Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 223 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
''Kadın düşmanlığının tarihi, binlerce yıl sürdüğü için eşi görülmemiş bir nefretin tarihidir. Öyle bir tarih ki, Aristoteles'i Karındeşen Jack'e, Kral Lear'ı James Bond'a bağlar.'' - Jack Holland Tarihin başlangıcından bu yana insanlığın bir yarısının, diğer yarısı tarafından baskı altında tutulması ve insanlık onurunun elinden alınması nasıl açıklanabilir? Hindistan'da dul kadınların yakılması, yeni doğmuş kız bebeklerin öldürülmesi, Kuzey Afrika'da kız çocuklarının sünnet edilmesi, savaş bölgelerinde
Tükendi
"Kadınların sadık kalacaklarına bel bağlamak insanoğlunun şimdiye kadar girdiği en büyük kumardır." Namibya kırsallarında kocaları dışındaki adamlardan çocuk yapan göçebelerle Los Angeles'ta kadınlara mahsus bir seks kulübündeki müşterilerin ortak özelliği nedir? Cinsel çeşitlilik, yenilik ve heyecan arayışı... Eski Yunan trajedilerinde, TV dizilerinde, magazin dergilerinde ve pop şarkılarında aldatan kadınlar hep tehlikeli ve arızalı resmedilir. Ama hakikaten, kim bu kadınlar? Ve neden kadınların güçlend
"Seksenli yılların başında Şerif Mardin'den Sosyal Değişme dersi almıştım. Hoca değişmeyi değil, sürekliliği anlatarak başlamıştı derse. ‘Değişme'ye âdeta kutsal bir anlam yükleyen modernleşme kuramlarını okuduğumuz bir dönemde, sürekliliği vurgulayan bir giriş... Ardından ‘Sınıfımızda toplumsal sürekliliğin çok bariz bir örneği var' deyip susması ve cevabını bizden beklemesi... Bu sürekliliğin benimle ilgili olduğunu hemen anlamıştım. Hoca için başörtüm, nevzuhur bir uygulama değil; toplumsal sürekliliğin
Simone de Beauvoir'in "Kadın" (Le Deuxime Sexe— İkinci Cins) adlı bu dev eseri Fransa'da ilk yayımlandığı zaman öylesine büyük bir ilgi gödü ki, iki yıl içinde 97 kez basılarak ne rekor kırdı. Kipat büyük yankılar yaptı. Bugüne kadar sürüp gelen "kadın anlayışı" bu eserle birlikte birden altüst oldu. Yazarlar, aydınlar, okurlar birbirlerine girdiler. Tartışmalar uzayıp gitti. Böylece yazarın ve kitabın ünü de dünyanın her tarafına yayıldı. Amerika'da aynı yıl içinde dört baskı birden yaparken, hızla çevrild
Tükendi
Bu kitabın yazarı, ilişkiler hakkında iyi bir şey duymak istiyorsanız kitabı tekrar rafa koyup arkadaşınıza kahve falı baktırmanızı öneriyor. Fakat eğer gerçekleri duymaktan korkmuyorsanız bu kitap bir nebze de olsa size yardımcı olabilir. Merak ettiğiniz her şeye bir cevap verdiğimi iddia etmemekle birlikte asla kabullenemediğimiz, etrafımızdaki insanların da üzülmeyelim diye asla söyleyemedikleri çoğu şeyi duymak belki hoşunuza gitmeyecek ama ben gerçekleri duymanız için kendi adıma bu riski alıyorum. K
We lose ourselves in between what precedes and what is to come. We store our memories on one side and dreams on the other, as though proliferating them could make us happy. But we only find ourselves lost. We seek a place for ourselves. We try to buy yesterday and today from the passage of time. We seesaw constantly between the past and the future. But we only rent a place. We are not the owners of our schemes. They are either over or have not yet begun. More than anything we are in the present. More often
Tükendi
