Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 700-720 / Aktif Sayfa : 36
New York’un merkezinden New Jersey’in dışında bir mahalleye taşınan Simon ailesinin on iki yaşındaki üyesi Margaret’ın ağzından yazılmış, klasikleşmiş bir ilkgençlik romanı. Kitapta, yeni bir semte taşınan, yeni bir okula başlayan ve yeni arkadaşlıklar edinen Margaret’ın, ailesi ve arkadaşlarıyla güven ve sevgiye dayalı ilişkiler kurmasına, ergenlikle bedenindeki değişimleri yaşarken hissettiği heyecan ve kaygılarına tanık oluyoruz. En önemlisi de kendi dinsel inancına karar verme sürecine; bu süreçteki iç
“Bizans romanları yazmaya devam et Alp. Sen Bizans tarihinin benden bir sonraki nesil yazarlarından birisin. Ben tarihi iyi inceledim, yazdım. Sen üstüne çok güzel romanlaştırıyorsun. Bu seninkisi önemli bir yetenek.” Byzantinolog Radi Dikici ‘ Bizans Yolunda Mahşerin Dört Atlısı’ kitabı yazarın ‘Metamorfoz Günlükleri’ ve ‘Aşkın Bizans Hali’ romanlarından sonraki üçüncü romanı (tarihi fantastik kurgu novella). İlk iki kitabının özellikle akademi çevrelerinden, tarih öğrencilerinden ve ‘Bizans Tarihi’ne m
Tükendi
Oysa, ona demek istediğim, söylemek istediğim ne anılar birikmişti. Sarılmak, karşılıklı sigara içip dertleşmek, hatta mevzilerde göğüs göğse harp etmek, bu kadar hızlı olmamalıydı. Güçlü gözükmek dünyanın en zor işi böyle bir durumda, savaşın, harbin ortasında askerken, ordudayken, cephedeyken. Çok zor! Gözyaşlarımı yuvalarına hapsetmek için gözümü dahi kırpmadan bekliyordum öyle. Ayaklarımın altından yer çekilmişti sanki. Bunun tarifi yok yoldaş, bunun tarifi yok. Beni bırakıp gitmemeliydi. Bu kadar çabuk
Kimsesiz bir çocuğun en büyük sığınağı, tüm umutların gerçekleşebileceği bir hayal dünyasıdır. Annesini çocuk yaşta kaybeden Emily Starr, babasıyla birlikte sade ve huzurlu bir hayat sürmektedir. Kendi küçük dünyası ve hayaller âleminde günlerini mutluluk içinde geçirirken babasının ölümüyle yıkılır ve yapayalnız kaldığını hisseder. Kimsesiz Emily mecburen annesinin soğuk ve kendini beğenmiş akrabalarının himayesine girecektir. Dayıları ve teyzeleri arasındaki uzun müzakerelerden sonra Emily’nin, aile çiftl
Milyonlarca okurun heyecanla romanlarını beklediği Sylvia Day’den, tutkulu, duygu yüklü bir aşk hikâyesi… Bu yerde olmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Şimdi ise buraya yerleştim. Sevdiğim bir yerde, yenilediğim evimde, bayıldığım dostlarımla zaman geçiriyor, beni mutlu eden bir işte çalışıyordum. Geçmişimle barışıyor, geleceğimin temellerini atıyordum. Derken Garrett Frost kapı komşum oldu. İnatçı ve cüretkâr, hayatımın titiz düzenini dağıtan, doğal afet gibi bir adam. Ona dadanmış hayaletleri, dürtüleri
Tükendi
Bana düşen bir kader vardı, lakin üstüne sen geldin. Ateş mi oldu, su mu bilmem, kaderime keder geldin. Depremler yalnızca beton yığınlarının çökmesiyle olmaz. Aynanın karşısına geçtiğinizde içiniz "Cızʺ ediyorsa depremi içinizde de yaşıyorsunuz demektir. Beton yığınları sadece bedeninizi öldürür. Eğer aynada kendize baktığınızda içiniz rahat ise temelleriniz sağlam demektir. Bedenen olmasa da ruhen her zaman yaşayacaksınız.
