Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 267 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Aylarca kendi kendime düşündüm; geceler boyu onulmaz hayaller kurdum. Sık sık geçmişe döndüm, zaman tünelinde gezintilere çıktım. Bitmez gözüyle bakılan uzun seneler, nasıl da kayan bir yıldız gibi akıp gitmiş. Belleğimde dolanıp duran siyah beyaz anıları bir araya getirebilir miydim? Yoksa anıların oluşturduğu bir girdabın içinde debelenip kaybolur muydum? Uçup giden kocaman yıllar, o yılların kahramanları; canımı yakar, içimi acıtır mıydı acaba? Geçmişle övünüp geleceği kotarmak da istemiyordum. Tüm bunl
Tükendi
Burası Huş'tur Yolu yokuştur Giden gelmiyor Acep ne iştir?
Tükendi
Bu yaşadığımız dünya bize ait değil; burada misafiriz. Madem öyleyse neden bu kadar korku içinde tüketiyoruz kendimizi? Bize verilen nefes alma hakkını, en iyi şekilde kullanmadan hızlıca tüketiyoruz. Neden hep başkalarına bakarak, dinleyerek, korkarak, biat ederek, suçlayarak, konuşmadan "şans'mı var bende?"lerle kendimize kocaman aşılmaz dağlar yaratıyoruz? Ya da neden ego denen kendimizi koruma duygumuza köle oluyoruz? O sadece bizim iyiliğimize çalışmak için varken, kötülük için eğitiyoruz. İçimizdeki s
Tükendi
1960'lı yıllarda dünyanın her yerinde yankılanan devrim, demokrasi ve sosyalizm şiarları Türkiye'ye de yansıdı. Gelişen antiemperyalist ve antifaşist mücadele ilkin toplumun en aydın kesimi olan üniversite gençliğinde ve sonra da işçi sınıfı ve emekçi yığınlarda yankı buldu. Kitlelerin kendiliğinden gelişen ekonomik ve demokratik mücadeleleri bir yandan popülist reflekslere yol açarken, bir yandan da sosyalizm ile işçi sınıfı hareketinin birbirinden ayrı ve kopuk gelişmesine neden oldu. Bu dönemde, devrimc
Tükendi
Bu birinci kitapta, kapitalist teknolojinin gelişimi karşısında şaşkınlığa düşmüş iki kişinin görüşlerini ele alıyorum. Birincisi Yuval Noah Harari adlı yazar. Homo Deus adlı kitabında özetle, gelecekte kendini tanrı yerine koyacak ve ona göre davranacak insanlardan, onların kuracağı düzenden bahsediyor. Teknolojinin muazzam gelişiminden paniğe kapılıp birçok çelişki yaşıyor. Ve uçuk kaçık kuramlar ileri sürüyor. Yazar sınıfsal açıdan olaylara bakma yeteneğinden yoksun olduğu için haklı olarak panikliyor. G
Tükendi
Askerden dönünce köyünde duramayan Mustafa kendi işini kurmak için ailesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Kısa zamanda hayal edemeyeceği bir seviyeye yükselen Mustafa; çok geçmeden İstanbul'un renkli hayatına kendini kaptırır. Kitap bu aile fertlerinin şehirdeki günlük yaşamına, sıkıntılarına, ilgi alanlarına ve yıllar içinde yaşadıkları değişime tanıklık eder. Ancak Mustafa ve ailesinin iyi günleri uzun sürmez. Kapitalizmin acımasız çarkları arasında bir anda her şeyini kaybeden küçük esnaf Mustafa, bir di
Tükendi
