Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20
Aile, insanı olgunluğa ulaştıran, insani duyguları besleyen ve geliştiren küçük bir top- luluklar, tesirini dini, ahlaki, ilmi, siyasi, iktisa- di ve içtimai hayatımızda gösterir. Bir vücutta hücrelerin vazife yapamaz hale gelmesi, bedenin yok olması, ölmesi demektir. Aileler de kendine düşen vazifeleri yapmaz, ya- pamazsa, içinde bulunduğu cemiyetler çöker, yokluğa mahkum olurlar.
Mahlûkatın en şerefli varlığı olan insanın ahlaki görevlerini iki maddede toplamak mümkündür. Bunlar: 1-Allah’a ta’zim etmek. O’nun emirleri doğ- rultusunda kulluk yapmaktır. 2-Mahlûkata şefkat ve merhamet etmek. Muhtaçlara yardım etmektir. İnsanın yaratılış gayesi, Allah’ı bilmek, O’na inanmak ve O’na kulluk yapmaktır.
Hamd, bir nimet verilsin verilmesin, övüleni sahip olduğu nitelikleriyle övmektir. Şükür de, verilen nimet sebebiyle şükredileni övmek, Medh ise; kişiyi cömertliği veya güzelliği veya becerisi, yeteneği gibi sebeplerle övmektir.
Varlığımızın bir sahibi olduğu gibi, yaşamı- mızın da bir anlam ve amacı vardır. Bu dünya- da canlı ve cansız her şeyin sivrisinek ve küçük çöpün bile işe yaradığını gören insanın, kendi- sini amaçsız, varlığını anlamsız bulması büyük bir çelişki olmaz mı? Elbette ki hiç kimse kendi varlığını gereksiz, kendisini önemsiz bulmaz. Zira; insanın iç alemi, bir dünya, hatta bir kainat kadar geniştir. İnsan sanatta, ilimde ve spordaki ferdi başarıları, şahsi kabiliyetleri, ih- tirasları, duyguları, hayalleri, ibad
Yüce mevlamızın, haram lokmaya batıl yol- larla elde edilmiş servetlerle, haksız kazançlar- la, kurulmuş ihtişamlı yaşantıya dikkatlerimizi çekmesi ve biz Müslümanları böyle bir hayattan uzaklaştırması, şüphesiz çok çeşitli hikmetleri içine alır. Haram helal araştırmaksızın dünya nimetle- rinden faydalanma hırsı, fitne ve fesadın cemi- yette yayılıp genelleşmesine sebep olur.
Olgun mümin o dur ki, hak davasının nefe- ridir. Bu davanın tehlikelerinden asla korkmaz. Kırılır, fakat asla eğilmez. Müslüman olmanın vakar ve haysiyetini korur. İzzetini kaybedip zillete düşmez. Olgun mümin içki içmez, kumar oynamaz. Haram yemez, olgun mümin şüpheli şeylerden bile sakınır. Faiz yemez, ihtikar yapmaz, insan- ları aldatmaz. İçki içilen, kumar oynatılan yer- lerde bulunmaz. Olgun mümin gıybet etmez, iftira atmaz. Laf taşıyıp müminler arasında bozgunculuk ve fitne çıkarmaz. İnsanları arkalar
Önce bir defa şu suali sormağa mecburuz: Acaba hangi sebepten dolayı bütün insanlıkta ilim yavaş yavaş ilerlerken Asr-ı Saadet'le birden bire bugünkü manada hakiki ilim olmaya başlıyor? Bu başlayışın kaynağı, insanlığa bu hızı veren tılsım nedir? Bu sualin cevabını Kuran'ı Kerim'den başka bir şeye bağlamak mümkün mü? İnsanların ilim sahasındaki bu büyük inkişafların tılsımı dünya ve ahiret saadeti getiren Kuran'ı Kerim'den başka bir şey değildir.
