirilen hızlı fütûhatla İslâm'ın yayılışı ve yaşanan iç savaşların dinî, siyasî, sosyal sonuçları açısından bu dönem, Hz. Muhammed (s.a.s)'den sonraki en önemli tarihî dönem olup üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Bu münasebetle bu araştırmada konular incelenirken ana kaynaklarla birlikte okuyucunun daha geniş, daha farklı bilgi ve yorumlara ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla günümüzde bu alanda ilmî çalışma yapan değerli ilim
Tükendi
Resûlullah (s.a.s)'in örnek hayatı, bizim gönlümüze huzur veriyor, yolumuzu aydınlatıyor; sıkıntıları sabırla aşabilmeyi, nimetlere erişince de Cenâb-ı Hakk'a gereği gibi şükretmeyi bize öğretiyor. Evet... Siyer-i Nebî'ye duyulan ihtiyaç hiç bitmeyecek! Dünya üzerindeki tüm Müslümanların ve hatta tüm insanlığın günümüzde Hz. Peygamber (s.a.s)'in hayatını-Siyer-i Nebî'yi öğrenmeye, anlamaya ve tefekküre her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunda hiç şüphe yoktur. İnşallah, elinizde şu anda tuttuğunuz ikinc
Günümüzde ciddi ölçüler dâhilinde kaleme alınıp neşredilen Siyer-i Nebî çalışmalarının her biri, mutlaka bir ihtiyaca cevap vermektedir. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.s)'in hayatı, Kurân-ı Kerîm gibi her dem taze ve canlı olup, insanlık için rehberdir. Dolayısıyla Kurân-ı Kerîm'in esaslarını daha iyi anlayabilmek için yeni Tefsîr çalışmalarına ihtiyaç olduğu gibi Hz. Peygamber (s.a.s)'in tüm insanlık için ibretlerle dolu olan hayatını gereği gibi ortaya koyabilmek için de yeni Siyer-i Nebî çalışmalarına ihtiyaç
Tükendi
İlahi kelamın açık mesajının önüne bir kartopu misali örülen malumatları titizlikle ortaya dökmek, alınması gereken gerçek malumatları bunların içinden ayıklayarak alabilmek İslâmî ilimlerin en önemli gayesidir. Geleneksel bir bakış haline gelerek hak olanı kaplayan karışımların temizlenmesi aynı zamanda İslâmî uyanışın öncelikleri arasında yer alır. Alpay Bozdağ, Âdem'in İki Oğlu: Mitoloji ve Kıssa kitabında hak ile batıl olanı ayırma sürecinde ortaya çıkan sorunları gidermeye çalışıyor. Geleneğin ve tarih
Tükendi
Hepsi insandı ve insanca yaşadılar. İnsanların kalplerindeki tereddütler silinsin diye mucizelerle de desteklendiler. Bu insanların hayat hikâyeleri her birimiz için kendi hayat hikâyemizden ana babamızın, yönetici ve kahramanlarımızın hayat hikâyesinden daha önemlidir. Çünkü yeryüzünde geçireceğimiz kısa ömrün gerçek hedef ve anlamına uygun yaşanması için gerekli örnekler, tereddütsüz doğrular ancak peygamberlerin yaşamında vardır. Herkesin en güzel tarafı ancak peygamberlerin yaşamına benzediği kadar güze
Tükendi
İslam dininin bir nevi teolojisi olarak nitelendirmenin mümkün olduğu kelâm ilmi inanç ile ilgili meseleleri konu edinen bir disiplin olarak h. 2. asırda ortaya çıkmıştır. Kelâm ilmini ilk kullanan sistematik kelâm ekolünün Mu'tezile olduğu yaygın görüştür. Mâturîdîlik ve Eş'ârilik şeklinde biçimlenen ehl-i sünnet kelâmı ise h. 3. asrın sonlarında, 4. asrın başlarında doğmuştur. Müslümanların düşünce tarihlerinde kelâm yöntemini kullanan mütekellimler yanında, kelâm yöntemine karşı çıkan özellikle selefî ge
RESULULLAH EFENDİMİZİN AMCASIN OĞLU, DAMADI VE DÖRDÜNCÜ HALİFESİDİR. ÇOCUKLUK YILLARI RESULULLAH EFENDİMİZİN EVİNDE, ONUN TERBİYESİ ALTINDA GEÇMİŞTİR. HZ. HATİCE (RA) DAN SONRA İLK MÜSLÜMAN OLMA ŞEREFİNE ERMİŞTİR. EFENDİMİZ KENDİSİNİ KARDEŞİM VE VEZİRİM DİYEREK TALTİF ETMİŞTİR. HZ.ALİ'NİN ŞÖYLE DEDİĞİ RİVAYET EDİLMİŞİR: "BANA ALLAHIN KİTABINDAN SORUN ZİRA HİÇ BİR AYET YOK Kİ ONUN GECE Mİ GÜNDÜZ MÜ, OVADA MI DAĞDA MI NAZİL OLDUĞUNU BİLMEYEYİM."
