Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
İslam Vakıf Hukuku ve Sivas Daruşşifa Vakfiyesi
Yüce Allah, yol gösterici olarak rasuller ve kitaplar göndermiş, böylece kullarını yanlış yollara sapmaktan korumuştur. İslam âlimleri bu anlayışla doğruyu Kur'an-ı Kerim'de ve Hz. Peygamber'in sünnetinde aramışlar, karşılaştıkları her bir problemin öncelikli çözüm kaynağı olarak Kur'ân'ı ve sünneti görmüşlerdir. Müçtehitlerin Kur'an-ı Kerim ve sünnete dayalı hayat anlayışlarını, hukuk eserlerinde yer bulan her bir kavramın arkaplan analizinde görmek mümkündür. İslam hukuk literatüründeki herhangi bir
Tükendi
Fıkhî mesele ve kavramlar arasındaki farkları inceleyen furûk eserleri, nitelik ve nicelik itibariyle fıkıh ilmine önemli katkılar sağlamıştır. Furûk eserlerinde fıkhî konular ve kavramlar arasındaki farkları inceleyen fakihlerin, ele aldıkları meseleleri temellendirmek amacıyla geniş mülahazalarda bulunmaları bu çerçevede zikredilebilir. Özellikle yakın kavram ve konular arasındaki farkların bu eserlerde incelenmesi, fıkhın inceliklerine vâkıf olmayı ve buralardan hareketle konuları yorumlamayı gerektirdiğ
Tükendi
Mahkeme-i Temyiz azasından ve Mekteb-i Hukuk ve Mekteb-i Mülkiye muallimlerinden Hoca Emin Efendizade Ali Haydar Efendi feraiz ilmini bir mukaddime, on beş bab ve bir hatime ile hulasa etmiştir. Evvela feraize ait ıstılâhlar beyan edilmiş, ölen kimsenin geride bıraktığı malların vasıfları, verâsetin sebepleri, mânileri, bu malların kime ve nasıl taksim edileceği açıklanmıştır. Bu eser, TeshîlüT-Ferâiz'in tıpkıbasımı ile eser ve müellif hakkında malumatın yer aldığı bir giriş ile okuyucuya sunulmuştur.
Tükendi
Bu kitap, indirgemeci görüşlerden ve ikili düşünceden kaçınmak amacıyla, İslam hukuku teorisine eleştirel ve çok boyutlu bir yaklaşım çağrısında bulunmaktadır. Bu itibarla, İslam mezheplerinin veya hukuk teorilerinin; kaynaklar, dile dayalı türetmeler, akıl yürütme yöntemlerinin de dahil olduğu çeşitli boyutlarını izah etmeye çalıştım. Bağlantısı koparılmış ve "yapısöküme uğratılmış" parçalar, sistemik iç ilişkilerini ve aralarındaki yapısal bağlantıları izah etmediğimiz takdirde, resmin bütününü oluşturama
İslâm hukukunda, borcu zamanında ifa etmeyen kişinin durumunun tespitine büyük önem verilmiştir. Bu meyanda, ödeme imkânı olmayan kişi hakkında, kendisine zaman verilmesi veya borcun bağışlanması gibi kolaylıklar tavsiye edilmekle birlikte, ödeme imkânı olduğu halde borcunu ödemeyen kişinin, ifayı geciktirmemesi için de bir takım tedbirler alınmıştır. Bu tedbirler arasında cezai şart uygulaması, günümüzde önemli bir yer işgal etmektedir. İster cezai şart olsun, isterse başka tedbirler olsun, bunlarda
İslâm, toplumda bir din olarak benimsenmesinden itibaren sermaye konusuna önem vermiş, çalışmayı, ticareti teşvik etmiş ve ticari hayatı düzenleyici kurallar getirmiştir. Dinin kurucusunun ve ilk Müslümanların ticari hayat içinden geldikleri, geçimlerini çoğunlukla bu sahadan elde ettikleri düşünülürse konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Kur'an ve Hadis metinlerinde servet ve sermaye konusunda bazen yerici, bazen de övücü, sermaye sahibi olmayı teşvik edici pek çok bilgiye ulaşılmaktadır. Ayrıca bu konud
Tükendi
İslam Hukukunda Satış Akdi ve Mülkiyet
Tükendi
Ferâiz-İslam Miras Hukuku(Ders Notları)
Tükendi
İnsan, sahip olduğu özellikler itibariyle maddi ve manevi varlıkları, özellikle de bütün bunların sahibi olan Allah'ı (cc) tanımaya ve anlamaya çalışan bir varlıktır. Derinlemesine anlama anlamına gelen fıkıh da nasslardan hareketle insanın sorumluluk alanını tanımlar, kulların dünya ve ahirette mutlu olması için çeşitli hükümler koyar. Bütün bunları yaparken insana yüklediği sorumlulukla onun gücünün dengeli ve birbiriyle tutarlı olmasını temel dayanak kabul eder. Bu anlamda gerek fıkıh, gerekse kelâm kayn
Tükendi
