Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47
İslam, Uzakdoğu ve Batı düşünce sistemleri konusunda araştırmalar yapan Japon Keio Üniversitesi, Kanada McGill Üniversitesi öğretim görevlisi ve Tahran İmparatorluk Felsefe Akademisi üyesi Toshihiko Izutsu'nun (1914-1993) 2 ciltlik abidevî eserinin bu ilk cildinde İbn Arabî'nin Fususu'l-Hikem'indeki temel anahtar- kavramlar semantik bir incelemeye tâbi tutularak Üstad'ın Ontoloji'si ve buna bağlı olarak da "Dünya Görüşü"nün temelleri ve çerçevesi ortaya konmaktadır. İbn Arabî'ye tahsis edilen bu ciltte yer
Heinrich Heine, Almancanın gelmiş geçmiş en büyük, en etkili kalemlerinden biri. Yaşarken büyük üne sahip oldu. Ünü Almanya dışına, bütün Avrupa'ya özellikle Fransa'ya yayıldı. Nietzsche onun hakkında şunları yazmıştı: "Şairliğe dair en yüce fikri bana Heinrich Heine verdi. Binyılların bütün diyarlarında boş yere arıyorum onunki kadar tatlı ve tutkulu bir müziği. Heine'nin Tanrısal bir alaycılığı vardı, ki mükemmeliyeti bu alaycılık olmadan düşünemem –ve Almancaya nasıl da hâkim! Günün birinde, Heine ile be
Tükendi
Bu olağanüstü çalışma, Kevin Padian, John R. Cole ve Wesley Elsberry gibi kendi alanlarının en önemli savunucuları tarafından kaleme alınmış on altı parlak denemeyle, evrim karşıtlığını incelemektedir. Yaratılışçılığın tarihini gözler önüne seren bu güçlü seçki, evrim karşıtları tarafından kullanılan en yeni taktikleri boşa çıkarmakta, evrim karşıtı itirazlarına dini ve politik temeller bulan bu kişilerin fikirlerini çürütmekte ve okurlara evrim bahsinde bilimsel kanıtlar sunmaktadır. Evrim kuramının yeni b
Tükendi
Krishnamurti'nin Not Defteri ilk kez 1976 yılında yayımlandığında Krishnamurti'nin kendi algılarını, deneyimlerini ve bilinç durumlarındaki değişiklikleri aktardığı, spritüel açıdan son derece özgün bir belgesel olarak kabul gördü. Bir çeşit günce sayılabilecek bu eser, yaşamın günlük gidişatıyla pek ilgilenmezken dahi doğada olup bitenlerin oldukça farkında olma durumunu ilk elden anlatıyor. "Bu kitabı seyahat ederken bir günlük olarak yazdım, yayınlanması için yazmamıştım. Benim ‘süreç' dediğim, dünyada o
Kant, kendinden önceki alışıldık yaklaşımları devrimci bir şekilde yeniden ele alarak bir anlamda kendi anlaşılırlığını da güçleştirmiş, önemli bir isimdir. Aykut Küçükparmak'ın bu çalışması da, Kant düşüncesinin bu özelliğinden yola çıkarak onun bilgi teorisi ve bu doğrultuda metafiziğin imkânına dair değerlendirmelerini, haklılığı ve iç tutarlılığı açısından incelemeyi amaçlamaktadır
Tükendi
Muhafazakârlık, modern dünyanın önemli siyasi ve kültürel akımlarından biri olmakla beraber, Türkiye'de ağırlığı ölçüsünde fikri bir ilgiyle karşılaşmamıştır. Türkiye'de özelikle çok partili hayata geçmek suretiyle muhafazakâr partiler iktidar olmuşsa da bu durum muhafazakâr düşüncenin geliştiği anlamına gelmemektedir. Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile mevcut olan ikili yapı tamamen ortadan kaldırılmış ve geleneksellik adına ne varsa bertaraf edilmiştir. Devlet eliyle modernleşme hareketi, toplumu dönüştür
Bu kitap, salt bilim ve dil ilişkisini irdeleyen bir yapıt olmaktan öte çok değerli bir bilim ve dil felsefesi yapıtı özelliği de taşıyor. Dil konusunda bugüne değin okuduğum yapıtlar içinde tümüyle değişik, özgün bir yapıt. Bilim, dil irdelemeleri bakımından daha çok işlevsel ve toplumsal bir yapıt. Dilin beyin fizyolojisi ve oluşumuna ilişkin yönüyle de sinirbilim-ruhbilim alanında önemli bir tıp yapıtı olmuş. Bununla da kalmamış bütün bunları felsefi olarak da birbirine bağlayan usta işi bir düşünce ve d
Tükendi
Uzay, tekil bir noktaya ihtiyaç duymadan nokta bir alandan (evrenin rahmi olarak tabir ettiğim başlangıç noktasından) oluşarak açığa çıkar. Evreni bir bütün olarak düşündüğümüzde evrenin kütlesiyle enerjisi sıfır (0) olur. Hareketli cismin (veya parçacığın) kütlesi (F=m) azalacak ve cismin v hızı c olduğunda kütlesi de sıfır noktasına yakın olacaktır. Bir cismin (veya parçacığın) üzerine etki eden kuvvetlerin (kütle-çekim ile kütle-itim veya ivmesi) toplamı her zaman eylemsizlik kütlesine eşit olacaktır.
