Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 459 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10
"Kişi gördüğü, hissettiği ve öğrendiği şeyin uyandırdığı duygularla hareket ettiğinde kendini hep başka bir yere, başka bir sahneye ya da merkezinde olmadığı bir toplumsal dünyaya savrulmuş halde bulur. Mülksüzleşmenin bu türünü eyleme ve direnişe, ötekilerle birlikte görünür hale gelerek adaletsizliğe son verilmesini talep etmeye yol açan bir duyarlılık biçimi olarak değerlendiriyoruz. Adaletsizliğin aldığı bir biçim de halkların, örneğin zorunlu göç, işsizlik, evsizlik, işgal ve fetih vasıtasıyla sistemat
Bir Türkiye hayaliniz var mı?  Çocuklarınız için kurduğunuz Türkiye hayali nedir?  Selçuk Şirin, elinizdeki kitapta bilimsel verilerden yola çıkarak eğitimden kalkınmaya, girişimcilikten kodlamaya, çocuk yetiştirmeden obeziteye uzanan geniş bir alanda yeni bir geleceğin kapılarını aralıyor. Gidişat sizi karamsarlığa itiyorsa bu kitap size iyi gelecek. Şimdi, başka bir Türkiye hayali kurmanın tam zamanı. "Düşünde bile göremez işler, düşlerin gördüğü işleri" demiş Can Yücel. Ustanın dizesini verilerle Türkiy
Tükendi
Weber metodolojisinin önemli bir yönü toplum içinde grupların belirleyici rolü ile ilgili fikirleridir. Marks için "sınıf", toplum analizinin esas miyarıdır. "Sınıf" topluluğun "şekli"ni verir. Weber'de ise "sınıf" topluluk içinde belirebilecek birkaç grup tipinin yalnız biridir. Weber'e göre sınıf "pazar şansları"na göre kümeleşen bir gruptur. Fakat bunun yanında siyasî güce sahip olmanın kümeleştirdiği gruplar vardır. Bunların küme esası "statü"dür. Osmanlı topluluğu için "statü" çok önemli bir rol oynar.
Tükendi
Türkiye'den Küba'ya herhalde imrenerek bakılabilir. Elbette bu küçük ve Türkiye'ye göre oldukça fakir sayılabilecek ülkeye Türkiye'den imrenerek bakılabileceğini söylemek biraz çelişkili görülebilir. Ancak gerçek şu ki, Türkiye onca zenginliğine rağmen halkını genel olarak ortalama bir refah düzeyinde yaşatamamasına karşın Küba tüm yoksulluğuna, kapitalist dünyanın kendisine karşı duyduğu nefrete ve bu nefretin doğurduğu ekonomik ambargolara ve ideolojik bombardımana rağmen devrimden bu yana halkının refah
Tükendi
Risk kavramı 1990'lı yılların başlarından bu yana hem toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik hem de bireysel yaşamların merkezi temalarından biri haline gelmiş bulunuyor. Riskler göz önüne alındığında içinde yaşadığımız çağı kaygı ve korkuların yaygınlaştığı bir çağ olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. Riskler genellikle kaygı, korku ve hatta kaotik durumlar olarak kendini göstermektedir. Tükettiğimiz gıdalardan içeceklere, ilaçlardan çocuk oyuncaklarına, cep telefonlarından bilgisayarlara kadar pek ço
Tükendi
Avrasya, yüzyıllar boyunca üzerinde barındırdığı büyük halklar ve devletler arasındaki güç mücadeleleriyle, dünya siyasalarının yönelimini belirleyen temel coğrafya olmuştur. 1990'ların başlarında Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve SSCB'nin dağılması, Avrasya'yı yeni bir konjonktürle dünya gündemine getirmiştir. Avrasya üzerinde bağımsızlığını kazanan yeni devletlerin ortaya çıkması ve bu geniş coğrafyanın pek çok tehdidin yanı sıra, kaçırılmayacak fırsatlar sunması, küresel ve bölgesel güç kazanma peşinde koşan
Tükendi
