Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 267 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Kul Veli, Veli Dede, Veli Abdal mahlaslarıyla yüzlerce esere imza atan Aşık Veli, her ne kadar ustası Kemter tarafından Anadolu - Türkmen halk ozanlığı geleneklerine bağlı kalarak yetiştirilmiş olsa da Hacı Bektaş-ı Veli'yi tanımasıyla birlikte, onun öğretileri doğrultusunda toplumcu deyiş ve nefesler üretmeye başlamıştır. Osmanlı sarayının değil, yoksul halk kitlelerinin sesi olan Aşık Veli; sürgünlere, baskı ve işkencelere asla boyun eğmemiş, tam tersine haksızlıklara ve zulme başkaldıran Babai hareketin
Tükendi
Anadolu'nun; yolu, izi, elektriği, hatta okulu bile olmayan köy yollarına düşüp, çoğunda Türkçe bile konuşulamayan köylerine, bilimin aydınlığını taşıyan genç öğretmenlerimizin birbirinden ilginç; kimi komik, kimi acıklı, ancak tamamı yaşanmış ibretlik hikâyelerinin yer aldığı bu kitap, karanlığa savaş açmış Cumhuriyet'in idealist öğretmenlerinin aydınlanma mücadelelerinden kesitler anlatıyor...
Tükendi
Yüzbinlerce insanın yaşamını kaybetmesine neden olan ve milyarlarca insanı aylar boyu karantina koşullarında yaşamaya mecbur eden korana virüsü salgını, hepimizin alışkanlıklarını değiştirse de kapitalistler sömürü alışkanlıklarından zerre kadar taviz vermediler. Fabrikalarda, tarlalarda ve hizmet sektöründe çalışan emekçileri, kâr hırsları yüzünden canları pahasına kucak kucağa çalışmaya mecbur bıraktılar. Irkçı ve ayrımcılar da bu salgını fırsat bilip, ‘‘virüsü göçmenler yayıyor'' iftirasının ardına sığı
Tükendi
bahar güneşi ısıtır da toprağı ölüler üşür damda uyudum milyonlarca yıldızdan konfetilerle rüzgâr tarıyor ormanın saçlarını turuncu kızıl beyaz ovada kapkara korkularla koşuyor tavşan
Tükendi
‘‘Kimsin?'' Cevap yine beynine geldi, ‘‘Sakin ol önce, rahatla tamamen.'' ‘‘Kimsin?'' diye tekrar sordu. O vakit yeniden beyninde duydu sesi. ‘‘Bu sorunun cevabı inancına göre değişir... Kimine göre varım, Kimine göre yokum. Kimine göre seninle birim, kimine göre senden ayrıyım. Kimine göre ölmeden önce olanım, Kimine göre öldükten sonra kalanım. Sen neyi kabul ediyorsan ben oyum!''
Tükendi
1950'li yılların mahrumiyet koşullarında Anadolu'nun küçük bir ilçesi olan Tosya'da doğup, Cumhuriyetin sağladığı olanaklar sayesinde Mülki İdare Amiri olma şansını yakalayan Nevzat Sinan; meslek yaşamını, kendisine bu olanağı sağlayan Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder M. Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına bağlılıkla sürdürmüştür. Karşılaştığı tüm engellere ve olanaksızlıklara rağmen ülkesine, devletine ve halkına hizmette en ufak bir tereddüt göstermemiştir... Bu kitapta, Nevzat Sinan'ın özel hayatında v
Tükendi
Beni kaçak yaşamaya sürükleyen bahanelerim her ne kadar sudan ucuzsa da, buna müsaade eden ebeveynlerimin veballeri de o kadar yüksek olacaktır. Şimdi aranızdan ayrılıyorum, ama üzgünüm. Üzüntümün nedeni sizi yüzüstü bırakıp gidiyor olmam değil, beni aranızdan hiç kimsenin anlamıyor oluşudur. Sanırım Benin Senfonisi de bu...
Tükendi
Basit bir tarla anlaşmazlığını; feodal geleneklerin ve yozlaşmış âdetlerin kurallarına göre çözmeye çalışan, cehaletin pençesine düşmüş Urfalı Nazif'in peş peşe cinayetler işlemesine neden olan ibretlik öyküsünü, tanıkların ve hapishane arkadaşlarının anlatımıyla soluk dahi almadan okuyacaksınız...
