Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47
"Elinizdeki kitap Mediha Ünver'in ilk kitabı. Oysa içindekiler usta bir kalemden dökülen, etkili bir anlatı diline sahip, derinlikli ve en ince ayrıntılarına kadar kurgulanmış, içinden geçtikleri atmosferi çok iyi yansıtan öyküler. Mediha'nın metaforlarla bezeli, duygu yoğun, şiirsel dili okuru içine alıp peşi sıra sürüklüyor. Öyküden öyküye geçmeden bir süre soluklanıp ağzımızdaki acımsı ya da şekerli tadın hafiflemesini bekliyoruz ister istemez." Leyla Serpil
Tükendi
Hasan Ali Toptaş okurlarının uzun yıllardır arayıp da bulamadığı iki öykü kitabı vardır: Bir Gülüşün Kimliği ve Yoklar Fısıltısı. Otuz yıl sonra, Ölü Zaman Gezginleri'nde yer almayan bu öyküler, yeniden okurlarıyla buluşuyor. Toptaş'ın, acemiliğin A'sındayken kaleme aldığı öyküleri, ?HAT yazısı"nın kökenlerine inmemiz, yolun ufkunu sezmemiz için bulunmaz nimetler... ?Varlığının bilincine varılsın ya da varılmasın, her insanın içinde bir orkestra vardır, diye düşünürüm ben. Vardır var olmasına da; kimisi
Küçük bir büyük fikirler kitabı... Her öykü ayrı bir cennet... Guardian, Chicago Tribune, Scotsman ve Barnes and Noble 2009'un en iyi kitapları seçkilerinde -"Bu yıl Eagleman'ın 'Ve...'sinden daha baş döndürücü bir kitap okuyamazsınız." Stephen Fry -"Küçük bir büyük fikirler kitabı...Her öykü yeni bir Cennet." Brian Eno -"Eagleman gerçekten farklı. 'Ve...'yi okuyun, büyülenin. Tekrar okuyun, tekrar büyülenin." Time -"Bu nefis ve düşündürücü öykü derlemesi
Oscar Wilde'ın çok tanınan bu hikâyeleri, anlatım bakımından, çocuklar için yazıldığını düşündürüyor insana. Halbuki konu örgüsü, anlatım derinliği, hikâye kahramanlarının sıradışılığı, hiç beklenmedik ve çarpıcı sonları gözönüne alındığında, bu hikâyelerde, büyüklerin dahi kavramakta güçlük çektiği gizli noktaların olduğu görülüyor. Bu hikâyeler, ilk bakışta, yaşamın hiç de farkedilemeyen yüzünü, bazen güldürerek bazen ağlatarak bazen de hayretler içinde bırakarak gösteriyor.
Orhan Kemal´in 1969 yılında hem Türk Dil Kurumu hem de Sait Faik Hikâye Ödüllerini kazanan kitabı Önce Ekmek , bu büyük romancının öykücülükte de ne kadar büyük bir kalem olduğunu gösteriyor. Büyükşehir insanının yaşama ve şehre tutunma uğraşısını, kavgasını anlatan bu öyküler, tüm Orhan Kemal yapıtlarında olduğu gibi, okurun insana dair inancını besliyor, güçlendiriyor ve direnme gücünü artırıyor. Orhan Kemal´in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az
İşte yine bir sabah, güneş yine kederli ve soluk bulutların arasından, yaraya derman olmuş bir ferman gibi denizin ötesinde... Sen yine her sabah gibi, gözlerimin kıyısındasın. Sensizliğin kahrı çökmüş yüreğime! Perdeleri aralamış umutlarımla yeryüzünden gökyüzüne sığınan benliğim. Yine sensiz bir sabah! Karanlıktan aydınlığa bir kaçış veya aydınlıktan karanlığa... Bilinmez bir hüsran çemberi! Yokluğunun çaresizliği, gözlerime saldırmış! Gökyüzünden yeryüzüne damla damla akan yaş, önce yüzümü sonra gönlümü
Tükendi
Bir gün sırf mutsuz olduğunuz için yargılanırsanız ne yaparsınız? Ya da içinizde bir karınca dolaştığını fark ederseniz? Evet, bizim başımıza gelmez! Ama ya gelirse? Ya bir tavşan gelip sizin aslında bir insan olmadığınızı iddia ederse? Ya bir sabah yatak odanızın kapısını açtığınızda simsiyah bir atla karşılaşırsanız? Nasılsa insan her şeye alışıyor, belki bunlara da alışırsınız. Korkut Kabapalamut, Hiç Yazılmamış Bir Öykü Kahramanının Trajik ve Sürükleyici Hikâyesi'nde tuhaf yolculardan, susmak bilmeyen
Tükendi
