Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20
Mehmet Başaran Öğretmeniz Acıya Sürgün'de, çok güç koşullarda bilgi taşımayı kutsal bir görev bilen köy öğretmenlerini, toplumcu ve gerçekçi bir anlayışla ele alıyor. Devrimci, ilerici, aydın öğretmenlerin yoktan var ederek ortaya çıkardığı maddî ve manevî yapıların, eğitimi ve okumayı bir düşman gibi görenlerce nasıl yıkıldığını, "meslekî etik"ten taviz vermeyen öğretmenlerin nasıl kıyıma uğradığını öyküleştiriyor.Öğretmeniz Acıya Sürgün'de, gerici baskılara direnen öğretmenlerin iftiraya uğramasını, bir "
Tükendi
İnsanın derinden hissedip yaşaması gereken bir duyguyu, acıyı, kederi, hüznü, sevgiyi mütemadiyen içinde tutup durması ve hiçbir zaman kimseyle paylaşmadan yaşayabilmesi o kadar zor olmalı ki asla aklın alabileceği bir şey değil bu da. Bu, hiç kapanmayan bir yaranın acısının her an bir sancıyla yaşanarak kabuğunun altında tatlı bir kaşıntıyla zonklayıp durması, içe doğru derinleşerek kaybolup gitmesine benzer. Kana karışır, ağılar! Ağılar, ağılar! İçinde mütemadiyen biriken durgun ve üzerini çürümeye yüz tu
*Ak Topraklar *Atlıkarınca *Azap Toprakları *Bir Aile *Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri *Bir Gece Yıldızlarla *Bukağı *Canbaz *Cumhuriyet Türküsü *Çiçekler Büyür *Hacı Bayram *Hacı Bektaş *Havva *Kaf Dağının Ardında *Küçük Dünya *Nisan Yağmuru *Sancı *Tutsak *Ne Mutlu Türk Diyene *Bir Milyon İğne *Bir Yürek Satıldı
Tükendi
Bir hikaye ile; bir mekâna, bir zamana, bir anıya gidersiniz kimi zaman. Birilerini hatırlatır size unutulmuş olan. Okuduğunuz bir yazı, şiir, roman ya da haber fark etmez alır götürür sizi.Gözünüzde bir damla yaş, dudağınızın kenarında bir gülümseme belki. Hayretle karşılarsınız, tanıdık gelir size.Nedret Demir bu kitabında o duyguyu yaşatıyor bizlere.Kısa hikâyelerle kimi zaman doğduğu yöre ve özelliklerine, insan ilişkilerine esprili bir dille atıfta bulunmuş. Önemli hayat dersleri ise kulağa küpe niteli
Tükendi
Bu kitap, Bin – Dallı Edebiyat Sanat Kültür Topluluğu ve Dorlion Yayınları işbirliğiyle düzenlenen gençlerimize yönelik öykü seçkisi etkinliğinde yayınlanmaya hak kazanan öykülerle, üyelerimizin öykülerinden oluşmuştur.
