Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
“Örgütsel Davranış” isimli bu çalışma, örgütsel davranışa ilgi duyan kişilere anlaşılır bir üslupla, Türkiye’den ve dünyadan çalışma hayatına, örgütsel davranışa ilişkin çok sayıda örnek sunarak örgütsel davranışta öne çıkan konuları yansıtmayı hedeflemektedir. Kitapta, “örgütsel davranış: tanıtım, konular, tarihsel süreç”. “örgüt kültürü”, “örgütlerde gruplar”, “örgütlerde iletişim”, “iş tahmini”, “örgütsel stres”, “örgütlerde çatışma”, “örgütlerde değişme”, “örgütlerde motivasyon”, “örgütlerde mobbing”, “
Tükendi
Türkiye’yi Avrupa’nın istilasını önleyen tampon ülke haline getirdiler… Üstelik bununla da övünüyorlar! Başbakan Yıldırım 2016’da “Türkiye olmasa mülteciler Avrupa’yı istila edecek” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019’da “Avrupa’nın huzurunu, 4 milyon sığınmacıyı Türkiye’de tutmalarına” bağlıyor. Türkiye’yi, AB’yle imzaladıkları “Geri Kabul Anlaşması” ile “göçmen deposu” yaptılar.Kâbil Havalimanı bekçiliği pazarlığının bir parçası olarak da, ABD’nin işbirliği yaptığı Afganlara göç için işaret ettiği Türkiye’y
Çevirinin dolaşımı birden fazla aracı sayesinde gerçekleşmektedir. Bu ağın içerisinde hem bireyler hem de kurumlar vardır. Ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi alışverişinin yoğun olarak yapıldığı günümüz dünyasında kurumların bu süreçteki rolü giderek artmıştır. Temelde kurumların iletişim ihtiyacından kaynaklanan bu durum, özellikle uluslararası kurum ve kuruluşlarda yoğun bir çeviri faaliyetinin sürdürülmesine neden olmaktadır. Çeviriye yer veren kurum ve kuruluşların oluşturduğu kurumsal çeviri alanına
Tükendi
Ziya Gökalp'ın Türkleşmek İslâmlaşmak Muasırlaşmak kitabı 1918'de basılmıştır. Daha önce, 1913-1914'te, Türk Yurdu'nda bir seri makale olarak yayımlanmıştı. 1918 baskısıyla Türk Yurdu'nda çıkan makaleleri karşılaştırdık. Farklılıkları belirttik. Kitaba alınmayan bir makaleyi de sırasında verdik. Bu makale, H. Ş. imzasını kullanan bir Ermeni vatandaşa cevaptır. H. Ş., Ziya Gökalp'ın makalesinde bazı açıklamaları tenkit etmiştir. Bu tenkit, makale olarak Türk Yurdu'nda yayınlanmıştır. H. Ş.'nin makalesi, o
Modern toplumsal örgütlenme biçimi, ilkel toplumlarınki gibi, simgesel değiş tokuş üzerine oturmamaktadır. Modern toplumlar belki de bu yüzden, değer yasasının beklentilerine yanıt vermeyen bu simgesel düzenden, ölümden korkarcasına kaçmaktadırlar. Marx’tan bu yana belli bir devrimci düşüncenin, değer yasasından sıyrılmaya çalışmış olduğundan kuşku duyulamaz; ne var ki, bu uzun bir süre önce kitabına uydurulmuş bir devrim düşüncesidir. Hiç kuşkusuz psikanaliz de bir saplantı haline getirdiği bu simgesel düz
90’lı yıllarda İstanbul’da, bir dönemin ruhu ve heyecanı, farklı yaşam biçimi ve kültürüyle belleklerde iz bırakmıştır. Kadıköy (Akmar Pasajı), Beyoğlu ve Bakırköy’de “yeni sosyallik” arayışının gözde mekânlarında kümelenen gençler, aykırı sayılabilecek bir “duygu dünyası”nı temsil ediyorlardı. Giyimleri, beğenileri ve tercihleri genel kalıpların dışındaydı ve aileleri tarafından her zaman kabul görmüyorlardı. Ancak onlar için kendi ikonlarının, sembollerin ve isimlerin peşinden gitmek daha önemliydi; müzik
….. Eve geldim. Çantamı bıraktım. Anneme ben bir yere gidiyorum ben geç gelirsem merak etme dedim. Annem sordu. Söylemedim. Oradan aşağıya koşarak Tonya’ ya gittim. Doğru fırıncılara durumumuzu anlattım. Ben her gün eşekle odun getirsem alırımsınız zaden ihtiyacınız var otun yakıyorsunuz. Amcacığım ben sana durumumuzu anlattım ama herhalde. Ben siz anlamak istemiyorsunuz. Fırıncılar bir araya geldi ne düşündülerse. -‘İyi de kızım sen çok küçüksün, okula gidiyorsun?’ dediler. Bende - ‘okula gidiyorum ne var
