Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
"Sınırsız uzayda, sayısız parlak küre. Her birinin etrafında dönen bir düzine kadar daha küçük aydınlanmış küre. Çekirdeği kızgın lakin dışı katı, soğuk bir kütle ile kaplı. Bu kabuğun üzerinde küflü, ince bir tabaka. İşte bu tabaka canlı ve bilgili varlıkları husule getirdi: bu, tecrübi hakikat, gerçek, dünyadır. Ancak düşünen bir varlık için, nereden [gelip] nereye [gittiğini] bilmeksizin, başlangıçsız ve sonsuz zamanda biteviye ve süratle ortaya çıkıp kaybolan hesapsız varlıktan sadece birisi olarak sını
Tükendi
İşrâkîliğin kurucusu olan Sühreverdî, İslam düşünce tarihinde belirgin bir yeri olan filozoftur. Sühreverdî’nin kendisinden sonraki filozoflar üzerindeki tesir ve nüfuzu asla inkâr edilemez. Bu İşrâkî filozofun mantık ve felsefe alanında Farsça ve Arapça kaleme aldığı ve geriye bıraktığı eserler, kısa ömrüne kıyasla çok hayret vericidir. Fikirlerini eserlerinde sistematik olarak ve sembolik bir dille kaleme almıştır. İslâm düşünce tarihinde felsefî-mistik geleneği inşa eden Sühreverdî, Meşşâî felsefenin kar
Güzellik algısının bütünüyle değişim göstermeye başlamasıyla daha önce sanatın güzelliğinden mahrum bırakılan kötü, çirkin gibi negatif unsurlar edebiyatta kendilerine yer bulmaya, estetik bir unsur olarak görülmeye ve işlenmeye başlanır. Edebiyat da bireysel bir iç durumu, çekici ve derin bir tutumu, psikolojik bir tutarsızlığı veya çelişik bir bozukluğu, şiddeti, güç unsurunu, çirkinlik ve sahtelik olarak kötüyü neredeyse sayısız çehresiyle konu edinir. Edebiyatın kötüye değer atfederek onu yükseltmesi ve
Jules Payot, özellikle gençler için kaleme aldığı İrade Eğitimi isimli kitabında entelektüel ilerlemenin önündeki engelleri, zihinleri gündelik işlerle oyalamanın zararını ve derinleşebilen düşüncenin önemini anlatıyor. Fikir ve duyguların irade üstündeki etkisini de gündeme getirerek tembelliğin, sefil tutkuların ne derece zarar getireceğini bir eğitimci olarak gözler önüne seriyor. Payot'tan güncelliğini hâlen koruyan bir metin!
Loukianos (120?-180?): MS 2. yüzyılda Marcus Aurelius döneminde yaşamıştır. Antikçağ’ın en ünlü retorik ve hiciv ustalarından biri olmasının yanı sıra komik diyalog türünde eserler de vermiştir. Loukianos’a atfedilen seksen iki eser günümüze ulaşmışsa da bazıları şüphelidir. Bu eserlerin en ünlüleri “Diyaloglar” başlığında toplanır. Bu kitapta yer alan Filozof Yaşamlarının Satışı ve Dirilen Ölüler veya Balıkçı diyalogları Loukianos’un üslubunu en iyi yansıtan “parodi” eserlerindendir. Filozof Yaşamlarının S
Tükendi
Loukianos (120?-180?): MS 2. yüzyılda Marcus Aurelius döneminde yaşamıştır. Antikçağ’ın en ünlü retorik ve hiciv ustalarından biri olmasının yanı sıra komik diyalog türünde eserler de vermiştir. Loukianos’a atfedilen seksen iki eser günümüze ulaşmışsa da bazıları şüphelidir. Bu eserlerin en ünlüleri “Diyaloglar” başlığında toplanır. Bu kitapta yer alan Filozof Yaşamlarının Satışı ve Dirilen Ölüler veya Balıkçı diyalogları Loukianos’un üslubunu en iyi yansıtan “parodi” eserlerindendir. Filozof Yaşamlarının S
Tükendi