...ve insanoğlu o muazzam biyolojik mühendisliğine rağmen, hırs ve açgözlülüğü uğruna yakıp yıkmaya, kırmaya, incitmeye götüren ruhsal altyapısındaki sevgi temel taşından eksik yaşam içinde tutunmaya çalıştı. Kendi yer ve isim kurgularımızın dahi bir kader gibi belirlendiği bir coğrafyada, sadece bir adım karşımızda duran sıcacık bir elin yarattığı muazzam sıcaklığın gözlerimizdeki yansımasında görebileceğimiz o muhteşem Zühre Yıldızı'nın büyüleyiciliğini görmek insanın en duygusal atmosferi içinde aşk ile
Tükendi
Mihalıççık bölgesi, Hitit, Frig ve Roma dönemlerini de kapsayan uzunca bir dönem önemli bir merkez hâlinde olmuştur. Nitekim, çok sayıda yüzey araştırması ve yerleşim yeri tespiti bunu ortaya koymaktadır. Ne yazık ki ilçenin son dönemlerde gerilemiş olması, arkeolojik anlamda üzerine düşülmemesi gibi sebeplerle bu yönüyle kendine gündemde bir türlü yer bulamamıştır. Turizm konsepti içerisinde ele alındığında, doğa, tarih, kültür açısından çeşitlilik sunan bölgenin, bu çeşitliliği içeren kapsamlı bir proje i
Tükendi
‘‘Odamdaki gökyüzüm tamamlandığında çok mutlu olmuştum. Önceden planladığım gibi banyo tasına su ve bulaşık deterjanını koyup, küçük bir hortum parçasıyla baloncuk yapmaya başladım. Baloncuklarım tavana, yani gökyüzüme değdiğinde etrafa küçük köpükler sıçratarak patlıyorlardı. Baloncuklarımın yolculuğu fazla uzun sürmüyordu. Çocukluğumdaki o umursamaz, dertsiz, telaşsız anları canlandırmaya ve o özgürlüğü, günahsızlığı hissetmeye çalıştım. Bedenim odadaydı; ama ruhum, gecekondumuzun kömürlüğünün üzerinde,
Yitirilmiş bir zamanmış Yağmurlar daha ıslak Geceler daha karanlık Yollar belki daha da bozuk İki ucunu denk getiremediğimiz Hayatlar yaşanmış birlikte Bir demli çay sigara duman Bir masada dostluk zaman Bir sevda bir aşk bir umut doludizgin Belki yeterince aç yeterince fakir Belki bir karavanadan yediğimiz Biraz aş biraz dostluk biraz fikir Yitirilmiş bir zamanmış Siyah beyaz fotoğraflarda yanar Geçip gitmiş yazık o güzel zamanlar
Tükendi
Sizin anneniz sokak ortasında ölürken -yedi gün ve yedi gece kar üstünde öylece acılar içinde uzanırken- sokak hayvanları onu yemesin diye pencerede nöbet tuttunuz mu hiç? Ya ölen çocuğunuzun bedenini kokmasın diye soğutucuda sakladınız mı? Ya da kaybolan tek evladınızın kemiklerini aradınız mı yıllarca? Peki tüm bunlar burnunuzun dibinde yaşanırken böylesi acılara normalmiş gibi sessiz kalıp ne ara içinizin insansızlığına çekildiniz? Siz ne ara ‘ötekilerin' ölümüne bu kadar duyarsızlaştınız? Hemen yanı baş
Tükendi
Bir tecavüz olayının ardından işlenen tüyler ürpertici cinayetler ve bu cinayetlerin ardından anlaşılmaz bir biçimde ortadan kaybolan bir adam... İki arkadaş arasındaki iddialaşma sonucunda girilen esrarengiz İnli Kaya mağarasında yaşananlar, yıllar önce işlenen bu cinayetler ve Musa'nın kaybolmasıyla ilgili sorulara yanıt olabilecek mi?
Tükendi
En büyüğü on iki yaşında olan beş çocuğun kuzu otlatırken canlarının ayçiçeği çekmesiyle başladı her şey... Küçük çocuklara büyük suçlardan açılan mahkeme, âdeta sistemin sorgulandığı bir yargılamaya dönüştü... Alın terinin, dayanışmanın, doğa ve hayvan sevgisinin doruklarda baş tacı edildiği Şorkom'da yaşanan trajikomik bir hikâye...
