Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 169 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İmam Gazâlî bu eser için şöyle söylemektedir; "Bu cahillerin nabzının ahmaklıkla attığını gördüğüm zaman eski filozofların görüşlerini reddetmek için Tehafütü'l-Felasife'yi yazmayı bir vazife bildim. Bununla onların ilahiyata dair akidelerinin tutarsız ve sözlerinin çelişik olduğunu açıklayarak reddetmek, akıllı insanlar için alay konusu olan görüşlerinin iç yüzünü ve felaketlerini ortaya koymaktır. Bunun avam arasından çeşitli akide ve görüşleriyle temayüz eden zeki kimselere ibret olmasını sağlamaktır."
Tükendi
İmam Gazâlî'nin felsefeye dair ilk eseri Mekâsıdü'l-Felâsife'dir. Filozofların tutarsızlıklarını ortaya koymak üzere bu alanda çeşitli eserler yazmayı planlayan müellif, öncelikle onların maksatlarının belirtilmesinin faydalı olacağını düşünüp İbn Sînâ felsefesinin klasik mantık, tabîiyyât ve ilâhiyyât usulüne uyarak ve daha çok onun eserlerinden özetler yaparak 487 (1094) yılında bu kitabı kaleme almıştır. İmam Gazâlî'yi Batı dünyasında tanıtan ilk eser, XII. yüzyılda Mekâsıdü'l-Felâsife'dir. Latince te
"Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti" Bir kitap adı için oldukça ilgi çekici bir isim, bir Müslüman için ise, acı mânâlar içeren bir ifade İslâm dünyasının gerilemesinin en büyük sebeplerinden birinin Batı özentisi olduğu son yıllarda daha da iyi anlaşılmaktadır. Başta Araplar olmak üzere İslâm âleminin, bir tarafta pejmürde, diğer tarafta da şatafatlı ve debdebeli bir hayat sürmeleri bu durumu sarahatle ortaya koymaktadır. Ayrıca Müslümanların 600 küsür yıl hamiliğini yapmış Türklerin de Jö
Bu kitabın eğildiği en temel konu, Hz. Peygamber'den gelen bir hadisin Kütüb-i sitte müelliflerine nasıl ulaştığı ve bu kaynakların oluşumu ile mahiyetlerinin ne olduğu sorusudur. Bu soruyu anlaşılır bir şekilde cevaplamak için Hz. Peygamber ile tamamı III. asırda yaşamış olan Kütüb-i Sitte müellifler arasındaki zaman diliminde hadis rivayetini etkileyen dönüm noktaları tespit edilmeye çalışılmış, bu süre içerisinde hadislerin bir nesilden diğerine nakli ve nasıl korunduğu incelenmeye gayret edilmiştir. Eli
Osmanlı askerlerini vermiş olduğu söze rağmen diri diri toprağa gömen Timur, nasıl bir mutasavvıf olarak kabul edilebilir? Mülkiyette ortaklığı savunan ve buna kadınları da dahil eden Şeyh Bedreddin kime ve hangi ölçülere göre kahramandır? Tarih ne hikâye ne masal ne de efsanedir. Tarih hamasetle de anlaşılamaz. İnsan tarihi ile kavgalı olduğu müddetçe gerçek kimliğini ve aidiyet duygusunu oluşturması hiçbir zaman tam anlamıyla mümkün değildir. Kişi tarihini inkâr ile entellektüel olamayacağı gibi yanlışlar
Tükendi
Bu kitapta alanda yapılan araştırma inceleme ve gözlem sonucu elde edilen bilgi ve tecrübeler paylaşılmıştır. Anne ve babalar çocuklarına karşı sorumluklarının; sadece maddi ihtiyaçlarını temin etmekle en iyi okullara göndermekle her dediğini yapmakla sorumluluğu okula ve öğretmenlere bırakmakla bitmediğini bilmeleri için Sorumluluğun hamilelik döneminden itibaren başladığını ve ömür boyu devam ettiğini; hangi yaşta neler yapılması nasıl davranılması neler öğretilmesi hangi becerilerin kazandırılması gerekt
İmam Ebû Hanîfe'nin en büyük iki talebesinden biri olan İmam Muhammed b. Hasan hocasından işittiği hadis ve rivayetleri el-Âsâr'da kendi ilâve ettiği rivayet ve açıklamalarla birlikte tasnif etmiştir. İmam Muhammed'in el-Âsâr dahil bütün eserleri İslam'da en önce telif edilen eserlerdendir. Bu yönüyle onun eserleri büyük ehemmiyet arz etmektedir. Mesela İmam Muhammed vefat ettiği zaman İmam Buhârî'nin doğmasına daha beş sene vardır. Buna göre İmam Muhammed'in el-Âsâr'ı Buhârî'nin el-Câmiu's-Sahih'inden yakl