Tükendi
Ahlak, toplumları baskılayıp kısıtlamak yerine gelişip değişmesini sağladığında toplumlar daha yaşanabilir hale gelecektir. Zira toplumumuzun da en temel problemlerinden biri budur. Baskıcı pek çok toplumda görülen şiddet, aşağılanma ve ötekileştirme maalesef ahlakın baskıcı tutumundan kaynaklanmaktadır. Hâlbuki ahlak cinselliğin bilimsel açıklamalarının olduğunu ve buna bağlı olarak kadın ve erkeğin kendi cinslerine uygun davranışların temelinin nereden geldiğini öğretse insanlar özellikle erkekler kadını
Tükendi
YÜKSEKLİ KÖYÜNE Nevşehir ilinin en güzel köyü Bulunmaz emsalin eşin Yüksekli Ne yiğitler yatar senin bağrında Kıymetli toprağın taşın Yüksekli Baharın başkadır yazın başkadır Bucakda Mahmut'da hazın başkadır Ördeğin başkadır kazın başkadır Tatlıdır ekmeğin aşın Yüksekli Gurbette olanlar özlemin çeker Ah eder gözünden yaşını döker Sevdanı çekenler boynunu büker Dumanlıdır bazen başın Yüksekli Ozan Sadık övdü seni özünden Mert olan bellidir mertçe sözünden Can veririz bayrak vatan yüzün
Yıllardır şiddeti konuştuk, şiddet mağdurlarını himaye etmek için seferber olduk, ağır cezalar talep ettik ve büyük ölçüde bu minvalde bir kodifikasyon sağladık. Ancak şiddetin bir türlü azalmadığını, katlanarak arttığını görmekten dolayı şaşkınız. Üstelik idealize ettiğimiz eğitim ve gelir düzeyindeki yükselme de bunu engelleyemiyor. Şiddet ne yazık ki eğitimliler içinde daha hızla yaygınlaşıyor. Yine idolümüz olan ülkelerde de durum farklı değil. Örneğin Avrupa’da kadın cinayetlerinde Finlandiya
Tükendi
Dine karşıtlığın zirvesine ulaştığı dönem olan 19. yüzyılda varlığı salt pozitivist bir bakış açısıyla değerlendirme saplantısı insanlığın şahit olduğu en büyük kırılmalardan birini gerçekleştirdi. Dinlerin resmettiği 'Tanrı' tasavvurunun yanlış aktarılması ve insanın önüne kendisine rakip bir 'Tanrı'nın konulması da bu kırılmayı şiddetlendirdi. Sosyal teoloji Allah insan ve bu iki varlığın ortak eylem süreci olan tarih (toplumsal süreç) arasındaki ilişkiyi yeniden kavramsallaştırmayı hedeflemektedir. Elini
Sosyolojik Nazar, Besim F. Dellaloğlu’nun Gazete Duvar’da kaleme aldığı yazılarından oluşuyor. Yazar, bu derlemesinde bir sosyolog olarak gündelik kavramlar üzerinden bir Türkiye resmi çiziyor. Mevcut mahalli zihniyetlerin hangi tutumlar, hangi kavramlar üzerinden meseleleri, nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor. Bu kitapta sağdan, soldan, medeniyetten, kültürden, üniversiteden, akademiden, aydından, entelektüelden, televizyon dizilerinden, futboldan, hakemlerden, yürüyen merdivenlerden, pi
Fazla becerim olmasa da modern hayat, beni de bir şekilde bu sosyal medyaya çekiverdi. Aşırı heveslisi olmasam da fazla uzakta da kalamadım. Özellikle de Sudan'daki görevim sırasında internet hayatımızı paylaşan bir araç haline dönüştü. Yorgun iş trafiği günün sonunda yorgun düşürüyordu. Hava çok sıcak olunca dışarıya çıkma imkanı kalmıyordu. Evde yapacak başka iş bulamayınca da Facebook ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla gurbette yaşadıklarımı izlenimlerimi arkadaşlarımla paylaşmaya gündemdeki konula
