Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Düşünce tarihi boyunca, Tanrı kavramı ve inancı etrafında insanoğlunun yaptığı teorik tartışmalar ve hatta fiili kavgaların, -günümüzde de gözlemlediğimiz gibi-, insanoğlunun gündeminden hiç düşmediği bir gerçektir. Bu durum bize konunun geçmişte olduğu gibi gelecekte de var olacak bir sorun olduğunu göstermektedir. Düşünce tarihi bakımından kısaca ?Tanrı Sorunu" diye tanımlayabileceğimiz bu konu, ilgililerince bilindiği gibi, özellikle teolojilerin ve felsefe tarihinin öncelikli bir problemini teşkil etme
Tükendi
...Dinden dönme bireyin kendi kişisel tercih ve görüşünün açıklaması olarak mı tanımlanmalı, yoksa topluma ve toplumun kolektif haklarına bir saldırı eylemi olarak mı görülmelidir? ...Dinden dönme eylemlerini ele alırken, bireyin kendi kişisel görüşleri ve kanaatlerini açıklama hakkına mı, yoksa toplumun kutsal saydığı şeyleri koruma ve kollama hakkına mı öncelik verilmelidir? ...Benzer şekilde, bu ve benzeri kimseleri güç kullanarak İslam'a dönmeye zorlamak İslam toplumunun görevi midir? Kur?an, böyle bir
Kitap, ulemanın sosyo-politik ve ekonomik durumundan, iktidarla iç içeliğinden tutun, müslim-gayrimüslim ilişkilerine, medrese ve mektep mecralarının farklı okuma biçimlerinin oluşmasına ve yeni kültürel teamüllerin ortaya çıkışına, ilmin Hindistandan Bağdat'a, Cezayir'e, Cidde'den Şam'a ve bütün bunların İstanbul ile irtibatına varıncaya kadar, derin bir ilişkiler ağını göz önüne sermektedir. Günümüz Müslümanları arasındaki ilişki ve ufuk daralması hesaba katıldığında, sözünü ettiğimiz bu tarihi ve coğrafi
Cumhuriyet rejimiyle kaldırılan hilafet doksan yıldan beri aydınlarımız arasında farklı bakış açılarıyla daima tartışıldı. Hatta, yurt dışında Türkiyenin sosyal, siyasi ve dini tarihini konu edinen araştırmacılar, özellikle oryantalistler tarafından ele alındı. Ama, konunun ülkemiz özelinde ele alınış biçimlerine bakarsak bunun, hemen her zaman ideolojik saplantılardan, hep-hiç sarmalından kurtulamadığını görürüz. İmdi elimizdeki bu eser hilafet gibi tarihsel, hukuki, sosyolojik ve siyasi yönleri olan ve tü
Kur'an'da, önceki ümmetlerin geçtiği çeşitli yolların ve yönelimlerin insanlığa açıklanması anlamında kullanılan sünnet kelimesini Allah, varlığın tümü hakkında sabit, değişmeleri ve değiştirilmeleri söz konusu olmayan yasalar olarak belirlemiştir. Geçmişte ve günümüzde çok sayıda ilim adamının dikkat çektiği "ilahi sünnetler", bütün insanlar üzerinde cereyan eden ve vakıaya egemen olan yasalardır. Buna göre vakıanın incelenmesi ilahi sünnetlerin anlaşılması için bir zorunluluktur, İbn Teymiye'nin ve Reş
