Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Devrinin tarikat hayatı, tarihî hâdiseleri ve şahsiyetleri ile ilgili oldukça önemli bilgileri ihtiva eden bu eser, müellifin başta oğlu, halife ve müritleri olmak üzere, bazı devlet ricaline, kendi mürideleri oldukları anlaşılan hanımlara ve diğer kimselere yazmış olduğu mektupların sonradan bir araya getirilmesinden ibarettir. Hasan Sezâyî-i Gülşenî Hazretlerinin, oğlu ile halife ve müritlerine yazdığı mektuplarda onların hâl ve hareketleri ile yakından alâkadar olmakta, tarikat faaliyetleri hakkında onla
Tükendi
Bu çalışma, daha ziyade dışlayıcı yönüyle öne çıkan Yahudiliğin evrensel/dışa açık boyutuna karşılık gelen ve Türkiye'de daha önce çalışılmamış olan "Nûh kanunları" konusunu ele almaktadır. Yahudilik'te Tanrı ile ilişki "ahit" kavramı ile ifade edilmiştir. Ahit, Tanrı'nın insana hitabı, insanın da bu hitaba icabet etmesidir. Yahudi kutsal metinlerinde yer aldığı üzere, Tanrı insanlarla birkaç defa ahitleşmiştir. İlk insan Âdem ile başlayan ahitleşme, Nûh, İbrâhim ve İsrâiloğulları ile devam etmiştir. Nûh il
Sıcacık dairesinde uydu antenli, çaylı çerezli hayatlar; hâlâ namazda zorlanıyorlar ise şehit yiğitler olan Ammar'dan ve Yasir'den utansınlar. Lüks evlerine kanaat etmeyip pembe dizilerle ömür tüketip namazı erteleyen hanımlar, ilk şehide Sümeyye'den utansınlar. On üç yıl muhacirler, müşriklerin zulmüne tahammül edip sonra da hicret ederken, sevdiği programdan diğer odaya namaz için hicret edemeyenler utansın. Ensar, ihtiyaçları olsa bile kardeşlerini kendilerine tercih ederken, nefsinin rahatını Alla
Bu kitap İsmail Hakkı Bursevînin kaleminden farklı bir esmaül-hüsna şerhi sunuyor okurlara. Bursevî eserinde Hayy, Alîm, Mürîd, Kadîr, Evvel ve Âhir, Zâhir ve Bâtın, Rahmân ve Rahîm, Müdebbir ve Mufassıl isimlerini şerh eder. İsm-i azamı, isimlerin şehir ve mekânlarla irtibatını, eşya ve kâinattaki varlık silsilesi içinde kazandıkları anlamları, amelî karşılıklarını, kişinin bu isimlerden faydalanabilmesi için yapması gerekenleri ve daha birçok konuyu inceler. Bahse konu olan isimlerle ilgili ayet ve
İslam dünyası 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar tam manasıyla bir altın çağ yaşamıştır. İlim ve bilimde şartsız dünyaya hâkimdir. 13. yüzyıldan bu tarafaysa hem ilim hem de bilim alanında yetimdir. Bunun bir numaralı sebebi ezoterizm bataklığına sürüklenmiş bir kısım tarikat ve cemaatlerdir. Aklı vestiyere asan biatçılıktır. Bunların pek çoğu Yeni Dünya Düzeni ütopyasının kurucu babalarının arzu ettiği Tek Dünya Dini yani Panteist-Kabalist, Varlıkta Birlikçi, senkretik, Hz. Peygamber'siz bir İslam'a hizmet etm
M. Emin Saraç Hocaefendi; ilmi, teliften ziyade tedriste arayan ve bir gün bu topraklarda İslâmî ilimlerin amele döküleceği bir ortamın oluşacağına inanan, Ehl-i Sünnet anlayışının müntesibi bir âlimdir. Kendisine "Hocam" diye hitap edildiğinde, "Siz benim yetiştiğim ve gördüğüm o Osmanlı ulemâsını görmediğiniz için bize hoca olarak hitap ediyorsunuz." mütevazı cümlesini dilinden düşürmemiştir. Genç yaşta ilim tahsili için çıktığı sefer, hiçbir zaman nihayete ermemiştir. İlim tahsil ettiği Hocası Ali Haydar