Dua, insanın hâlini Rabbine arz etmesi ve O’na niyazda bulunması demektir. Dua, kulun Allah ile arasındaki en güçlü manevi irtibattır. Yüce Rabbimiz Kur’an’da “De ki: Sizin kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin?” (Furkân, 25/77) buyurarak bizi her daim duaya teşvik ediyor. Bu kitapta hayatımızın her anını ayrı bir kutsiyetle anlamlandıran, ömrümüze bereket kalbimize huzur katan, Peygamberimizin “ibadetin özü” dediği duaları ayrıntılı bir şekilde bulacaksınız.
Hz. Peygamber’in ilk vahyi duyurması ile eş zamanlı başlayan Müslüman kadının tarihî yolculuğu, genel hatlarıyla benzer ancak detaylara inildikçe farklılıklar gösteren süreçlerden oluşmaktadır. Kadının dönüşümü, kadın algısı, kadının toplumsal konumu gibi açılardan Müslüman kadının tarihini ortaya koymayı hedefleyen bu kitapta tarihî süreçteki belli başlı zaman kesitleri temel alınarak bölümlendirmeye gidilmiştir. Müslüman kadını doğru tanımak, onun şekillenişine katkıda bulunan İslâm öncesi Arap toplumunda
Allah'ın Âlemlere Rahmet Olarak Gönderdiği Son Elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.), Peygamber Sıfatıyla İlahî Mesajı Aktarmakla Kalmamış, Aynı Zamanda Bir Beşer, Eğitimci, Aile Reisi, Hâkim, Kumandan Ve Devlet Başkanı Olarak Bu Mesajı Hayatına Yansıtmış Ve Örnek Bir Kişilik Sergilemiştir. Hz. Peygamber Hakkında Nisbeten Çok Yönlü Bilgi Vermeyi Amaçlayan Bu Kitapta, Onun Genel Olarak Hayatı; Yüce Ahlâkı, Günlük Yaşantısı Ve İbadetleri; Ailevî, Siyasî, Hukukî Ve Askerî Kişiliği; Kur'an'a Göre Konumu, Mucizeleri Ve İ
Tapusu bize ait olan evlerimizin başköşesini televizyon, gündemini de dizler ve magazin programları işgal etti. Geniş odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken İslami hedef ve ideallerimizi unuttuk. Okçular Tepesi'nde Abdullah b. Cübeyr (r.a) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir. Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düşmektedir. Bir evde asli görevin
İmam Zeyd zulme karşı verdiği mücadele ile sembolleşen ve müctehid seviyesindeki ilmi sayesinde Peygamber geleneğinin ender simalarındandır. Bu eser; kalemi ve kılıcı şahsında bir araya getiren İmam Zeyd'i, dönemini, fıkhının esaslarını, Zeydiye Mezhebi'nin yayıldığı coğrafyayı en geniş ve en gerçekçi bir şekilde incelemektedir. Çağımızda İslam dünyasına birçok kıymetli eser kazandıran M. Ebu Zehra'nın önemli çalışmalarından biridir.
Tükendi
İnsanların din konusunda bilmeleri zaruri olan başlıca hususları, Allah’ı kâinatın yaratıcısı ve yöneticisi olarak tanımak, O’nun nimetlerini ve O’na karşı yapılması gereken vazifeleri bilmek, küfür ve irtidada sebep olacak şeylere vâkıf olmak şeklinde gösteren Cafer es-Sâdık’a göre Allah hiçbir şeye benzemez, hiçbir şey de O’na benzemez. Allah kulların tasavvur ettiği her türlü hayal ve vehmin ötesindedir, gözler O’nu idrak edemez. Cafer, Hz. Peygamber’in miracda Allah’ı görüp görmediği hususu kendisine so
Tükendi
Hz. Peygamber'in İslam'ı bir inanç ve hayat nizamı olarak insanlığa tebliğ edip yaşantısıyla örnek bir biçimde uygulamaya koymasını kendilerine rehber edinen Müslümanlar ilk günden itibaren onun bildirdiği esaslardan yola çıkarak fıkıh ve hukuk sistemlerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Hz. Peygamber'den sonra sahabe ve tabiin dönemlerinde İslami ilimler bir bütün halinde, birbirinden ayrılmamış haldeyken, İmam Ebu Hanife'nin (150/767) yaşadığı dönemde bu ilimler gelişerek müstakil ilim dalları ha