Tükendi
Burun, Rus gerçekçiliğinin öncüsü Gogol’ün monarşinin hüküm sürdüğü çarlık döneminde kaleme aldığı Petersburg Öyküleri derlemesi içinde yer alan öykülerden biri. Ait olduğu yüzü terk eden bir burnun ve o burnun sahibi devlet memurunun gerçeküstü hikâyesini anlatıyormuş gibi gözükse de, dönemin Rusya’sına ve Rus toplumuna dair son derece gerçekçi bir bakış açısı sunan Burun aynı zamanda bir hiciv şaheseri.“Gogol uzun süre bu şakanın basılmasını istemedi; ama biz, bu öyküde öyle şaşırtıcı, akla sığmaz, neşeli
Sadece çarpma ânında tüm algılarımın ne kadar keskinleştiğini hatırlıyorum. Dünya farklı bir yer gibi görünmüştü gözüme, düşüncelerim dışında her şey yavaşlamış hatta durmuştu. İnsanların yüzlerinde dehşet vardı ve ben ölüm öncesi iyimserlik denilen kavramın varlığından haberdar değildim. Evet var böyle bir şey. Artık öğrendiniz. Ölmeden önceki son saniyelerinizde asla ölmeyeceğinizi düşüneceksiniz. Son ânın içindeymiş sonsuzluk. Tek katlı, bahçeli evlerin olduğu otoban kenarındaki gizemli mahalleden oyunc
Bir zamanlar çocuktuk, sonra çocukluğumuzu kaybettik. Ödüllü yazar Roxane Gay, zor hayatlar ve tutkulu aşklar yaşamış, ilginç ve can sıkıcı deneyimler geçirmiş bu nedenle “zorlu” olarak tanımlanan kadınlarla çevrili öyküleriyle geri dönüyor. Başrollerini kadınların paylaştığı bu öyküler gücün, güzelliğin, duygusal zorbalığın dünyasında yürümeye, aynı zamanda hapsedilmiş alanından sıyrılmaya çalışan kimi kez de bundan kurtulamayan kahramanlarıyla okurlarına duygusal bir okuma sunuyor. Tüm tanımlamalarla karş
Bu kez bir şeye benziyor susuşu, hem de çok benziyor. Halasının eskiden sabah akşam dinlediği, yaşlı adamların soluk almadan uzun upuzun cümlelerle yasak bir aşkı, yaralı bir sevdayı, ölüp gidenlerle acıyla kalanları anlattıkları, derin bir soluk alıp yeni bir cümleye başlamadan önce tek bir kelimeyi atılamadığı için ağdalanıp göğüs boşluğuna yayılanbir çığlığı titreterek yineleyip durdukları şarkılara benziyor.Öykücülüğümüzün usta isimlerinden Behçet Çelik, geçirimsiz kale duv
Tükendi
Büyük Ayı takımyıldızının gözleri dolduracak kadar sevimli, çocuksu hikâyesini dinlemiş miydiniz? Toprağın, gökyüzünün, suyun ve fırtınanın ruhuyla konuşan Kızılderili, doğaya karşı yaşam mücadelesi vermiyor, doğanın bir parçası olarak, halkadaki yerini minnetle, hürmetle, neşeyle alıyordu. Avlanmadan ekip biçmeye, beslenmeden süslenmeye, tartışmaktan dans etmeye kadar en sıradan edimleri bile ayinleştirerek hayatı kutlayan Kızılderili'nin hikâyeleri de işte öyle yaşamcıl, neşeli, ritmik ve çocuksu.
Ölümünden yıllar sonra değeri keşfedilmiş güçlü bir sestir Kate Chopin. Cinsellik, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk motifleriyle bezeli öyküleri, yaşadığı dönemde geniş bir kesim tarafından “rahatsız edici, dehşet verici, hatta ahlâksız” bulunur. Ancak yirminci yüzyılın ortalarından itibaren feminist hareketin güçlenmesiyle birlikte hak ettiği itibara kavuşur. Hem seçtiği üslup hem de işlediği konular bakımından geleneklerden kopan Chopin, gerçekçi ve doğal bir yaklaşım benimser. Öyle bir yazar ki öykülerin
Birbirine tutunup güçlenen şeylerin, iç içe geçip birbirini çürütenlere anlatacakları var. İnsan ile yumak bunun için benziyor birbirine. Bir ucunu, dünyayı keşfetmeye bakan bebek tutuyor ipin, diğer ucunu kırış kırış bir el. Evvelden lezzeti akıl çelen ile şimdi çiğnendikçe ağızda çoğalan aynı ekmek. Her şey birbirine eklenerek başlayıp bitiyor. Herkes bunun için açıyor kapısını yabancının "Benim," diyen bildik sesine. Çağla Çinili, ilk kitabı Kendimi Doğurmadan Hemen Önce ile insana dair ne varsa apaçık
