Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21
Orhan Veli eğer biraz daha uzun yaşayabilseydi, kısa ömründe yazdığı şiirlerle yarattığı etkiyi hikâyeleriyle de yaratabilir miydi? Buna cevap vermek güç ancak yazdığı az sayıdaki hikâyeyle bile hiç de küçümsenmemesi gereken bir yazar olduğunu kanıtlamıştır. Onun insanları, tartışmaları, söylemek istedikleri, hem bir şairin hem de kendini halktan ayrı bir yere konumlandırmayan bir aydının sesini taşır. Kendini saklama gereği duymayan, dili ve kurguyu ötelemeyen, karakterlere sırt çevirmeyen hikâyeleri ile
Aklın aldığından daha fazlası dünya. Biraz daha güzel, biraz daha çirkin, hem kocaman hem el kadar. Nereye koysak orada eğreti, neyine eğilsek orası kirli. Ama aklımız da öyle. Dünyanın sandığından daha büyük, berrak ve kara. İkiz kardeş gibiyiz onunla biz. Herkes çekinmeden bize bakıyor işe yaradığımızda. Ama eğilen yüzünü görmeye eğiliyor, kimsenin dudak izi yok suyumuzda. Tuba Kumaş, ikinci öykü kitabı Uç'ta düş ile gerçeği birbirine kopçalıyor. Bir sürü pencere açıyor okur için, yeni kapılar inşa ediyo
Anadolu'nun Kadim Diyarlarında Mistik, Dönüştürücü, Büyüleyici Bir Gezi: Mardin'in Fotoğrafçı Çocuklarından Diyarbakırlı Astronoma ve Oradan Nemrut'un Sırlarına Olağanüstü Bir Yolculuk. Yavuztan İnam ilk kitabı Çöl'de Anadolu'nun Sesinde Kendi Sesini Arıyor. Benliğinin Çölünde Gezen Bir Gezginin Anadolu'nun Yarattığı Kalıcı Seraba Kapılmasının Öyküsüdür Okuyacağınız. Bu Toprakların Unutulmuş ama Büyüleyici Değerleridir Sizi Çöl'de Karşılayacak Olan. İnsanın yüzyıllardır üzerine düşündüğü sorular vardır. B
Tükendi
Mevlana İdris çocuklar belki de büyükler için yazdığı 7 masalla karşınızda... Dinlediğiniz masalların biraz dışında. Başka ışıklar başka müzikler ve başka bakışları sevenler değerli bulanlar için.
Şark kızı... Yürükleri burkan, akılları şaşırtan yaşanmış hayat hikâyesi... Aşkın, sadakatin ve mertliğin sembolü... Kötülüklere karşı başı dik, iyiliklere karşı boynu eğik... Ağrı dağı kadar müthiş bir cesaret! Van Gölü gibi esrarengiz... Onur dolu, iffet dolu... Güzelliği karakterine kazınmış... Dürüstlüğü inancından almış... Dünyaya sığmayan bir sevdanın sahibi... Şark kızı... Anadolu Kızı... Bu toprakların kızı... Bu sevda masalında mest olmak istiyorsanız; Ebedi aşkın doyumsuzluğuna buyurun...