Boşluğa doğru yol almanın, ona doğru büyümenin bir bedeli var. Bu bedeli kendimizi ayıklayarak ödüyor ve azalmanın sancısını duyuyoruz her gün. Boşluk büyüsün istiyoruz çünkü o, bu hâliyle bize benziyor. Çoğu kez sıçrayıp düşelim istiyoruz. Ödenen bedel büyüyecek, biz sıçrayıp düşsek. Tıpkı akvaryumdan sıçrayıp kurtulmak isteyen bir balık gibi. 2017 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülleri'nde dikkate değer görülen Bitmemiş Bir Cümlenin Noktasını Taşımak, Serhat Köroğlu'nun ilk kitabı. Şiir dilinin gücüyle kaleme al
Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? Kafanız hep karışık mı, ‘‘Ben ne yaptım ki? Yanlış mı davrandım?'' gibi sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu? Sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı da şimdi yokmuş gibi mi düşünüyorsunuz? Kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz? Sık sık ağlama nöbetleriniz, sinir krizleriniz oluyor mu? Doğruları bildiğiniz hâlde, kendinizle yüzleşmekten korkup ve duygusal bağımlılıktan ötürü kendinizi partnerinize teslim etmiş gibi hissedi
Tükendi
İzlenmemiş Film, yazarın dedesi Ali Osman'ın gerçek yaşam öyküsü... Babaannesi Zehra'nın ağzından dinlediğimiz, Ali Osman Dinçer'in film gibi anlattığı bu gerçek yaşam öyküsünü okurken siz de kitabın kahramanları ile birlikte her şeyi yeniden yaşayacaksınız. Kulak vermemiz gereken nice derslerle, yaşanmış olaylarla bezenmiş bu kitabı tekrar tekrar okumak isteyeceksiniz.
Tükendi
Bir kişinin hem ayakta duramayacak denli bitkin, hem de böyle dimdik olduğunu bir arada gördüm ilk kez. Kitaplarda anlatılır da, insan tam gözünün önüne getiremez. Bitkin, ama dik denir. Bu gövde de bitkindi ama, ona böyle dik bir görünüm veren, kasların, kemiklerin dışında bir şey olmalıydı. Ne olduğunu kendim de bilemediğim için açıktan açığa söyleyemediğim bir beklentim vardı Adalet Ağaoğlunun öykücülüğünden. Bir şey! Başka, fazla bir şey! O beklediğimi yazmakla Ağaoğlu kendi buldurmuş oldu bana kafamı
Tükendi
Serim Hece'nin mektubunu postaya verdikten sonra bir sebepten yetişemediği trenin, yolcumuzun o pek maceralı yolculuğu yaptığı tren olması nasıl bir tesadüftür bizim için? Oysaki Hece trene binebilseydi; kim bilir, belki de devlet görevlisi restoranda yolcumuzla konuşurken, o sırada arkasındaki boş masada Hece oturuyor olacaktı. Bilemeyiz, evet. Tıpkı elimizde bulunan, bitmiş olduğunu varsaydığımız bu kitabın gerçekten bitip, bitmediğini bilemeyeceğimiz gibi. Evet, bilemeyiz...
Tükendi
Ankara'da taksi şoförlüğü yaptığı günler; gençti ve epey yakışıklıydı da. Gece şoförlüğü yapıyordu. Bar ve eğlence yerlerinin önünde beklerdi hep. Eğlenceden çıkan bay ve bayanları taşırdı evlerine. Dört yıldır aynı mesleği yapıyordu. Ama o da yavaş yavaş ayak uydurmaya başlamıştı bu sefil hayata. İçkiyle tanışmıştı ve epey de içiyordu. Hatta barlardan birinde çalışan bir bayanla da yasak ilişki kurmuştu. Denizin Getirdikleri Yazın arkadaşıyla fotoğraf çekmişlerdi Türkiye'de bol bol. Elinden geldiğince o
Tükendi
"Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim." Hz. Mevlana Dışarıdan nasıl görünürse görünsün herkesin içine döndüğü, mutsuz olduğu, kafasının çok karışık olduğu anlar, dönemler vardır, olmaması da mümkün değil. İnsanlarla ilgili yaşadığı büyük sıkıntılar, hayal kırıklıkları ve mutsuzluklar onu hayatından bezdirmişti. Neredeyse kimseye güveni kalmamış, kırılmış, incinmişti. Aynaya bakıp daldı gitti. ‘Biz kimiz? Neden doğduk? Neden varız? Neden yaşıyoruz? Ve nede
Tükendi
Dünyayı kendine dert edenin dünya kadar derdi olurmuş. Sizi bilmem ama ben dünyayı kurtarmaya devam edeceğim. "E, hadi okuyuverin gari!" Bodrish: Hu goca dönyayı gendine dert eyleyenin dünya gadan gosgocaman derdi oluverimiş. Sizi bilmen emme ben hu dönyayı gurtarmeya devam edivecem. "E, hadin bakem okuven gari!"