Jules Michelet, öğretici ve akıcı anlatımıyla Röneans’ın doğasına, geçmişine ve geleceğine odaklanıyor. Kralların yaşamlarından çiftçilerin günlük yaşamına, büyük savaşlardan aşk ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede anlaşılması geren Rönesans, Michelet’nin anlatımıyla net ve anlaşılır hâle geliyor. Tarihin en karanlık dönemlerini, Orta Çağ’ı, engizisyonu ve kiliseyi göz önünde bulunduran Michelet, Rönesans’ı her yönüyle ele alarak, akla karşı yüzyıllardır devam eden savaşın, Rönesans ruhuyla karşılaştığı
Günümüzün biyoteknolojik ve genetik gelişmeleri, insan doğasının geleceğine ilişkin pek çok tartışmayı beraberinde getiriyor. Bu gelişmelerin felsefi, etik ve siyasal sonuçlarını ele alan Habermas'ın yönelttiği en çarpıcı soruların başında, insanın tasarımcısının yüce bir varlık değil, yine bir insan olmasının, insanın kendini tanıyıp bilmesi açısından nasıl bir sonuç doğuracağı geliyor. Pratik felsefenin adalet kuramları tartışmaları içinde tıkanmasını eleştirip, ahlakın "tür etiksel" bir anlayış iç
Bu kitap Timaios’un çevirisini içerir ve çevirinin aralarına, ortaya çıktıkça, her bir yorumlama sorununu tartışan birer şerh serpiştirilmiştir. Cornford’un öncelikli amacı, Platon’un sözlerini mümkün olduğunca aslına yakın çevirmek olmuştur. Ancak Cornford’un kendi ifadesiyle, Platon’un haşmetli şiirsel üslubunu yeniden üretmeye çalışan herkes başarısızlıkla yüzleşmeye mahkûmdur. Ona göre, buna anlamı bozma riski de eşlik eder. Cornford’un yorumları, okuyucuya uzun ve karmaşık bir argüman boyunca rehberlik
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” o
Bir bilimin felsefesi varsa filozofu da olmalıdır. Muhasebe 1876 yılından beri bilimdir. Muhasebe Felsefesi ismini taşıyan ilk kitap ise 1907 yılında yazılmıştır. O hâlde muhasebe felsefesiyle ilgilenmiş çok sayıda muhasebe filozofu olmalıdır. Muhasebenin teorik ve pratik yönlerine katkı sunmuş filozofları, düşünürleri, aydınları, mütefekkirleri, münevverleri, entelektüelleri, reformistleri, üstadları, eğitimcileri veya adına ne derseniz deyin. “Kim bu insanlar, nerede yaşamış, neler düşünmüş, neler yazmış,
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” o
Uzun yüzyıllar neredeyse ilgisiz kaldığımız Batı felsefesiyle Tanzimat sonrası yıllarda yeniden ilgilenmeye başlamamız şaşırtıcı değildi. Yüzünü Batı’ya dönen siyasetten sonra düşüncenin yüzü de Batı’ya dönecekti. Batı düşüncesi içinde ilk akla gelen de antik felsefe, daha doğru ifadeyle antik filozoflar olmuş, bu filozoflara ait hayat hikâyeleri ve metinler yavaş yavaş matbuat dünyasında görünmeye başlamıştır. Yirminci yüzyıl içinde Türkiye’de Batı felsefesine olan ilgi kuşkusuz ki çok önemli mesafeler alm
Tükendi
“İyi yaşam küçük adımlarla elde edilir, fakat bu asla küçümsenecek bir şey değildir.” İlk kez Kıbrıslı Zenon tarafından ortaya konan Stoacılık, aklın rehberliğinde yaşanan erdemli bir hayatı savunan, sadece üzerinde düşünülen değil aynı zamanda yaşanan bir felsefedir. Zenon’a göre huzur ve mutluluk erdemli yaşamın doğal bir sonucudur, erdemlice yaşamak her halükârda mümkündür ve huzuru bulmak bizim elimizdedir. Stoacılık, mutluluğunu kendi bilgece kararlarıyla ve erdemli davranışlarıyla inşa eden, huzurunu