ÇIRA ÎSLAM? Niçin İslam? kitabının Kürtçesi. Çağımızın önemli düşünürlerinden İsmail Raci Faruki, bu kitabında İslamı sadece bir inanç ve hareket olarak değil, aynı zamanda büyük bir tecrübe olarak yorumluyor Bütün insanlığa seslenerek, İslam'ı hem din hem pratik hem kültür hem de bir dünya düzeni olarak ele alıyor. Zihinlerini hikmetine ve kalplerini çağrısına açık tutarlarsa İslam, Müslümanları yeniden harekete geçirmeye, dünyayı da onlarla birlikte yerinden oynatmaya hazır olacaktır. İslamın, dinin
Yazdıklarımdan beklentim; mesuliyet alan ve farklı derecelerde iktidar mevkiinde bulunan insanlara, okuduklarımla, gördüklerimle ve dolaylı şekilde öğrendiklerimle yardımcı olmak. Amacım ahirette "gördüğünle, bildiklerinle bizi uyarmadın" vebalinden kurtulmak. Dünyevi hiçbir beklentim yoktur. Hatıratımın konusu, "Erbakan" olmaktır. Kendi şahsımdan bahsederken aile içi bazı tespitlerde de bulundum. Kendimi değil, aile fertlerini esas aldım. Bir insanın kendini anlatabilmesi mümkün değil; doğru da değil. E
Tükendi
İbn Rüşd eserlerinde geliştirdiği yöntemi, özgün düşünce stili, farklı yaklaşım tarzıyla, klasik İslâm düşüncesinin son ve en büyük temsilcisi olduğu gibi; Aristo'dan sonra gelen Helenistik dönemin ve Ortaçağ bilim ve düşüncesinin de en önde gelen simalarından birisiydi. Onun fikirleri Doğu İslam dünyasından çok Batı Hıristiyan dünyasında yankı bulmuş ve Avrupada Rönesansın, Modern düşüncenin ve Aydınlanmanın hazırlayıcı figürlerinden birisi olmuştur. Bu nedenle olmalıdır ki, onun eserlerinin büyük bölümü L
Tükendi
Hadislerin sahihliğinin belirlenmesine yönelik ciddi araştırmalara duyulan ihtiyaç, sürekli olarak kendisini hissettirmektedir. Hadislerin sahihliğini daha hassas şekilde belirleme arayışı, hiçbir şekilde Müslümanların hadislere olan güvenini zedelemez. Yazar, Peygamberin hayatının hadisler yoluyla anılardan çıkarılıp canlandığı, hadislerle ibadet biçimlerinin ve sünnetin esaslarının belirlendiği görüşündedir. Üstelik günümüzde sahip olduğumuz hadis külliyatı, varlığını hadis eleştirisi ilminin gelişimine b
Bir medeniyetin ürünlerini kullanmaya çalışanlar, yeni bir medeniyet kuramazlar. Çünkü hiçbir medeniyet, sattığı emtia ile birlikte, o emtiayı yapan zihni de vermez. O eşyayı yapan zihni, düşünceyi, zevki ve daha ellerimizle dokunamayıp da onun içinde gizli ve saklı bulunan ve o olmadan her şeyin başıboş ve anlamsız kaldığı şeyi, yani hayatiyetin kaynağı olan ruhu almadan, o medeniyeti almış olamayız. Elinizde bulunan bu eser, çağdaş bir düşünürün medeniyet teorisini ele alışını ve değerlendirmesini anlatm
Tükendi
Çağımızın önemli düşünürlerinden İsmail Raci Faruki, ülkemizde daha çok "Bilginin İslamileştirilmesi" projesiyle tanınıyor. Özgün düşünce tarzını bu eserine de yansıtan Faruki, İslam'ı sadece bir inanç ve hareket olarak değil, aynı zamanda büyük bir tecrübe olarak yorumluyor. Bu kitabında yazar, yalnızca Müslümanlara değil, bütün insanlığa seslenerek İslam'ı hem din hem pratik hem kültür hem de bir dünya düzeni olarak ele alıyor.
