Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 223 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
"Toplumsal olanın cinsiyetlendirilmesini ve onun etkilerini yöntemsel olarak görünür kıldığı ölçüde bu eserin doğası gereği epistemolojik bir ereği vardır. Aslında, nesnelerin temsilinde ve sözcüklerin, düşüncelerin, düşünce sistemlerinin üretilmesinde etkin olan erkek-merkezliliğin sorgulanması için bir sistematiğe varmanın peşindedir. Bu kitap, hiçbir görüngünün yansız akıllar tarafından şekillendirilmiş olamayacağı fikrini zorunlu hale getirmeyi ummaktadır - bunlar, ekonominin finansa ya da genel olarak
Tükendi
Norm olarak erkeği kabul eden, kadını ve onun emeğini ise değersiz ve ikincil gören cinsiyetçi işbölümünün üretim ilişkilerindeki dönüşümle birlikte tarihsel bir düzlemde biçimlenerek, kadını öncelikli olarak yeniden üretim işlerinden sorumlu tutarken, erkekleri ise toplumsal ve ekonomik sistemin aktörleri olarak konumlaması, çalışmanın kuramsal temelinde yer alan ilk argüman olarak belirlenmiştir. Bir diğer argüman ise kadın aleyhine eşitsizliklerin biçimlendiği toplumsal ilişkiler dizisi olarak ataerkinin
Tükendi
Bu kitapta satırlara yansıtılanlar, kadının uygarlık tarihindeki yeri ya da erkekle arasındaki eşitlik değildir. Amaç, genç kadınlarımızın geleceğe dair duruşlarını belirlerken geçmişte başarıya ulaşan kadınlarımızdan ilham almasıdır... Kadınlar... Kadınlarımız... Türkiye'nin kadınları... Bir dönem oldu peçenin ardından baktı dünyaya... Bir dönem geldi balo salonlarında vals yaparak göz doldurdu... ?Kadınlar çalışmaz!" denilen dönemlerde cesurca tiyatro sahnesine çıkanı da oldu, filmlerde rol alanı da, sa
Tükendi
Betül Yarar'ın derlediği bu eser, toplumsal cinsiyet ve şiddet arasındaki ilişkileri, kuramsal ve olgusal olarak irdelemektedir. Kitapta şiddetin öznellik ve iktidarla ilişkisi; cinsiyetli iktidarın uygulanması veya iktidarın-öznellliğin cinsiyetlenmesi açısından şiddetin önemi; toplumsal cinsiyet rejiminin ve cinsiyet-cinsel kimliklerin kuruluşu açısından şiddetin yeri; şiddetin tarihsel-toplumsal olarak değişen biçimi; eril iktidar ilişkilerinin baskı, zor ve şiddetle farklı eklemlenme biçimleri gibi soru
Tükendi
1915 soykırımı (Sayfo) Süryani kadını üzerinde büyük etkiler bırakmış ve toplumsal bir tramvaya ve tahribata da yol açmıştır. Bu dönemden sonra Süryani kadını kapanarak toplum içinde pasifsizleşmeye başlamıştır. Bu şekilde Süryani kadını toplumdaki etkin gücünü ve dinamiğini kaybetmiş oldu. - Rima Tüzün Eski bir Babil yazıtında, İnanna şöyle haykırır hayata; "ben ki tanrıça İştar'ım, hayat denilenim, siz bana ölüm deseniz bile... Yasa denilenim, siz bana kuraldışı deseniz de. Aradığınız benim ve bulduğunu
Tükendi
"Aynur İlyasoğlu´nun kitabının önemi şurada: İslamcı kadınlarla bir diyalog olanağı, şansı arıyor. Kendisiyle ortak bir yaşantıdan yola çıkarak deniyor bunu. İnanç ve kadınlık, ya da bir kimlik siyaseti olarak inanç; bu politik bir inanç olabilir, ya da dini bir inanç olabilir. İdeologlar ya da din adamları, ilahiyatçılar genellikle erkek; her konuda otorite olan erkekler kuralları dikte ediyorlar da kadınlar nasıl yaşıyorlar, kadınlar inançla kadınlık yaşantısını nasıl bir arada kuruyorlar? İslamcı kadınla
Tükendi
Şiddet günümüzde gelişmiş ya da az gelişmiş bütün ülkelerin en önemli sorunları arasındadır. Kadına, çocuğa, yaşlıya ve doğaya yönelik yapılan şiddet engellenemez durumdadır. Şiddetin en önemli nedenleri arasında gösterilen eğitim, ekonomi, yönetim, algı, psikoloji, medya ve inanç kavramlarıyla ilgili sorunlar üzerine her gün yeni çalışmalar literatürde yer almakta ve yasal boyutta birçok düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak teknoloji ve uzay çağını yaşadığımız bu dönemde hâlen insan­lığın çok uzun zaman önce
