Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Amerikan sosyolojisinin kurucu isimlerinden olan Robert E. Park, bu eserinde toplumsal etkileşime ve toplumsal güçlere odaklanıyor. Bu kavramların ve fikirlerin temellerini açıklıyor, yardımcı kavramlar aracılığıyla bağlamlarını aydınlatıyor, bunun yanında konuya dair okuma listeleri de sunuyor. Sosyoloji Bilimine Giriş dizisinin bir parçası olan bu metinler, kapsamı ve tarihselliği bakımından referans eser niteliğinde.
Ziya Gökalp çocuklar için yazdığı halk masallarında çalışkanlık ve dürüstlüğü, hakkın zulme karşı zaferini, görünüşe değer vermenin kötü sonuçlarını, sabrın ve iyi kalpliliğin faydalarını, aile bağının kutsallığını, kadının toplumun ilerlemesinde rol üstlenmesi gerektiğini, Türk'ün engin hoşgörüsünün varlığını savunmuştur. Altın Işık'ta halk kültürünün işlenmesiyle millî bir edebiyatın meydana getirilebileceğini göstermeye çalışan yazar bu eserinde çocuklara milli duygu ve ahlaki değerler aşılamaya çalışır.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Medeniyet çizgisinde koşar adım ilerlediğimize inanırken, bütün gelişmişliğe rağmen arka planda hâlâ bu kurt kanununa mı tabiyiz? “İnsan insanın kurdudur” anlamına gelen meşhur Latince terim “homo homini lupus”, ilerlemenin eriştiği seviye göz önüne alındığında söylendiği çağdaki gerçekliğini koruyor mu? En gelişmiş toplumlarda dahi ilk fırsatta hortlayarak kendini gösteren kitle ruhu, nasıl bu kadar acımasız ve kıyıcı bir potansiyele sahip olabiliyor? Ahlak, kültür ya da bü
Gelişmekte olan ülkelerde görülen yoğun çevre yıkımının önlenmesinde çevre bilincine sahip birey ve kuruluşların duyarlılıkları neredeyse tek umut ışığıdır. Kamuoyunun aydınlatılması ve karşı çıkmasını sağlayan en önemli etkenlerdir. Ekonomik baskı ile yönlendirilen, görmez, bilmez ve söylemez duruma getirilen basının ördüğü duvarların delinebilmesi ancak onların sistemli ve bilinçli çabasıyla mümkün olabilmektedir. Bu kitap çevreye duyarlı ve çevre bilincine sahip gerçek çevrecilere yönelik olarak temel çe
Çağımızın önde gelen sosyologlarından Ritzer bu kitapla, öğrencilere ve sosyoloji hakkında fikir sahibi olmak isteyen herkese, toplumsal dünyaya sosyolojik bir perspektifle bakabilme fırsatı sunmaktadır. Kavramların ve teorilerin içini boşaltmadan, herkesin rahatça anlayabileceği şekilde sadeleştirilmiş bir dille okurun rahatlıkla sosyoloji alanına “giriş” yapmasına imkân vermektedir. Kitap boyunca verilen bilgiler, okurun kişisel ve toplumsal deneyimleriyle sorgulatılarak interaktif bir öğrenme süreci yaşa
Tükendi
“Pierre Bourdieu, şüphesiz çağdaş sosyolojik düşünce birikimine damgasını vurmuş önemli toplum bilimcilerden birisidir. Fransa’daki sosyal bilim camiası içinde onu diğer düşünürlerden ayıran en önemli özellik, Althusserci skolastiği veya 70’li yıllara egemen dogmatik Marksizmin Sovyet veya Çin menşeili masallarını ikna edici bulmayan sol eğilimli aydınlara yeni bir öneride bulunmasıdır. Bourdieu modern sosyolojinin dogmatik görüşlerinden uzak durmuş, bu görüşlere çekici bir alternatif sunmuş ve toplumsal so
Tükendi
