Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50
Târihi oluşturan hâdiseler muhtelif sebepler altında doğar. Bunların bir kısmı dâimîdir: Toprak, iklim, ırk gibi; bir kısmı ârizîdir: Dinler, istilâlar gibi. Târihte en büyük zorluklardan biri etrafımızı saran, gördüğümüz bir hâlin görmediğimiz uzak bir mâzinin doğurduğu bir hâl olmasıdır. Hâdiseleri iyice anlamak için geçmişteki sebeplerine doğru uzun uzadıya çıkmak lâzım­dır. Bir ilmin umûmî prensipleri, o ilmin felsefesini teşkil eder. Bu ilim değiştikçe felsefesi de değişir. Târih de bu umûmî kanunun hü
20. yüzyılın en önemli düşünür ve yazarlarından biridir Simone de Beauvoir. 1950'lerde yayımladığı The Second Sex olumlu ve olumsuz çokça eleştiri alan başyapıtıdır. Yayımlandığında Avrupa ve Amerika'da öyle büyük bir etki yaratmıştır ki etkisi açısından Marx'ın Kapital'i ile karşılaştırılmıştır.  The Second Sex, neredeyse bir ansiklopedi gibidir; kadına ilişkin tüm olguları inceler ve çarpıcı bir biçimde çözümler. Beauvoir'ın kadına ve kadınların tüm dünyayla kurduğu bağa ilişkin felsefi görüşlerini dönem
Tükendi
?Buddha'dan sonra Küçük Taşıt'ın öğretileri yayılırken, Büyük Taşıt'ın (Mahayana'nın) öğretileri aynı yayılmayı göstermeyip, onların pratiği ve incelemesi bozulmaya yüz tutmuştu. Bu durumda iki kurucu usta ortaya çıktı: Nagarjuna ve Asanga. Nagarjuna (1.-2. yüzyıllara doğru) Orta'nın Sistemi'ni (madhyamaka) kurdu. Burada Türkçe'de çevirisi ilk kez sunulan Orta'nın İncelemesi Nagarjuna'nın temel teorik yapıtıdır. Bu eşsiz yapıtın etkisi yüzyıllar boyu Çin'de olsun, Japonya'da ve Hint-Tibet düşünce çevresinde
Tükendi
İnsan deneyimi, zamanı gelen bir düşünceden daha güçlü bir şey olmadığını kanıtlamıştır. Zamanı gelmek bir doğum olayıdır. Hiç bir doğum durdurulamaz. Ancak doğanın, nasıl bir hayat yaşayacağı, nasıl evrileceği toplumsal şartlara bağlıdır. Dünyanın kendisi bir düşüncedir. Söz konusu yaradılışsa, hayat ve evren bir düşünce ürünüdür. Düşünceyle değişirler. Bu anlamda düşünme bir eylem alanıdır. Eski düşüncelere göre kurulmuş bir düzenle, yenisiyle kurulacak arasında sonsuz bir mücadele vardır. Devrim ve karş
Tükendi
Gülmeyi ve güldürmeyi bilmeyen veya bundan sakınan insanlardan uzak durun. Dünyanın komik ve ironik hallerini kavrayamayan insanlar, yeterince zeki ve anlayışlı değildir. Kendileriyle dalga geçemeyen insanlar, sadece kibirli ve hoşgörüsüz değil, güvensizdir de. Ama bunu kendilerine bile itiraf edemezler. Gülebilen ve güldürebilenler, ruhun derinliklerine inebilir ve orada yatan ortak insani değerleri keşfedebilirler. Bu değerler üzerinden insani olanı yeniden inşa etmeyi teklif ederler. Tekliflerinin en caz
Tükendi
Asırlara imzasını atan öncü sûfilerden Muhyiddin İbn Arabi, bir eserinde ?Hayâlin hakikatinden haberi olmayanın, hiçbir şeyden haberi olmamıştır" der. Onun bu özlü seslenişi, aslında yüce Peygamber'in ?İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" kutlu söyleminin zarif bir açılımı- dır. Gerçekten, uzayın uzak ufukların da ötesine taşan bu büyük makro âlemde; her şey; bir başka şeyle ilgili, ilintili, ilişkili, etki- li, dengeli ve tepkili olduğu göz önüne alınırsa, şey'lerin mutlak değil, tam aksine izafî, yani gö
