Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 459 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Elinizdeki çalışma, George Herbert Mead'in 1927-28 yıllarında Chicago Üniversitesinde verdiği "sosyal psikoloji" derslerine dayanmaktadır. Bu ders notları Mead'in ölümüne müteakip bir araya getirilmiş ve ilk defa 1934 yılında yine aynı başlıkla yayınlanmıştır. Zihin, Benlik ve Toplum o günden bu yana sosyal bilimler ve felsefe alanın tartışmasız en büyük klasiklerinden biri olarak kabul edilmiştir. Felsefi açıdan pragmatist gelenek içinde konumlanan Mead, ilk olarak, eylem açısından zihne atfedilen birtakım
Mutsuz, sorunlu, yürütülemeyen evliliklerin vardığı nokta: Boşanma. Ancak Türkiye toplumunda boşanmaya, özellikle de boşanan kadına pek sıcak bakılmadığı da aşikâr. "Babalık" kurumunun ve "erkeklik" hallerinin adeta soluk aldırmayan bunaltıcılığı, toplumsal baskılar ve çevrenin boşanan kadını daima şüpheyle, yaftalayarak ya da kendi ayakları üzerinde duramayacağı düşüncesiyle acıyarak değerlendirmesi bunun nedenlerinden. M. Esra Yıldırım, Türkiye'nin çeşitli illerinden kadınlarla yaptığı bire bir görüşmele
Tükendi
Sosyolojik düşünce anlamında sosyolojinin kurucu kuşağından Marx ile Weber'in yanı sıra, derslerine katılarak öğrencisi olduğu Simmel ve Lukacs'tan, ayrıca Dilthey ile Freud'dan etkilendiği söylenen Karl Mannheim Türkiye'de yalnızca İdeoloji ve Ütopya başlıklı kitabı ile tanınıyor. Şimdi bu kitap ile Mannheim literatürüne önemli bir katkı sunulmuş oluyor. Elinizdeki çalışma, Mannheim'ın Kültür Sosyolojisi alanındaki üç makalesinin bir araya getirilmiş halidir. Kitabı bir anlamda İdeoloji ve Ütopya'nın deva
Tükendi
Anthony Elliott bu kapsamlı, biçem sahibi ve rahat okunur çalışmasında sosyal teori bağlamındaki belli başlı gelenekler ile en yakın tarihli gelişmeleri inceliyor. Adorno, Marcuse, Foucault, Lacan, Derrida, Giddens, Bourdieu, Kristeva, Habermas, Butler, Žižek, Castels, Beck, Bauman, Chodorow, Agamben ve DeLanda gibi büyük etki yaratmış sosyal teorisyenlerin düşüncelerini Frankfurt Okulu'ndan küreselleşmeye, feminizmden ağ toplumuna, yapısalcılıktan postmodernizme, elektronik ekonomisinden iklim değişikliğin
Tükendi
Bu kitap görsel kültür alanında sosyolojik muhayyileye dair özgün bir çalışmadır. Kitapta tablolar, imgeler ve adalara ilişkin olarak görme veya görmeme hakkında yaptığımız tercihlerin düşünümsel boyutları incelenmiştir. Bourdieu, Goffman ve Simmel'in sosyolojideki düşünümselliğin keşfedilmemiş teolojik yönlerine temel oluşturan düşünceleri tartışılmıştır. Sosyoloji, düşünümsellik açısından radikal çıkarımları olan teolojik bir yöne doğru beklenmedik şekilde kaymıştır. Bu doğrultuda, bu çalışmada düşünümse
Tükendi
"Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değer bir hayat değildir" der, Sokrates. Hayatın sorgulanması, hayatın ontolojik olarak sorgulanması şeklinde anlaşılabileceği gibi sıradanlaşmış ve tek-tipleşmiş hayatın sorgulanması şeklinde de anlaşılabilir. Hayatın ontolojik olarak sorgulanması felsefi zeminde yüzyıllardır tartışılmış ve tartışılmaya da devam edilmektedir. Yüzeysel bir gözlemle gündelik hayat söylendiği gibi basit sıradan ve hatta çoğu zaman anlamsızmış gibi görünen davranışların sergilendiği bir alan olar