Kur'an hidayet rehberidir. İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için indirilen son ilahi mesajdır. Hayatı tanzim edecek ilkeleri barındırır. Muhataplarının bireysel ve toplumsal hayatlarını ihya ve inşa etmek üzere inzal edilmiştir. Siyaset, ticaret, eğitim, sosyal yaşam, sanat, mimari ve hayata tekabül eden her alan için ilkeler vazeden Kur'an, ahlakın da membaıdır. Kur'an, Müslümanın her halini şekillendirecek dinamizme sahiptir. Bu dinamizmi gerçekleştirebilmesi için Kur'an'ın pratik sahada ete ke
Tükendi
Hz. Nûh'un (as) takip ettiği davet yolu; tüm vaktini, gecesini gündüzünü almıştır. Öyle ki o, farklı üsluplar kullanarak çok uzun zaman; aylarca, yıllarca, dâvetine devam etmiştir. Ne dersin; aylarca mı dâvet etti, yıllarca mı dersin, on yıllarca mı!? Yok yok Hz. Nûh (as) dâvetini dokuz yüz elli yıl boyunca sürdürmüştür: "...o kavminin içerisinde dokuz yüz elli yıl yaşamıştı." Hz. Nûh (as) dâvetçi bir resûldü ve dâvetine, tebliğine sıkı sıkıya bağlıydı. Görevini sabırla, sebatla, çaba ve gayretle yüzlerce y
"Allah Teâlâ Hz. Âdem'i (as) cennette şekillendirdiği zaman dilediği kadar onu orada bıraktı. İblis ise onun etrafında dolaşıyor ve ona bakıp duruyordu. İçinin boş olduğunu gördüğü zaman ise güçsüz, zayıf bir mahlûk olduğunu/olacağını anladı." Müslim İnsanın içinin boş olması onun zayıflığına delildir. İşte İblis de insanlığın babası Hz. Âdem'in (as) yanındayken bu zayıf noktayı bulmuş, anlamış ve ona bu noktadan yaklaşmıştır. Ayrıca Hz. Âdem'in (as) çocuklarına ve zürriyetine yaklaştığı yer de bu zayıf no
Kur'an'ın insanları yer ve gök üzerinde düşünmeye sevketmesi, Hz. Peygamber'in zamanının teknik bilgi ve tekniğine sahip çıkması, namaz, oruç ve hac gibi ibadet vakitlerinin astronomik olaylara bağlanması, kıble istikametinin doğru tespit edilme ihtiyacı gibi hususlar Müslümanların her türlü teknik bilgiye, özellikle astronomiye ilgisini arttırmıştır. Müslümanların astronomiye ilgisi belli bölgelerle sınırlı değil, geneldi. Hindistan'dan Endülüs'e kadar uzayan coğrafyada kurulan bütün İslâm devletleri astro
Tükendi
- İslâm dünyasında inşa edilen hastanelerle ilgili bilgiler, çoğu zaman, ortaya konulan çalışmalarda, ideolojik bir söylemi dile getirmiş, medeniyet yarışında kullanılan bir malzeme haline gelmiştir. - Elinizdeki bu çalışma, kaynaklarda yer alan malzemeler ışığında, İslâm hastanelerinin kuruluşundan on ikinci yüzyıla kadar seyrini tespit etmeye çalışmaktadır. On ikinci yüzyıl ve sonrası İslâm coğrafyasında önemli hastanelerin kurulduğu bir süreçtir. Eyyûbîler, Memlükler ve Osmanlılar tarafından kurulan ha
RESULULLAH EFENDİMİZİN AMCASIN OĞLU, DAMADI VE DÖRDÜNCÜ HALİFESİDİR. ÇOCUKLUK YILLARI RESULULLAH EFENDİMİZİN EVİNDE, ONUN TERBİYESİ ALTINDA GEÇMİŞTİR. HZ. HATİCE (RA) DAN SONRA İLK MÜSLÜMAN OLMA ŞEREFİNE ERMİŞTİR. EFENDİMİZ KENDİSİNİ KARDEŞİM VE VEZİRİM DİYEREK TALTİF ETMİŞTİR. HZ.ALİ'NİN ŞÖYLE DEDİĞİ RİVAYET EDİLMİŞİR: "BANA ALLAHIN KİTABINDAN SORUN ZİRA HİÇ BİR AYET YOK Kİ ONUN GECE Mİ GÜNDÜZ MÜ, OVADA MI DAĞDA MI NAZİL OLDUĞUNU BİLMEYEYİM."
Tükendi
Efendimiz, Hz.Ebubekir ve Hz.Ömer (r.ahm) hakkında şöyle buyurmuştur: Benden sonra Ebubekir ve Ömer'e uyun. Bu kitapta Hz. Ömer'in doğumundan şehit edildiği ana kadar ki hayatının bütün safhaları anlatılmaktadır.
Medine döneminde Efendimizle birlikte Bedir , Uhud, Hendek vs. gazvelerinde bulundu. Daima efendimizin en yakın arkadaşıydı. Veziri konumundaydı. Efendimizin ardından ilk halife seçilen kişi oldu. Cesaret ve basiretiyle teberrüz etti.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 710 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12