Marksist düşüncenin uluslararası alanda etkili ve prestijli yayını Socialist Register, 2013 yılındaki sayısını, solun stratejik yaklaşımlarına ayırdı. Halen içinden geçmekte olduğumuz ekonomik ve toplumsal kriz, dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şiddetlerde varlığını hissettirirken, sol neler yaptı, neler yapmalıydı? Arap Baharı, ABD'deki İşgal (Occupy) hareketleri, Yunanistan'da Syriza'nın yükselişi, İspanya'da Öfkeliler hareketi ve başka coğrafyalardaki dalgalanmalarla birlikte düşündüğümüzde, tüm dü
Felsefe tarihi felsefe sistemlerinin değil, felsefe kavramlarının tarihidir." -C.H. Brandis- Günlük hayat içinde kavramların önemi genellikle hiç fark edilmez. Kavramlar olmasaydı, dünyanın kaotik bir görünüme sahip olması bir yana, onun hakkında anlamlı konuşabilmenin olanağından bile söz edilemezdi. Bu sebepledir ki, kavramların içeriğine belirginlik kazandırılması vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Nitekim felsefe, bu kadim çabanın adıdır. Öbür yandan, kavramlar organik varlıklardır. Çağlara -ve hatta kült
Tükendi
Dr. Onur Kartal'ın editörlüğünde hazırlanan ve NotaBene Yayınlarının Biyopolitika Serisi'nin ilk kitabı olan Platon'dan Arendt'e Biyopolitikanın Felsefi Kökenleri başlıklı bu çalışmayı önümüzdeki aylarda Foucault'dan Günümüze Biyopolitikanın İzdüşümleri ve Biyoiktidarın Suretleri: Yaşam İpotek Altında iki kitap daha izleyecek. Hegel'in "Kavram kendi hakkını arar" ifadesine referansla başlayan serinin ilk kitabında Onur Kartal Biyopolitika kavramının belirlenim kazanmasını sağlayan tarihsel uğrakları Platon
Tükendi
Edmund Husserl´de Başkasının Ben´i Sorunu, bir "ilk kitap" - birkaç anlamda: Önce, "Nerdeyse yarım yüzyıldan beri ´başkasının ben´i sorunu´ ile birlikte" olan Nermi Uygur´un yayımlanan ilk kitabı sonra, binlerce sayfalık Husserl arşivlerine dayanan ilk çalışma; üçüncü olarak, türkçede "başka-ben" kavramı üzerine, dahası bu terimin kullanıldığı, ilk çalışma. Bütün bu özellikleriyle, kitap, nice yıllara karşın hala ilgi çekiyor, özellikle yurtdışında; "oldukça kısaltılmış biçimle Almanca yansısı, seyrek de
Tükendi
Yeniçağ düşüncesinin en mümbit filozoflarından biri olan D.Hume; Hıristiyan Ortaçağ Avrupa Medeniyetinden, Çağdaş İngiliz-Yahudi Medeniyetine doğru gelişen tarihsel süreçte, çağının meselelerine ve konularına vakıf olan en önemli filozoflardan biridir. Din-ahlak-siyaset odaklı felsefe geliştiren Hume, kendinden önceki ve çağındaki filozoflardan farklı olarak sosyal bilimci bir tarzla modern ve postmodern dünyanın oluşmasına katkıda bulunmuştur. Mevcut dünya düzeninin lokomotifi olan Amerikan Düzeni'nin yani
Hayatının büyük bir bölümünü Batı´da "özne" kavramının hangi söylemsel ve pratik süreçlerle kurulduğunu araştırmaya vakfetmiş olan Michel Foucault, bu amaçla eserlerinde delilik, suça eğilimlilik, hastalık gibi kategorilerin özne oluşumunda ne gibi tarihsel ve toplumsal roller oynadığını araştırmıştır. Düşünür, Cinselliğin Tarihine yönelik olarak çalıştığı son yıllarında ilgisini modernite öncesi döneme yöneltmiş, Antik Yunan ve Latin metinlerine dönerek modern özne düşüncesinin izini sürmeye girişmiştir. K
Tükendi