Genel Sosyoloji, Pierre Bourdieu’nün 1981-1983 öğretim yıllarında, Collège de France’ta verdiği iki dönem dersini bir araya getiriyor . Bourdieu, sosyolojinin konusunun ne olduğunu, sosyolojik bir araştırmanın temel ilkelerini, çalışmalarının odağında bulunan habitus, alan ve sermaye kavramları ışığında, örneklerle ve uygulamalı bir biçimde anlatıyor. Bir pratik kuramı geliştirmeyi, bilimin öznesi ile nesnesi arasındaki ilişkinin bir analizini yapmayı hedefleyen Bourdieu, teorisinin temel kavramlarının birb
Tükendi
Günümüzde göç meselesi, tüm dünyayı etkileyen küresel bir sorun yumağı hâline gelmeye başlamıştır. Bu nedenle meseleyi sosyal bir kriz olarak ele alan çoğu ülke, resmi birimlerin yanı sıra üniversite, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli örgütlerin öncülüğünde göç, göçmen, iltica ve göç yönetimi; göçle mücadele konusunda eylem planları hazırlamakta, hukuki ve kurumsal düzenlemeler yapmaktadır. Bu bağlamda farklı disiplinler tarafından yürütülen çalışmalara ağırlık verilerek göç, göçler tarih
Tükendi
İkinci dalga feminizmin "Kişisel olan politiktir" önermesi, sosyal bilimlerin merkezinde bir gedik açtı. Sara Ahmed, bu gediğin çapını "Kişisel olan teoriktir" diyerek genişletmek, kuramsal olanın yaşamsal olanla ilişkisini yeniden kurmak için cüretkâr hamleler yapıyor; akademik çevrelerce dahi "radikal" olarak betimlenen bu hamlelerin gündelik olana içkinliğini gözler önüne seriyor. Düşüncemizle eylemlerimiz arasında bütünlüklü bir ilişki kurabilmenin, savunduğumuz değerleri hayatımıza yedirebilmenin keyif
Tükendi
Bu kitap yoğun uğraşlar sonucu, adli alanda çalışan sahadan ve akademiden uzmanların bir araya gelerek oluşturduğu bir kitaptır. Ülkemizde adli sosyal hizmet alanında yazılan makaleler, tezler ve kitaplar son zamanlarda artmakla birlikte özellikle kadın suçluluğu gibi alanlarda yayın sayısı sınırlıdır. Alandaki bu eksiklikler hem öğrencilerin bu konulardaki bilgilerinin eksik kalmasına hem de bu alanlarda yapılan uygulamaların yetersiz olmasına neden olmaktadır. Türkiye'de sosyal hizmet alanındaki en büyük
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı sonrası düşünce tarihine damgasını vuran kitaplardan biri kabul edilen Kültürlerin Yorumlanması, sadece “kültür” kavramını yeniden tanımlamakla kalmaz, “yorum”un işleyişine, kapsam ve yetki alanına dair yepyeni bir değerlendirme sunar. Geertz, 70’lerde altın çağını yaşayan, yapıları ve belirlenimleriyle sosyolojinin hükümranlığının altını oyar. 1973’te bir araya getirdiği bu makalelerine metodolojik bir çatı kurmak adına ortaya attığı “YoğunBetimleme” kuramı sosyal bilimlerde bir paradig
“Gerek başlangıçta genel olarak belirlenmiş ana çizgilerinden gerekse tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkmış bulunan hukuk okullarının dolaylı hukuk sosyolojisi anlayışlarından yola çıkılarak bir hukuk sosyolojisi tanımı yapılabilir. Ancak burada hemen belirtilmesi gereken önemli nokta şudur; yaklaşım farklılıkları nedeniyle hukukun kesin bir tanımının yapılamayışına koşut olarak, hukuk sosyolojisi alanında da aynı güçlük ortaya çıkmakta, bakış açısı ayrılıkları nedeniyle birbirinden çok değişik hukuk s
Fransa'da 1979’da yayımlanan Ayrım, bugün sadece sosyolojide değil, ilgili diğer disiplinlerde de, kültürel tüketimin insanlar arasında ne tür hiyerarşiler, farklar ve mesafeler yarattığını çalışan bir araştırmacının bir şekilde hesaplaşması gereken kanonik bir araştırma raporu haline geldi. Kitabın dayandığı araştırmalardaki veri setinin analizi, Bourdieu’yü kitap boyunca farklı sınıfların kültürel beğenileri ve kültürel tüketim yatkınlıkları arasındaki ayrışma ve hiyerarşi-oluşumu tartışmasına, en soyut a
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3