Tükendi
İnsanın geçmiş olayları içine hapsedip, onlardan çıkarım yapması ve sorunlarına çözüm bulması çok da mümkün değil. Bazen görmek için dışarıdan bakmak gerekir. Herkes gibi bakabilmek, objektif olabilmek için yazmak bence en doğrusu. Yazdığınız zaman, hikâyeniz başkasının hikâyesi olur. Sizi hikâyenin kahramanı değil gözlemcisi yapar. İşte o zaman özeleştiri yapmaya başlayabilirsiniz. Bu nedenle danışanlarımın hayatlarını, onların anlattıklarının ışığında kitap haline getirip sizlerle paylaşmak istedim. Oku
Kendini Tanımadan Ölmek Korkusu; içinde nefes alıp verdiğin dünyayla, konuştuğun dille, çocukluğunun geçtiği apartmanla, akıp giden zamanla, yanında yörende dolaşan insanlarla, kimi zaman ailenle arandaki uzaklıktan doğuyor. Zamanda sıkışanların muhiti Değirmen Mevsimi'ne vardığında, kendi çuvalını doldurduğunu unutup bir elmaya uzananı suçlayanlarla göz göze geldiğinde, gecenin sahibine yemin olsun ki emaneti ulaştıracağım, diye bağırdığında görüyorsun ki bu sensin, sen buradasın ve bu senin çığlığın. Ve o
Hayatın acısıyla, tatlısıyla, varlığıyla, yokluğuyla yaşamın kendisi olduğunu. Yaşamın da her anından tat almak ve yaşananların -olumlu veya olumsuz- farkına varmak gerektiğini yazar, izleyen araştıran bir tarzda bize sunmak istemiştir. Soluksuz ve bazen de iç geçirerek okuyacağınız bu on yedi öykü de hem kendinizi hem de gerçekten tanık olduklarınızı içiniz burkularak, bazen de gözleriniz yaşlı ve ummadığınız bir sonla göreceksiniz. "Karanlık avludan yavaş yavaş kimsenin dikkatini çekmeden ilerledi. Kapını
Seven Bekler, bugün ismi anılmayan Hayrettin Ziya Taluy'un iki öykü kitabını, Dert Veren Pınar (1934) ve Karadeniz Hikâyeleri'ni (1940) bir araya getiriyor. Hayrettin Ziya memuriyetleri sebebiyle gezdiği Anadolu'yu anlatmış. Özellikle Karadeniz Hikâyeleri'nde yöre halkının ekonomik sorunlarını, doğayla, ağalarla, reji müfettişleri ve kaçakçılarla mücadelesini tasvir etmiş. İstanbul merkezli edebiyatımızın köye yönelişinden yıllar önce, bir İstanbul çocuğunun gözünden Anadolu insanının öykülerini okuyacaksın
Finnegans Wake ve Ulysses ile dünya edebiyatında çığır açan İrlandalı yazar James Joyce Dublinliler'de Dublin'in insanlarını, hayatını ve kültürünü anlatıyor. Yalın görünen ama derin anlamlar taşıyan bu öykülerde insanlık hallerini, ahlakı, gündelik endişeleri, şehir hayatını, Avrupa'yı, İrlandalı olmayı, nihayet aşkı ve ölümü Joyce'un kendine has gerçekçiliğiyle okuyor uz. Dünya edebiyatının ve İngilizcenin büyük yazarının yanında Dublin sokaklarında yürüyor; kaygıları, hevesleri, dertleri, kavgaları ve ar
John Grier Yurdu'n da yaşayan yetim Jerusha Abboott'ın yazmış olduğu kompozisyonlar önce öğretmeninin sonra idare heyetinde bulunan ve adının gizli tutulmasını isteyen zengin bir üyenin dikkatini çeker. Sonrası Jerusha'nın koleje başlaması ile hayatının değişmesi. Kendisine destek olan ve adının saklanmasını isteyen gizemli iyilikseverin tek bir şartı vardır: Aylık taksit öder gibi, her ay Mr. Smith takma ismine, o ay içinde yaşadıklarını anlatan ayrıntılı bir mektup yazması. Ve Mr. Smith yanılmaz! Jerusha
Tükendi
Kendini sevmeyi öğrenen, özgürlüğün anlamını çözmeyi kelimeler, sesler ve renkler yoluyla arayan biricik Fırat Uran’ı seviyorum. Sesinin duyulmadığını, evrende yalnız olduğunu, sevilmediğini ve anlaşılmadığını düşünen her insan için yazılarıyla dost oluyor. Ne güzel bir hediye bizlere.Kalben (Müzisyen) Olamayanlar, bir LGBTİ+ olmaktan öte günümüzde insan olmaya dair bir hikâyeyi anlatıyor. Hayatından bir kelebek ömrü kadar kısa sürede gelip geçenler içinde bir cis-geyin aşka tutunma çabası, tutunulacak bir
