Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Dinin kaynağı konusu hiç şüphesiz günümüzde en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Çok tartışılmasının sebebi de Müslümanların kendilerini hangi kaynak ya da kaynaklara karşı sorumlu olduklarını öğrenme isteğidir. Her mümin kendi dininin hangi kaynak(lar)a dayandığını ve neyden oluştuğunu öğrenmek ister. Hassaten günümüzde bu merak çeşitli bazı sebeplerden dolayı daha da artmaktadır. Çünkü güncel olarak sürekli dinin kaynağının ne olduğu konusu gündeme gelmekte ve Müslümanların zihni bu soruna ist
Bu güvenilir eser, Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından merhum İbrahim b.Muhammed el-Halebi'nin "Mültekal Ebhur" adlı değerli ve meşhur eserinin metniyle birlikte, yine Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından olan aynı zamanda necip milletimizin bağrından çıkmış bulunan Abdurrahman b.Şeyh Muhammed b.Süleyman el-Hanefi olan zatın yazmış olduğu "Mecmaul Enhur" adlı şerhin tercümesidir. Bilindiği gibi "Mültekal Ebhur"un metni üzerine merhum Mehmet Efendi tarafından "Mevkufat" adlı çok değerli bir şerh yazılmıştır
Tükendi
Profesör Sadr bu çalışmasıyla Arap Yarımadası’nda doğan ve kurumsallaşan İslam’ın nasıl bir iktisadi düzen ortaya koyduğunu inceliyor. Eserde yazar İslamiyet’in gelişimini kendi tarihî şartları içerisinde değerlendirdikten sonra Hz. Peygamber’in (s.a.s) ilk Müslüman devletini hangi prensipler üzerine tesis ettiğini akıcı bir üslupla anlatıyor. Sadr, devletin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte hazine ve maliye konularında belirlenen kaidelerin İslam iktisadının temellerini oluşturduğunu belirtiyor. Bu
Piyasada daima var olan risk, İslami ilkelere uygunluğu gözeten kurumlar açısından yönetilmesi çok daha zor bir iştir. Muhammad al-Bashir, İslami Finansta Risk Yönetimi’nde İslami bankacılıkta riski azaltma hususunda muteber kaynaklara dayanarak karşılaştırmalı yöntemle alternatif çözümler öne sürmektedir. Kitapta, Müslüman alimler arasında farklı görüşlere neden olan forward, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin İslami finansta uygulanabilirliği tartışılırken; İslam hukukunda bu türevlere alternatif ola
Literatürde var olan önemli bir boşluğu doldurmak üzere Samir Alamad tarafından kaleme alınan bu çalışmanın amacı, İslami finans ve bankacılığın gelişimine katkı sunmaktır. İslami perspektifle finansal ürün geliştirme uygulamaları, süreçleri ve yapılarını ele alan eser, yazarın doktora çalışmaları sırasında elde ettiği birtakım bulgulara dayanan ayrıntılı bir araştırmanın ürünüdür. Şer’i uyum konusunda uluslararası finans kuruluşlarının danışmanlığını yürüten Alamad, İslam hukukuna göre sıfırdan bir fina