Bu çalışmada, Kutbu’l Kur’ân olarak nitelendirilen, hayır ve şerri en kapsamlı bir şekilde kendisinde toplayan Nahl sûresi 90’ıncı âyet bağlamında ahlâk eğitimi ele alınarak incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ana konusunu teşkil eden adâlet, ihsan ve sıla-i rahim mülkün, iki cihan saadetinin, dünya huzur ve barışının, temeli, fahşâ, münker ve zulüm bu güzelliklerin temeline konan dinamitlerdir. Bu dinamitlerin bireye ve topluma zarar vermemesi için ibadetlerin en büyüğü olan namaz İslâm din eğitiminin ve
“Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!” diye de ilâve ederler” (Mülk, 10).Bu çalışmada, Kur’ân’daki düşünme çeşitlerinden olan, “tedebbür, tezekkür, teakkul, tefekkür ve tefekkuh” konuları din eğitimi açısından ele alınarak incelenmeye çalışılmıştır. Aklın temel fonksiyonu ve vazifesi düşünme, ürünü ise düşüncedir. Bu fonksiyonu çalıştırılmayan aklın insana hiçbir faydası yoktur. Bireyin ve toplumun nefsin esaretinden, şeytanın kulluğun
Aşkın VarKuşların kanat kıvrımlarındaMavi göğe çırpınışlarındaRızkına koşan salkımlarındaTaştan ürperip kaçışlarındaMuradımda aşka kavuşmak varKavuşsam nurlu topraklarınaGöçmen kuşlar gibi uzaklaraTutunup gitsem ayaklarınaKanma kalbim kör tuzaklaraMuradımda aşka kavuşmak varSonsuz GöçKelimeden manayaManadan hikmeteMemleketten uzak şehirlereHasretten vuslataSevgiden sonsuz aşkaKısık seslerden ahenktenRuha ulaşan çağrılaraAcılarla kıvranışlardanBin bir renkli umutlaraGökyüzüne hayran bakışlarlaÖzünü arayan çı
Bu çalışmada kıssaların en güzeli olarak nitelendirilen Hz. Yûsuf (a.s.) kıssası değerler eğitimi açısından ele alınmıştır. Hayatta gördüğü sıkıntılar, bela ve musibetler karşısında direncini yitirip, hayata küsenler, kendi öz evlatları tarafından kandırılarak elinden alınan bir diğer evladının yok olmasına yıllarca sabredip yine de ümidini kesmeyen Hz. Ya’kûb’u (a.s.) örnek almalıdırlar. Zira; Gönlünü ve ümidini Yüce Allah’a bağlayanlar için geçte olsa her karanlığın mutlaka bir aydınlığı vardır.
Tarihin farklı kültürlerinden ve değişik inançlarından gelen insanlar, diğerlerinin inancını, düşüncelerini, hayat tarzını ve dünya görüşünü merak etmiştir. Günümüzde ise değişen sosyo-ekonomik şartlar, farklı kesimlere mensup insanları birbirleri ile münasebete zorlamaktadır. İlişkilerin sağlıklı olabilmesi için de diğer insanların itibar ettiği veya kıymet verdiği değerleri öğrenmek ayrıca bir zorunluluktur. Bu açıdan ait olduğu sosyal ve kültürel çevreyi bilmek, kişi için daha da ehemmiyet arz etmektedir
Dünya ve âhiret saâdetini temin etme düşüncesinde olan her Müslüman için en zarurî şey, önce "Usûlü'd-Dîn" (dinin asılları) denilen akâid esaslarını doğru bir şekilde öğrenmek, daha sonra da onları, kalben tasdik/iman ederek itikad haline getirmektir. Bidatlerin karanlığının her yeri kapladığı, bir kısım Müslümanların bidat denizinin dalgalarında boğulduğu bu devirde İslâm'ın İtikad Esaslarının sahih olarak bilinmesi oldukça önemlidir. Ayıca bir Müslümanın ilminin ve amelinin kendine fayda vermesi, Ashâb-ı
