Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 171 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
"Hatıralarımı yazmayı hiç düşünmüyordum. Fakat sevgili dostlarımın devamlı ısrârı, elinizdeki kitabın yazılmasına sebep oldu. Yazılarıma başlangıç olarak ellerini öperek hizmetine soyunduğum İstanbul Fetih Cemiyeti'ndeki günlerimden başlamalıyım, diye düşünürken dostlarım gene araya girdi. Hayır, biz seni de tanımak istiyoruz, dediler. Onları kıramadım, lâkin kendim için söyleyecek pek bir sözüm yoktu." "Sâmiha Ayverdi hakkında araştırma yapan edebiyatçılar, eserlerinin 1908'den sonra gelişen Türk edebiyât
Tükendi
Kültür Köprüsü, bize sâdece geçmişte yaşamış, geçmişin sisleri arasında kalmış kişileri, edebî şahsiyetleri, olayları değil; o şahsiyetleri, onların eserlerini günümüze taşıyan; geçmiş yıllarda kalmış güzellikleri, bizim olan, bize âit, bizi anlatan değerleri bir hazîne arayıcısı titizliği ile bulup çıkaran, mânâlandıran; günümüze taşıyıp yaşadığımız sıkıntıları, buhranları onlarla gidermeye çalışan, millî varlığın akışındaki bozulmaları, sapmaları giderme gayreti içinde olan, geçmişi gün, günü geçmişle yaş
Banarlı´nın Yahyâ Kemâl´den kazandığı "Türk Müslümanlığı" anlayışını ifade eden makaleleri, "İman ve Tassub", "Din Terbiyesi ve San´at", "Yasama Üslûbumuz", "İnkâr Hastaligi" ve "Uyanmaya Dâir" adlı bölümlerde toplanmıştır.
Elinizdeki bu kitap, bilgi hazînelerinden birkaç pırlantayı sînesinde barındırıyor. Okuyucuyu; yıldızları konuşturan âlimle, kafasının içi, müdürlüğünü yaptığı kütüphâne kadar zengin olan hoca efendiyle, ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilginiyle, Kahvelerde ders veren ünlü târihçiyle, Osmanlı arşivi belgelerini Bulgarların elinden kurtarmak için Çırpınan, akmayan çeşmeleri görünce gözyaşı akıtan muallimle Fransız işgal komutanını kütüphânesinden kovan Hâfız-ı Kütüple, Kitapların v
Tükendi
İbnülemin Mahmud Kemal İnal, yakın târihimizin en önemli kalem ve kelâm erbâbından biridir. Özellikle biyografi yazarı olarak sâdece ülkemizde değil, yurt dışında da büyük bir şöhret kazanmıştır. İbnülemin'in portre çizmekteki ustalığını yakından bilen bir Batılı bilgin, kendisinden "mezarlıklara hayat veren veya ölüleri dirilten adam" diye söz etmektedir. İbnülemin, târihe mâlolmuş şahsiyetleri, anlatırken sâdece kuru bilgiler vermekle, fizikî portreler çizmekle yetinmez, onların ahlâk ve karakterlerini de
Tükendi
Yazarın çocukluk hâtıralarını topladığı bu kitapta 31 Mart Vak´asından Balkan Harbi´ne kadar birçok târihî olay, âile büyükleri, akrabalar ve eski İstanbul manzaraları ile birlikte akıcı bir uslupla âdeta bir masal gibi anlatılır.