Vadeli işlemler, bugün uygulanan şekliyle İslam hukuk kurallarının meydana geldiği klasik dönemde var olmayan, modern sistemin ortaya koyduğu bir üründür. Konuya ilgi duyan araştırmacılar bu nedenle vadeli işlemlerin İslam hukukuna göre geçerli olan sözleşmelerden hangileriyle benzerlik gösterdiği ve hangi fıkhi problemleri barındırdığı sorularına cevap bulmaya çalışmışlardır. Kamali, kaleme aldığı bu kitapta vadeli işlem ve opsiyonları tüm yönleriyle ele almış, meselenin fıkhi yönünü ayrıntılı bir analize
Fakihlerin ve siyaset düşünürlerinin, meşru bir iktidarın kurulması için gerekli gördükleri biat akdinin taraflarında (devlet başkanı – seçici kurul) aradıkları ilim, adalet, akıl gibi şartlara, özellikle on birinci yüzyıldan itibaren, güç, kudret, şevket (nüfuz gücü) ve menea (caydırıcı güç) sahibi olma nitelikleri eklenmiştir. Bu değişimin yaşandığı dönem, Abbâsî iktidarı yıllarıdır. Zira Abbâsî devletinin başlangıç yıllarından itibaren birbirinden farklı zaman aralıklarında ve bölgelerde de facto egemen
Fıkhu'l-Mizan konusuyla çeyrek asırdan fazla meşgul olmuşumdur. Ancak bir gece Kur'ân-ı Kerim'i okurken Hadid sûresi 25. ayete gelince zihnimde yeni birtakım sorgulamalar oluştu. Aynı konu Şura sûresi 17. ayette de zikrediliyordu. Hakkaniyet üzere bir adaletin gerçekleşmesinin kitap ve mizanla birlikte olacağı beyanına dikkat kesilince beni çok garip bir his kuşattı. Tüylerim ürperdi. Evet kitabın Allah Rasûlüne ve diğer peygamberlere indirilen kitaplar olduğu malumdu ama kitapla birlikte zikredilen; anlayı
İslam hukuku toplumun ürettiği bir hukuk değildir. İslam hukuku, beşerî hukukta olduğu gibi toplumun gelişmesine bağlı olmamış ve ondan etkilenmemiştir. Aksine İslam hukuku yarattığını en güzel şekilde yaratan Allah'ın yaptığı bir hukuktur. İslam hukuku toplumun ürettiği bir hukuk olmayınca, toplum şeriatın ürettiği bir toplum olacaktır. O zaman şunu diyebiliriz ki şeriat, beşerî hukukta olduğu gibi sadece toplum işlerini düzene koymak için yoktur. Aksine her şeyden önce şeriatta asıl gaye erdemli birey ve
İnsanın yaşama hakkına ve vücut bütünlüğüne yönelik ihlâllerin tazmininin sağlanması insanlıkla yaşıt bir meseledir. Suç kastı taşımayan eylemler sonucu ortaya çıkan ölüm ve cismanî zarar hallerinde iki nokta önem kazanmaktadır. Öncelikli olarak, mağdurun zararı tazmin edilmeli, giderim alabilme imkânı güvenceye alınmalıdır. İkinci olarak, genelde fâilin ödeme gücünü aşan tazminatın geniş tabanlı bir topluluğun iştirakiyle tesviyesi sağlanmalıdır. Böylece bir taraftan malî mesuliyet riskine karşı güvence sa
Elinizdeki kitap, İslam hukukunda temel hak ve hürriyetleri ele alan bir çalışmadır. Her bir temel hak incelenirken, o temel hakkın evvela mana ve muhtevası belirtilmiş, arkasından İslam hukukundaki onu düzenleyen Kur'an, Hadis ve diğer içtihat hükümlerine yer verilmiştir.