Adı hep dansla, güzellikle, estetik ve zerafetle anılan Gene Kelly, dansa cinsellik getirirken, ‘dansın Marlon Brando’su' biçiminde de anıldı. Atletik yapılı Gene Kelly, danslarında, bale, tap, jazz, balo dansları ve jimnastiği bir araya getirdi. Fred Astaire’ın dansları, soyluluk temasını alırken, Gene Kelly’nin dansları aşk temasını aldı…
Tükendi
Elinizde tuttuğunuz satırlar ve kareler Sevgi’nin yaşam macerasından bazen dile dökülen bazen de kadraja alınan samimi yansımalar, ‘belki’lerle ‘keşke’lerin hesaplaşması, dünün bugüne getirdikleri, bugünün yarına yolculuğu, en önemlisi anda kalmanın güzellikleri, bir fincan kahvenin 40 yıllık hatırı, ‘mış’lardan öte ‘iyi ki’lerin zaferi, kavuşmanın sıcaklığı, şükretmenin huzuru, özlemenin yarası, vicdanın erdemi, ruhun mutluluğu, aşkın büyüsü ve sevginin özgürleştiği yolculuğudur.Satırlarda ve fotoğraf kare
Tükendi
İki kardeşin duygu ve hüzün dolu öyküsü. Hayaller eğer gerçekleştirebilirsen, yaşatırsan bir başka güzeldir. Kardeşimin hiç kimsenin bilmediği hayalleri, umutları vardı ulaşamadığı, gerçekleştiremediği. Gülperi kırarlar, yok ederler diye içinde yeşerttiği hayallerinden vazgeçmemiş, vazgeçmek zorunda bırakılmıştı. Daha küçük bir kız çocuğuydu her şeyden habersiz kurduğu hayallerinde ve bunları gerçeğe taşımak istiyordu. Ali kardeşinin vasiyetini yerine getirmeye çalışırken kardeş olmanın ne kadar vazgeçilmez
Tükendi
Deniz kokusu! Evet evet, bu hikâyelerin çoğunda insanın başını döndüren bir deniz kokusu var. “Denize Doğru”nun kahramanı, sanki Orhan Veli’nin deniz ve İstanbul sevgisini dile getirir. Bir olay var mıdır? Yok! Bir mesele? Yok! Hayat böylece akar gider, rüzgâr dalgalara vurur, meyhanede sözler sözlere karışır, gailesiz, dertsiz! “Hoşgör Köftecisi”, “Öğleden Sonra” ve“Denize Doğru” böyle hikâyeler…Ama sanatkâr da bir insandır, dönemin eğilimlerinden kaçamaz! Orhan Veli de kaçamıyor. “Kan”, “Baharın Ettikleri
“En sonunda... Bugün artık atalarımın yüzyıllardır yaptığı gibi ruhumu temizleyeceğim, çocukluğumu bir tarafa atıp erişkinliğe ulaşacağım. En güzel tarafı da hep merak ettiğim o sırlara artık erişeceğim ve dansın en güzel bölümünde, büyük dedemin anlattığı kutsal hikâyelerin en can alıcı bölümünde dışarı çıkarılmayacağım. Tek başıma ava çıkacağım. Artık izin almak, hesap vermek yok!”" ‘Artık sünnet olabilirim.’ dedi küçük çocuk.Ben de rahatlamıştım. En rahat ve konforlu bir şekilde bu işlemi atlatmasını ist
1956 Adana/Ceyhan doğumlu olan Handan CANAK, ilkokulu Ceyhan'da, ortaokul ve öğretmen okulunu İskenderun ve Antakya'da tamamlamıştır. Hatay Eğitim Enstitüsünden de mezun olduktan sonra Hatay, Diyarbakır ve Antalya' da birçok okulda, uzun yıllar sınıf öğretmenliği ve idarecilik yapmıştır. Gazi Üniversitesi Lisan Okulunda, Fransızca lisan eğitimi alan Handan CANAK, Brüksel ULB Üniversitesinde de İngilizce – Fransızca eğitimini bitirmiş ve Brüksel Eğitim Ateşeliğinde, beş yıl "Koordinatör Öğretmen" olarak Ecol
Tükendi
Tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez. En önemli iş, iyilik yapmaktır. Çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur. ...... Ateşi kıvılcımken söndürmek lazım. ...... "Ne kadar çok toprağın oldu!" diye bağırdı, başkan. Uşağı hemen koşup yetişti; onu yerden kaldırmaya uğraştı, ama Pahom'un ağzından k
Düğünlerde damat tıraşını yaptıktan sonra alnına koyduğu rakı bardağından damla dökmeden Çukurova çiftetellisi oynayan Berber Kemal; karısı elli yıl sonra yataklarını ayırınca hayatın anlamını ölümden kurtardığı yenik dövüş horozunda bulan Tahir Bey; güvercin kraliçesi Düztaban Zöhre'ye yanık Süslü Yakup; vitesi attı mı durdurulması zaman alan, genelev sokağının kıdemli Abla'sı Kocavezirli Yırtık Sabahat. Orhan Kemal Öykü Ödüllü yazar Zafer Doruk yeni kitabı Karsambaç'ta bizi peşine takıp Adana'nın arka
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 400-420 / Aktif Sayfa : 21