Tanıtım Yazısı "Din sosyolojisi konusundaki çalışmalar, gerek Türkiye gerekse dünyanın farklı ülkelerinde İslam sosyolojisi gibi tartışmalar ve farklı açılımlarla kendisini göstermiştir. "İslam sosyolojisi" ise, esasında Batı modernitesi ve en başta Batılı sosyoloji ve bilim anlayışına bir itirazı temsil etmektedir. Fakat bu analizler, farklı önerilerle birlikte özelde Batılı sosyolojinin kriz noktalarının, hem Batı içinde hem de İslam dünyasında giderek daha detaylı tartışılmasını sağlamıştır. Elinizdeki
Kitap Tanıtım Yazısı: Hayatımızın sorularla başladığı bir realitedir. İlk soru: "Adını ne koydunuz?" Son soru: "Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?" Hayatta karşılaştığımız en önemli sorular: Baraj sorusu diyebileceğimiz; "Niçin yaratıldım? Bu dünyadaki gerçek vazifem nedir? Nereden geldim ve nereye gideceğim?" gibi sorulardır. Bu sorulara akıl ve kalbi ikna edici cevap verebilenler baraj sınavını geçmiş, mutluluğa giden bir yola girmiş sayılırlar. Elinizdeki kitapta aklı kurcalayan bu sorular, soru-cevap şekli
Tükendi
Amacımız, bilgisayar ve bilgisayar teknolojilerinin nimetlerinden yararlanırken, halkımıza bu teknolojinin zararlı yanlarından korunmaya ve ruhsal/bedensel sağlığı muhafaza etmeye ilişkin yöntemler sunmaktır. Başta çocuklar olmak üzere, gençlerin ve yetişkinlerin çoğunlukla teknolojinin kullanım alanlarında yaşadığı gerçeğini göz önünde tutarsak, teknolojiyi sağlıklı ve doğru kullanmaya yönelik böyle bir kitabın hazırlanmasının önemi de anlaşılmış olacaktır.
Döllenme anında basit bir mekanizmaya bağlı olarak belirlenen cinsiyet, toplumsallaşma sürecinde insan denen "toplumsal hayvan"ın başına bela olmuştur. Tarihsel süreç içinde iki cins arasında, dişinin doğurganlığına bağlı olarak gelişen işbölümü, kadın ile erkeğe toplumsal yaşam, kültür, psikoloji vb. alanlarda da tamamen ayrı roller biçti. Kural olarak biyolojik cinseyetle örtüşmesine -daha doğrusu ona tekabül etmesine- rağmen ondan ayrı bir kavram olan "toplumsal cinayet" işte bu tarihsel sürecin ürünüdür
Tükendi
İş güvenliği uzmanı ve maden mühendisi olan yazar,soma ve Aladağ yangını gibi tüm ülkeyi derinden etkileyen olayların kazazedelerinden kazaların nasıl gerçekleştiğine tanık olurken iş kazalarının önlenmesine farklı bir bakış açısı getiriyor. Bu kitapla ülkemizdeki iş güvenliğine olan algıyı değiştirme hedeflenmiştir
Hayranlıkla izlediğimiz Hollywood filmleri Amerikan sinema sektörünün masum birer çalışması mı, yoksa planlıbir projenin parçası mı? Yapılacak siyasi ve ekonomik operasyonlara filmler aracılığıyla nasıl zemin hazırlanıyor? Bilinçaltı mesajlar nasıl veriliyor? Devasa bütçeli filmlerin arkasındaki güç "Amerikan derin devleti" mi? "Matrix", "Terminatör", "Tomb Raider", "Existenz", "Beşinci Element", "12 Maymun", "Star Trek" ve daha onlarca filmin tek tek analizleri ve bilinçaltı operasyonları. Ne mesaj vermek
Elinizdeki kitap, piyasa sisteminin "Refah Devleti" diye adlandırılan bir dönemini, yoksulluk ve dışlanma sorunları bakımından çözümleyen ve değerlendiren bir eser. Yoksulluk ve insan haklarıyla ilgili tartışmalarda piyasa sisteminin sürekli göz ardı edilen bu yapısını görebilmek için, dayatılan insan hakları anlayışlarının ötesinde, "insan nedir ve neden hakları vardır?", "bu hakların korunmasının gereklilikleri ve yolları nelerdir?" sorularının yanıtını verebilecek, mevcut insan hakları anlayışının dışınd
