Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 600-620 / Aktif Sayfa : 31
Efendi ve Uşak, tüm zamanların en büyük yazarlarından biri sayılan Lev N. Tolstoy'un 1885'te yazdığı bir uzun öyküdür. Bu öyküde Vasili Andreyiç Brihunov adlı bir tüccarın soğuk bir kış günü uşağı Nikita ile birlikte kızakla yaptığı yolculuk anlatılır. Yolculuğun amacı yöredeki bir toprak sahibini ziyaret edip uzun zamandır pazarlığı yapılan bir koruyu satın almaktır. Vasili Andreyiç'in bu konuda acelesi vardır; aynı yeri satın almak isteyen başka tüccarlar da olduğu için koruyu onlara kaptırmak istem
Açgözlü, aynı zamanda siyasal ve sosyal güce de aç olan cimri Monsieur Grandet karısı, hizmetçisi ve kızı Eugénie'yle taşrada yaşamaktadır. Monsieur Grandet, baskın bir güçtür. Babasından miras kalan genetik ve öğrenilmiş davranışların üstesinden tamamen gelemeyen Eugénie Grandet'nin yaşamı, kuzeni Charles'ın gelişiyle değişir. Bu değişim, olgunlaşmamış bir karakterin, tutkularının tuzağına düşmesi ve baskı altındaki gelişiminin trajedisidir.
Tükendi
Arsen Lüpen, Kibar Hırsız macerasında da yine hareketli, cesur ve cüretkâr. Kadınları kendine hayran bırakıyor, zenginlerden çalarak onları gülünç duruma düşürdükten sonra yoksulların yardımına koşuyor. O, aristokrat gibi yaşayan alaycı bir hırsız...
Tükendi
Yaşadığı yüzyıla damga vuran ve edebiyat tarihine adını unutulmaz harflerle yazmış olan Şeyh Sadî-i Şîrâzî, yaşamış olduğu 13 yüzyıldan günümüze öğretileriyle seslenmekte ve daima güncelliğini, geçerliliğini koruyan eşsiz eserleriyle her çağa hitap etmeye devam etmektedir. Uzun yıllar boyunca almış olduğu dini eğitimi Kur'an ve sünnetle birleştirerek eserlerine aktarmış, bunu yaparken çağdaşlarının aksine oldukça yalın bir üslûp kullanarak yalnızca ülkesinde değil tüm dünyada tanınan ve onlarca dile çevrile
Tükendi
Fransız mucit Thomas Roch bugün olsa kitle imha silahı diyeceğimiz, büyük etki alanına sahip bir patlayıcı icat eder. Dünyadaki güçlü devletlere silahını satmak ister fakat talep ettiği yüksek fiyat yüzünden geri çevrilir. Yaşadığı hayal kırıklığının getirdiği çöküntü sebebiyle yatırıldığı akıl hastanesinde bir bekçinin gözetimine verilir. Ancak kötü adamlar çoktan bu süper silahın peşine düşmüştür ve onu ele geçirmenin en kolay yolu da mucidini kaçırmaktır... Jules Verne'den, çılgın mucitlerin elindeki bil
Jack London'ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası'dır. Ya da bu idealin yar
Tükendi
Victoria dönemi Londra'sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere'sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi'ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock'ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere'sinde
Honoré de Balzac (1799-1850): 19. yy Fransız edebiyatının büyük ismi. Edebi kariyerine oyun yazarak başladı, aldığı eleştiriler neticesinde romana yöneldi. Yirmi yılda 85 romanı tamamladı, öldüğünde arkasında 50 roman taslağı bıraktı. 1830 yılında kurmaca eserlerini Dante'nin İlahi Komedya'sına atıfla İnsanlık Komedyası başlığı altında topladı. Bir kısmı zamanla edebiyatın arketiplerine dönüşen 2000'i aşkın karakter yarattı, tüm bu karakterleri önyargıdan uzak analitik bir yaklaşımla, toplumsal sınıfından y
"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..." Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokakları terörize eden, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler ve bu hikâyenin anti-kahramanı Alex... Yayımlandığı günden bu yana "kült roman" özelliğini kaybetmeyen Otomatik Portakal'ın 15 yaşındaki kahramanı, "iyi ya da köt
Tükendi
"Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir." Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik uğruna başlatılan bir ayaklanmanın oportünist emellerle totaliter bir yönetime evrilen alegorik hikâyesi. Politik dehası ve keskin kalemiyle dünyayı sarsan İngiliz yazar George Orwell 1984'le meydan okuduğu totaliter rejimleri Hayvan Çiftliği'nde adeta orantısız bir güçle alt ediyor. Asla sadece "reel sosyalizm" eleştirisi olarak görülemeyecek bu başyapıt, tüm zamanlara hükmeden kurgusuyla her türlü desp
Büyük yazarın ilk büyük romanı sayılan Budala, Dostoyevs­ki'nin, kişinin içsel sorunları ve toplumdaki varoluşunu en çıplak biçimde ele aldığı yapıtlarından biridir. 1868 yılında tamamlanan Budala'nın kahramanı Prens Mışkin, tıpkı Dostoyevski gibi saralıdır. Tedavi için gittiği İsviçre'den bitkin halde döner. İnsanlardan iyice uzaklaşmış, kendi iç dünyasına kapanmıştır. Mışkin, dış dünyadan kopukluğu ve budalalık derecesinde iyi yürekliliği temsil eder. Dostoyevski'nin ruhsal bir arınmayı işlediği bu büyük