Ben giderim o gider kolumda tin tin eder. Bu bilmeceyi hazırlayan tin kelimesinin ruh ile eş anlamlı olduğunu biliyor muydu sence? Saat işledikçe ruhumuzdan mı çalıyor demek istedi acaba? Yoksa yavaş yavaş öldüğümüzü mü hatırlamalıyız her saate baktığımızda? Neden mi saatlere takıntılıyım? Hayatımdan vazgeçmeden hemen önceki anı anlatayım sana. Kavga etmiştik. Hem de öyle basit bir kavga değil. O, delirdiğimi düşünüp çok korkmuştu ve beni sakinleştirmek için sıkıca sarılmıştı. Başımı göğsüne koymuştum. Kalb
Avrupalılar geliştirdikleri topları ve yelken kullanımındaki tecrübeleriyle ticaret sahnesinin en baskın oyuncuları oldular. Asya, Afrika ve Amerika kıyılarında yüzyıllar boyu hakimiyet kurarak Sanayi Devriminin altyapısını da hazırladılar. Dünyaca ünlü ekonomi tarihçisi Carlo M. Cipolla, eğitimini Sorbonne ve London School of Economics’te tamamladıktan sonra, 1959 yılında Berkeley Üniversitesinde ders vermeye başladı. hayatını kaybettiği 2000 yılına dek yirmiden fazla esere imza atan Cipolla, Yelkenler ve
Saatleri demircilerin imal ettikleri ortaçağ demirci ocaklarından 17 yüzyılın sonunda Pekin imparatorluk sarayında kurulan saat atölyesine kadar saat imalatının sonuçları neler olmuştu? Niçin bazı kültürler saatlere hem sosyal hem ticari alanlarda büyük anlam yüklerken diğerleri onları sadece birer oyuncak gibi gördü? Batı, Çin ve Japonya gibi ülkelere saat üzerinden nasıl meydan okudu? 2000 yılında kaybettiğimiz İtalyan tarihçi Carlo M. Cipolla’nın Zaman Makineleri, teknolojik gelişmeyle kültürün ve toplum
Sarah J. Maas’ın milyonlarca okura ve sayısız ödüle ulaşan, benzersiz evreni Dikenler ve Güller Sarayı serisi, Feyre’nin ateşli kız kardeşi Nesta’nın yolculuğuyla devam ediyor. Nesta Archeron her zaman kibirli, çabuk öfkelenen ve yavaş affeden biriydi. Yine de Kazan’a girmeye zorlandığından ve kendi isteği dışında Ulu Peri olduğundan beri, içinde yaşadığı garip dünyada kendine bir yer bulmak için mücadele ediyor. Daha da kötüsü savaşın dehşetini ve içinde kaybettiklerini unutamıyor. Aslında onun öfkesini en
Tükendi
Her biri kendi hayatlarını kendi bildikleri gibi yaşamaya kararlı March kardeşlerin hikâyesi, Küçük Kadınlar’ın devamı olan ve üç yıl sonrasına odaklanan bu kitapla devam ediyor. Düğün hazırlıkları yapan Meg, edebî kariyerine adım atan Jo, eski sağlıklı günlerine dönmek için çabalayan Beth ve halasının peşinde dünyayı gezmeye hevesli Amy. Fakat kızlar ve hayalleri arasındaki birtakım engeller, onları tahminlerinin de ötesinde hayal kırıklıklarıyla yüzleştirir. İyi Eşler 1868’de, Küçük Kadınlar’dan iki yı
Nostaljik tınısıyla geçmişle şimdinin bağını kuran, yıkılan köprüleri onarıp çocukluğun saf ve içten alanını gezintiye çıkan öyküler… Çocuksu coşkuların, dikiş tutmayan ne varsa bir bir onarmanın kitabı! Yaşamımızın sayfalarını çevirirken çocukluğumuza dair olanları koparıp bir kenara koyarız. O sayfalara yeniden bakmak uzun süre aklımıza gelmez. Oysa çocukluğumuz, bizi biz yapan anlar bütünüdür aslında. Biz ne kadar geçmişte kaldığını düşünsek de hiç beklemediğimiz bir anda çıkan rüzgâr tüm sayfaları savur
Tükendi
Hep kendi yaralarımdan baktım dünyaya, bu yüzden kırık bir pencere gibi yer etti yüreğimde; kendi omzunu öpen kadınlar gördüm, kendi yaralarını saran insanlar, kendi başını okşayan çocuklar… Dünya bu yüzden kırık bir pencereden bakıyormuşum gibi göründü gözüme; her şey yarım bırakılmış, görüntüler birkaç kare eksikmiş gibi. Kupkuru toprağa yağmur yağdığında nefesimi kesen o toprak kokusunu alamıyorum artık. Her şey kendisi olmayı unutmuş; çünkü dünya giderek eksiliyor.