Kırık sandalyede çalışmaya zorlanarak mobbing uygulanan işçiden emzirme odası mescide dönüştürülmek istenen işçiye, hamile olduğu için daha sık tuvalete gitmesi gereken ve sırf bu nedenle işten çıkarılmakla tehdit edilen işçiden "haklarımı biliyorum" dediği için işten atılan işçiye, erkek işverenin "hepimiz bacı kardeşiz" diyerek kadın tuvaleti hakkını gasp ettiği işçiden işverenin ne yemek verdiği ne de yemek yeme yeri sağladığı işçiye, işveren servis yükümlülüğünü yerine getirmediği için gecenin bir yarıs
Bundan tam yüz yıl önce, Mart 1919'da, işgal altındaki İstanbul'da haftalık bir dergi yayın hayatına başlar: Büyük Mecmua. Zekeriya ve Sabiha Sertel'in kurucuları arasında yer aldığı, dönemin en etkili kalemlerini ve entelektüellerini bir araya getiren bu "edebi ve ilmi" dergi, işgal güçlerine bağlı sansür kurulunun öfkesini üzerine çeker. Zekeriya Sertel'in tutuklanmasının ardından, henüz yirmi dört yaşında genç bir gazeteci olan Sabiha Sertel derginin başına geçer. Son sayılarının sermuharriri Halide Edip
Tükendi
Cadı olduğu varsayılan kadınların avlanıp yakılmasının üzerinden beş yüz yıldan fazla zaman geçti. Kapitalizmin şafağında ilksel birikim sürecinde kapatılan, emek gücünü üreten mekanik bir bedene indirgenen ve tüm ortak olanların çitlenmesine direnişi ile korku salan kadın bedeni, ibretlik işkencelerin deneme tahtası yapılıp itibarsızlaştırıldı. Bugün kadına yönelik giderek artan şiddet ve hatta yeni cadı avları geçmişin izlerinden yürüyor. Topraklarına el koymak için yaşlı komşusunu veya akrabasını asılsız
Tükendi
Kadına rüşvet mi? Kadın rüşvete ikna mı olacak? İkna olmayan, medyayla sarhoş hale getirilip ikna ettirilecek. Kadına teklif edilen rüşvet nedir o halde? Özgürlüğü! Kime karşı özgürlüğü? Sadece kocasına zannedilir. Fakat kadın; babası, ağabeyi, erkek kardeşi, evladı yani canından, kanından parçalarla çatıştırılıyor. "İstediğin saatte eve gidebilirsin, istediğin kişiyle arkadaşlık kurabilirsin, sen özgürsün!" diyerek ona zerre merhamet etmeyecek olan modernizm, etrafındaki erkek koruma duvarını, kadın
Kadınların toplumsal yaşamdaki yerini kim belirliyor? Kendileri mi? Yoksa erkekler mi? "Denizde neden daha çok erkek görüyoruz, neden kadınlar daha az?" sorusuna yanıt ararken ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil: Kadınlar, sadece gemilerde/teknelerde değil, zaten nerede daha fazlalar ki? Erkekler nerede, ne kadarına izin vermişler, tıkadıkları yolları ne kadar açmaya çalışmışlar ki? Erkek Denizinde Kadın Gemiler işte bu tabloyu tarihsel kanıtları ve tanıklarıyla gözler önüne seriyor. Denize açılan he
Tükendi
İki ayrı evin kültürü içinde,birbirinden farklı değer ve öğretilerle büyüyen iki ayrı cinsten insanın bir araya gelerek oluşturduğu "evlilik" müessesesinin sağlıklı ilişkilerle yürütülemediği takdirde eşler için ne kadar yıpratıcı olduğunu anlatmak için rahmetlik anneannem "evlilik demirden leblebiymiş yiyene,ateşten gömlekmiş giyene" derdi. Bu kitap kırk yıldır "evcilik oyunu" keyfinde evlilik yaşama becerisi göstermiş bir eğitimci tarafından ,demir leblebiyi çıtır leblebiye dönüştürmek,ateşten gömleği is
Tükendi
Kadınlar, kadın oluşlar, feministler, translar, göçebeler, lezbiyenler, geyler, siborglar, ötekilerin ötekileri, hilkat garibeleri, yoldan sapanlar yani kısacası bir-olmayanlar, farklar… Başka bir felsefeyle başka bir feminizm… Rosi Braidotti geldiğimiz noktada, kavramsal yaratıcılığa vebilen özne hakkındaki geleneksel inançlardan nostaljik olmayan, sağlıklı bir kopuşa ihtiyacımız olduğunu iddia ediyor. Bu kitapta yer verdiği üç makalesinde, feminizmi, fark felsefesinin özcü olmayan materyalist neşesiyle ok