İstanbul Boğazı yüzyıllardır binlerce masala ve hikâyeye ev sahipliği yaptı. Denizi, kuşları, balıkları ve kıyısında yaşayan sakinleri ona sevdayla bağlandı. Gün geldi korsanlar bastı, gün geldi fırtınalar yaktı yıktı.Boğazda meltemin estiği, martıların uçuştuğu, balıkçıların koşturduğu yine sıradan bir gün. Fakat o da ne? Yolunda gitmeyen bir şeyler var. Bir gemi kaza yapmış! Gemideki bütün çöp denize saçılıyor. Boğazın balıkları şaşkın ve çaresiz. Derken levreğin aklına insanlarla işbirliği yapm
Hz. Mevlânâ Dîvân-ı Kebîr’de diyor ki; “Aşkta diri olmak gerek, ölüde iş yok. Diri kimdir bilir misin? Aşktan doğan kişidir.” İşte Kerim canın kitabı tam da bunu anlatıyor. İnanıyorum ki bu çalışma birçok insanın hayatına ışık tutacak bir başucu kitabı olacaktır… Esin Çelebi Bayru - Evet Aşk Güzel Şeydir’in Yazarı Kadim anlatılarda kuş çoğu kez ruhun bir simgesi olarak belirir. Böylece ruhların yolculuğu, ruhların av ya da avcı oluşu, ruhların özgürlüğe kanat çırpışı hakkında, bu uçucu kardeşlerimizin hikây
Tükendi
“Biz, en küçük menfaatlerini bile korumaktan âciz zavallılar, nasıl onlarla bir oluruz. Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız. Ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım,” der Orhan Veli Hoşgör Köftecisi’nde, bu söylediğinin tam aksini yapacağının bilinciyle. Yapar da. Öyküler anlatır çünkü bilir ki bi
Vedik metinler, asla eskimeyen hikâyelerin, derslerin ve masalların kaynağıdır. Bu özel kitap, kutsal kitaplardan, destanlardan Puranalar'dan en ilginç, duyulmamış ve düşündürücü on bir masalı bir araya getirip bunları günümüzdeki durumlarla ilişkilendiriyor ve okularına ilham veriyor. Bu karmaşık metinleri modern ve akıcı bir üslupla sunan kitap, görkemli öğretileriyle hayatınızı zenginleştirecek. Büyülü Bir Yaşam İçin Mistik Masallar, hayatınızın her aşamasını besleyip güçlendirecek bilge bir yol arkadaşı
Tükendi
Keşke kelimeler saklanabilir olsa denilen yerde başlar öyküler. Güzel bir anının izine bastığın an yüzünde oluşan o istemsiz gülümseme gibi yer eder. Sayfalar arasında karşılaşacağın on kısa öykü belki de ruhunda uzun bir yolculuğa çıkmanı sağlar. Belki de yolun sonu hayallere varır. Ve hayal edebildiğin her şey bir gün gerçek olur.
Tükendi
Bülbül yavrusu, en güzel sesli kuşu arıyor: "Nasıl yani?" Göklerden insanlara yönelmiş korkunç bir felaket var: "Harekete geçmeli!" Sarı Sığırcık, kendisini dünyanın en sıradan kuşu sanıyor: "Gerçek mi bu?" Denizler altında yaşayan korkunç ahtapotu yaşlı bir kadın durduruyor: "Yok artık!" Ve daha nice birbirinden fantastik sorular ve heyecanlı maceralar... Abdullah Harmancı'nın kaleminden çılgın, haşarı, deli dolu on masal...
Türk edebiyatının en sevilen yazarlarından biri olan Orhan Kemal, öykülerini, romanlarını yazarken gerçeği içinde ele aldığı insanın, çıkışsızlığını, yaşam koşulalrının ve kendi hatalarının başına açtığı işleri anlatırken asla umudu elden bırakmaz. Bu nedenle kimi zaman gülümsetirken kimi zaman göz yaşartan öyküleri okurda hiç silinmeyecek izler bırakır. Orhan Kemal'in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakı
Mahmut Yesari'nin eserleri nadiren mutlu sonlarla biter. O karakterlerine karşı oldukça acımasızdır. Öykü ve romanlarına, kendi sonunu çağırırcasına, karanlık, acılı, yürek burkucu sonlar seçer. Kahramanları da genellikle kaybeder. İnançlarını, aşklarını, umut ya da hayatlarını kaybederler birer birer. Bu seçkide yer alan üç uzun öykünün kahramanları da bu kaybedenlerdendir. "Taş Bebek"te Füsun'dan hoşlanan, bu güzeller güzeli kızın kalbinde yer etmeye çalışan Fatin ve Haluk'un sonu hüsran olacaktır. "Bir
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 380-400 / Aktif Sayfa : 20