Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47
Zaman Perspektifinden Farklılıklara Bakış Hep gelişmelerin, ilerlemelerin hikayesi yapılmıştır da, gerilemenin, çürümenin hikayesi az yapılmıştır, bir dejenerasyonoloji yoktur. Uygarlık insan için bir angaryadır; her angarya gibi bu bir zorunluluktur, insan olmanın zorunluluğu... Teknolojide ve hizmet sektöründeki ilerlemelerin ve karmaşık gelişmelerin çoğunluğu yine, uygarlğınn geldiği seviyedeki gerekliliklerin halli içindir, ilkel insanın kıtalararası seyahate ibyilacı yoktu; ama ilk gereklilik, bir
Tükendi
Ziya Gökalp (1876-1924) Türk Milliyetçiliği tarihinde en önemli yere sahip olan kişilerin başında Ziya Gökalp gelir. Denilebilir ki, Türkçülüğün teorisyenidir. (Arka Kapak)
Tükendi
Ziya Gökalp (1876-1924) Türk Milliyetçiliği tarihinde en önemli yere sahip olan kişilerin başında Ziya Gökalp gelir. Denilebilir ki, Türkçülüğün teorisyenidir. (Arka Kapak)
Tükendi
Bir geçiş toplumu özelliği taşıyan ülkemizde geleneksel hayatın merkezinde bulunan dini norm ve değerlerin sosyal değişme ve geçiş toplumu olma olguları ekseninde nasıl değişime uğradığını gösteren bu eser dini norm ve değerlerin genel olarak değişmez ya da değişime en az yatkın olan değer ve norm olmalarına karşın kendi dinamiğini ayakta tutabilmek amacıyla nasıl sosyal değişmelerden etkilenerek değiştiğini göstermesi bakımından önemlidir. Araştırmanın diğer bir önemi de dini normlar ve değerler araştırmas
Tükendi
İnsanın bütün faaliyeti ve davranışları, yapıp-etmeleri bir düşünce mahsulüdür. Düşünce ürünü olmayan, şuur alanı içinde yer almayan bir davranış insan olmanın gereği değil, ya aşkın varlık alanının ya da hayvani sahanın faaliyeti olarak görülmelidir. Yüzyılların birikimi olan eğitim ve/veya pedagoji sonu görülmeyen bir hedefe yönelmek değil tasavvur edilen, hesaplanıp tasarlanan, geleceği bugünden yaşamak gayretinden başka bir şey değildir. Gelecek adına bugünden karar vermek, hatta kişinin yaşayamayacağı
Tükendi
Bir ülkenin, bir bölgenin ve bir il, ilçe, kasaba ya da köyün inanç tarihi ve inanç coğrafyası bakımından incelenmesi kolay bir iş değildir. Anadolu gibi bilinen tarihi boyunca kavimler kavşağı; diller, dinler, devletler beşiği olmuş bir büyük yarımadada bu araştırmayı yapmak güçlüğün birkaç kat artması anlamına gelir. Bu güç işe bir yerden başlamak, dengenin hassas uçlarını, kırılmanın acı veren kesitlerini her satırında hissettiğimiz Sivas´ın "İnsan kısım kısım / Yer damar damar" (Âşık Veysel) dizelerinni
Tükendi
Şöyle bir soru soralım: Bu mesele neden bize ilginç geliyor? Halbuki öylesine toplanmış herhangi bir bilgi insanın kafasını kurcalamıyor, dikkatini dahi çekmiyor. Bir şeyi öğreniyor ve onun için enerji sarfediyorsak, onun neye yaradığını da bilmemiz gerekir. Sanırım cevabı basit. İnsanlığın yeryüzündeki var oluş süresi, 30-50 bin yıl gibi gerçekten kısa bir süredir. Ama buna rağmen, onun üzerinde G. Vernadsky`nin küçük ölçekli bir jeolojik devrime eşit tuttuğu sathî devrimler gerçekleştirmiştir. Fakat bu d
Tükendi
İbn Haldun, kısa adı el-İber olan dünya tarihine dair kitabına yazdığı Mukaddime´siyle, dünya sosyal bilim tarihine çok ilginç teoriler ve kavramlar kazandırmış bir yazardır. Onun başka bir ilginç yanı, İslâm kültür mirasında örneği çok görülmeyen otobiyografi ve hatırat yazarlığıdır. Dünya siyaset ve sosyal bilim tarihinin yetiştirdiği ender ve çok dikkate değer kişilerden biri olan İbn Haldun´un bizzat kendi kaleminden öğrendiğimiz hayatı, hatıraları kuşkusuz çok ilgi çekici olmalıdır. Onun teori ve kavra
Tükendi
Franz Joseph´in askeri birliklerinin davul sesleri eşliğinde, giderek gerileyen dünya imparatorluğunun başkentinde, hiçbir şeyi umursamadan vals yaparak balolar veren Viyanalılar, Freud´un bilinçaltı analizlerini ilgiyle izlerler.Avusturya İmparatorluğu´nun son demlerini yaşadığı bu yıllarda, büyük bir yaratıcılık örneği olan süslemeci üslubuyla öne çıkan güçlü bir kişilik vardır.Antik uygarlıkların, gizemli alegorilerin, çizgisel bir zevkin, muhteşem manzaraların ve ışıltılı bir inceliğin esinini taşıyan K
Tükendi