Tükendi
“İnsan ruhu yaptığı seçimlerle belirlenir,” diyen Nietzsche, aforizmalarla yazın dünyasına giriş yaptı. Zekice kurguladığı aforizmaları, çağlar üstü etkileyiciliğe sahip. Şair ruhlu bir nihilist mi, postmodern bir kâhin mi, münvezi bir üstüninsan mı bunları söyleyen? Görüyorsunuz, insandan üstün olmayı öğretiyorum size. Üstüninsan yeryüzünün anlamıdır. Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır. İnsanın ve insanlığın tarihi bilinmez olarak seyreder. Ama ideal hayaller ve onların tarihi, bize gelişme
Ortaçağ mantığına ayrılan ilk ve kapsamlı el kitabı olan bu kitap, her ikisi de Helenistik mirasın arka planında ortaya çıkmış ve yüzyıllar boyunca etkileşimde bulunmuş olan Latince ve Arapça geleneklerini ele almakta ve her ikisinin de aslında kardeş gelenekler olduğunu göstermektedir. Yetişmiş ve genç araştırmacılar tarafından ele alınan bölümler, erken ve geç gelişmeleri içeren tüm zaman dilimini kapsamakta ve mantık tarihinde oldukça zengin döneme dair yeni kavrayışlar önermektedir. Kitap, okuyucuyu hem
Einstein’ın 20 yüzyılın başında ortaya attığı görelilik kuramı çığır açıp modern fizik biliminin çehresini sonsuza dek değiştirdi. Bu dâhiyane ve yenilikçi kuram, bilim insanları arasında ilk andan itibaren heyecanla karşılandıysa da felsefi içermeleri nedeniyle dönemin felsefecileri arasında kuşkuya, hatta infiale neden olacaktı: Uzay ve zamanı aynı potada eritiyor, zamanı uzay cinsinden ifade etmeye izin veriyor, böylece evrenin dokusunu kökten değiştiriyordu. Bu kuramın felsefe açısından barındırdığı teh
Bu kitap, modern felsefenin büyük düşünürlerinden Henri Bergson’un Antik felsefe üzerine verdiği derslerden oluşuyor. Bu derslerde Bergson, Sokrates öncesi filozofların varlık, doğa ve insana dair kurgulamalarını ele alıyor. Stoa, Elea ve İskenderiye okullarının savundukları görüşleri değerlendiriyor. Varlığın özüne sayıları yerleştiren Pythagorasçıların ve her şeyin ateşten gelip ateşe döndüğünü savunan, hareketi öne çıkaran Herakleitos’un fikirlerinin içermelerini serimliyor. Erdemin öğretilebileceğini sa
Fransız edebiyatçı ve filozof Marquis de Sade’ın bu kitabı, Tanrı’yı özgün ve benzersiz bir durumdan yola çıkarak düşünmektir. Ona göre ateizm, şiddetli ve çelişik bir fetihtir; çocukluğumuzun korkunç oyuncaklarının insanlığın yüreğinden ve belleğinden tamamen sökülüp atılmasıdır. Ne Tanrı ne de din varsa evreni yöneten kimdir? Maddenin sürekli hareketi her şeyi açıklar mı? Bir Tanrı varsa bile, bizim saygı ve sevgimize layık bir varlık mıdır? ‘Doğamız gereği’ ölümsüz olmayı arzulamamız sonsuzluğun bir kanı
“Zenginliğin erdemi ılımlılık, güçlüğün erdemi ise ahlak kuralları içinde daha kahramanca bir erdem olan tahammüldür. Zenginlik Eski Ahit’in bir lütfudur, güçlük ise Tanrı’nın lütfunun bir göstergesini, muazzam bir rahmeti taşıyan Yeni olanın. Yine de Eski Ahit’te bile Davut’un arpını dinlerseniz, cenaze arabasına benzer pek çok sesi ilahiler olarak duyarsınız, Kutsal Ruhun kalemi Süleyman’ın saadetinden ziyade Eyüp’ün kederlerini tasvir etmeye çabalamıştır. Zenginlik pek çok korku ve nefret, güçlük ise kon
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5