Antik Akdeniz uygarlıkları ve onlar arasındaki kültürel etkileşimin çağdaş dünyaya yön veren baskın bir vurguya sahip olduğu savından hareket eden bu kitap, sadece bu kültürel ve toplumsal ortak paydanın değil, aynı zamanda bu uygarlıkların da kendi içinde çözümlendiği başlıca bir kaynak olma niteliğini taşıyor. İÖ 3200 tarihiyle başlayan geniş bir bağlam içinde, insanlık tarihinin birçok alandaki temel kazanımlarının kökeni olduğunda birleşilen kapsamlı bir uygarlık çözümlemesi ve konuyu anlaşılır kı
Tükendi
“Küreselleşme”, günümüz dünyasını tanımlamak için diğer bütün kavramlardan çok daha sık kullanılıyor. Peki bu tartışmalı olgu gerçekten modern zamanların bir icadı mı? Ya da hangi uzun vadeli süreçler günümüzdeki bu durumu ortaya çıkardı? Osterhammel ve Petersson’a göre dünya bir gecede “küreselleşmedi” ve bu süreçler, “küreselleşme” terimi henüz ortada yokken de mevcuttu. Bugünkü küreselleşme uzun soluklu bir dönüşümün parçasıdır ve öncekilerden tamamen farklı bir “küresel çağ”ın habercisi değildir. K
-Felsefi, Sosyolojik ve Tarihi Boyutlarıyla- Milli eğitim düşüncesi ve buna eşlik eden kanun olabildiğince nesnelci durumdayken yapılandırmacılık aksi bir yönde öznelliğe dayanmaktadır. Yapılandırmacılık düşünsel arka planındaki temel felsefi tercihleri nedeniyle sadece sınıf ortamıyla sınırlı bir öğrenme kuramı değildir. Bu durum beraberinde birçok çelişki getirmektedir ve gelecek nesilleri eğiten düşünce ve sistem açısından tehlikeler barındırır. Kendini hissettiren bu çelişkinin daha görünür kılınması
Nazar, her zaman bir başkasından gelir. En bilinen tarifiyle, sahip olduklarıma, güzelliğime dikilen kem bir bakıştır. Ancak nazar, ben ve başkası arasında cereyan eden sayısız görme, görülme, bakma, bakılma, bakışma yollarından sadece birisidir. Eğer ikimiz arasında kem bir nazar varsa, "adil" biçimde ilişki kurmadığımız içindir. Başkasının bakışı, "doğru" bir ilişkide, bakılana zarar veren bir görüngü olmaktan çıkar. Hattâ bu bakış, kendim olmak için zorunlu bir bağlantı da olabilir. Başkasının görme ve g
Permakültür nedir? Neye hizmet eder? Permakültür’e nasıl başlanır? Ne gibi kazanımlar elde edilir? Tüm bu sorulara ve daha pek çok konuya dair yanıtlar bulacağınız, pratik çözümler üreten kapsamlı bir eser Tek Yol Permakültür. Elinizdeki eser, bir yaşam biçimi olarak Permakültür’ü ve sonuçlarını anlatıyor. İsrafı en aza indiren, çevreye zarar vermeden zenginlik yaratan, kaynakları maksimum düzeyde kullanırken doğayı da bozmayan, gezegeni onararak geleceğe umutla bakmamızı sağlayan yöntemler sunuyor. Tek Yol
Direniş bir toplumsal sınıfın sahip olduğu ortak hareket etme ve etkileme gücüne işaret eder. 21 yüzyılda inatçı köstebeklerin yeri ve rolü ne olacak? Diğer bir deyişle sınıf, gençlik ve direniş bu yüzyılın bugününü ve yarınını nasıl belirleyecek? Yüzyılın başında karşı karşıya kaldığımız salgınla bu sorular daha da görünür oldu. İşçi sınıfının ve gençliğin çalışma ve yaşam koşullarının doğrudan tehdit altında olduğu günlerdeyiz. Etkisizleşen sosyal haklar, çalışma yasalarının her geçen gün daha da daralan
Kahvehanelerde, sokakta, sosyal medyada hatta televizyon programlarında sağdan soldan duyduğu komplosal görüşleri fazla sorgulamadan benimseyen ve tekrarlayan, bunu yaparken zaman zaman kendi kendileriyle de çelişen insanlar (negatif-genellemecilerin zihnindeki, gerçek hayatta da örneklerini bulabileceğimiz komplo teorisyeni imgesi: homo conspiratus) rasyonel yeteneklerine başvurmayan vasat tipler olarak görülebilir. Ancak onları işaret parmaklarıyla göstererek alaycı ve kibirli bir tavır eşliğinde "komplo
