Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 560-580 / Aktif Sayfa : 29
Devrim zamanı Rusya... Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Devrim, büyük şehirlerin merkezlerinde hayatı ve zihniyetleri altüst ederken; bu genç doktor ülkenin ücra bir bölgesinde kadercilikle ve batıl inançlarla zorlu bir mücadeleye girişir. Zor bir doğum, hassas bir cerrahi müdahale, uzaktaki bir hastaya ulaşabilmek için şiddetli bir kar fırtı
Burma'da dilbilim dersleri veren Dr. Edwin Spindrift aniden rahatsızlanınca İngiltere'ye geri gönderilir. Londra'da yattığı hastanede acı veren ve aşağılayıcı bir dizi tetkikten sonra beyninde tümör olduğu anlaşılır. Geçireceği operasyonu beklerken, karısı da hastane civarındaki barlarda vakit geçirmektedir. Edwin, operasyondan bir gece önce onu bulmak için üzerinde pijamalarıyla hastaneden kaçar. O güne dek sözcüklerin dünyasında yaşamış olsa da onların gerçek hayattaki "göndergelerini" pek umursamamış bi
Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler´i tamamladığında, Rus yazınında ´felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski´nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm gö
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1829 ? 1910): Savaş ve Barış, Anna Karenina ve Kreutzer Sonat'ın büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat, estetik konularında kuramsal çalışmalara verdi. 1899'da yayımlanan Diriliş Tolstoy'un yaşadığı sırada çıkan son romanıdır. Tolstoy, yıllarca üzerinde düşündüğü ve pek çok kuramsal eser yazdığı insanlık sorunlarını bu kitapta edebi bir kurgu içinde ele aldı. Diriliş sadece Sibirya'ya giden bir mah
Jack London'ın 1904 tarihli ünlü romanı Deniz Kurdu, varlıklı edebiyat eleştirmeni Humphrey Van Weyden'in bir deniz kazasından sonra sürüklendiği açık denizde fok avcısı "Kurt" Larsen tarafından kurtarılmasıyla başlıyor ve zıt uçları temsil eden kazazede ile kurtarıcının dönüştürücü çatışmasıyla devam ediyor. Ateşli bir idealiste karşı boyun eğmeyen bir maddeci; bir kara adamına karşı ancak denizde var olmayı bilen bir kaptan; yaşamı savunan bir entelektüele karşı yaşadığını hissetmek için gerekirse cana da
İlahi Komedya ölmeden önce ölmenin ve yeniden doğmanın yolculuğudur. Yazıldığı 14. yüzyıla dair bir tanıklık sunduğu kadar insanın iyiye, salim ve kâmil olmaya nasıl ulaşacağına dair bir rehberdir de. İtalyanca orijinalinden çevrilen bu eksiksiz ve tamamı kafiyeli İlahi Komedya, ayrıca Dante'nin referans ve hayal dünyasına vâkıf olunabilmesi için ayrıntılı notlarla zenginleştirilmiştir. Dante'nin başyapıtına, zarif ve şiirsel çizgileriyle müstesna Rönesans ressamı Sandro Botticelli'nin, 15. yüzyıl sonunda
İlahi Komedya ölmeden önce ölmenin ve yeniden doğmanın yolculuğudur. Yazıldığı 14. yüzyıla dair bir tanıklık sunduğu kadar insanın iyiye, salim ve kâmil olmaya nasıl ulaşacağına dair bir rehberdir de. İtalyanca orijinalinden çevrilen bu eksiksiz ve tamamı kafiyeli İlahi Komedya, ayrıca Dante'nin referans ve hayal dünyasına vâkıf olunabilmesi için ayrıntılı notlarla zenginleştirilmiştir. Dante'nin şiirsel başyapıtının üçüncü ve son menzili olan Cennet'i sizlere, Komedya'nın en canlı tasvirini sunduğu kabul
İlahi Komedya ölmeden önce ölmenin ve yeniden doğmanın yolculuğudur. Yazıldığı 14. yüzyıla dair bir tanıklık sunduğu kadar insanın iyiye, salim ve kâmil olmaya nasıl ulaşacağına dair bir rehberdir de. İtalyanca orijinalinden çevrilen bu eksiksiz ve tamamı kafiyeli İlahi Komedya, ayrıca Dante'nin referans ve hayal dünyasına vâkıf olunabilmesi için ayrıntılı notlarla zenginleştirilmiştir. Dante'nin şiirsel başyapıtının ilk menzili olan Cehennem'i sizlere, Komedya'nın en canlı tasvirini sunduğu kabul edilen
İlahi Komedya ölmeden önce ölmenin ve yeniden doğmanın yolculuğudur. Yazıldığı 14. yüzyıla dair bir tanıklık sunduğu kadar insanın iyiye, salim ve kâmil olmaya nasıl ulaşacağına dair bir rehberdir de. İtalyanca orijinalinden çevrilen bu eksiksiz ve tamamı kafiyeli İlahi Komedya, ayrıca Dante'nin referans ve hayal dünyasına vâkıf olunabilmesi için ayrıntılı notlarla zenginleştirilmiştir. Elinizdeki kitapta Dante'nin başyapıtı, romantik dönemin çığır açıcı şair ve ressamı William Blake'in ölümünden hemen
"İnsanları kendilerine rağmen sevebilirdim. Benim sevgimden ancak insanlıklarından vazgeçerek kurtulabildiler. Ve işte sonunda, istedikleri gibi bir yabancı, bir meçhul, bir hiç olup çıktılar. Peki ya onlardan ve her şeyden kopartılmış olan ben, ben kendim neyim?" 1778 tarihli Yalnız Gezerin Hayalleri Rousseau'nun son eseridir. Edebi ve felsefi bir vasiyetname sayılabilecek bu eserde yazar kendi çizdiği rota üzerinde, doğada ve kendi benliğinde gezintilere çıkar, kendi gerçeğine eğilir. İnce bir