Zweig, ırkçı cinnete kapılmış felakete sürüklenen Avrupa'dan kaçıp sığındığı Brezilya'da ütopik bir cennet bulmuştu. Uçsuz bucaksız verimli toprakları, sonsuz kaynakları, muhteşem doğası ve barındırdığı potansiyelle; kaygısız ve dost canlısı halkıyla Brezilya onu büyülemişti. Farklı ırkların barış içinde bir arada yaşadığı ve geleceğe umutla bakabildiği bu çok renkli düş ülkesi, o sırada kaosa teslim olmuş Avrupa ile tam bir tezat içindeydi. Zweig'ın Brezilya'ya ilanıaşkı, farklı tepkiler aldı. Yabancı bir
Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852): Ukrayna'da orta halli toprak sahibi bir ailede dünyaya geldi. Çocukluğunu etkileyen köy yaşamı ve Kazak gelenekleri eserlerine yansıdı, Ukrayna halk kültürünün öğeleriyle işlenmiş öyküler yazdı. Mizah anlayışı, gerçekçi tutumu ve canlı anlatımıyla Rus edebiyatında önemli bir yeniliğin öncüsü oldu. Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları ve Mirgorod Öyküleri'nde mizahın yanı sıra, yaşam karşısında karamsarlık ve dünyanın kötülüğü üzerine düşüncelerini ortay
Tükendi
Jack London ya da doğduğunda kendisine verilen isimle John Griffith, 12 Ocak 1876'da San Francisco'da doğdu. Çocukluğunu anne ve baba sevgisinden mahrum geçirdi. İlkokul sıralarındayken Oakland Kasabas›'ndaki abonesi olduğu kütüphanede "edebi annesi" Ina Coolbirth'ü keşfetti. Yaşamı boyunca ona eşlik edecek kitap sevgisi, deniz ve tekne tutkusu bu ortamda filizlendi. İlk teknesi Razzle Dazzle'ı ilkokulu bitirdiği yıl aldı ve 15 yaşında kolay para kazanmak için teknesi ile San Francisco Körfezi'nde maceralı
Zweig, ırkçı cinnete kapılmış felakete sürüklenen Avrupa'dan kaçıp sığındığı Brezilya'da ütopik bir cennet bulmuştu. Uçsuz bucaksız verimli toprakları, sonsuz kaynakları, muhteşem doğası ve barındırdığı potansiyelle; kaygısız ve dost canlısı halkıyla Brezilya onu büyülemişti. Farklı ırkların barış içinde bir arada yaşadığı ve geleceğe umutla bakabildiği bu çok renkli düş ülkesi, o sırada kaosa teslim olmuş Avrupa ile tam bir tezat içindeydi. Zweig'ın Brezilya'ya ilanıaşkı, farklı tepkiler aldı. Yabancı bir
"Tolstoy olmasaydı, edebiyat, çobanı olmayan bir sürü, içinden çıkılamaz bir kördüğüm olurdu." (Anton Çehov) Tolstoy'un ölümünden 2 yıl sonra basılan bu kitap, 1800'lü yılların ortalarında, Rus İmparatorluğu'na karşı kanının son damlasına kadar kahramanca savaşmış Çeçen direnişçi komutan Hacı Murat'ın hikâyesini anlatır. Tolstoy bu romanında, Rus-Kafkas savaşlarını incelerken savaşın şiddeti, yaşam sevgisi gibi konuları işliyor. Bu iki olay arasında bağlar kuruyor. Çeçen lideri Şeyh Şamil'e anlaşmazlığa düş
"Elimde kendime karşı oynayacağım bu anlamsız oyundan başka bir şey bulunmadığından, öfkem, öç alma tutkum fanatik bir biçimde bu oyuna akmıştı. İçimde bir şey haklı çıkmak istemekteydi, ama ne yazık ki kendisiyle tek savaşabileceğim, içimdeki öteki ben'di..."New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karşılığında bir parti satranç oynamayı teklif eder. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı bir göçmen olan Dr
Tükendi
Homerosçu İlahiler Yunan tanrılarına yönelik heksametron veznindeki otuz üç hymnos'tan (ilahi/neşide) oluşan bir külliyattır. Bu külliyatın böyle bir başlıkla anılmasının sebebi İlahiler'in Antikçağ'da Homeros'a, yani Ilias ve Odysseia'nın bestecisi olduğu varsayılan kişiye atfedilmesidir. Homerosçu İlahiler külliyatını oluşturan bu kitaptaki metinler matbu olarak ilk defa Erken Modern Avrupa'nın en etkili hümanistlerinden biri olan Demetrius Chalcondyles tarafından 1488 yılında yayımlanmıştır. Hepsi tanr
Daniel Defoe (1660-1731) Londra'da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatının ardından siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözü pek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin ardından, geç sayılabilecek bir yaşta onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Defoe bu ölümsüz eserinde, gemi kazası sonucu düştüğü ıssız bir adada hayatta kalma mücadelesi veren
Guy de Maupassant (1850-1893): Tolstoy'un, "...sayıları az olmakla birlikte, Maupassant gibi bir başka tür insan daha vardır ki, bunlar her şeyi kendi gözleriyle, içerdiği önem ve anlamıyla, olduğu gibi görürler" sözleriyle andığı yazar, kırk üç yıllık kısa ömrüne pek çok roman, öykü, deneme ve tiyatro oyunu sığdırdı. Yazarın ikinci romanı olan Güzel Dost 1885 yılında yayımlandığında geniş yankı uyandırmıştır. Romanın kahramanı Georges Duroy'nın muhabirlikle başlayan, uğruna her tür ahlaksızlığı mubah gördü
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 600-620 / Aktif Sayfa : 31