Yıllardır ülkemizde Gazâliye ait birçok eser tercüme edilmiş olmasına rağmen onun hayatını ve fikirlerini, görüşlerini, ilmî yüceliğini, bir değer ve abide olarak doğrudan bize anlatan hiç bir eser yoktu. Bu güne kadar Gazâliyi, bütün yönleriyle her hangi bir kimse bize anlatamamıştı. Halbuki Şiblî gibi büyük bir değer, son asrın çok cepheli âlimi, ilim âleminin hizmetine böyle bir eseri çoktan sunmuştu. Bize düşen görev ise bu eşsiz eseri kültür dünyasına kazandırmak olmalıydı. Böyle bir eserin, İslam dü
"Kelâm ve felsefenin ilişki tarihi aslında bir yönüyle aynı inceleme alanına sahip iki disiplinin birbiriyle mücadele ve diğerinin yanlışını, tutarsızlığını ortaya koyma tarihidir. Bu, mezkûr disiplinlerin hemen tüm temsilcilerinin bir şekilde ve ölçekte dâhil olduğu bir mücadeledir. Fakat mücadelenin en yoğun ve güçlü hissedildiği alan, üzerlerine yapılan şerh, hâşiye, ta'lik, ihtisar vb. çalışmalarla klasikleşen ve literatür oluşturan muhalled eserlerdir. Takdir ve teslim edileceği üzere kelâm-felsefe ili
Kur'an, geçmişte insanların başlarına gelen zorluk ve sıkıntıları anlatmış ve bunlardan ibret alınmasını ve ders çıkarılmasını istemiştir. Musibetler, ibret alma ve bir de cezaî boyutuyla değerlendirilebilir. Kur'an, insanların maruz kaldıkları doğal âfetleri, soysal felaketleri/musibetleri her iki vechesiyle değerlendirmiştir. Kur'an'ın, Peygamberlerin kavimleriyle olan mücadelelerini, inkârcıların başlarına gelen musibetleri ve neticede uğratıldıkları cezaları anlattıktan sonra "Bunda elbet (alınacak) büy
Müminler için şûra, (meşveret, müşâvere) ilkesinin hayatî bir önem taşıdığını, Kur'ân'ın sûrelerinden birinin "Şûrâ" adıyla anılmasından anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Peygamber'den, vahiy gelmediği takdirde rey ve içtihada dayanan meselelerde, ashabına danışmasını, onların fikirlerini almasını istemiştir. Bu durum, İslâm dininin, şûrâya, Müslümanların birbirleriyle danışıp görüş alışverişinde bulunmasına önem verdiğini açıkça ortaya koymaktadır. İnananların, aralarındaki işlerini ve aldıkları kararları
Konusu, Sultan II. Abdulhamid'e muhalif isimlerin başında gelen Prens Sabahaddin tarafından kamuoyuna sunulan Adem-i Merkeziyet", diğer bir deyişle "yerinden yönetim" fikrinin, Teşebbüs-i Şahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti yayın organı Terakki gazetesinde işlenişi olan bu kitap, kavrama yüklenen anlamları ortaya koymayı ve oluşturulması hedeflenen kamuoyunun nasıl yönlendirildiğinin aydınlatılmasını amaçlamaktadır. Adem-i Merkeziyet kavramının, Jön Türk basınının bir temsilcisi olan Terakki gazetesinde ele
İslam edebiyatında "Kaybedilmiş Cennet" olarak tanıtılan Müslüman Endülüs'ün tarihi, bir başka ülkenin tarihinde bulunamayacak ders ve ibretlerle doludur. Avrupa'yı aydınlatan "İslam Güneşi" Endülüs'ün son temsilcileri Gırnata Müslümanlarının başına gelenler, bu ibret sahnelerinin odak noktasını teşkil eder. Endülüs, Şam Emevî devletinin yıkılışından itibaren, siyasi bakımdan doğu İslam dünyasından ayrılmış ve tarihini Kuzey Afrika ile birleştirmişti. Endülüs Emevî devletinin yıkılışından sonra da ülke, önc
İmâm-ı Rabbânî'nin gerçekleştirdiği tecdid hareketi, yaşadığı asır ve coğrafyayla sınırlı kalmadığından o, müceddid-i elf-i sânî olarak kabul görmüştür. Onun hicrî ikinci bin yılın müceddidi olarak kabul görmesinde şu iki hususun etkisi büyüktür: * İmâm-ı Rabbânî, akla gereğinden fazla değer vererek peygamberlik müessesesini ve sünneti itibarsızlaştırma, dinler arası diyalog, dinleri ve mezhepleri birleştirme, ashâb-ı kiram ve geçmiş ulemâyı kötüleme, ibadetleri önemsiz görme gibi bidatler karşısında Ehl-i
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 169 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1