Tükendi
"Kevirêreş Köyü'nün bu meydanı var olduğundan beri binlerce kargaşaya şahit olmuştu. Kevirêreş hepsini hatırlıyordu belki de. İlk çağdan çarpışan dev yaratıkları gördü ilk önce. Daha sonra birbirlerine nefret kusan ilkel maymunları... Binyıllarını aldı ilk çarpışan insanları görmesi. Kabil ile Habil'in önünde çarpıştığı kaya kadar bilge sanıyordu kendisini. Çünkü tam önünde olmasa da onlarca Kabil'e rastlamıştı sayı biçilmemiş ömrü." Herkes ömrünün bir yerinde bir şeyleri inkâr etmiştir. Birileri neyi niye
Tükendi
Sündiken Dağlarında yalnız ve küçücük bir yerleşim birimi olarak görünen Çalçıköy, aslında tarihi, kültürel değerleri ve yetiştirdiği aydınlanmacı kültür insanlarıyla Anadolu'nun Batı'ya açılan pencerelerinden biridir. Köyde binlerce yıl önce Friglerin yaşadığını bilmek, Sisa'nın temennisini, Mehmet Ağa'nın eserini görmek heyecan vericidir. Umarız ki bu çalışma Çalçıköy ve çevresinin yöre insanı tarafından bilinen, ancak bilim insanlarınca tam olarak keşfedilmeyen arkeolojisi ve tarihine ilginin artmasına v
Tükendi
Salkım söğüt bir derenin kenarında kaldı sarmal döngü Betonarme bir cezaevini anımsatıyor kentler Toprağı dölleyen yağmur tanesi nereye savruldu Düşümde gezinen bir gölge gibi Avurtlarıma kondu o uğursuz böcek Elime kim verdi bu Devrek bastonunu Gözlerim eskisi gibi görmüyor Modern bir sessizliğe büründü şiir Selamı kim okur modern ağıtlarda
Tükendi
İnce sözüm Eğmiş boynunu Nakkaş unutmuş nedenini. Sesim Pahalı oyuncağım Bileyle kendini. Ağıları süz de iç Kanat çırpan sular Berrak sana. Gümüş uykulardan süzülen Nefesim, zor nefesim Umar ol kendine.
Tükendi
12 Eylül süreci ve cezaevleriyle ilgili çok yazılıp çizildi. Özellikle Diyarbakır 2 (5 No'lu) No'luyu birçok kişi yazdı. Bu çalışmaların hepsi kendi ölçülerinde değerli ve anlamlı çalışmalardır. Ne var ki, bu süreç ne kadar anlatılırsa anlatılsın mutlaka bir eksiklik veya yetersizlik içermektedir. Çünkü bu süreci tek bir çalışmanın anlatabilmesi olanaksızdır. Okuyacağınız bu çalışma da süreci her boyutuyla anlatma iddiasında değildir. Be bu kitapta; tarihsel sorumluluk ve pratiğimizden çıkardığım dersler ış
Tükendi
‘‘Bir önyargıyı yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.'' Albert Einstein
Tükendi
İnsanların birbirleriyle olan çıkar münasebetlerinin adını arkadaşlık, dostluk koymaları canımı sıkmaya başlamıştı. Ah... Bu korkunç bir şey... Eşim de benim gibi düşünüyordu. Doğup, yaşayıp ölüyoruz. Hayat bu muydu? Bunu hep düşündüm. Onca yıl sonra neden bu dünyaya geldiğimizin cevabını hâlen tam olarak bulabilmiş değilim. Ancak, ancak cevabını bulduğum şeyler de oldu elbette. Kent hayatı beni ve benim gibi düşünenleri bünyesinde barındırmıyordu, bir nevi o kentin iltihabıydık ya da bir yarası. Bu nedende
Tükendi
Birkaç şiiri ateşlemek için odun attım yaşam lokomotifine gölge gibi geçen birkaç aşk için başkaldırdım toplum yasalarına oyalar zannedip ektim bahçeye soğan, maydanoz ve tere kimin kapağını kaldırdıysam kışa hazırlan dedi pencere. Kum saati akıyor hızla zamanın sırtından indi zerre elbet ben de ineceğim mezara çan çalıyor duyuyorum kum bitmek üzere.
Tükendi
Deprem, sel felaketi, çığ düşmesi, hızlı tren kazası, mülteci ölümleri, intiharlar, iş cinayetleri, kadın, doğa ve hayvan katliamları... İsimsiz, koskoca bir mezara döndü güzel ülkem... Isınamayan, doyamayan, gezip dolaşamayan ve bir türlü uyanamayan Alilere, Ayşelere, Ahmetlere, Fatmalara...
Tükendi
Küskün çiçektim, yaşam suyum oldun, Koruktum, senin yanında üzüm oldum, Kozasında hapsolmuş, acemi tırtıldım, Renkli, benekli uçan kelebek oldum! Dizimde dermanım, gözümde nurum, Tek başınalığımda, bir dünyam oldun, Ömür boyu okunacak, sevda kitabım, Seninle ölümsüz, ışıl ışıl sevgi oldum!
Tükendi
Kökleri milattan önceki yıllara dayanan, insanlığın ortak değerlerini yüceltmiş ve bu değerler için mücadele edip canını, kanını vermiş olan, bugün ise evrensel sosyalizmle büyük oranda örtüşen Anadolu Alevi felsefesini aydınlanmanın önemli bir kaynağı olarak kabullenip, toplumu ahlaksızlığa, çürümüşlüğe, diktatörlüğe ve sömürüye karşı yeniden ayağa kaldırıp dincilikten, yobazlıktan arındırılmış çağdaş bir yapı için mücadele etmek için Alevilerin inanç yolculuğunu çok iyi bilmek gerekmektedir.
Tükendi
Herkes kendinde yalnızlık Başkasının hayatında haksızlıktı Şiir değil miydi her nevi açlığı da Hiçliği de bastıran Size bu şiir bir hiçlikten yazıldı
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 267 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4