Tükendi
Okulda öğretmenlerim neden hep o kadını çizdiğimi soruyorlardı;kanatlı, uzun saçlı, karnı şişkin kadını. “Bu bir cadı mı?”Başımı iki yana sallıyor ve herhangi bir şey anlatmayı reddediyordum. Onu hiçbir zaman arkadaşlarımla paylaşmadım, ismini oyunlarımızda kullanmadım. Onu içimde, gözlerimin kenarında, sürekli görebileceğim bir yerde tuttum. Lucy ve Jake, güneşin bir alev topu gibi yükselip tüm gün etrafı kavurduğu bir coğrafyada, geniş ve sıcak bir tarlanın yanındaki evde yaşamaktadır. Çocuklarına b
Beni tanıyorsunuz. Kimi için bir avcı kimi için bir melezdim. Ama şimdi ölülerin denize aktığı, yaşayanların ruhlarının ise hayalet gibi dolandığı o yerdeyim, cehennemdeyim. Doğduğumdan beri öldürmek için eğitildiğim halkın karanlık tahtında oturuyorum şimdi. Uzaklarda eski tozlanmış bir anı kızıl gözlerimde titreşiyor bazen, yakışıklı bir adamın güzel yüzü. Sonra anı bozuluyor ve binbir parçaya ayrılıyor yeniden. O adamın bir adı var diyor zihnim. Ve sen o adama âşıksın. Milyarlarca parıltın
Meraklılarının sabırsızlıkla beklediği, Çağatay Yaşmut'un kahramanı Başkomiser Galip; dört romandan sonra şimdi de birbirinden heyecanlı ve sürükleyici, yepyeni maceralarının olduğu yedi hikâye ile okurlarıyla buluşuyor.
Tükendi
Dünya edebiyatının başyapıtları İletişim Klasikleri dizisinde! İletişim Yayınları, Murat Belge yönetiminde edebiyat klasikleri yayımlamaya devam ediyor. İletişim Klasikleri dizisinden çıkan kitaplar, edebiyata karşı sorumluluğu okuma zevkiyle buluşturan bir anlayışla hazırlanıyor. Eserler orijinal dillerinden ve tam metin çevirileriyle yayıma hazırlanırken, ana metne eşlik eden ve yetkin isimlerin yazdığı önsöz ve sonsözlere yer veriliyor. Ayrıca her kitabın başında, yazarın hayatına ve yaşadığı döneme ışık
Tükendi
Siyasal iktidar değişimiyle birlikte yargı kararları kısa sürede nasıl değişebiliyor? Binlerce hâkim, siyasal iktidarın günlük politik tavırları doğrultusunda kısa aralıklarla değişen ve birbirini çürüten kararları nasıl verebiliyor? Bağımsız ve tarafsız olduğu dillerden düşmeyen yargının kolaylıkla manipüle edilebilmesi ne şekilde gerçekleşiyor? Hâkimlerin ve savcıların iktidarın arzusu doğrultusunda sevk ve idaresi nasıl mümkün oluyor? Günümüzde Hâkimler Savcılar Kurulu, yargı üstündeki mutlak güç pozisyo
Tükendi
Deniz Kenarında göç deneyiminin yol açtığı kimlik karmaşası, aidiyet sorunu ve kültürel etkileşim üzerine sarsıcı bir roman. Ülkesinden sahte bir pasaportla kaçıp İngiltere’ye sığınma talebinde bulunan Salih Ömer’in eski hayatıyla yeni hayatı arasındaki eşikte bir pasaport memuru durmaktadır. Bir mülteci olarak ayak bastığı yeni ülkede İngilizce bildiğini saklayarak görünmez olmayı seçen ve bir tür pasif direniş sergileyen Salih Ömer zamanla hikâyesini çevresindeki insanlara anlatmayı öğrenir. İngiltere’de
Tükendi
Tayfun Pirselimoğlu Kadastrocu’da tuhaf bir rüzgârın -yoksa kaderin mi demeli?- önünde sürüklenen Cemal Kara’nın hikâyesini anlatıyor. Cemal Kara’nın macerasını uğursuz kasabaların uğultulu, soğuk sokaklarında, asık suratlı devlet dairelerinde, sefil mi sefil pavyonlarda, rutubet kokulu otel odalarında takip ederken, kendimizi bir sürü acayip şahsiyetle birlikte, gizemlerle sarmalanmış bir kadının ve de bir gergedanın dahil olduğu tehlikeli bir karnavalın tam ortasında buluyoruz.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 700-720 / Aktif Sayfa : 36