Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50
Fernando Pessoa'nın sağlığında dergide yayımlanan anlatısı Anarşist Banker, iki karakterle ördüğü felsefi bir kurmaca metin. Bu iki karakter arasında gelişen diyaloglar ve Banker'in uzun monologlarında yararlandığı Antikçağ felsefesine özgü akıl yürütmeleri, okuru kışkırtan bir anlatıya dönüşüyor. Burjuva topluma ve burjuvazinin alt edilebilmesine yönelik "anarşist" söylemler ile anarşizme dair olgu ve kavramların izahını yapmaya çalışan Anarşist Banker, yalnız yazıldığı dönemin okuru için değil bugün için
Tükendi
"Ay Işığı Sokağı" adlı öyküde, küçük bir Fransız liman şehrinde bir seyyah kendini hiç tanımadığı bir sokakta bulur ve kulağına çalınan bir Almanca şarkının peşinden, bir birahaneye girer. Biraz önce sıradan gözüken gece, sırlarla dolu bir hale gelecektir. "Karda" öyküsündeyse, Ortaçağ'da bir Alman şehrinde küçük bir Yahudi ailesi üzerinden, bir dinin başka bir dine ettiği zulüm etkileyici bir dille anlatılıyor.
Tükendi
Bahar kiminin yüreğine huzur kiminin ruhuna huzursuzluk salıverir. Genç âşıklar baharda huzur bulurken yaralı insanlar, baharda mutlu olanları gördükçe daha da yalnızlaşır, içlerine kapanır, herkesten uzaklaşır. Ama yine de herkes için umut vardır Zweig'a göre. Stefan Zweig insani duyguları işlediği bu eşsiz kısa öyküleriyle sizleri hem mutlu edecek hem de üzecek. Hayatın içinde var olan her türlü duyguyu tadacağınız satırlarda Zweig'ın anlatım gücüne bir kez daha hayran olacaksınız.
Tükendi
Zweig bu kez yönünü Paris'e çeviriyor... Paris sokaklarının o bulanık insan seline karışmaya, bambaşka bir deneyime şahitlik etmeye çağırıyor okurları. Her insanın kendisini bomboş bir sokakta yalnız hissettiği, gittiği lokantada kimsenin kendisine dikkat etmediğini, gezdiği parkta herkesin kendi işiyle meşgul olduğunu sandığı anlar vardir ama aslında, sizin dikkatinizi çekmeyen balkondaki şu adam, lokantadaki garson yahut parktaki bir beyfendi size muhakkak dikkat eder. Ya siz, kalabalık bir sokağı izlerke
Tükendi
Midas'ın Müritleri'nde, zengin iş adamı Eben Hale'le, ondan para koparmaya çalışan uluslararası bir yeraltı örgütü arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır. Kendisine Midas'ın Müritleri diyen bu örgüt, iş adamı onlarla işbirliği yapmayı reddettiği sürece birini öldüreceklerdir. Eben Hale'i ve diğer birçok iş adamını çok önemli bir seçim bekliyordur: Ya paralarından olmak ya da insanların ölümüne göz yummak...
Tükendi
Hayatın Mucizeleri'nde Stefan Zweig, birbirinden farklı karakterlerin iki tabloyla kurdukları ilişkiyi ele alırken bir yandan da tuhaf sayılabilecek bu arkadaşlığı en doğal ve derinlikli haliyle anlatıyor. İhtiyar bir ressamın ona modellik yapan Esther'le kurduğu güçlü dostluğu konu edinirken, sanat eserleriyle kurduğumuz dostluğun da bundan aşağı kalır yanı olmadığını hatırlatıyor bize. Yaptığı resimde tek bir yüz ifadesine bütün inancını, sevgisini sığdırmaya çalışan bir ressamı anlatırken kutsal olanla d
Tükendi
İrlandalı yazar James Joyce, yayımlanan ilk eseri Dublinliler'de doğup büyüdüğü şehrin insanlarını anlatıyor. Çocuklar, işçiler, tüccarlar, sanatçılar ve din adamları onun öykü kişileri. Bir bütünlük hissi veren, belli bir sıraya göre yazılmış öykülerinin asıl kahramanı ise Dublin'dir. Joyce şehrin toplumsal hafızasına odaklanıyor ve okuru sokak sokak, ev ev bu kadim şehirde gezintiye çıkarıyor. Daha sonra kaleme aldığı Ulysses ve Finneganın Vahı gibi romanlar bu öykülerden izler taşımakla birlikte, Dublin
Tükendi
Kırmızı ve Siyah ve Parma Manastırı romanlarıyla tanıdığımız, gerçek adı Marie-Henri Beyle olan Stendhal bu kez kısa öyküleriyle Türkçede. Dilimize ilk kez çevrilen beş kısa öykü, okurları Avrupa tarihinde romantik bir yolculuğa çıkarıyor. Aşk İksiri'nde İspanyol bir kadınla Fransız bir erkek Bourdeaux'da karşılaşır, adam kadına ilk görüşte âşık olsa da kadının sırları vardır. İtalyan Bir Beyefendinin Hatıraları'nda Fransa'nın İtalya'yı işgal ettiği yıllarda yaşananlar ana karakterin ağzından anlatılır. Phi
Tükendi
Jack London bu uzun öyküsünde birbirine aşık iki genci anlatıyor. Sevgilisinin ısrarı üzerine boksu bırakmaya karar veren Joe Fleming son bir Oyuna çıkıyor. Kendisi de gençliğinde boksörlük yapmış olan yazar, bu kanlı dövüşü yalın ve akıcı bir dille anlatırken adeta bir boks maçına en önden bilet vadediyor okura.