Tükendi
Kapitalizmin yeniden yeniden ürettiği, özünden kopmuş insan için duygularından nasıl bahsedebiliriz? Tüm ihtiyaçları önceden belirlenerek tahakküm altında kalan insan için artık gerçek sevgi ve aşkın yerine ne geçecektir? Muzaffer Beken, "Aşkın ve Sevginin Ekonomi Politiği" adlı çalışmasında öncelikle günümüz insanının, "özgürlük" kavramından yola çıkarak sıkışıp kaldığı sınırlar içerisindeki durumunu sorgulamaktadır. İnsan hayatını "değerli" ve "anlamlı" kılan aşk ve sevginin, biyolojik ve psikolojik olu
Tükendi
Elinizdeki kitap, Thomas Kuhn'un bilim felsefesinde paradigma değiştiren Bilimsel Devrimlerin Yapısı (1962) adlı yapıtının yarattığı sorunlar üzerine eleştirel bir değerlendirme niteliğindeki makalelerden oluşuyor. Başta Popper, Lakatos ve Feyerabend olmak üzere, bilimsel bilginin gelişmesinin hangi koşullar altında gerçekleştiğini ele alan katılımcıların metinleri ve Kuhn'un eleştirmenlerine verdiği yanıt, bugün hâlâ verimli tartışmalara gebe, çünkü bilim insanlarının "devrim" niteliğinde kuramlar ortaya
Sembol, anlatılamaz ve görülmez bir gösterilene gönderen ve bundan dolayı da anımsayamadıgı bu denkligi somut olarak enkarne etmek zorunda olan ve bunu da uygunsuzlugu tükenmez bir biçimde düzelten ve tamamlayan ikonografik, ritüel, mitik yinelemeler oyunu aracılıgıyla yapan isarettir. Hiç bir zaman uygun olmayan, hiç bir zaman "nesnel" olmayan, çünkü hiç bir zaman bir esyaya ulasmayan ve her zaman kendini esas olarak görmek isteyen, çünkü kendi kendine yetinen ve kendisinde utanç verici bir sekilde bir ask
Tükendi
Sana tamamlanmamış haliyle sunduğumuz Anlama Yetisinin Düzeltilmesi vs. Üzerine İnceleme'yi yazarı yıllar önce kaleme aldı. Bu incelemeyi tamamlamaya hep niyetlendiği halde, onu başka meşgaleler alıkoyduğu ve sonunda da ölüm aramızdan aldığı için, arzusunu gerçekleştiremedi. Yine de inceleme, samimi hakikat arayışçılarının menfaatine olacağından hiç kuşkulanmadığımız birçok kıymetli ve yararlı şey içerdiğinden, seni onlardan mahrum etmek istemedik..." 1677 baskısında okuruna bu notla sunulan Anlama Yetisini
Tükendi
Antikçağın dile yaklaşımı, birbirine sıkı sıkıya bağlı üç alanın sınırlarıyla çevrelenmiştir: dilin doğruluk ve esasını soruşturan felsefe, ifade ve üslup güzelliğini araştıran hitabet ve temelde edebi metinlerin elden geçirilip düzeltilmesi işiyle uğraşan filoloji. Demek ki antikçağda dile ilkişkin araştırmalar, en başta felsefe ve hitabet çalışmalarının sunduğu imkânlarla yeşerip filizlenmiş; Yunan kültür ve uygarlığının yabancı kültür ve uygarlıklarla karışıp kaynaştığı Hellenistik dönemde ve bu dönemin
Doğu'da kalp, Batı'da ise akıl yolundan gelip günümüze ulaşan düşüncenin o uzun yolculuğu. Düşüncenin; coğrafyalar, medeniyet alanları, ekol ve okullar, düşünürler üzerinden bugüne nasıl ulaştığına dair esaslı bir harita sunan bu eser, insanın ortaya koyduğu düşünsel ve tecrübî birikimin kaynaklarına işaret ediyor. Ve çağ insanına durduğu yerin mahiyetini tarif imkânı veriyor