Tükendi
Bu eser, İmâm-ı Rabbânînin tasavvufî görüşlerinin bir hulâsasını ihtiva ettiği için oldukça önemlidir ve Mektûbâtın özeti diye nitelenmesi mümkündür. Ayrıca Mektûbâtta bulunmayan birçok yeni bilgiyi de içermektedir. Prof. Dr. Necdet Tosun İkinci Binyılın Yenileyicisi (Müceddid-i Elf-i Sânî) olarak anılan İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindînin Mebde ve Meâd, Maârif-i Ledünniyye, Mükâşefât-ı Gaybiyye isimli üç risalesi, Nakşbendilik sahasında çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Necdet Tosun tarafından Farsça aslında
"Kurtuba'ya 20 km uzaklıktaki Almodavar Del Rio kasabasına gelince cebimden Hashim Bey tarafından verilmiş adresi çıkarıp haritada aratıyorum. Böyle bir yer bulunmayınca adresi daha dikkatli inceliyorum, şöyle yazıyor: "filanca yoldaki filanca ev, numarası yok."... Arabayla birden kentin haritada ismi geçen sokaklarından, caddelerinden, modernitenin bütün "özdeşleşmelerinden" sıyrılıyoruz..." (Hece Dergisi 268 Sayı-Hashim Cabrera Söyleşisi) Söz, varlığı itibarıyla ne kadar soyutlaşabilse de yine bir sınırı
Allah ile kul arasındaki iletişimin doğrudan ifadesidir dua. Bu bakımdan, ilahi vahyin yeryüzündeki son tecellisi olan Kur`an, dua olgusuna sıklıkla vurgu yapmış, bunu tabii bir sonucu olarak da Hz. Peygamber`in hayatında dua önemli bir yer tutmuştur. Kur`an çeşitli vesilelerle tarih boyunca gönüllerde yükselen pek çok dua önemli bir yer tutmuştur.
Hat levhaları salonlarımızı, camilerimizi, müzelerimizi süsleyen değerli sanat eserleridir. Bunların metinleri genellikle âyet, hadis ve hikmetli sözlerden seçilir. Levhalarda çok yönlü özellikler bulunur. Öncelikle sözleri değerlidir. Sıradan ifâdeler levhalara geçmez. Anlamlı, değerli, kutsal kabul edilen kelimeler levhalara yazılır. Bu çalışmada 40 levhanın metni konu edinilmiştir. O yazılar ne diyor, bize neler hatırlatıyor, anlamları nelerdir izah edilmektedir. Yeri geldikçe tasavvufî yorumlara da yer
Tükendi
Yusuf ismi ülkemizde en çok kullanılan isimler arasında yer almakta olup dört yüz elli bine yakın Yusuf ismi vardır. Her iki yüz kırk kişiden birinin ismi Yusuf olan ülkemizde peki neden iffet adına bir şey yok!? Çünkü; Yusuf ismini koyanlar Yakub (as) gibi davranmıyor da onun için. Çağın Yakub'u ol(a)mayanlar evlatlarına çağın Yusuf'u olması için bir ahlak vermiyorlar da onun için. Yusuf'u sadece yüz güzelliği ile, yakışıklılığı ile, cool olması ile tanıyor ve tanıtıyoruz da onun için. Yusuf gibi ahlaklı,
- Elinizdeki kitap, Allah Resûlü (sas) ve sahâbîlerinin kardeşlik örnekliklerinden yola çıkılarak hazırlanmış bir çalışmadır. - Eserde kardeşlik hukuku, kardeşlik adabı, kardeşliğin ölçüleri ve kardeşliğin sözde değil özde olmasını hissettiren ve bunu bizlere kalben yaşattırabilmek için hazırlanmış güzide eserlerimizden birisidir.