Hadi gel arkadaşım, şimdi seninle şöyle güzel bir yolculuğa çıkalım. Kadın denilen, duyguları değişken ve etkilemesi, hele de elde etmesi atomu parçalamak kadar zor olan bir tuhaf canlıyı tanıyalım birlikte. Anlaman için bolca yaşanmış örnekler vereceğim bu yolculukta sana. Çünkü sırf bu kitabı yazmak için onlarca kadına yaklaşıp sana vereceğim tüyoları birebir uygulayıp test ettim senin için, inan bana. Rize'den Antalya'ya, Çanakkale'den Ardahan'a kadar tüm kadınların ilgi manyağı olduğunu ve ilginin "kadı
Tükendi
Türkiye kadın hareketinin iki önemli yayını olan Feminist ve Kadınlara Mahsus Gazete Pazartesi'nin kurucularından olan Ayşe Düzkan, yetmişin üzerinde yazısını bir kitapta topladı. Güldünya Yayınları'ndan çıkan "05 17" kasım ayı sonunda raflarda olacak. Kitapta yazarın daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları da yer alacak. Türkiye'nin en çok okunan feminist yazarlarından Ayşe Düzkan'ın, Güldünya Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı "05 17", kasım sonunda kitabevleri ve web sayfaları üzerinden satışa sunul
"Önemliydi, değerliydi, güçlüydü, üstündü, ama otoriter bir hegemon değildi. O, sevilen, sayılan, koruyucu, üretken, merhametli ve aynı zamanda büyülü güçler taşıyan, toplumun atası bir tanrıçaydı." Ana hukukundan baba hukukuna, kadın egemenliğinden erkek egemenliğine, bereket saçan Ana Tanrıça'dan kötülük dağıtan Pandora'ya... Çağlar boyunca baş tacı edilen, topluluk yaşamının temeli sayılan kadın, nasıl oldu da ataerkil değerlerin kölesi haline geldi ? Erkek, tarihin hangi noktasında ve hangi dürtülerle k
Tükendi
Başkalarının deneyimlerine cinsiyet, ırk, sınıf bakımından bağlamsal olarak nasıl yaklaşacağımızı öğrenmeliyiz. Kendi deneyimlerimize bağlamsal olarak nasıl yaklaşacağımızı öğrenmeliyiz. Ve Ben, deneyimin tüm bu bulanık sınırları için harika ve karmakarışık bir kestirmedir. Oyunbozan feminist statükoya razı değildir. Onun için reçete edilen sosyal biçimlerle uyum sağlamaz. Kısıtlayıcı cinsiyet veya cinsiyet performansı kategorilerine zorlamaz veya zorlanamaz. Irkçılık ya da sınıf ayrımcılığının gündelik ör
Tükendi
"(21) O zaman Yahve insan'a derin bir uyku verdi. Kaburgalarından birini alıp, boşalan yeri etle kapladı. (22) İnsan'dan aldığı bu kaburgadan bir kadın yarattı ve insan'a götürdü. (23) Ve insan, ‘İşte bu, benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir! Ona kadın (İşşâ) denilecek; çünkü o insan'dan (iş) alındı' dedi. (24) İşte bu nedenle her insan babasını ve annesini bırakarak karısına bağlanacak, onunla tek beden olacak." Doğasında sürekliliği ve sonlanmayı içeren kadın, paradoks kavramının da sa
Tükendi
Toplumsal cinsiyet çalışmaları açısından bir kılavuz niteliğindeki Toplumsal Cinsiyet Tartışmaları, toplumsal cinsiyet kavramını ve olgusunu çeşitli disiplinlerin ilişkisi ve etkileşimi üzerinden irdeliyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumu ve bu rollerin bedenle olan ilişkisi, tarih, edebiyat, felsefe, emek, kalkınma, sosyal politika ve kent politikası alanlarına etkileri bu kitapta ayrıntıyla tartışılan konular. Ayrıca siyaset ve medyaya yansıması ele alınarak toplumsal cinsiyeti anlamak için vazgeçi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 223 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3