Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
RTA ÇAĞ TARİHİ başlığını taşıyan elinizdeki kitap, Ahmet Refik Altınay’ın (1881-1937) “TARİH-İ UMUMİ” adlı eserinin 6. ve son cildidir. Hakkında yazılan biyografik eserde kendisine “Tarihi Sevdiren Adam” ünvanı verilen Ahmet Refik Altınay, kitabın başında verdiğimiz biyografiden de anlaşılacağı gibi, tarih üzerine 200 civarında eseri olan, son olarak İstanbul Darü’l-Fünun’unda ders vermiş olan büyük bir tarihçidir. Sizlere sunduğumuz toplam 6 ciltlik bu hacimli eserin, elinizdeki 6. Cildinde, Dünya Tarihini
Tükendi
KAVİMLER GÖÇÜ başlığını taşıyan elinizdeki kitap, Ahmet Refik Altınay’ın (1881-1937)“TARİH-İ UMUMİ” adlı eserinin 4. cildidir. Hakkında yazılan biyografik eserde kendisine “Tarihi Sevdiren Adam” ünvanı verilen Ahmet Refik Altınay, kitabın başında verdiğimiz biyografiden de anlaşılacağı gibi tarih üzerine 200 civarında eseri olan, son olarak İstanbul Darü’l-Fünun’unda ders vermiş olan büyük bir tarihçidir. Sizlere sunduğumuz toplam 6 ciltlik bu hacimli eserin elinizdeki 4. Cildinde, Dünya Tarihinin; •BARBAR
Tükendi
ROMA TARİHİ başlığını taşıyan elinizdeki kitap, Ahmet Refik Altınay’ın (1881-1937)“TARİH-İ UMUMİ” adlı eserinin 3. cildidir. Hakkında yazılan biyografik eserde kendisine “Tarihi Sevdiren Adam” ünvanı verilen Ahmet Refik Altınay, kitabın başında verdiğimiz biyografiden de anlaşılacağı gibi tarih üzerine 200 civarında eseri olan, son olarak İstanbul Darü’l-Fünun’unda ders vermiş olan büyük bir tarihçidir. Toplam 6 ciltlik bu hacimli eserin bu 3. cildinde; •ROMA İMPARATORLUĞU •ÜLKE VE HALK (Etrüskler, Latium
Tükendi
ROMA TARİHİ başlığını taşıyan elinizdeki kitap, Ahmet Refik Altınay’ın (1881-1937)“TARİH-İ UMUMİ” adlı eserinin 3. cildidir. Hakkında yazılan biyografik eserde kendisine “Tarihi Sevdiren Adam” ünvanı verilen Ahmet Refik Altınay, kitabın başında verdiğimiz biyografiden de anlaşılacağı gibi tarih üzerine 200 civarında eseri olan, son olarak İstanbul Darü’l-Fünun’unda ders vermiş olan büyük bir tarihçidir. Toplam 6 ciltlik bu hacimli eserin bu 3. cildinde; •ROMA İMPARATORLUĞU •ÜLKE VE HALK (Etrüskler, Latium
Tükendi
Ruh nedir? Ruhun vücuttaki konumu neresidir? Ruhla bedenin birlikteliği nasıl düşünülebilir? Bir ruh ile bir bedenin birlikte bir bütün oluşturmasına hangi zorunluluk neden olur ve belli bir yıkım olduğunda hangi sebepler bu birliği yine ortadan kaldırır?" Aydınlanma düşünürü Immanuel Kant (1724-1804) İsveçli mistik Emmanuel Swedenborg'un (1688-1772) tabiatüstü güçleriyle ilgili giderek yayılan söylentilere bir açıklama getirmesi talep edildiğinde bu ve benzeri sorulara cevap verme lüzumu duyar. Fakat bu
Tükendi
Din felsefesi, bir felsefe ve ilahiyat disiplinidir.Felsefenin asıl amacı, hakikate ve hikmete ulaşmak, entelektüel olarak yetişkinleşmek, etik olarak olgunlaşmak, birey olarak özgürleşmek, düşünür olarak özgünleşmek, önce kendinden başlayarak insanlığın aydınlanmasına katkıda bulunabilecek seviyeye gelmek ve bunu gerçekleştirebilmiş biri olmanın hazzı ve mutluluğunu yaşamaktır.