Tükendi
Molla Câmî Tarih boyunca meydana gelen insan ilişkileri vs. Olan olayları doğrudan anlatmak yerine, hikayelerle insanları Bilgilendirip yönlendiren yazarlardan biridir. Kitap İnsan fıtratına dair çeşitli hikâyeciklerden ve nasihatlerden oluşuyor. Anlattığı her hikâyenin Ardından beyitler ile pekiştirmesi, özetlemesi ise eserin en güzel en can alıcı tarafı.. Kitabı, giderek can sıkıcı bir hâl alan dünya hayatından, kendi özünüze, saf-temiz yaratılış fıtratımıza açılan birer pencere gibi düşünün
Tükendi
Julio Cortázar'ın üç ciltlik öykü külliyatının bu ilk kitabı, edebiyata ve gerçekliğe yaklaşımıyla çağdaşlarını olduğu kadar sonraki nesilleri de derinden etkileyen Arjantinli yazarın zengin ve fantastik öykü dünyasının ilk durağı. Yazarın 1937-1945 arasında kaleme aldığı ilk dönem öykülerinin yer aldığı Öteki Yaka ve kendi ismiyle çıkan ilk eseri olan Hayvan Hikâyeleri'nin (1951) yanında Oyunun Sonu (1956) ve Gizli Silahlar (1959) derlemelerini de içeren Ötekinin Rüyası, Cortázar'a aşina olanların her okuy
Tükendi
Darağacı kuruldu. Barsisa'yı getirdiler. Cellat, ipini hazırladı. Barsisa gözlerini kaldırdı. Onu tanıdı. Padişah'ın adamıydı bu. Adeta inledi: "Sen misin?" *** Hastalara, zayıf kişilere yardım ederdi Barsisa... O kadar şifa verirdi ki, ünü dört bucağa yayılmıştı. Uzaklardan, ondan derman bulmaya gelirlerdi. Barsisa'nın böylesine ünlü, güçlü bir kişi olması Şeytan'ı rahatsız etti. Bir insanoğlu, insanüstü güç kazanıyordu. Bunu önlemeliydi. Bir insanın, diğer insanlara büyük iyilikler yapması onu tedirgin
"Fisagores yaşlandığında, ‘Bu kadar yüksek ilim kaybolmasın.' deyip, kitaplarını bir mağarada toplayıp tılsım yapmış. Sadece yılda bir kere mağaranın açılmasına karar vermiş. Bundan dolayı bu tuhaf mağara, yılda bir kere, sadece üç saat açık dururmuş." *** Bu fani dünya kime kalmış? Felek, nice büyük şahları asmış, nicelerinin bağrını kebap etmiştir. Nice İskenderleri suya götürüp, susuz getirmiştir. Umma bir zerre vefa alçak felekten, bir içim suyu esirgedi İskender'den... Nice kahramanlar, dünyayı kılıçl
"Sen bu sırrın zerresini bile anlamıyorsun. Gönül âleminde bir iştir oldu, ama onun sırrı sana görünmüyor. Öyle bir iş ki bu, yüzlerce kölenin bile harcı değil..." *** Bütün gece mum gibi yandım, eridim. Gece geçti, gündüz ölüm gelip çatsın başıma. Mum gibi aşkla her solukta güldüm, Ama senin gözüne karşı yine de yüzümü örttüm. Mum gibi canı aşkla dirilen, Gözyaşlarıyla ateş arasında güler durur. Geceleyin, gündüze ait bir ümidim olsaydı, Belki biraz daha az yanardım. Canıma düşen ateşin, bir gün olup
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47