Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 710 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
Peygamber Efendimizin vefatından sonraki otuz yılı kapsayan raşid halifeler ile onu takip eden doksan yıllık emeviler dönemlerini ve yaklaşık sekiz asra varan endülüs Siyasi tarihini anahatlarıyla ihtiva etmektedir. Hiç kuşkusuz geleceğin inşası geçmişin iyi bilinmesi ve iyi okunmasına bağlıdır. Raşid halifeler dönemi, hz. Peygamber ın önderliğinde tüm Müslümanlar için örnek alınacak asr-ı saadet ın hem devamı hem de İslam ın evransellik boyutunun perçinlenmesi niteliğini taşıdığından İslam aleminin
Tükendi
Ehl-i Sünnet AkaidiAkaid, ele aldığı meseleler itibariyle en hassas ilimdir. Buna bağlı olarak İslam’ın ilk asırlarından bu yana başta âlimler olmak üzere müslümanların üzerinde titizlikle çalıştığı bir husus olmuştur. Var oluşun gayesi Hak Teâlâ’ya iman ve bunun gereği olarak da itaat etmektir. Bu hakikatin vücuda gelmesi dini en doğru usul üzere anlamakla mümkün olabilir. Kur’an ve sünnet bu usulü öğretirken kul olarak yerine getirmemiz gereken ilk vazifenin akaid ilmini en güzel halde öğrenmek olduğunu b
Selâhaddin-i Eyyübi sonrası Eyyübi tarihi, Selahaddin’in büyük zaferlerinin gölgesinde kalmış, yeteri kadar işlenmemiştir. Gölgede kalmak, üstün bir Müslüman tecrübesi olarak dönemin sadece yitik kalmasına yol açmamıştır. Aynı zamanda Eyyübilerin Haçlılara karşı verdiği mücadelenin bugünün insanı üzerindeki etkilerinden huzursuluk duyanların bu dönemdeki gelişmeleri saptırmalarına da yol açmıştır. Melikü’l Adil’in Haçlılara karşı mücadelesi; onun oğlu Melikü’l-Kamil’in, Dimyat zaferiyle Kilise’nin İslam’ın
Elinizdeki kitapta Ortaçağ kaynaklarında zikredilen Beytü’l-Hikme (Bilgelik Evi) hakkındaki bilgiler derlenmiş ve ilk kez okuyucuların istifadesine sunulmaktadır. Bu bilgiler temelinde mezkûr bilimsel yapının oluşumu, yapısal içeriği, fonksiyonları ve gelişimi yeniden ortaya konulacaktır. Matematik, astronomi, tıp, kimya ve coğrafya gibi doğa bilimlerindeki bilimsel süreçler sınıflandırılacaktır. Monografi, Beytü’l-Hikme’nin baş hamisi olan halife el- Me’mun’un biyografisi hakkında yeni bilgi-er içermektedi
Emevîler döneminin son yıllarında (130/747) dünyaya gelen Muhammed b. Ömer el Vâkıdî, II./VIII. asrın en önemli hadis, siyer ve tarih bilginlerinden biri olup onlarca eser telif etmiş; birçok öğrenci yetiştirmiştir. Vâkıdî'nin hocalarından derlediği binlerce rivayet, çeşitli kaynaklardan nakledilmiştir. 207 (823) yılında vefat ettiğinde geriye yüzlerce tomar döküman bırakmıştı. Vâkıdî'nin Kitâbü-l Mağâzî adlı eseri , Allah Resûlü'nün (s.a.v) bizzat katıldığı gazveler ve gönderdiği seriyyeler hak
Hz. Ali, Hz. Peygamber’in amcasının oğlu ve aynı zamanda dava arkadaşlarının en önde gelenlerindendir. Bundan dolayı İslam tarihi açısından çok önemli bir şahsiyet olan Hz. Ali’nin ve ilk dönem İslam toplumundaki yerinin doğru bilinmesi önem arz etmektedir. Nitekim Hz. Peygamber’e ilk iman edenlerden biri olması, onun terbiyesinde büyümesi, onun için büyük fedakârlıklar yapması ve damadı olması gibi özellikleri, Hz. Ali’nin Hz. Peygamber hayatta iken İslam toplumu nezdinde seçkin bir konuma gelmesini sağlam
Kudüs’ün 1099’da Haçlılarca istilası, İslâm dünyasını dehşete düşüren bir sürecin dönüm noktasıdır. Urfa’nın 1146’da Haçlılardan kurtarılarak yeniden fethi ise o dehşet verici sürecin son bulacağını haber veren ilk büyük tarihsel gelişmedir. Bu iki tarihi olay arasındaki kırk yedi yıllık zaman dilimi, Müslümanların Haçlılara karşı mücadelesinin oluşup rayına oturması açısından tarihi bir öneme haizdir. Ancak Batılı araştırmaların aksine Müslüman dünyada o dönemin önemine denk gelen çalışmalar yapılmamıştır.