Günümüzde teknolojideki ilerlemelere paralel olarak hızla gelişen su ürünleri sektörünün omurgasını oluşturan üretim tesislerinin doğru ve rasyonel bir şekilde projelendirilip planlanmasına yardımcı olmak amacıyla hazırlanan bu eserde; ölçme bilgisi, proje çizim tekniği, üretim yeri planlanması, yatırım ve projelendirme, fizibilite çalışmaları, doğal suların rehabilitasyonu, kafesler ve projelendirilmeleri, süs havuzları ve projelendirilmesi gibi konulara yer verilerek, bilimsel bir üslup içerisinde su ürün
Tükendi
“DÜŞÜNMEK ÜZERİNE DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR KİTAP” Dil ile beyin arasındaki bağlantı nedir? Maddeleri ve dış çevreyi nasıl algılarız? Algılarımıza tamamen güvenebilir miyiz? İdeoloji nedir? Hangi sınıflara hizmet eder? İnsan düşüncesi mükemmel midir? Bilimin toplumsal işlevleri nelerdir? Hem güncel hem de evrensel soruların cevapları bu kitapta.
Tükendi
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş, imparatorluğun yapısını değiştirmekle kalmadı. Aynı zamanda siyasal, sosyal, kültürel değişmeleri de beraberinde getirdi. Siyasal hareketler imparatorluk yapısından ulus-devlet bünyesine “aktarılırken” bu değişimleri de taşıyarak var olmak zorunda kaldı. Benzer bir dönüşüm Rusya için de geçerliydi ve imparatorluk Bolşevik devrimiyle ortadan kalktı; sosyalist ve komünist hareketler için bambaşka bir dünya kuruldu. Mete Tunçay, uzun yıllara yayıl
Mazhar Şevket İpşiroğlu ve Suut Kemal Yetkin'in yayına hazırladığı bu eserin Giriş Bölümü'nde Alman filozof Martin Heidegger'in felsefesi hakkında bilgi verildikten sonra 24 Haziran 1929'da Freiburg Üniversitesi'nde verdiği bir açılış dersi Türkçe çevirisiyle aktarılmıştır. Ders "Hiçlik nedir?" sorusunun ortaya atılması, işlenmesi ve cevaplanmasından oluşuyor. Kitaptan bir alıntı: Havf (metafizik ve ontolojik korku) hiçliği ifşa eder. Havf içinde boşlukta yüzüyoruz. Daha açıkça: Varlık, bütünlüğü ile ka
Mabetsiz yaşamak mümkün olabilir, fakat dinsiz, yani bütün zevk ve acısı, heyecan ve memnunluğu, incelik ve kabalığı ile "olağan hayat' düzeyinin üstündeki Yüksek Kademelerle temas kurmanın ve onlara doğru gelişmenin sistemli çalışması içinde olmaksızın yaşamak mümkün değildir Modern dünyanın dinsiz yaşama deneyimi başarısız oldu. Bir kez bunu kavradık mı "Modernlik-Sonrası" görevlerimizin neler olduğunu anlarız. E. F. Schumacher Aklıkarışıklar İçin Kılavuz bize çağımızın en bilge kafalarından birinden ga
Tarih boyunca İran coğrafyası radikal değişiklikler ve gelişmelere evsahipliği yapmış bir havza olmuştur. Kadim ve derin bir medeniyete sahip olan İran günümüzde de ilgi çekici özelliğini korumaktadır. 1979 yılında gerçekleşen İran Devrimi, 20 asrın en mühim olaylarından biri olarak karşımıza çıkmış, İran’ın adını “İran İslam Cumhuriyeti”ne dönüştüren İran Devrimi, İslam dünyasının yanı sıra uluslararası politikada ciddi ses getirmiştir. İran, sosyal bilimlerin birçok alanında dünyada ve ülkemizde farklı
Adolf Hitler’in intihar etmeden 2 ay önce yazdırdığı notlar… Gördüğü Almanya rüyası çok geçmeden bir kabusa dönüşen Hitler’in vasiyetnamesi… Ya da adım adım sona yaklaşan bir diktatörün tarihin karanlıkta kalan kısımlarını aydınlatan son sözleri. Birer itiraf niteliği taşıyan notlar ilk kez gün yüzüne çıkıyor…
Tükendi