Tükendi
Bu kitabı, toplumsalhafızamızdadepreminkalıcıbiryeretmesinekatkıdabulunmakiçinyazıyorum. Depremikorkunçkılanınyerinsarsılmasındançok, bilgisiz, hazırlıksız, örgütsüzveyanlışşekillerdekurduğumuzmekânlarımızveyaşamlarımızolduğununaltınıçizmekiçinyazıyorum. Hertüreşitsizliğinhertür "sarsıntıyı" derinleştirdiğinigöstermekistiyorum. Olumsuzluklardan, sorumluluğuüstlenmeyen hem toplumun hem de devletinsorumluolduğunaişaretetmekistiyorum. Toplumladevletibirliktesorumlueyleyiciler (aktörler) olarakişaretlerkena
Tükendi
İlkel kabilelerle ilk karşılaşmalardan başlayarak ilerleyen bir beden pratiğinin hikayesi. Dahil olduğu her kültürde, çok farklı amaçlarla kullanılabilecek bicimde kendine geniş bir alan açmış bedensel bir deneyim. Bir beden modifikasyonu olarak dövme, yalnızca estetik açısından değerlendirilemeyecek kadar geniş bir anlam yelpazesine sahip bir fenomen olarak karşımızda durmaktadır. Elinizdeki kitap, dövmeyi tarihsel perspektifinden de koparmadan, dövmenin bugünkü anaakım tüketim örüntüleri içindeki sosyolo
Tükendi
İnsanlar niçin bir cemaatin parçası olmak ister? Zygmunt Bauman bu soruya "hiçbir zaman tam olarak elde edemeyecekleri güvenceye ulaşabilmek için" yanıtını veriyor. Yazara göre cemaat şiddetli yağmurda altına sığındığımız bir saçağa, dondurucu soğukta içinden çıkmak istemediğimiz şömineli bir odaya benzer. Dışında olduğumuz zaman hemen ona sığınmak ister, sığınınca tüm sorunlarımızın çözüleceğini düşünürüz. Ama sığındıktan sonra, bu sığınmanın bir bedeli olduğunu görürüz. Özgürlüğümüzü yitirir, içeridekil
Tükendi
Türkiye'de İslamcılık üzerine hayli yazıldı, tartışıldı ve önemli bir külliyat dikkatlere sunuldu. Elbette bir konu üzerine bunca tartışmanın yapıldığı bir ortamda birçok sabitenin oluşması da kaçınılmazdır. Sabitelerin çoğaldığı bir ortamda yeni şeyler söylemek zorlaşır ve kimi zaman yeni şeyler söylemek bazı riskleri de beraberinde getirir.  Elinizdeki kitap Türkiye'de 1970'lerde başlayarak günümüze kadar gelen süreçte "İslami kimlik"le ilgili tamamen yeni şeyler söyleme iddiasında d
Tükendi
İnsan var olduğu için haklara sahiptir. Bu ifade, İslâm ve Batı medeniyetleri, hatta dünyadaki bütün evrensel medeniyetler, kültürler ve dinler arasında ortak bir zemin olarak kabul edilebilir. Recep Şentürk'ün bu çalışması, İslâm ve Batı toplumlarının "insan hakları" söylemlerini üretirken nasıl bir yol izlediklerini göstermeye çalışmaktadır. İnsan hakları söylemini evrensel veya yerel ölçekte ele alan iki zihin farklılığını ortaya koyan yazar, İslâmda evrenselci yaklaşımı temsil eden Ebu Hanife ve ekolünü
Tükendi
Sosyoloji, "amatörü" veya "heveslisi" çok olan bir sosyal bilim alanı... Herkes, "toplum" hakkında bir şeyler söylemeye kendini ehil hissedebilir. Sosyolojinin yaşayan en önemli kuramcılarından Peter Berger, bu kitabında sosyoloji "amatörlerinin" hevesini kırmıyor – tam tersine. Kitap, başlığıyla bile, herkesi sosyolojiye, sosyoloji üzerine düşünmeye, sosyolojiyle ilgilenmeye davet ediyor. Berger, onu "hümanist bir disiplin" olarak adlandırmakla, sosyolojinin insana dair bütün ilgilerle, bütün meraklarla il
Tükendi