Tükendi
Kurtul Gülenç ve Özlem Duva'nın hazırladığı Yargıya Felsefeyle Bakmak yargı kav¬ramını, onun hukuksal statüsünü ve bu statünün belirli bir biçimde konumlandırıl¬masından kaynaklanan teorik ve pratik sorunları enine boyuna tartışmaya açan bir çalışma. Yargı ve yargı yetisi kavramlarının, insan, din, dil, bilgi, etik, politika, estetik, hukuk gibi felsefenin farklı disiplinleri ve problemlerinden yola çıkarak ele alındığı ve tüm boyutlarıyla tartışıldığı çalışmada sırasıyla Uluğ Nutku, Yasin Ceylan, R. Leven
Tükendi
20. yüzyılın en önemli filozoflarından olan Adorno, aynı zamanda bir müzik kuramcısıdır. Adorno, hiçbir egemen tonun yer almadığı "atonal" müziği, toplumsal görüşü için model olarak almıştır. "Müzik olmaksızın dünya ıssız olurdu. Müzik ruhları harekete getiren en etkili araçtır. Müzik örneğinde bir toplum biçimi tasarlamak, belki bir hayaldir; ama o, dünya dertlerinden bir kaçış ülkesidir. Bu kaçışla o dertler yok olmuyor, ama onlarla mücadele etmemiz için bize sığınacak yer ve gücümüzü tazeleme olanağı ve
Ernst Mach, bilim ve felsefeden, edebiyat-sanata ve politikaya çeşitli ve yaygın tartışmalara odak olmuş, kendisinden sonraki bilimsel-felsefi anlayışlara derin etkiler bırakmış bir filozof-bilim insanıdır. Albert Einstein, Mach'ı görelilik kuramının öncüsü olarak niteliyordu. Heinrich Gomperz ona "Bilimin Buddhası" diyordu. Robert Musil onun öğretisi üstüne bir doktora tezi yazdı. Friedrich Adler için o, Marxçı tarih anlayışına uygun bir doğa kavrayışı ortaya koymuştu. Yüzyıl dönümünde Viyana entelektüel
Tükendi
Bu kitaba arka kapak yazısı yazmaya üşendik...
Tükendi
Ayşegül Sönmez'den Çağı Düşünenlerle Düşünen Kitap Ayşegül Sönmez, Sanatatak Yayınları'ndan çıkan kitabında, çağı düşünenlerle birlikte çağı düşünüyor ve okuru bu düşünceli yolculuğuna davet ediyor. Yoko Ono, Philippe Starck, Don Letts, Rebecca Horn gibi çok geniş bir disiplin yelpazesi içinde sanat ve felsefe dünyasından isimleri, nefes nefese bir kurguda ağırlıyor. Jean Baudrillard ile birlikte postmodernizm üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Fransız filozof Michel Maffesoli, kitabı özel olarak yazdığı
Tükendi
Sekkâkî'nin Miftâhu'l-Ulûm adlı eseri genel anlamda dil ilimlerine dair bir eser olmakla beraber İslamî ilimler geleneğinde bu eseri meşhur ve önemli kılan şey, bu eserin belâgat (meânî-beyân-bedî') ilmine tahsis edilen üçüncü bölümü olmuştur. Kanaatimizce bu durum, Sekkâkî'nin de ifade ettiği gibi, kendi dönemine kadar -her ne kadar Râzî'nin Nihâyetu'l Îcâz adlı eserinde belli bir bütünlüğe kavuşmuş olsa da- henüz tam anlamıyla bütünlüğüne eremeyen, konuları yerli yerine oturtulamayan Belâgat ilminin Miftâ
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47