Bu, felsefe okurken ihtiyaç duyulan beceriler için özlü ve kolay bir elkitabıdır ve konuyla ilk kez ilgilenen ya da kendisini geliştirmeye çalışan herkesi hedeflemektedir. Felsefenin Kısa Tarihi, Felsefeye Giriş ve Klasiklerle FeJsefe'nin yazarı Nigel Warburton. öğrencilerden beklenenleri açıklayıp, çalışma zamanlarını verimli bir biçimde kullanmalarına ve notlarını iyileştirmelerine yardım edecek stratejiler sunuyor: Felsefe okumak - tarihsel ve çağdaş eserlere hem göz gezdirme hem de derinlemesine çözümle
Ksenophanes şair ve filozof kimliğiyle 21. yüzyılın insanını sadece evrenin ve insanın varoluşunu düşünmeye ve sorgulamaya değil, aynı zamanda bizzat toplumun içinde yanlış bildiğimizi yüksek sesle eleştirmeye de çağırıyor. Hiç kuşku yok ki bu, bugünün yanlış inanç ve âdetlerinden sıyrılacak olan yarınki kuşaklarda da yankı bulacak bir çağrıdır. Bu çalışma MÖ 6. yüzyılda yaşayan Ksenophanes’in hayatı ve düşünceleriyle ilgili antik literatürdeki en eski kaynaklar olan fragmanlarının Eski Yunanca ve Latinc
“Savaşçının yolu deli cesaretiyle ölüme atılmaktır. Yaşamı ciddiye alanlar büyük başarılara ulaşamazlar. En doğrusu çılgınca ve deli cesaretiyle ölüme atılmaktır.” Üç yüz sene önce samuray Tsunetomo Yamamoto tarafından kaleme alınan Hagakure: Saklı Yapraklar, samuray felsefesini anlatan en önemli metinlerden biri. “Savaş Yolu” anlamına gelen buşido öğretisine dair detaylar içeren kitap, yazıldığı beylik haricinde gizlenen bir metinken gün yüzüne çıktığı 1930’lar ve 1940’ların militarist atmosferinde azım
İslâm dünyasında felsefî düşüncenin teşekkülünde Yunancadan Arapçaya yapılmış tercümelerin mühim bir rolünün olduğu bilinmektedir. Ancak tercümelerle aktarılan kavram, teori ve yaklaşımların İslâm düşüncesindeki serüveni pek çok açıdan hâlâ incelenmeyi beklemektedir. Elinizdeki eser, ahlâk felsefesini merkeze alarak doğrudan doğruya Yunanca ve Arapça metinleri mukayese etmek suretiyle söz konusu intikalin doğasını keşfetmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede klasik dönemin önde gelen filozofları Kindî, Ebû
Kant’ın bir politika felsefecisi olarak değil de, politika üzerine ikincil önemde yazılar kaleme almış bir filozof olarak kabul edildiği tarihsel süreç geride kaldı. Kant geçtiğimiz yüzyıl, deyim yerindeyse, bir politika filozofu olarak yeniden keşfedildi. Bunda en büyük pay, şüphesiz, Kant’ın da içine yerleştirildiği liberal düşünce geleneğinin sözü edilen tarihsel uğraktaki yükselişidir. Ama milyonlarca insanın yaşamıyla birlikte türümüzün pek çok kuşağının bilgeliğini de alıp götüren iki büyük sava
Tükendi
17. yüzyılın önemli filozoflarından olan Benedict De Spinoza, Yahudi ve Hıristiyan geleneklerine olan vukufiyeti, yaşadığı coğrafyanın bu ki inancı hem mensupları hem de metinleri üzerinden tanımasına imkân vermesi ve tüm bunların yanında eleştirel-analitik düşünce yapısıyla bu iki geleneği eleştirmesi bakımından, genel olarak felsefe tarihinde özelde ise din felsefesinde önemli bir konumu işgal etmektedir. Spinoza'nın daha sonra siyasi ve adli olarak toplum dışına itilmesine ve çeşitli kısıtlamalarla karşı
Çağdaş din felsefesinde Tanrı inancının rasyonelliği problemi, “dinî epistemoloji” başlığı altında mütalaa edilmektedir. Genel anlamıyla dinî inançların da diğer inanç türleriyle aynı epistemik statüye sahip olduğunu savunan dinî epistemoloji, din felsefesinin ruhuna uygun bir şekilde doğrudan dinî inançların rasyonel olduğunun gösterilmesinden ziyade bu inançların rasyonel biçimde tartışılabileceği bir alan olarak görülmektedir.Bu çalışma, bir taraftan dinî epistemoloji alanına giriş niteliği taşırken, diğ
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2