Tükendi
London, Güneşin Oğlu'nda başkarakterlerini hayatın ve duygulanımların zirvesinden alıp kısa dönemlik çöküşler yaşatarak, onları çelişkili mutlu sonlara yönlendiriyor. Bir ucu Alaska'nın sert ama umutlu insanların, bir ucu Polinezya'nın gevşek ama kararlı Adalıların iklimine uzanan; umutların, sevgilerin, hatta yaşamların kısa sürede nasıl alt üst olabileceğini gösteren hikâyelere konuk ediyor.
Tükendi
Hawaii'ye tatile gelen Barton ailesi, hemen ada yerlilerinin dikkatini çekmiştir. Kimselerin tanımadığı bu çift, yerlilerin bile asla cesaret edemediği şeyi yapıyor; adaya vuran en ölümcül dalgaları umursamayarak okyanusta yüzüyorlardı. Adada günler günleri kovalarken, Barton çifti kendi ilişkilerini alıp götürebilecek güvensizlik dalgalarıyla da boğuşmak zorunda kalacak ve ilişkileri bu dalgalarla sınanacaktır.
Tükendi
Dünya edebiyatının usta kalemlerinden Jack London'ın Türkçeye ilk kez çevrilen öyküleri okurlarla buluşuyor. Jack London'ın diğer eserlerinde olduğu gibi yazarın bu eserinin de ana konularını anti-kahramanlar, kadın-erkek ilişkileri ve sosyalizm oluşturuyor. Amerika'nın hırçın yazarı, hayata bakışını satır aralarında okura hissettirme geleneğini, Bütün Dünyanın Düşmanı'nda da kendine has üslubuyla devam ettiriyor.
Tükendi
Vefa ile tutku, çoğunluk ile ötekilerin ahlakı karşı karşıya gelirken; yaşam, Amerika'nın karlar altındaki kuzeyinden okyanusun köpekbalıklarıyla sarılı adalarına dek sürükleniyor. Kırk yıllık ömrüne sığdırdığı onlarca yapıtla dünya edebiyatında kendine has bir yer edinen Jack London, her şeyin sınırında kalan karakterleri beklenmedik sonlara iterek asıl hünerinin kısa öyküde gizli olduğunu ispatlıyor.
Tükendi
Arabacı John Peerybingle, genç karısı Dot, bebekleri ve dadıları Tilly Slowboy ile aynı evde yaşamaktadır. Kriket ise, Peerybingle ailesine bereket getirsin diye çalışan diğer tüm ev perilerini denetleyen gerçek bir ev perisidir. Bir gün yaşlı bir yabancı evi ziyaret eder ve Cırcır Böceği olan ev perisinin aslında onlara uğursuzluk getirdiğine dair şeyler söyleyerek Peerybingle ailesinin kafasını karıştırır.
Tükendi
Bu çarpıcı uzun öyküde, Tolstoy sahte bir kupon metaforuyla Çarlık döneminde yaşanan yoksulluğu ve adaletsizliği köylü, memur, esnaf, yani tüm ezilenlerin gözünden aktarmıştır. Sahte Kupon'da, egemen sınıfların hep haklı olduğu ve hiç zarar görmediği, sıradan halkın ise kendi yaşam mücadelesini din sömürücülerinin ihanetinden kurtarmaya çalıştıkları acı bir tabloyla karşılaşırız, ama ufukta ışığın görüldüğü bir tablo...
Tükendi
Gerilim ve korku edebiyatının başyapıtlarından biri olan Dracula'nın yazarı Bram Stoker, bu sıradışı eserinde okuru bir kez daha korkutucu bir evrene sürüklüyor. İrlandalı yazar, gerilimin ve heyecanın eksik olmadığı bir öykü daha sunarken, okurları akıntılı bir nehrin, bataklıkların ve havada uçuşan mermilerin arasına atıveriyor.
Tükendi
Birbirinden güzel ve öğretici dört hikayeden oluşan İnsan Neyle Yaşar'da, Tolstoy kah cennetten düşen bir meleği, kah cevaplar arayan bir kralı anlatırken, aslında tek bir soru soruyor: Nasıl iyi insan olunur? Tolstoy her hikayede ahlaki bir ders verirken, bir yandan da insan olmanın gereklerini sorguluyor.
Tükendi
Istrati Sünger Avcısı'yla Adrien Zograffi'nin maceralarını anlatmayı sürdürüyor. Adrien bu sefer Yunanistan'dadır. Bir gün limanda dolaşırken bir adamla karşılaşır ve adam ona iş teklifinde bulunur: Suriye kıyılarında çıkılacak sünger avcılığı işi. Adrien için bu bir iş teklifinden ziyade bir serüven teklifidir. Fakat Adrien'ın serüveni, sünger avcılığı işiyle sınırlı kalmayacaktır.
Tükendi
Denizcilik hikâyelerinin piri kabul edilen Joseph Conrad Gençlik'te anlatının dümenini yine bir denizciye emanet ediyor. Kendisi öyle olmadığını iddia etse de otobiyografik izler taşıyan bu kısa ama yoğun öyküde genç bir kaptanın ilk seferi anlatılıyor. "Yap ya da Öl" şiarıyla seyahat eden Judea isimli gemi yanıyor, tıpkı gençlik ateşi gibi!
Tükendi
1844 yılında yayımlanan Gulyabani, yeni yıl arifesinde gerçekleşen olaylarla başlıyor. Ev sahibi olan Trotty, bir gazetede suçlarla ve ahlaksızlıkla ilgili yazılar okuyor ve orta sınıfın yozlaştığına dair bir izlenime kapılıyor. Dickens, insanlığa dair inancını kaybeden Trotty üzerinden, okura bir yandan dünyanın kusurlarını gösterirken; bir yandan da insanlığa dair güven veren, yüreklendiren bir hikâye anlatıyor.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50