Tükendi
İslam hukuk düşüncesinde mülkiyet sadece dünyevi bir olgu olarak ele almamış, mülkün temelde Allah'a ait olduğu sıklıkla vurgulanmıştır. İnsanın eşya üzerindeki yetkisi sınırsız olmayıp bu yetki Allah tarafından kendisine verilmiştir. Mülkiyetin yetki ve ödev boyutunu Allah belirlemiştir. İslam hukukundaki mülkiyet anlayışına göre birey mülkiyet üzerinde tasarrufta bulunurken hem toplumun yararını hem de Allah'ın belirlediği ilkeleri gözetmek zorundadır. Mülkiyet geçici ve arızi bir durumdur. Eşyayı milk ed
Tükendi
Bir toplumda huzur, düzen ve insicamın olması isteniyorsa, kuşkusuz bunun için iyi bir yöntem ve yargıya ihtiyaç vardır. Allah (c.c.) Müslümanlar'ın İslami kurallar ile yönetilmesi, idare edilmesi için insanlar içerisinde Hz. Muhammed'i (s.a.s.) görevlendirmiştir. Direkt Allah (c.c.) tarafından seçilen bu kutlu insan, Rabbinin kontrolü altında bir İslam toplumu oluşturmayı başarmıştır. O'nun yönetme ve yargılama metodu hem kendi asrı için hem de tüm asırlar için dinine mensup olanlar tarafından mutlak suret
Tükendi
Evlat edinme, İslâm'ın nesep, miras ve mahremiyet ilkeleriyle açıkça çeliştiği için yasaklanmıştır. Böylece çocuğun gerçek nesebi korunarak hak kaybına uğramasının önüne geçildiği gibi miras yoluyla haksız kazanç elde etmesi de engellenmiştir. Ayrıca bu yasakla, asıl anne babasından koparılan çocukların, gerçek anne babalarını öğrendiklerinde yaşayacakları travmalar için de tedbir alınmıştır. Osmanlı toplumunda da İslâm hukukunun ortaya koyduğu ilkeler doğrultusunda kimsesiz, yetim ve fakir çocuklar daha iy
İslâm hukukuna göre, başka kişilere zarar vermediği müddetçe kişiye yaptığı ticarî muamelelerde tam bir hürriyet verilmiştir. Hatta yeni çıkan muameler de bu hükme göre değerlendirilmektedir. Bundan dolayıdır ki fakihler, "muâmelâtta asıl olan ibâhadır" demişledir. Bununla birlikte Şâri Tealâ tarafların haksızlığa uğramalarına sebep olan bazı akitleri de yasaklamıştır. İslâm ticâret hukukunda, cehâlet ve garardan dolayı yasaklanan ticarî alım-satımlar, maslahat hikmetinin esprisini taşımaktadır. Zira bilinm
Bu kitapta, İslam ceza hukukunun temel değerleri üzerinde durulmaya çalışmış, ayrıntılı hükümlere girilmemiştir. Çalışmada amaç İslam ceza hukukuyla ilgili genel bilgiler sunarak suç ve cezadaki maksadın ne olduğuna dikkat çekmektir. Toplumsal düzeni sağlayabilmek için mutlaka düzen bozucu davranışlara karşı bazı yaptırımlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu yaptırımların işlenen suç eylemine denk ve adil olması da önemlidir. İslam ceza hukukunda öngörülen cezaların bu niteliğine de dikkat çekilmeye çalışılmıştır
Bu çalışmada yaratılışı değiştirme kavramı insan, hayvan ve bitki ile ilgili yapılan değişiklikler açısından değerlendirilecektir. İnsan üzerindeki değişiklikler doğum öncesi ve sonrası şeklinde iki kısımda incelenecek; doğum sonrasındaki değişiklikler de estetik cerrahi işlemler ve cerrahi olmayan estetik işlemler şeklinde iki başlık altında ele alınacaktır. Hayvanlar üzerindeki değişiklikleri anlamlandırabilmek için önce hayvan hakları üzerinde durulacak sonra hayvanlardan faydalanma, hayvanların vücut b
Kur'an'ın temel işlevi, insanlar arasındaki ilişkileri, adalet, merhamet, sevgi ve saygı gibi ahlaki ve insani esaslar üzerinde yüceltmek, yaşanılan hayatta zulüm ve hukuksuzluktan eser bırakmamaktadır. Çünkü Allah, her varlığı kendi yaratılışındaki amaç ve hikmete uygun niteliklerle donatmış, onları daima iyiye ve güzele doğru yönlendirerek, her şeye hedefini ve yolunu göstermiştir. Bu manada Kur'an, insan onurunu, yaşama hakkını ve özel hayatın dokunulmazlığı da dahil olmak üzere bütün beşeri ilişkileri e
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4