Tükendi
?Görünmeyen kadını görünür kılma çabası" ya da Gerda Lerner' in ifadesiyle ?Kadınların tarihöncesinden kadın tarihine geçiş" aşaması... İyi kötü bir erkek tarihi yazılmış yazılmış olmasına da, kadının tarihi hâlâ emekleme safhasında. Her zaman ?meçhul askerden daha meçhul birisi vardır: meçhul askerin karısı". Britanyalı sosyal tarihçi Carol Dyhouse çalışmalarını özellikle toplumsal cinsiyet alanında yoğunlaştıran önemli bir araştırmacı.Dyhouse, Gösteriş başlıklı bu kitabında dikkatini kadınlığın, kadın b
Tükendi
Global pazarlara yönelik olarak Üçüncü Dünya ülkelerinde gerçekleştirilen küçük ölçekli üretimin çapı her geçen gün büyüyor. İstanbul`un gecekondu mahalleleri, taşıdıkları ucuz ve feda edilebilir kadın emeği potansiyeli ile bu türde bir üretimin kolayca yaygınlaşabildiği yerler. Jenny B. White, Ümraniye ve çevresinde yaptığı antropolojik çalışmasında bu üretim sistemi içindeki emek ve oynadığı rolü inceliyor. Kadınların parça başı iş yapmayı ya da atölyede çalışmayı kız evlat, eş, anne ve komşu olma rolleri
Tükendi
Feminist hareketin Osmanlı'dan 21. yüzyıla uzanan serüvenini hareketin kendi metinleri üzerinden serimleyen bu kitap, feminist hareketteki dönüşümü-devamlılığı bir arada görmeyi mümkün kılması açısından önemli bir seçki. Kitap, feminist mücadelenin patriyarkadaki dönüşümlerin ve bu dönüşümleri sağlayan feminist hareketin bizzat kendi yazınıyla doğrudan analiz edilmesini mümkün kılmayı hedefliyor. Bu seçkide yer alan metinler yaşadığımız coğrafyadaki feminist hareketin ortaya çıkardığı politik hattın yanı sı
Tükendi
Filistinli kadınların yaşamlarında yer almış olan geniş çaplı sosyal değişiklikler, annelerin ve kız çocuklarının anıları ve hayallerinin bağlantısıyla vurgulandı. Cezayirli akranları gibi işgal ordularının önünü kesmek için evlerini ve yüreklerini bırakan kadınlardı onlar. Filistinli kadınlar hala, çoğunlukla, sessiz kalıyorlardı. Bütün bunlara rağmen, bu son zamanlarda yazılan Filistinli kadınların hikâyelerinin içinde en iyisi oldu. Bizim toplumumuzda doğan çoğu kadının hikâyesi birbirine benzerdir ya
Tükendi
Rebecca Solnit, bilip bilmeden her şeyi açıklayarak kendini ispatlamak derdindeki adamları; kadınların nasıl susturulduğunu ve hayatın her alanında maruz kaldıkları şiddeti anlatıyor. Ancak kitabın Türkçe baskısı için yazdığı önsözden de anlaşılacağı gibi kötümser değil, aksine özgürleşebileceği başka bir dünya hayali için herkesi mücadeleye, dayanışmaya çağırıyor. Adamların dünyasında var olmaya çalışan kadınlara umut verirken gerçek kadın hikayelerinin yanı sıra Virginia Wolf'un metinlerinden, Pandora mit
Tükendi
Dindarlığın "ölçüleri", epeydir, kadın kimliği ve bedeni üzerinden tartışılıyor. İslâmcılık ve karşıtları arasındaki mücadele, kadının statüsünü, kılığını kıyafetini tayin etmek etrafında dönüyor. Bu durum, dinin anlaşılma ve yaşanma biçimini nasıl etkiliyor? Dindar kadınlar bu mücadelenin içinde bir özne olarak neredeler, "neyliyorlar"? Zehra Yılmaz bu sorulara cevap ararken, Türkiye gündeminin yanı sıra, global düzlemdeki tartışmaların, bu arada özellikle İslâmî feminizm tartışmalarının etkisini de hesaba
Tükendi
