Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48
Çevirisini sunduğumuz Mantıkta Kullanılan Lafızlar Kitabı‘nın amacı, anlama delâlet eden müfret ve mürekkep lafızlar kapsamında isim, fiil, edat, söz, tanım ve resm; edatların ve soru edatlarının kullanımı; konu-yüklem ve lafız-anlam ilişkisi; yüklem bakımından tümel anlamlar; beş tümel; bölme ve terkip; öğretim yöntem ve yolları; kıyas ve çeşitleri; ana hatlarıyla mantık gibi meseleler ekseninde alanla ilgili bazı yöntem ve teknikleri tanıtmak ve belli başlı kavramların tanımlarını vermek suretiyle genel o
Voltaire'in Candide'inin "Dr. Pangloss"u, Hannover'in "Lövenix"i Leibniz, Newton ile eşzamanlı olarak icat ettiği diferansiyel hesapla matematik alanında çığır açmış bir dâhidir. Çağını aşan düşünceleriyle uzayın ve zamanın mutlak değil, izafî olduğu fikrini geliştirmesiyle izafiyet teorisinin ve "hissedilir olmayan algılar" yaklaşımıyla da modern bilinçaltı psikolojisinin temellerini atmıştır. Felsefî yaklaşımıyla ise Frege'den Kripke'ye kadar birçok yirminci asır filozofuna ilham vermiştir. Leibniz'in f
ugün din en önemli sömürü araçlarından birisidir. Bireyi ekonomik, toplumsal ve siyasal sömürü karsısında en azından sessiz kılar. Sömürünün tannnın emri olduğu yönündeki propagandanın etkisini pekiştirir. Kendisi de zaten, dünyayı yaratanın tanrı olduğunu ileri sürdüğünde, dünyanın eşitsizlik ve adaletsizliklerle dolu bu halinin tanrısal iradenin yaratımı olduğunu söylemiş olur. O nedenle bu dünyanın herhangi bir kutsallığın yaratımı olarak görülemeyeceği fikrinin savunulması son derece önemlidir. Sömürüye
Tükendi
Mühim Meseleler... Kafa Kurcalayan Sorular... Yalın Cevaplar! Dünyayı bilim ve felsefeyle yargılamanın dayanılmaz hafifliği! Bu kitap dizisi Bilim ve Felsefe'nin hayli mühim meseleleri üzerine okumanın, kafa yormanın zorluğuna dair oluşmuş efsaneyi yerle bir ediyor. Bu kitap du?şu?nen kadın, erkek ve çocukların gu?nlu?k hayatın içinde aklına sıkça takılan ve aslında felsefenin ana temaları olan sorular u?zerine kurulu. Verdiği cevaplardan çok sorduğu sorularla tanınan bir disiplin olan felsefenin u?zerinde
Tükendi
20. yüzyılın önemli Alman tarih felsefecisi Oswald Spengler (1880-1936) çağının toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarından etkilenmiş bir düşünürdür. Her kültürün sınırlı bir yaşama sahip olması gerçeğinden yola çıkan Spengler'e göre bir kültür, doğar, büyür ve bir zaman sonra yok olur. Spengler, tarihte geçerli olduğu düşünülen bir amaçlılığın karşısında yer alır. O, insanlığın ileriye doğru aktığı şeklindeki bir görüşe katılmaz. Çünkü her amaç bir sonuç demektir. Sonuçlanan her şey bir bitişi temsil ede
Tükendi
Toplumların inançlarını, kültürlerini, dillerini, yaşam tarzlarını, maddi ve manevi değerlerini hor gören, yok sayan, görmezden gelen sistemler, rejimler, yönetim biçimleri, partiler, cemaatler, eğitim sistemleri ve bireyler toplumda hiçbir zaman kabul görmez ve sürekli tepkilerle karşılaşırlar. Bunun sonucunda da emek israfı, sermaye israfı, zaman israfı, düşünce israfı (tabi buna düşünce denirse) meydana gelir. Bu israfların önüne geçilmesi için toplumsal gerçekler iyi analiz edilmeli, bu yönde projeler g
Müteal/Aşkın olanın insana değebilmesi, yahut insan tarafından idrak edilebilmesi için dil'in düşünce'yi simgesel içeriği ve içrekliğiyle Göğe/Kutsala yönlendirişinin Batı dünyasında sekteye uğratıldığı kırılma noktalarını irdeleyen Jean Borella; önce fiziksel paradigmanın (Galilei, Kopernik ekseninde), sonra düşünsel paradigmanın (Platon, Aristo, Descartes, Kant ve Hegel ekseninde), sonra dilsel paradigmanın (Sausseerre, Humboldt, Wietgenstien ekseninde), sonra toplumsal paradigmanın ( Roussauo, Marx, Enge