Kötülüğün kaynağı nedir? Ve dünyada neden bunca kötülük vardır? Basitçe, hisseden varlıklara acı verme olarak tanımlanabilecek kötülük, insanlığın en eski ve en ciddi sorunlarından biridir. Hayata ve yaşananlara anlam kazandırma arayışı, insanı daima bu dünyada karşılaştığı acıların kaynağını sorgulamaya itmiştir. Ve bu acı isterse binlerce kilometre uzakta, isterse yüzlerce yıl geçmişte meydana gelmiş olsun, bizim için her zaman dolaysız ve somuttur. Toplama kampındaki bir kurbanın, napalm bombasına maruz
Kur'ân'da ve hadislerde çeşitli vesilelerle ve değişik şekillerde zamana temas edilmektedir. Bunların başında ise, zamanın önemi ve Allah'ın (celle celaluhu) ne kadar büyük bir nimeti olduğu beyan edilmektedir. Nimetler dile getirilirken, Allah'ın insanoğlu üzerindeki lütfunu beyan hususunda Kur'ân şöyle der: "Sürekli olarak yörüngelerinde hareket eden ay ve güneşi, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi. O, kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi. Allah'ın nimetlerini saymak isteseniz sayamazsını
İslami ilimlerin teşekkülünde ve sistematik kazanmasındaki en önemli etken şüphesiz ihtilaflardır. Bu ihtilaflar kaçınılmaz olarak eleştirinin ortaya çıkışına ve gelişimine zemin hazırlamıştır. İhtilaf kültürüne eşlik eden eleştiri, farklı ekollerin ve mezheplerin oluşumunda etkin rol oynamış, İslâm düşüncesinin her daim canlılığını korumasına araç olmuştur. Sahabe döneminden başlayarak gelişimini sürdüren eleştiri olgusu, sonraki asırlarda ilim geleneğinin merkezine yerleşmiş ve adeta bir otokontrol görevi
İnsan yaşamını yakından ilgilendiren ve bilimin birçok alanıyla yakın ilgisi bulunan tıp gibi önemli bir sahanın İslâm dini bakımından konumu ve değeri çok büyüktür. Böylesine önemli bir alanda Hz. Peygamber'in tıp ile ilgili uygulamalarının sıh­hatli bir şekilde anlaşılıp değerlendirilmesinin meseleye tek ve dar bir zaviyeden yaklaşmakla çözülemeyeceği kanaatindeyiz. Bundan dolayı tıp ile ilgili rivayetlerin anlaşılması ve yorumlan­masında en önemli unsurlardan biri olarak gördüğümüz Hz. Pey­gamber'in tıbb
Haccın farz olması için beş şart vardır. Bunlar; Müslüman olmak, akıllı olmak, bulüğ çağına ermek, hür olmak ve güç yetirebilmektir. Güç yetirebilmek; azık, binek, yol güvenliği, beden sağlığı ve yolculuk yapma imkanını içerir. Yolculuk yapma imkanı ise haccı eda etmede engelleyici siyasî, nizamî ve malî bir engel ve şart bulunmamasını gerektirir. Aynı zamanda bazı İslam beldelerinin şart koştuğu belirli bir yaş sınırı ya da kur'a ile sayıyı sınırlamak, ilk başvuranları alıp sonrakileri almamak, malî şartl
İslam düşünce tarihi , asırlar boyunca pek çok felsefi ekolün,düşünce ve doktrinlerin oluşturduğu zengin bir alandır.Bu velut sahanın ana akımlarından biri olan İbn Sinacı felsefe,güçlü sistematik yapısı ve ürettiği kavramsal yapılarıyla İbn Sina(ö.663/1037) sonrasında da etkisini sürdürmüştür. Ancak vıı/xııı. Asır , İbn Sina felsefesinin tahkik ve tahlil edildiği, yanı sıra eleştirildiği bir dönemi betimlemektedir.Esirüddin el-Ebheri(ö.663/1264) de bu dönemin önde gelen simalarından biridir.O, yazdığı pek
Tükendi
Ahir Zaman İlmihali, "Ahir Zaman Müslümanları"nın sorunlarını çözme çabasının bir ürünüdür. Bu nedenle bugünün Müslümanının hayatında artık yer edinmeyen hususlar ele alınmamıştır. Günümüzde daha önceki Müslümanların yaşamadığı birtakım yeni sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların çözümünü İslam'ı anlatmak için ele alınan birçok eserde bulmak mümkün değil. Bu ilmihal, içinde bulunduğumuz "zor zaman"da yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Müslümanlıkla okurlarını tanıştırmayı amaçlamaktadır. Bu ilmihal, İlmi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4