Cenevre'de lüks bir genelev. Çoğu yirmili yaşlarda yetmiş kadın. Büyük bir kısmı Mağrip kökenli Fransızlar. Paris, Lyon ve Marsilya'nın varoşlarından, haftada dört gün, ailelerinden ve çevrelerinden gizli, çalışmak üzere buraya geliyorlar. Ayda ortalama 15 bin avro kazanıyorlar. Fransa'ya götüremedikleri paralan marka çantalara, pahalı kıyafetlere, estetik ameliyatlara harcıyorlar. Mekân temizliği ve lüksüyle övünüyor, müşterilerin önemli bir kısmı Facebook sayfası aracılığıyla buraya geliyor. Gazeteci Soph
Tükendi
Gündelik yaşantımız medyanın etkisi altındadır. Geleneksel ya da dijital medya, hayatımızı tanzim ederken, referans noktası olarak işlev görür. Medyadaki toplumsal cinsiyet temsilleri de bizlere nasıl bir erkek ya da nasıl bir kadın olmamız gerektiğini vaaz eden temsillerdir. Medya bireylerin düşünceleri, davranışları ve değer yargılarının oluşumu, pekiştirilmesi ve bunların değişiminde de önemli bir roldedir. Medyanın etkileme gücünün toplumsal cinsiyet temsillerine de yaptığı vurgu, bizleri bu temsiller ü
"Günümüzde mevcut şeylerin kadim kökenlerini görmek iktidarı gözlerinde bulunmayan kıt görüşlüler feminizmin hassas ve insaflı kelimelerini, günümüz İslâm toplumlarının yaşamında bulamamakla, niçin mazilerde aramıyorlar? Doğu ve Batı'nın kadın üzerindeki manevi dönüşümlerini tamamıyla muhakeme ederek, maziden hale doğru gelirsek görürüz ki, feminizm en hassas kökeni ve en makul dönüşümlerle İslâm şeriatinde hakikaten tekâmül etmiştir. (...) İslâmiyetin ayrıca bir feminizm reformuna asla ihtiyacı yoktur.
Tükendi
Biri bir dünya savaşı yaşamıştı.Yaşayabilmek için bir ülkeden öbürüne kaçmak zorundaydı aynı zamanda.Diğerinin babası ırkçı tedhiş örgütü tarafından vur emriyle aranıyordu. Okulda dersteyken bile havan toplarının saldırısına maruz kalacak kadar savaşın içinden çıktı. Öbürü ise okumak için,kadınların okumaz hale geldiği ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Ama yinede şanslıydı,çünkü daha basit nedenler yüzünden ondan önceki ülkelerini terk etmiş bir ailenin üyesiydi. Aralarında siyahi insanlara yapılan
Tükendi
Ülke düzeyinde siyasi ilginin muhafazakârlaşmayla ilintili olmak üzere ekonomik ve toplumsal nedenlerle kadın ve aile üzerine yoğunlaşması, kadın ve ailenin tek bünyede eritilmesi çerçevesinde "kadınlar cephesinde neler oluyor?" sorusuna önem kazandırıyor. Bunun olası sonuçları arasında aile ve kadınları giderek denetim altına almak bir yana, bir özel alan olarak "aile sorunları"nı, yani ağrılıkla kadınların meselesi olarak tanımlanan ve buna bağlı olarak onların yalnız baş etmek zorunda kaldıkları meselele
Tükendi
Masal şöyle başlar: Sokakları hecelemeye başladığımız günlerdi. Yaşı bilinmeyen yağmur gibiydi insanlar. Sonlarına benzeyen, denizi ve maviyi bilmekten başka suçu olmayan insanlar; uyuyunca eşit olur, uyanınca sihir bozulur eşitsizlik başlardı. Tanrının ve devletin değilse de doğanın eski öyküleri gibiydi her biri. Oku oku bitmeyen, iyi ki bitmeyen kadınlar. Yaz yaz noktalanmayan, iyi ki noktalanmayan kadınlar. Maviden olma yeşilden doğma Karadenizli kadınlar, su ile ateşin birbirinden anlam alıp anlam verm
Mükemmel kadın yoktur, akıllı kadın vardır. Mükemmel kadın daima olmak istediğimiz kadındır: Kusursuz giyinir, en zahmetli yemekleri bile kendi yapar, misafir ağırlamakta hünerlidir. Çocuk da yapar kariyer de, üstelik tek bir tırnağını bile kırmadan otuz kişiye börek açabilir. Kısacası sürtüğün tekidir. Sorun şu ki ne biz bu kadınlardan hoşlanırız, ne de onlar bizden... Peki biz, bu kadınlarla nasıl yarışabiliriz? İşte bu kitap, modern hayatın yoğun temposundan bunalan tüm kadınların günlük yaşamlarına da
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 223 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6