Tarih felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Collingwood'un din ve din felsefesine dair görüşleri neredeyse hiç bilinmez. Ona göre din, en temelde hakikat arayışına girmektir. Bu arayışın keşfettiği ve keşfedebileceği hakikatse, gözlerden ırak bir şekilde sembolizmin -"kutsal sandığında" saklanan bir hakikattir. Biz benzetmeleri görürüz ama hakikati görmeyiz. Sadece hakikatin orada olduğunu biliriz ve onun varlığı, benzetmelerin güzelliğini kutsallığa dönüştürür. Ne ki bu kutsallık, salt bir sembolü
Tükendi
Derin bir gerçeklik krizi içindeyiz. Bildiklerimiz, yargılarımız ve kavramlarımız bu krizi aşmamıza yetmediği gibi onun giderek şiddetlenmesine neden oluyor. Peki her şeyi bilgiye dönüştürmek yerine dünyayı tecrübe etmenin farklı yollarını bulamaz mıyız? Yaşamı yargılamaktansa onu geliştirecek yeni imkanların peşine düşemez miyiz? Yaşamı nasıl kavradığımızla nasıl bir yaşam sürdürdüğümüz arasındaki ilişkinin açığa çıkarılması, bu gerçeklik krizini aşmanın yollarından biri olabilir mi? Todd May'in Deleuze i
Tükendi
Fransız felsefeci ve yorumbilimcisi Paul Ricurün anlatı yorumbilimi alanındaki başyapıtı olarak nitelendirebileceğimiz Zaman ve Anlatı, Türkçede dört cilt olarak yayımlanacak. Ricur, birinci ciltte, zaman ile anlatı arasındaki büyük çatışmanın yorumlanmasında birçok bilmesel etkinlik alanını, özellikle de kendi geliştirdiği yorumbilimsel bakış açısını zaman fenomenolojisini anlatı kuramlarını alılmama estetiğini okuma edimini, göstergebilimi, tarih yazımını devreye sokuyor. Tadımlık Yarattığımız olayörgül
Tükendi
Ömrü boyunca birçok ağır işte çalışmış, düzenli bir eğitim almamış biri Eric Hoffer... Kuvvetli bir gözlem ve meseleleri sıradışı yorumlama tarzı bütün metinlerinde baskın unsurdur. Birçok eserini tahrik edici ve ufuk açıcı kılan da bu özelliktir. Değişim Sancısı olarak dilimize çevrilen bu eserde Hoffer, insanlık tarihi boyunca görülen değişimlerin toplumlar ve bireyler için ne derece önem arz ettiğini, bugüne kadarki genel kabullerin aslında insanların tepki ve tercihlerini anla
Tükendi
Fransız felsefecisi ve yorumbilimcisi Paul Ricurün (1913-2005) anlatı yorumbilimi alanındaki başyapıtı olarak nitelendirebileceğimiz Zaman ve Anlatı Türkçede dört cilt olarak yayımlanacak. Yazarın kuramsal görüşlerini temellendirdiği birinci cilt, Zaman-Olayörgüsü-Üçlü Mimesis altbaşlığıyla 2007de yayımlandı. Tarih ve Anlatı altbaşlığını taşıyan bu ikinci ciltte, P. Ricur zaman ve olayörgüsü (anlatı) arasındaki ilişkiyi yorumlarken, öykülemeye karşı çıkan tarih yazarları ile öykülemeye ağırlık veren tarih
?Kendisini Tanımayan İnsan' akıl, irade, düşünce ve vicdan konuları üzerine düşünen bir yazarın Kur'an'dan anladığı ve anladığını dile getirme denemsidir. İnsanoğlunun ilk insan ve ilk peygamber Adem (a.s.) dan günümüz dünyasına gelinen süreçte yaşadığı ve tanık olduğu inanç, düşünce ve yaşantı temelli çıkmazların, Kur'an'ı esas alarak aşılabileceğine olan özgüven ve benlik bilinciyle kaleme alınan bu kısa ve özlü eserin temel kavramları, insanın ve insanlığın kurtuluşu üzerinde odaklanır. Bu meyanda, insan
Sen sislerin içinde gezinen bir arzuyken, ben de orada gezinen bir arzunun içindeydim. Ve biz hep birbirimizi arayıp durduk ve bizim şevkimizden rüyalar doğdu. Ve rüyalar süre olarak sonsuzdu, rüyalar ölçümsüzdü.