Küçük Okuyucularımıza Belki bundan birkaç yıl önce anne ve babanızın anlattığı masalları dinliyordunuz. Ama artık büyüdünüz. Her biriniz okuyan, düşünen, araştıran, meraklı, üstelik duyarlı çocuklar oldunuz. Anne-babalarınız size güzel şeyler öğretmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çünkü onlar sizi çok seviyorlar. İşte bunun gibi biz Müslümanlara da iyiyi, güzeli ve doğruyu öğreten bir büyüğümüz var. O, Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed´dir. O bizi çok seviyor ve bizim mutlu insanlar olmamızı i
- İbn ‘Âşûr Özelinde – Muhammed et-Tâhir b. 'Âşûr (1879-1973), İslâm âleminin en çalkantılı dönemlerinden olan XIX. ve XX. yüzyılda yaşamış Tunuslu bir âlimdir. O, yaşadığı dönemin bütün zorluklarına rağmen tefsir, hadis, fıkıh gibi çeşitli ilim dallarında pek çok eser vermiştir. Ancak ülkemizde yazdığı eserlerden genellikle Makâsıdu'ş-şerî'ati'l-İslâmiyye ve kısmen et-Tahrîr ve't-ten-vîr, Usûlü'n-nizâmi'l-ictimâ'î fi'l-İslâm gibi sadece birkaç eseri tanınmakta olup başta hadis olmak üzere diğer alanlardaki
Bir toplumun tarihinde ortaya çıkmış olan önemli belgeler, sözleşmeler ve antlaşmalar birer göstergedir. Bu göstergeler tarihin dönemeçlerine işaret ederler ve geçmişi yansıtırlar. Bizler bu belge ve göstergelere yaslanarak kendi geçmişimizi hatırlar ve nereden nereye geldiğimizi anlarız. Peki, Mecelle bugünkü gençliğe neyi hatırlatmakta ve ne anlama gelmektedir? Sanırım pek çoğu bunu duymamıştır, duyanlar da okumamıştır, okuyanlar da anlamamıştır! Duymayanlar haklıdırlar, çünkü Mecelle tarihimizin önemli b
Şeriat ve siyaset; birçok tartışmaya sahne olan ve şer’î önceliklerin, kamu yararının (masâlih-i âmme), şeriatın/dinin gayeleri ve prensiplerinin, temel ihtiyaçların(zaruriyyât) iyileştirici (tahsîniyyât) unsurlara göre önceliğinin dikkate alınmadığı vs. pek çok tezlerin ve soruların bulunduğu bir konudur… Dr. Casir Avde bu kitapta; Arap aleminde patlak veren ve halkın, aklın sesine kulak vermeyen, değişim rüzgarlarını görmezden gelen yöneticilerine karşı intifada/ayaklanmasına neden olan Arap devrimleri so
Allah Hz. Muhammed’i, tüm zamanları ve mekanları kuşatacak şekilde insanlığın önüne “mutlak rehber” olarak koymaktadır. Bu ise onun hayatının her bir yanını değerli kılmakta dolayısıyla öğrenilmelerini gerektirmektedir. Çünkü bu sayede Müslüman, peygamberini kendisine daha bilinçli bir şekilde örnek alabilecektir. İşte elinizdeki kitap, Allah Rasûlünün çok ele alınmamış bir yönünü bir başka ifa-deyle şakanın hayatında nasıl bir yer tuttuğunu sizlere sunmaktadır. Böylece Son Elçiyi daha iyi tanımamıza, daha
Tefsire Adanmış Bir Ömür serisine konuk ettiğimiz M. Sait Şimşek uzun yıllar tefsir akademiyasında hocalık yapmıştır. Bu süre zarfında çeşitli eserler telif etmiş ve çok sayıda lisans ve lisansüstü talebe rahlesinden geçmiştir. Bu yönüyle Türkiye coğrafyasına mührünü vurmuş saygın bir şahsiyetin biyografisini ve ilmî hüviyetini bu kitapta bulacaksınız. Kitap, bu yönüyle hem bir alimin portresini sunacak hem de talebelerinin hocalarına vefasının canlı tanığı olacaktır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20