"Önce içinden gelen sese kulak ver." İç sesin seni, güzelliklere, enginliklere, sevgi dünyasına götürüyorsa; "sen" iyi bir yoldasın. Yok, hayır, iç sesin, sürekli seni yıldırıyor, olumsuz şeyler fısıldıyor, şüphe ve vehimlerle uğraşıyorsa, yolunda büyük bir engel var demektir. Bunun da ötesinde, fısıldamalar, hal ve harekete dönüşüyorsa, senin halini sen dahi kimse düzeltemez vesselam!.. "Sonra duyu organlarını bir bir yokla." İçinde, hala bir yerlerde, saklı, gizli kalmış kine dair, düşüncelerin, küslük
Tükendi
Bizimki gibi kitabı az bir toplumda gencecik bir lise öğrencisi çıkıyor, ciddi ve hayli yararlı bir çalışma yürütüyor. Pek çok yeniyetmenin uyuşturucu kullanmaya heveslendiği yaş döneminde o, tuhafına giden bu olgunun nedenlerini ve seyrini incelemeye kalkıyor. Konunun işbilir bir uzmanca değil, bir genç gözüyle araştırılması bence ilginçten de öte ve gençler için daha yararlı. Ayrıca br uzman bakışıyla incelediğimde çalışmanın doğru ve güvenilir bilgiler verdiğini de görüyorum. Bağımlıların, bağıml
Tükendi
Bu kitap, "Odaktaki Sosyoloji" (Sociology in Focus) ismi altında İngiltere`de yayınlanmış bir sosyoloji serisi içerisinde yer alan ve din sosyolojisine giriş amacıyla kaleme alınmış önemli bir eserdir... Birinci bölümde, ele alınacak temel konular tanıtılmakta, din sosyolojisinin sorunları ile ilgili genel bir çerçeve çizilmektedir. Sosyoloji ve Din başlığını taşıyan ikinci bölümde, din sosyolojisi de dahil olmak üzere, tüm din araştırmalarının temel sorunlarından biri olan dinin tanımlanması problemi; sekü
Postmodern Hesaplaşmalar, milenyumdan psikanalize, kuantum kuramından kaçıklık kuramına kadar bir dizi temayı işleyen bir seridir. Bu kitapların her biri çağdaş düşüncenin keskin ucunda uran anahtar bir fikri ele almakta ve yirmi birinci yüzyıl düşüncesinin temellerini atmış paradigmatik düşünür ve beyinlerin yaklaşımlarını anlaşılır bir dille ortaya koymaktadır. "Daha az siyasal tartışma ve daha çok eğlence sosyolojisiyle meşgul olmak belki de en iyisi. Bir futbol pazarında devrim yapmak mümkün mü?"
Tükendi
"Savaş, iç deşer; savaş, bağırsakları boşaltır. Savaş, teni yakıp kavurur. Savaş, organları bedenden koparır. Savaş, yıkıp yok eder. Ve savaş, insan türünün doğasından gelir." Böyle diyor Susan Sontag, `tefekkür nesneleri olarak` savaş ve dehşet fotoğraflarından hareketle kaleme aldığı bu sarsıcı kitabında. Daha sonra da, Goya`nın "Savaşın Felaketleri" serisinden Amerikan İç Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Nazi ölüm kamplarının fotoğrafik belgelerine ve daha yakın tarihimizde Bosna, Sierra Leone, Ruanda, İs
Tükendi
Ziya Gökalp´in Türk çocuklarının birer Türk Milliyetçisi olarak yetişmeleri amacına hizmet etmek üzere hazırladığı kitaplardan biridir.
Tükendi
Kitapta egemenliğin ilk ortaya çıkışı hem teorik açıdan, hem de uygulama boyutu ile ele alınmış günümüzde geldiği aşamaya kadar geçirdiği dönüşüm ortaya konulmuştur. Ardından egemenliğin kavramsal çerçevesine değinilmiştir. Osmanlı-Türk anayasal gelişmesindeki egemenliğin serüveninden kısaca bahsedildikten sonra 1982 anayasasındaki egemenliğin sahibi, nitelikleri ve kullanılması boyutlarındaki temel hususlara işaret edilmiştir. Son olarak ise küreselleşme, Avrupa Birliği ve insan haklarının uluslaşması
Tükendi
1895´te Viayna´da Tıp Fakültesi´ni bitiren Adler 1902´de Freud´un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu´nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908´de Freud´la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklaması konusunda görüş ayrılıkları belirlemeye başladı. Kişiliğin gelişmesinde cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911´de Freud´un çevresinden bütünüyle kotu ve Viyana Ruh çözümlem
Tükendi
Şemseddin Günaltay, gerek zihinsel alanda gerekse eylemsel alanda hareketli ve kırılgan bir dönemde ortaya çıkmıştır. O, yorgun ve hasta Osmanlı ile yeni Türkiye arasında bir köprü olan ender fikir ve siyaset adamlarımızdan birisidir.
Rus tarihçisi ve etnoloğu Prof. L. N. Gumilev`un bu eseri, başyapıtı "Eski Türkler"den sonra ikinci doktora tezi olarak hazırladığı bir diğer önemli çalışmasıdır. Etnogenez konusu, henüz Türkiye`de çok az bilinen bir bilim dalıdır. Dahası, üniversitelerimizde etnogenezim okutulduğu herhangi bir kürsü yoktur. Bu durumda, zaten yeterince bilinmeyen bir bilim dalının kendine özgü terminolojisi konusundan sıkıntı çekilmesi tabiidir. Özellikle çeviri eserlerde terminoloji yerine oturmadığı zaman, okuyucunun o k
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47