Tükendi
Modernlik felsefi kuruluşunda kehanetin güçlü çağrışımlarını bilimsel kesinlik arayışıyla sınırlamıştır. Descartes kesinlik araştırmasında meşhur "cin"i başından savarken kahinin yerini modern bilim adamı/filozof alır. Ne var ki Descartes'ın kendisi de bir modernlik kehaneti koymaktan geri kalmaz. Buna göre, modernlik şaşmaz yasalarla düzenlenen, doğanın nesneye dönüştüğü, şeylerin ve toplumun apaçık olduğu bir kesinlikler evrenidir. Bu ilk modernlik kehanetini, modern toplumun ilk eleştirmenlerinden bir
Tükendi
İslam dünyası, her ne kadar batı dünyasının bin yıllık macerasına -dışarıdan da olsa- bir şekilde iştirak etmiş olsa da, bu dünyayla aynı ideallere yönelmediği gibi, bu yolculuğa (kapitalizme) karşı ciddi itirazları bulunan yegâne dünya ve bu itirazların birçoğu da oldukça haklı gerekçelere dayanmakta. Ama bu haklılık, batı dünyası tarafından ortaya konulan gelişme karşısında çok da önemsenmemekte. Dahası, nüfuz edilemeyen bir performansın gücünün etkinliği, bu itirazların haklılığını umursamayan bir pervas
Bu kitapta mesele bazılarının salt kötü niyetle ve kasıtlı olarak dillerine dolayacaklarının aksine, en nihayetinde dini insanların hayatından çıkarmakla ilgili değildir. Aksine burada mesele bizzat dinin kendisini özgürleştirme çabasıdır ki bu özgürleştirme dini, sadece insanı değersizleştirmekle yetinmeyen, fakat -insanı değersizleştirme çabasını sürdürme uğruna- Allahın yüceliğine de halel getiren, Kuranın etrafına kör ve sağır duvarlar ören şu mutlakçı söylemden kurtarma çabasıdır. Bu, Arap/İslam dünya
Jameson Jameson'ı Anlatıyor günümüzün en etkili Marksist kültür teorisyenlerinden Fredric Jameson ile 1982-2005 yılları arasında yapılmış dokuz söyleşiden oluşuyor. Kitap düşünürün, görsel sanatlar, psikanaliz, mimari gibi çağdaş kültür konusundaki olağanüstü birikiminin yanı sıra ABD, Kore, Çin, İsveç, Mısır gibi çok farklı coğrafya¬lardan önemli akademisyenlerin soruları ve katkılarıyla oluştu. Tam da bundan ötürü Jameson'ın temel tezlerinin ve kavramlarının değişik kültürel ve politik bağlamlarda nasıl a
Tükendi
İngiliz filozof Philippa Foot, aldatıcı bir biçimde basit bir düşünce deneyi tasarlamıştı. Kontrolden çıkan bir troleybüs, onun önünde duran beş işçi, yan yolda duran bir kişi ve kaderi değiştirme imkânı. Sürücü olarak beş kişiyi öldürmeyi mi, yoksa bir kişiyi kurban etmeyi mi seçersiniz? Peki ya sürücü değil de elindeki bir şalterle troleybüsün yönünü değiştirebilecek, kenardan izleyen biri olsaydınız... Şalteri indirir miydiniz? Veya diyelim ki bir üst geçitten olayı izliyordunuz. İşçileri kurtarmanın te
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48