bizi hiç de şaşırtmayan bir heyecan Safiye Erolun hikâyeleri İlk kez Kubbealtından Selim İlerinin takdim yazısıyla Handanın yüzünden med ve cezir hâlinde kızıl heyecan dalgaları geçiyordu. Parmaklarının ucu titredi ve sigaranın uzamış külü mermer masanın üzerine serpildi
Osmanlı Türkçesine yeni başlayanlar için İpek Dağlıoğlu tarafından hazırlanan bu kitap Prof. Dr. Hayati Develi'nin sunuş yazısıyla tavsiye edilmektedir. Eski ve yeni harflerin karşılıklı sayfalara yerleştirilmesiyle öğrencilere alıştırma yapma imkanı sağlanmış; içerik oluşturulurken ise okuyucunun kelime bilgisini arttıracak ve medeniyetimizin inceliklerini gözler önüne serecek mahiyette metinler tercih edilmiştir. Son dönem Osmanlı imlasının esas alındığı bu kitapta temel kaynak olarak İlhan Ayverdi'nin
Bu kitap, Türk Tezyînî Sanatlarında Motifler´in devamı olarak hazırlanmış ve tezyînî sanatlar, klasik motif ve desen çizimi bakımından tamamlanmıştır. Böylece motiflerden sonra bunların klasik desen çiziminde kullanılışı, 1957´de başlayan çalışma ve araştırmanın sonucu olarak, çizimler ve belgesel resimler eşliğinde sunulmaktadır.
Tükendi
Düşünmeyenlerin büyük soruları olmaz; amma düşünen her insan, er ya da geç, bir gün sorar: Ben neyim; nereden geldim, nereye gideceğim? Başsız ve sonsuz olan bu âlem neden var oldu ve ben niçin yaratıldım? Bu soruların cevabını bulanlar mesuddur, huzurludur, onlar için herşey yerli yerindedir. Fakat hayâtın akıp giden seli içinde, bir lâhza durup düşünen ve hilkatin derin sırlarını çözebilen, açmazlarına çâre, derdine devâ bulan kaç bahtlı vardır? İşte, en son ve en yüce dini tasavvuf neşvesiyle şahsında te
Hat sanatının her çeşidinde sanatını büyük bir titizlikle ve ustalıkla icrâ etmiş olan Halim Özyazıcı, son dönem hattatlarımız arasında önemli bir yere sahiptir. Tashih gerektirmeyecek şekilde kolaylıkla ve süratle yazması onun en bâriz özelliğidir. Bir çok celî levha, sülüs, nesih, murakka' ve meşk kıtaları yazmış, hat sanatının yeni nesillere öğretilmesi, sevdirilmesi ve canlı tutulmasında müstesnâ bir mevki tutmuştur. Yayınladığımız bu eserde Halim Efendi'nin nesih, sülüs-nesih, rik'a, dîvânî, celî dîvân
Ömrümün Bereketi ile Nazif Bey'in Yıldız Saat Kulesi'ndeki Kitâbesi'nden, Washington Âbidesi'ndeki Osmanlı Kitâbesine; Kubâ Mescidi'nden, Özbekler Dergâhına; Neyzen Emin Efendi'nin Celî Sülüs İstiflerinden, Rikkat Kunt'un Tezhibiyle Süslü Hilye-i Şeriflere; Sâmi Efendinin Diş Kirâsı'ndan, Hakkı Bey'in 'Dilenci' Tablosuna; Mehmed Âkif'in Son Günlerinden, İbnülemin Mahmud Kemal Bey'in Jübilesine; Ayverdi'nin Fetih Cemiyeti'nden, Düzgünman'ın Attâr Dükkanına... Uğur Derman'ın 50 Yıllık Hazînesini Keşfe Başla
Osmanlı mimarlık kültürünün yaşatılması ve korunması için restoratör, koleksiyoner ve mimarlık tarihçisi olarak kalıcı eserler bırakan Yüksek Mimar Mühendis Ekrem Hakkı Ayverdi, vefatının otuzuncu senesi olması münasebetiyle 2014 yılında bir dizi etkinlikle anıldı. Bu etkinlikler kapsamında, Ekrem Hakkı Bey'in 1920 senesinde mezun olduğu Mühendis Mektebi'nin (bugün İTÜ) Taşkışla yerleşkesinde, 23-24 Ekim 2014 tarihlerinde Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı ile İstanbul Teknik Üniversitesi'nin destek