Osmanlı'dan Cumhuriyete geçerken sosyal düşünce nasıl bir seyir takip etti? Klasik dönemle Tanzimat sonrası sosyal düşünce anlayışlarının karakteristik unsurları ve bunlar arasındaki temel farklılık nedir? Elinizdeki çalışma, şimdiye kadar düşünce tarihi metodu ile incelenen dönemi, 'düşünce sosyolojisi' adını verdiği yeni bir yöntemle tahlil etmek iddiasındadır. Klasik Osmanlı sosyal düşüncesinin temel unsuru olarak Fıkıh ilmini temel alan ve bu büyük ilim ve düşünce sahasının etrafındaki tartışmalara odak
Tükendi
Din olgusu modern toplumlarda yavaş yavaş ortadan kalkacak mı? Bilimin gelişmesiyle insanlar dine artık ihtiyaç duymayacaklar mı? Bu sorulara 19. yüzyılda Comte ile Durkheim gibi sosyologlar olumlu cevap veriyor, dini ilkel toplumların ihtiyaç duyduğu bir kurum olarak görüyorlardı. Fakat 20. yüzyılda durum hiç de beklendiği gibi olmadı; bilimsel ve teknolojik gelişmelerin dünyayı ekolojik felaketlerin eşiğine getirmesi, insanlık tarihinin en büyük savaş ve zulümlerinin bu asırda gerçekleşmesi, aydınlanmanın
Gary Snyder (1930 - ...): Amerikalı şair, yazar, ekolojist, Zen ustası, cevval dağ yürüyüşçüsü, Kızılderili antropologu, gezgin, çevirmen, denizci, yangın gözcüsü, tomrukçu, Pound-Jeffers-Rexroth'un mirasçısı arı duru bir ses. Gary Snyder 1950'lerde San Fransisko Rönesansı şairlerinden biriydi, Beat Kuşağı şairlerinin yakın arkadaşı ve Kerouac'un Zen Kaçıkları'nın ana kahramanlarından biri olsa da kendini hiçbir zaman bir "beatnik" olarak görmedi. Reed College'te antropoloji ve Berkeley Üniversitesi'nde doğ
Tükendi
İnsanın ve eşyanın sürekli bir değişim içerisinde oluşu, kültür tanımını ifade etmesi bakımından isabetli olmasına rağmen; öğretici konumdaki insanın belirleyicilik yanı, değişime yön verir. Güç, insanın elde etmek istediği nihai telostur. Tarihi süreç içerisinde insan, eşyayı ve insanı şekillendirerek, kendi emellerine araç olarak gördü. Diğer insanları etkileyebildiği ölçüde taraftar toplayarak güce ulaştı. Sınanması mümkün olmayan mitolojiler, anlatılarıyla insanları büyüleyip fetişine alırken, kavramlar
Tükendi
Toplumu bir cevap olarak kullanmayı seviyoruz. Ama bu kavramı gerçekten tanıyor, tanımlayabiliyor muyuz? Elinizdeki kitabın çıkış noktası oldukça basit, bir o kadar da şaşırtıcı: Çağdaş sosyolojide, toplum kavramının konumu ve içeriğine yönelik bir fikir birliği mevcut değil. Öyle ki toplum, başat kuramsal pozisyonunu neredeyse kaybetmiş durumda. Bu kavramı tarihsel ve eleştirel bir seyir üzerinde takip eden Derek Sayer ve David Frisby, ‘toplum bilimlerini' yeniden ‘toplum' ekseninde tartışmanın önemine vur
Tükendi
Yusuf Akçura, 1913'te Suriye ve Filistin'i gezdikten sonra Hicaz'a giderek hacı olmuştur. Akçura'nın 1913'te çıktığı Hicaz yolculuğundan Orenburg'daki Vakit gazetesine gönderdiği mektuplar, Nisan ve Ekim ayları arasındaki çeşitli sayılarda neşredilmiştir. Türk fikir hayatının önde gelen şahsiyetlerinden Yusuf Akçura'nın Kazan Muhbiri, Ahbar, Vakit, Tercüman gazetelerinde ve Şura dergisinde çok sayıda makalesi neşredilmiş, ancak bu dergi ve gazetelerin nüshaları Türkiye'deki kütüphanelerde bulunmadığından, A
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 459 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9