Ali Bapir,191 yılında Kuzey Irak'ın Süleymaniye şehrinde dünyaya geldi.İlkokulu bitirdikten sonra 1974 yılında islami kolejde eğitimine devam etti. 1980 yılnda islami kolejde lise eğitimini tamamladı. Aynı yıl hafızlık eğitimini de tamamlayıp, İslam hukuku fakültesinden üniversite eğitimine başladı. 1981 yılında Baas rejimi tarafından hakknda verilen tutuklama emri nedeniyle üniversite ikinci sınıfta eğitimini bırakıp,hicret etmek zorunda kaldı. 1983 yılında Erbil Vakıflar Müdürlüğü'nce yapılan imam-hatipli
Tükendi
Kırk yıllık araştırmalarının sentez ve değerlendirmesini gerçekleştirdiği Akademik Aklın Eleştirisi'nde Pierre Bourdieu sosyoloji teorisi, tarih bilgisi ve felsefi düşünceyi harmanlıyor. Bourdieu tartışmaya akademik aklın görmezden geldiği temel önkoşulla başlıyor: Batı dillerinde okul anlamına gelen sözcüklerin ve ?skolastik"in kökeni olan skhole, yani boş zaman. İnsan üstüne düşünen filozoflar ve genel olarak ?skolastik eğilim", düşünmek için boş zamana sahip olmak gerektiğini akıllarına getirmezler. Akad
Tükendi
Platon, Politeia (Devlet) diyaloğunda psukhê'de (psyche, nefs) söz konusu bir "sahne değiştirme" (periakteon) fiili olarak betimlediği felsefe (philo-sophia) faaliyetinin, metin üzerinden mümkün bir muhakemenin konusu olamayacağını, hem diyaloglarının tümüyle sahne ekseninde bir oyun senaryosu oluşunda hem de doğrudan mektuplarında çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Buna rağmen, Aristoteles'ten başlayarak günümüze dek 'felsefe', tümüyle zihinsel kurguda bir kavramsal yorum olarak anlaşılmaktan ve tanıml
Tükendi
Soren Aabye Kierkegaard (5 Mayıs 1813-11 Kasım 1855), Danimarkalı filozof ve teolog. Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din
Tükendi
Neoliberalizmin İslâmcı ve muhafazakâr ideolojilerle uyumu, AKP'nin iktidara geldiği 2000'li yıllardan itibaren gerek akademik gerekse siyasal platformlarda sıklıkla tartışılan bir konu oldu. Bu eserde ise konunun görece az tartışılan bir boyutu olarak İslâmcılığın bilgi ve bilim anlayışı, Gülen cemaati tarafından çıkarılan Yeni Ümit dergisi üzerinden ele alınıyor. Deniz Ali Gür, İslâmcıların arasındaki ideolojik tartışmalarla yetinmeyip dünya ve Türkiye ölçeğindeki ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri ve
İnsanın ve toplumun sorunları nelerdir? Bu soruya batı bilimleri açısından bakıldığında insana kendi dışından tespit edilen ve adına gelişme denen hedeflere varabilmek için öncelikle insanın ve toplumum tanınması gerekir. Tanıma ve bilme, kontrol etme ve denetleme için vazgeçilmez bir başlangıç aşamasıdır. Batıda psikoloji insanı, sosyoloji de toplumu denetlemek ve belli hedeflere yönlendirmek amacıyla geliştirilmiş ve fakat bugün insana acı vermekten başka pratik değeri kalmamış bilimler olarak faaliyetle
Aydınlanma Felsefesi'nin uçbeyleri "Ansiklopediciler" ile "Filozoflar"ın önde gelen üyelerinden biri olan d'Alembert'in adı, en çok dönemin medarı iftiharı Ansiklopedi ya da Bilimler, Sanatlar ve Zanaatlar Açıklamalı Sözlüğü'nün kotarılmasında Diderot ile birlikte başı çekmesiyle anılır. Bu eşsiz yapıtın başına yazdığı meşhur "Açılış Söylevi"yle de felsefe tarihindeki yerini sağlama alır d'Alembert. Felsefenin Öğeleri ya da İnsan Bilgilerinin İlkeleri Üstüne Deneme adlı elinizdeki yapıtı ise insan bilgileri
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50