"Geçti bu demde cihandan Pir-i Mimaran Sinan." Osmanlı mimarisini zirveye taşımış, kubbe sanatında henüz aşılamamış bir dehaya sahip, hayal gücüyle çığır açmış ve kendi tarzını oluşturmayı başarabilmiş bir dehadır Mimar Sinan. Allah aşkı, ahiret bilinci ve hayra vesile olmanın yüceliğini ilke edinen, sahip olduğu her şeyi insanlığın hizmetine sunmaktan çekinmeyen, aynı zamanda bir eğitim gönüllüsü, bir büyük usta ve bir bilge kişidir. Dünyanın dört bir yanından uzmanı, eserlerindeki mimari işçiliğine hayran
Yaşı daha yirmi sularında idi. On beş senelik oturak avratlarından güzel oyun oynuyor, bütün türküleri, en zorlarını bile gözünü kırpmadan söylüyordu. Bir yanık sesi vardı ki... Bu ses için ismi Gramofon Avrat olmuştu. Asıl adı pek bilinir değildi. İçeriden keskin bir kadın sesi çınladı: "Amanın Murat yetiş, beni vurdular!" Murat yavaşça ceketinin cebinden iri nagantını çıkararak oradakilere doğru sıktı; onlar, nereden geldiğini anlamadıkları bu ateşten şaşırdıkları sırada çabucak kadını yakalayıp dışarı fı
"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt" Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, "Kör Baykuş" için bu nitelemeyi kullanır. Gerçeküstücülüğün babası André Breton'un "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur" sözleriyle nitelediği bu kült roman karmaşık bir yapı ve anlam ağının üzerine kurulmuştur. ".....bir servi ağacı ve altında Hintli Yogiler gibi çömelerek oturmuş, kamburlaştırdığı om
Tükendi
Edebiyat tarihinin en ünlü isimsiz kahramanı olan "Yeraltı Adamı" uzun monoloğuna başlarken, hiç varolmayacağını düşündüğü okuruna kendini tanıtıyor: "Ben hasta bir adamım." Gerçekten de takıntılı, çelişkili, karamsar, itilip kakılan bir adamdır ve en büyük zevki insanlardan intikam almaktır. Bunu da onları küçümsüyormuş gibi görünüp acımasızca eleştirerek yapar. Müzmin yalnızlığı, kalabalık içinde bile görmezden gelinen bir varlığı vardır. Kendini var etmek ve hissettirmek için akla aykırı girişimleri olu
Maceraya hazır mısın? Birgün Heimskringla isimli bir kitabın arasından düşen gizemli bir kağıt parçasındaki runik harflerin çözülmeyi bekleyen heyecanı ile başlayan olay silsilesi Profesör Lindenbrock'un merakı ile buluşur. Bu heyecan verici macera çocuk grubu okumasına uygundur. Bu heyecan verici macera çocuk grubu okumasına uygundur.
Maceraya hazır mısın? 80 günde dünyayı dolaşmak isteyen Bay Fogg arkadaşları ile bahse girer ve uşağı Passepartout büyük bir maceraya atılır. Peki Bay Fogg 80 günde dünyayı dolaşabilecek midir? Bu heyecan verici macera çocuk grubu okumasına uygundur.
Tıp öğrenimi için büyük umutlarla Viyana'ya yerleşen genç öğrenci Bertold Berger, çok geçmeden hayal kırıklığına uğrar; yabancı şehrin karmaşasına uyum sağlamakta son derece zorlanmaktadır. Hayatı boyunca çekingenlikten mustarip olan genç adam, kendisini bir kez daha çocuksu bir acizliğin ortasında bulur. Üstelik ilk defa ailesinden uzakta, yapayalnızdır. Bütün umudunu yitiren öğrenci, neredeyse her şeyden vazgeçtiği sırada kızıl hastalığına yakalanan bir genç kızla tanışır. Bu süreçte yaşam amacını yeniden
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarındandır. Şiirleri, oyunları ve romanları ile tanınır. Romantizm akımının Fransa'daki temsilcisidir. Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlendi, bu nedenle sürgün cezasına çarptırıldı, cezasını tamamlamasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa'ya dönmedi. İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller yazarın Notre-Dame'ın Kamburu ile "din", Deniz İşçileri ile "doğa" konularını işlediği
Rus edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Mişkin, ne Prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temsil etmez. Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı dan farkını anlamaya başlamıştır. Oblomov klasik kahramanlar gibi genel bir tip, Don Kişot gibi, Tartuffe gibi insanlığın bir halini göstermekle birlikte, zamanına, çevresine sıkı sıkıya bağlı bir insandır.
Tükendi
Cibran'ın en sevilen yapıtı Ermiş'in devamı olan Ermişin Bahçesi, yazarın ölümünden sonra, 1933'te yayımlandı. Ermiş'in sonunda on iki yılını geçirdiği Orphalese kentinden ayrılarak denize açılan El Mustafa, doğduğu adaya, annesiyle babasının ebedi uykularına daldıkları bahçeye döner. Uzun bir aradan sonra müritleriyle yeniden bir araya gelmiştir. Onlara ayrılıktan, yalnızlıktan, zamandan, insanla insanı, insanla doğayı birleştiren bağlardan söz eder. Sözlerinde mutlu ve aydınlık bir hayatın sırları gizlidi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 560-580 / Aktif Sayfa : 29