Tükendi
Ömrü yarım asrı geçen gazete sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kesintisiz yayın yapan bu gazeteler arasında Hürriyet gazetesi ise basın tarihi içindeki tartışmalar açısından bakıldığında belirleyici bir yere sahiptir. Elinizdeki doktora çalışmasında Hürriyet'e dair detaylar üzerinde durulmuş ve uzun soluklu bir tarihi süreç irdelenerek Hürriyet'e dair içerik 2010-2012 yılları arasında incelenmiştir. 1 Mayıs 1948 - 20 Haziran 2012 tarihleri arasında yaklaşık 66 yılı kapsayan bu tez çalışması hiç kuşkusuz
Tükendi
John Stuart Mill'in, "bir cinsiyetin diğerine olan bağımlılığı" üzerine, eşi Harriet Taylor Mill ile birlikte geliştirdiği düşüncelerin bir ürünü olan ve eşinin ölümünden sonra kızı Helen Taylor'ın desteğiyle tamamladığı Kadınların Köleleştirilmesi (The Subjection of Women) (1869), yayımlandığı tarihsel bağlam içinde, Avrupa'nın geleneksel siyasi, hukuki, ekonomik ve ahlaki sistemi için hakaret dolu bir saldırı olarak görülmesine yol açacak kadar radikal savlara sahipti. Yine de, XXI. yüzyılın dünyası açısı
Sekülerleşme, Türkiye'de düşüncenin ve siyasetin tartışma konularından birisi olageldi. Bu kadar çok tartışılmasının en temel sebebi kavramın bir belirsizlik ya da kafa karışıklığı üzerinden değerlendirilmesi olabilir. Sekülerleşme aydınlarımız tarafından modernleşme, çağdaşlaşma ile eş anlamlı değerlendirilmekle birlikte siyasal angajmanların sertleştiği dönemlerde bir paket program diyebileceğimiz Kemalizmin ana rengi olarak görüldü. Tüm bu tartışmalar sekülerleşmenin din ile teması üzerinden şekillendi.
Tükendi
Bu kitap, "Sosyoloji bir bilim ise, neden bilimin çoğu ilkesi sosyolojiye uygun değil?" sorusuna cevap arayışın bir ürünü olarak varlık buldu. Soru, pozitivizmden başka bir bilim modelinin olmadığı, hatta düşünülemeyeceği bir dönemde sorulmuştu. Zaman içinde sorunun sosyolojik gerçeklikte değil de pozitivist bilim anlayışında olduğunu bulmak, her şeye değerdi. Ancak pozitivizmin sosyal bilimlere, özellikle teori ve yöntem konusunda, bilimsel düşünme disiplini kazandırdığı gerçeğini de görmezden gelemeyiz.
Tükendi
"O hâlde insanlar ve onların anları değil, anlar ve o anların insanları vardır." Erving Goffman, 1967 yılında yayımlanan ve kariyerinde önemli bir dönemeç oluşturacak olan Etkileşim Ritüelleri adlı başyapıtında şöyle yazıyor: "Bu çalışma, doğal ortamlardaki yüz yüze etkileşime, yani başkalarıyla bir arada olduğumuz esnada ve bu vesileyle meydana gelen olaylara dair bir incelemedir. Ele aldığı temel davranışlar, insanların farklı durumlarda isteyerek ya da istemeyerek sürekli başvurdu- ğu bakışlar, jest ve m
Tükendi
Tıpkı futbol sadece futbol değildir demek gibi, ölüm de sadece ölüm değildir. Ölüm inançlara göre farklılık göstermekle birlikte zıtlık içeren bir kavram. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir şaşkınlık anıdır belki de. Gidenlerin dönmediğini hesaba kattığımızda çok da bir şey söyleyemiyor insan. Ölüm kültürdür, ölüm toplumdur, herkesin eşit olduğu, doğumdan sonraki tek andır. Bu kitap, ölüme dair her şeyin içine saklandığı bir pandora kutusu (Hasan Öztürk) Sosyoloji de yeni bir başlangıç için Ölüm Sosyoloji
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 459 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10