Tükendi
"Ağustos 1987'de Tübitak Marmara Araştırma Merkezi'ne Tübitak Başkanı danışmanı olarak atanmış bulunuyordum. Hocam Ord. Prof. Dr. Cahit Arf beyin de, Merkez'de, Temel Bilimler Enstitüsü'nde bulunduğunu öğrenince kendisine hörmet ve muhabbetlerimi arz etmek üzere telefonla bir randevu taleb ettim. Beni Enstitü'deki dostları ve talebeleriyle bir sohbet toplantısı yapmaktayken kabul etti. Kapıdan girip dekendisine muhabbetle ilerlerken Cahit bey beni odada hazır bulunanlara göstererek, alay ve arakanın çok öte
Bugün, en az 12 asırlık yazılı Türk edebiyâtı eserlerine harcanan Türk emeğini, Türk zevkini, Türk duygu ve düşüncesini hiçe saymaya hakkımız yoktur. Yeni Türk Edebiyâtı, Halk Edebiyâtı ve Dîvan Edebiyâtı olarak kendi klâsiklerini, kendi târihî-içtimâî devirleri ve şartları içinde, kendi estetiği ve kendi değerleriyle tanımaya mecburdur. Bu edebiyâtlar, iyi tanındığı takdirde, onların yeni medeniyet dünyâsı içinde de, her şeyden çok, kendi temellerine dayanan bir Türk Edebiyâtı vücuda getirmek için asıl kay
"Demek ki biraz olsun üzülmen lâzımmış. Ama ben senin böyle vehim üzerine de olsa, sıkılmana kıyamam. Şunu bil ki, içimde uzakta olmandan mütevellid, devamlı, bir hüzne benzer gariplik duyarım. Bu hissimi her fırsatta da arkadaşlarına söyler, âdeta onlarla seni konuşmak ihtiyâcı duyarım. Kemalciğim, bu mektubun ile hem sevindim hem de tahmin edersin ki içim sızladı... Oğulcağızım, sen meydan malısın. Yâni canını kütleye nezretmişler fasîlesindensin. Onun için kendini ye'se kapıp koyvermeye hakkın yok!.. On
Tükendi
"Şöyle bir an için istiğraka vardım güzelim. Karşımda tepeler, çayırlar, nice yıllık âşinalarım, top top ağaçlar ve sararmaya yüz tutmuş bir mısır tarlası... Horozlar ötüyor, havada kuşlar cilve cümbüşle kayıp gidiyor. İşte bir de dana böğürdü. Diyorum ki işte fâni bir güzellik. Ber hayâlî sulh-şân ü cenk-şân Şu asude saadet manzarası bir hayal olduğu gibi kara günler tablosu da hayalmiş ve hayal o derece kudretliymiş ki evliya bile onun dâmına tutulurmuş. Ancak onların hayaline Aks-i mehrû-yân-ı bostân
Kıymetli bir hukuk âlimi olduğu kadar Türk milletiyle bütünleşmeyi de başararak onun değerlerine sahip çıkan Ord.Prof.Dr. Ali Fuad Başgil´in hayatının son yirmi yılını anlattığı hâtıraları aynı zamanda tarihî bir döneme de ışık tutmaktadır
Gerçi muvaffak olmak, mesut (mutlu) olmak demek değildir. İnsan muvaffak olur, cemiyet içinde özlediği yerin daha üstününü bile alır da, mesut olmayabilir. Servetin, iktidar ve şöhretin son haddine varmış nice insan vardır ki, içi dâima saâdet dünyâsının hasretiyle yanıp tutuşur. Mükellef (gösterişli) apartmanlarda, göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki, bunun hepsini bir günlük saâdetle değişmeye hazırdır. Çünkü, saâdet tamâmiyle gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içim
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 171 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4