Bu çalışmada doğrudan Kur´an ayetleri ve hadislerle belirlenen cezaların tarihselliğinin mümkün olup olmayacağı, bahse konu cezalara yöneltilen ilkelik, çağ dışı, insan onuruna aykırılık vb. İthamlar inceleme konusu edilmiştir. Ayrıca erken dönemlerden beri İslmam bilginleri arasında da tartışmalı olan ama günümüzde daha da yoğunlaşan recm, irtidat vs. gibi cezalar etrafındaki tartışmalara da bu çalışmada yer verilmiş, bütün bu hususlar gerek İslam hukuku´nun kendi ana kaynakları ve dinamikleri gerekse bili
Tükendi
İslam hukukunun kurumsallaşması, Hz. Peygamberin hayatında iken başlayıp vefatından sonra da devam eden bir süreç olarak genel kabul görür. Uyulması gereken emirler ve yasaklar için en temel iki çıkış noktası Kur'ân-ı Kerîm ve hadisler olmuştur. Kur'ân'da açıkça zikredilmiş olan yasaklar konusunda kimsenin bir tereddütü yoktur. Ancak Kur'ân'da bulunmayıp, Hz. Peygamberin ifadeleriyle ortaya konmuş yasaklar konusunda bir ittifak olduğu söylenemez. Kimileri için Hz. Peygamberin bir hususta insanları bir davra
Kâinattaki varlıkların en önemlisi olan insanın karşılanması gereken bir takım zorunlu ihtiyaçları vardır. Yeme, içme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlar olarak da bilinen bu ihtiyaçların karşılanması için diğer varlıklar insanın hayatında önemli bir yere sahiptir. Bunun için insan kendi dışındaki varlıklarla ilişkiler kurmak zorundadır. Bu ilişkiler ağının bir düzen içerisinde yürütülmesi toplumun düzeni açısından zorunluluk arz eder. İktisadi ilişkiler olarak görülen bu ilişkileri düzenlemek üzere g
Tükendi
Sedd-i zerâi konusu, belli ölçüde tatbîkatla alâkalı olduğundan dolayı, İslâm hukuku araştırmacı ve uygulayıcıları açısından her dönem güncelliğini korumuştur. Bununla birlikte, bugün için ülkemizde konuyla alâkalı kapsamlı bir çalışmanın yapılmadığı da dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu ihtiyaca binâen kaleme almaya çalıştığımız elinizdeki bu eser, kavramı incelerken sadece fıkıh usûlü açısından değil, aynı zamanda İslâm hukuk düşüncesinin genel bütünlüğü içerisinde meseleye yaklaşmaya azami dikkat göstermişti
Kanunlaştırma faaliyetleri hukuk tarihinin en eski devirlerinden beri görülmekle birlikte, XIX.yüzyılın başlarından itibaren Batı'dan başlayarak bütün dünyayı etkisi altına alan ve önceki devirlerindeki kanunlaştırma hareketlerinden farklı özellikler taşıyan önemli bir hukuk tarihi konusudur. Tanzimat sonrası kanunlaştırma faaliyetleri, bu zamana kadar bazı araştırmacılar tarafından ele alınmakla birlikte, söz konusu dönem ilk defa bu çalışmada bir İslam hukuku tarihi çalışması olarak ele alınmakta ve diğe
Bu çalışmada satılan malın, satıcıdan alıcının eline geçiş serüveni konu edilmiştir. Son yüzyıllarda dünya nüfusunun artışı ve teknolojik ilerlemelerle birlikte ticari hayat da özellikle ithalat ve ihracat alanında gelişmekte, satın alınan malların kabz ve teslim işlemleri daha da kompleks hale gelmekte, bir malın daha alıcısının eline geçmeden defalarca el değiştirmesi gibi durumlar görülmektedir. Bu araştırma ile kabz ve teslim ile bağlantısı olan bu tür durumların ve yeni bazı işlemlerin İslam hukukuna g
Günümüzdeki hukukta borçlar hukuku olarak tanımlanan alan, aynı zamanda İslâm hukuku açısından da en canlı konulara tekabül etmektedir. Tüketi cinin korunması da bu konulardan olup, kavram olarak birkaç yüzyıl önce ortaya çıkmış ve günümüzde de önemi artarak gelişmeye devam etmektedir. İslâm Hukukunda Tüketi cinin Korunması kitabı, İslâm hukukunda alıcı ve satı cı arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlerden, tüketi cinin korunması ile ilgili prensipleri içermektedir. Ayrıca bu çalışmada ayıplı malın durum
Osmanlılar Hanefi Mezhebi'ni uygulamışlardır. Bu sebeple çalışmamızda Hanefi Mezhebi'nin fıkıh kitapları ile Osmanlı Şeyhü'l-İslamlarının fetvaları esas alınmış, uygulamadaki durum da Şer'iyye Sicilleri'nden tespit edilmiştir. Bu siciller, Osmanlı Mahkemeleri'nin yaptığı tüm işlemleri günümüze aktaran çok önemli kültür mirasımızdır. Çalışma dört bölümden oluşmuş ve metnin sonuna ayrıca "Belgeler Bölümü" eklenmiştir. Birinci bölüm, Şer'iyye Sicilleri'ne ayrılarak, bunların muhtevası ve Türkiye'deki sic
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9