Tükendi
Yabancı uyruklu kadınları kaçırıp, onlara işkenceyle tecavüz edip öldüren ve bunu satanist ritüeller eşliğinde kaydedip internetten yayınlayan bir suç şebekesi... Mafya ile kurdukları kirli ilişkileri ortaya çıkan bir emniyet müdürüyle savcının emniyete eposta ile gönderilen infaz görüntüleri... Beynam Ormanları, Gölbaşı ve Kızılcahamam üçgeninde yaşanan nefes kesici takip, kovalamaca ve çatışmalar... Serinin sekizinci kitabında Akın Başkomiser ve ekip arkadaşlarını bu kez çok acı sürprizler bekliyor...
Tükendi
Bu kitap Türkiye ve İngiltere'de geçen, kuşaklar arası bir varoluş hikâyesidir... Güç nedir? Güç-lü olmak nedir ki! Parasal ve fiziki Güç-müdür istenilen? Yoksa her şeyin sahibi olmak mı? Yetmez, ülkelerin de sahibi olmak, yetmez, dünyadaki tüm doğal enerjilere de sahip olmak, yetmez, evrende yeni dünyaların da sahibi olmak mıdır? Böylesine bir Güç-ün bir boyutu var mıdır? ‘‘Ya, yenik düşürülüşe dayanıklılık, iç denetimli öz direniş! Sevgi, inanç, saygıyı yitirmeme direnişi de Güç-lü olmayı gerektirmez mi?
Tükendi
İdeolojilerin soğuk ve hissiz söylemleriyle tükenirken zaman; ne insanlar tükettiniz bir bilseniz... Oysa biz tükenirken; siz, bize hep bir gelecek (!) vadettiniz... İnsana bir yeryüzü cenneti vadeden "siyasa" (ideoloji); insanı, onun bugününü ve hayatını hep ıskaladı... Tükenip giden ömürlerin vebalini kim yüklenecek?
Tükendi
"Ben ruhumu arkada bıraktım" Sırtımı bahçendeki huş ağacına yasladım Mantomun düğmeleri açık, nemli rüzgâr göğsümü selâmlıyor ve saçlarımı Ben bir reyhan annesiyim estikçe kokusu savrulan Konuş, susma konuş Söyle bir yaranın gölgesinde herkesin kendine ağladığını. Kırlangıçotu Çobançantası Açamadığım attarlar kapısı Söyle dünya geçecek mi?
Tükendi
Defalarca işkencelerden geçip zindanlara düşen ve 12 Eylül faşizmi koşullarında ülkede yaşama şansları kalmayan Gaziantepli Mehmet ve Konyalı Mustafa'nın Suriye yerine yanlışlıkla Irak'a geçmeleriyle, Faşist Saddam rejiminin işkenceleriyle ünlü Ebu Gureyb Cezaevi'nde başlayan dostlukları... Tam anlamıyla, yağmurdan kaçarken doluya yakalanan devrimci gençlerin, Kürt peşmergelerin ve Türkiyeli kader kurbanlarının zulüm, işkence ve yokluklar karşısında gösterdikleri dayanışma gözlerinizi yaşartacak. Milliyet
Tükendi
Aslında, her insan anılarından oluşan başlı başına bir öykü, sürükleyici bir roman ya da dilden dile yayılan bir destanın kahramanıdır. Bu kitap, dört nesilden çocukluğuma uzanan anılardan uyarlanarak yazılmıştır. Her bölüm tek başına olduğu gibi, aynı zamanda birbiriyle de ilişkilidir.
Tükendi
Çocuk yaşta annesiz ve babasız kalan Ahmet'in hayatı, baba bellediği kundura imalatçısı Salim Usta'nın yanına çırak girince yeni bir mecraya doğru akmaya başlar. Hanönü Çarşısı'nda; kendisi gibi çırak olan arkadaşları, ihtiyar nenesi ve çarşının diğer ustalarıyla birlikte tekdüze bir yaşam sürdüren Ahmet'in yaşamını iki şey kökten değiştirir; ayakkabı yapmak için ayak kalıbını aldığı Şaziye ile tanışması ve Tosya'yı yerle bir eden 1943 depremi... Ahmet'in, Şaziye'ye karşı duyduğu ölümsüz aşkın kendisini n
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 267 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2