Hz. Zeyd b. Hattab Hz. Üseyd b. Hudayr Hz. Selman-ı Farisi Hz. Sad b. Muaz Hz. Huzeyfe b. Yeman Hz. Hamza b. Abdulmuttalib Hz. Ebu Zer El-Gıfari Hz. Ömer b. Abdulaziz Hz. Ali Hz. Osman Hz. Ömer Hz. Ebubekir
Tükendi
Asr-ı Saâdet döneminin kurucu unsuru olan sahabelerin önde gelen isimlerinden Hz. Ömer (ra), İslâm öncesi hayatıyla Mekke gençlerinin önde gelenlerinden ve İslâm’la müşerref olduktan sonra da her haliyle örneklik oluşturan bir sahabedir. Hz. Peygamber (sas)’in tedrisatında yetişmiş, onun vefatı sonrasında İslâm toplumunun ve devlet sisteminin şekillenmesinde önemli ve kurucu hizmetler yapmıştır. Hz. Ömer (ra), Hz. Peygamber (sas)’den sonra kendisiyle ilgili en çok eser telif edilen isimlerdendir ve yönetim
Abbâsî Devleti, miladî X. yüzyılın ilk yarısında hayatî sorunlar yaşadı. Merkezî devlet zayıfladı, bölgesel yöneticiler özerk bölgeler ilan etmeye başladı. Merkezî devletin kontrolünde olan bölgelerde birtakım isyan hareketleri baş gösterdi. Olumsuz siyâsî gelişmeler yanında toplumsal ve ekonomik sorunlar da gün gittikçe arttı. Mezhebî ve ideolojik yapılanmalarda da pek çok ayrışma yaşandı. Ardı arkası kesilmeyen bu sosyo-politik sorunlar bir sarmal şeklinde devleti varlık kriziyle baş başa bıraktı. Sonuçta
Bilâdü'ş-Şâm Asya ve Afrika kıtaları arasında köprü vazifesi gördüğü için tarih boyunca birçok toplumun istilasına uğramış ve çok sayıda uygarlığa da ev sahipliği yapmıştır. Askerî ve ticarî yolların kavşağında bulunduğundan Mısır'dan Anadolu Ermîniyye Irak ve Arap Yarımadası'na doğru gitmekte olan ticarî emtialar Bilâdü'ş-Şâm üzerinden geçiş yolu bulmaktaydı. Benzer şekilde Anadolu Ermîniyye Irak ve Arap Yarımadası'ndan hareket eden her ticaret kafilesi buradan Akdeniz havzası Kuzey Afrika ve Avrupa'ya ula
“Lakin, gece-gündüz demeden bu yolda yürüyen canların Hüseyin sevgisini hala çözemedim. Bu gidişle çözeceğimi de sanmıyorum. Neden mi? Çünkü, Kerbela 680 yılında oldu. O günden bugüne kimse çözemediyse, bu canların aç, susuz, yorgun, uykusuz neden ve niçin gittiklerini çözeceğimi sanmıyorum. Bu bir sırdır. Bu sırra ereyim dersen, yürüyerek çözeceksin; oturmakla değil. Çözüm her daim sokaktadır. Hak almakta. Hak alınır, verilmez. Almak için de haksızın üstüne üstüne gideceksin. Ölsen de yitsen de... İşte bur
Tükendi
Türkiye'de iki önemli yanlış hep yapılagelmiştir.İlimden, irfandan uzak halk, atasından tevarüseden hurafelerle örülmüş, bir dini, İslam sanarakhırsla sahiplendi...Buna mukabil kendini aydın sanan okur-yazartakımı, İslam'ın ne olduğunu araştıracakları yerdetopyekün dini reddetti.Batı'nın, dinden vazgeçerek bugünkü medeniyeteulaştığını idda etti.Böylece İslam'a bilmeden sahip çıkan halkla,İslam'ı, bilmeden reddeden aydınlar aynı cahilliğipaylaşmış oldular.Bu iki cehlin savaşıdır, Türkiye'de yüz elli yıldırsü
Tükendi
Bütün semavi dinler tarafından ilk insan olarak kabul edilen “Hz. Âdem” ve bununla bağlantılı olarak “Yaratılış Kıssası” günümüzde dahi çeşitli yönleriyle tartışılmaktadır ve tartışılmaya devam edecektir. Çünkü dini metinleri bir bilgi kaynağı olarak kabul eden insanlara göre kainat ve insanlıkla ilgili pek çok sorunun cevabı burada yatmaktadır. Konunun her zaman güncelliğini koruması sebebiyle ilahi vahiyde verilen bilgiler insanların merakını giderememiş ve sonuçta beşer kaynaklı bazı uydurma bilgiler din
Tarihe yön veren birçok kişi vardır, ancak tarihte adaleti inşa eden çok az kişi vardır. Devrim veya inkılâp yapmak, büyük fetihler gerçekleştirmek, yeni çığır ve çağlar açmak, imparatorluk kurmak elbette büyük liderlerle olur; ancak bu liderlerin adaleti olmazsa yaptıkları her değişim ve uygulama zulüm üstüne zulüm olur. O toplumda güven sağlanamaz, huzur, mutluluk, sadakat ve saadet yerini bulmaz. Bundan dolayıdır ki, büyük lider olarak görünen birçok kişi tarihe zalim, despot, diktatör olarak kazınmıştır
Ebû Hanîfe’yi yeniden keşfetmek İslam’ın Ehli Rey yorumuna geri dönmektir. Bazen unuttuklarımızı hatırlamak, tazelenmek en iyisidir. İslam medeniyetinin kurucu aklı olarak kabul edilebilecek Ebû Hanîfe’yi anlamak ve onun etrafında oluşan İslam’ın en özgün yorumlarından biri olan Ehli Rey’i kavramaya çalışmak akıl tutulması yaşadığımız şu çağda bize yeni pencereler açacaktır.Akaid Sosyoloji denemesi olan bu çalışmada Ebû Hanîfe’nin çağımız Müslümanları için hem neden önemli olduğunu hem de İslam inanç ilkele
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 710 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3