Ziya Gökalp'ın düşünce dünyasında “töre” kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Türk sözünün “töreli” anlamına geldiğini ve töre kelimesiyle aynı kökene dayandığını ileri süren Gökalp’ın elinizdeki eseri, Türklerin eski dini konusunu mitolojik, destan ve sosyolojik boyutlarıyla ele alan kitabıdır. Kitap, töre kelimesinin açıklanması ile başlamaktadır. “Türk töresi, eski Türklere atalarından kalan bütün kuralların toplamı demektir.” diyerek kitabına giriş yapan Gökalp, bu tanımla birlikte kitabın çerçevesini
Tükendi
Bu kitapta, dünya küresel sisteminin insanlığa karşı, nasıl bir tuzak ve işlediği planlarını açık bir ifadeyle göstermeye çalıştım. Yaşadığımız bu dünyada, aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığını her şeyin bilerek ve dizaynlı bir şekilde yürütüldüğünü, böyle bir şey olabilir mi? Algısını bir kenara bırakıp her şeyi sorgulayıp, araştırıp, derin bilgiler eşliğinde edindiğimiz bu bilgileri hayatımızda uygulamamız ve ona göre şekillendirmemiz gerektiğini umarım anlatmaya çalışmışımdır. Bu çalışmamda beni destek
Tükendi
Onurlu yaşamak, ekonomik olanaklardan eşit pay almak, sağlıklı bir konutta yaşamak, hangi etnisite, din, mezhep ve kültürden olursa olsun öz benliklerimizi, kimliklerimizi, özgürce ifade etmek, her kademede toplumsal yönetime katılmak, kadın-erkek eşitsizliğine son vermek, doğayı-ekolojik yaşamı korumak ve sınıfsız-sömürüsüz bir dünya düzeni kurmak istiyorsak, komünlerde örgütlenmeliyiz. En kötü toplum yönetimi, mitolojiye ve dogmatizme düşürülmüş toplumdur. Eğer, toplum bilimleri, mitoloji ve dogmatizmi aş
Tükendi
İnsan bilgisini, biri sosyal ve beşeri disiplinleri ima eden edebi, felsefi kültür, diğeri doğa bilimlerini (ya da pozitif bilimleri) ima eden bilim kültürü diye ayıran "iki kültür" tabiri C. P. Snow tarafından 1959´da icat edilmiştir. Ortada iki kültür olduğu fikri, bütün bir insanlık tarihi düşünüldüğünde çok yeni sayılır. Üstelik 1960´tan bu yana hem kavram hem de kavramın işaret ettiği olgularla ilgili şikâyet ve sorgulamalar giderek artmıştır. Akademi ve üniversitelerin örgütlenme biçimini, ders prog
Tarih boyunca, büyük konuşmalar büyük değişimler getirmiştir. Şiddete teşvik eden ve kontrol sağlamaktan, barışı tesis edip özgürlüğü güvenceye almaya kadar, hiçbir şey doğru yer ve zamanda, doğru içerik ve hitabetle verilen bir konuşmanın, saf, duygusal gücüne sahip değildir. Modern Dünya’yı Oluşturan 50 Konuşma, yaşadığımız dünyayı şekillendiren en etkili ve kışkırtıcı konuşmaları bir araya getiriyor. Geniş kapsamlı ve kronolojik şekilde dünyanın dört bir köşesinden alınan konuşmalar 1908’de Emmeline Pank
Tükendi
Toplum nedir? “Toplumsal” kelimesi ne anlama gelir? Neden bazı faaliyetlerin “toplumsal bir boyut”u olduğu söylenir? Toplumsal olanı özel bir alan, belirli bir âlem ya da tikel bir tür şey olarak değil; yalnızca hayli kendine özgü bir yeniden ortaklık kurma ve yeniden bir araya toplama hareketi olarak tanımlayan Bruno Latour, Toplumsalı Yeniden Toplama’da “toplumsal”ın başlangıçtaki anlamına dönerek ve tekrar bağlantıları izleyebilmesini sağlayarak toplumsal nosyonunu yeniden tanımlamayı amaçlıyor.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2