Dünya seyahat edebiyatına Türkçe'nin kattığı en büyük eser kuşkusuz Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sidir. Üzerinden dört yüz yıl geçmesine rağmen hâlâ önemini koruyan hatta gün geçtikçe daha iyi anlaşılan bu eser aynı zamanda dünya uygarlık mirasının da bir parçasıdır. Evliya Çelebi'nin Şehirleri, doğumunun 400. yılı münasebeti ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve UNESCO'nun birlikte ilân ettikleri Evliya Çelebi Yılı'na bir katkı sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Prof. Dr. Bekir Karlığa'nın proje yöne
Evliya Çelebi hakkında bilinenler bilinmeyenlerinin yanında pek azdır. Elinizdeki eser, bilinenlere yeni bilgiler ilave etmek ve onun dünyasına farklı kapılar aralamaktadır. Evliya Çelebi'yi, dönemini ve eserini daha yakından ve farklı yönleriyle ortaya koymak arzusuyla hazırlanan, Evliya Çelebi'nin Dünyası'nda seyyahımızın, hayatını, eserini, Seyahatname'nin kaynaklarını ve kaynaklık ettiği konuları, Osmanlı münevverinin Evliya Çelebi'ye bakışını, dünya seyyahları arasında Evliya Çelebi'nin yerini, bir sey
Tunuslu fakir bir gencin yaktığı demokrasi ve özgürlük meşalesi, kartondan kaleleri, kağıttan aslanları, mumdan heykelleri bir anda yıktı, yaktı kül etti. Bu, yalnızca bir Arap Baharı değildi. Salt bir Arap direnişi veya uyanışı da değildi. Bu, kurutulmaya çalışılan çınarın, önüne konan bütün engelleri yıkarak betondan kalıpları çatlatıp yeniden filizlenmeye başlamasıydı. Bu soylu çıkışın, uzun bir geçmişi ve sağlam bir arka planı vardı. İşte bu kitap, bu arka planın küçük bir bölümüne ışık tutmaya çalışma
Tükendi
Daha önce Türkçede de yayınlanan Müslüman Psikologların Çıkmazı adlı çalışmasıyla psikolojide yeni ve değişik bir ufuk açan Malik Bedri, elinizdeki kitabıyla, bir Müslüman psikolog olarak düşünme/tefekkür eylemini ele alıyor. Tefekkürün, zihin-beden ilişkisinde zihnin bedeni etkilemek suretiyle belirleyici rolünün ortaya konması, tıbbın önemli gelişmelerinden biridir. Dolayısıyla Düşünme, ufuk açıcı paradigmalarıyla davranış bilimlerinin İslamileştirilmesine önemli katkılarda bulunmakla kalmayıp, aynı zaman
Mehmed Âkif 1926 yılında Mısır'da başladığı tercümeyi, dört yıl boyunca üzerinde çalışarak 1932 yılında tamamlamıştı. Bu sıralarda Türkiye'deki camilerde namaz kıldırılırken Kur'an'ın aslı yerine tercümesinin okunacağı şayiaları kulağına gelince, yaptığı tercümenin bu amaçla kullanılacağından endişelenmişti. Yaptığı tercümeyi teslim etmekten vazgeçerek sözleşmeyi feshetti. Bunu bizzat kendisi şu şekilde ifade etmiştir: "Tercüme güzel oldu, hatta umduğumdan daha iyi. Lâkin onu verirsem, namazda okutmaya kalk
18. yüzyıldan itibaren Batı'nın sömürgeciliği ile birlikte kültürünün ve epistemolojik paradigmalarının da bütün dünyaya yayıldığına şahit olduk. Bize hazır bir şekilde Batıdan gelen bu kavramlar ve metaforlar, nötr olmadığı gibi masum da değil. Bunlar özgür düşüncenin önünde büyük engel oluşturmakta ve düşünce seyyaliyetini sınırlamaktadır. Batı dışında kalan kültür ve düşüncelerin sürekli gerilemesine karşılık Batılı zihniyetin küreselleşmesi ve her şeyi güdümüne alması bunun açık göstergesi. Varlıkla i
Tükendi
Batı kaynaklı eserlerden beslenen toplumlarda, kendi birikimleri ve potansiyelleri hakkında olumsuz düşünceler egemendir. Onları besleyen kaynaklarda İslam, ancak bir parantez veya dipnot olarak yer alır. Onlar da kendilerini kendileri olarak değil, orada yer aldıkları gibi, yani dünyanın sığıntıları, edilgen varlıklar, ya da yaşam hakkı olmadığı halde Batının lütfuyla buna kavuşmuş kimseler olarak algılamaya başlarlar. Kuşkusuz bu duruma gelmiş bir toplum donmuş, kurumuş, artık canlılığını yitirmiştir. Bu
Tükendi
İnsanoğlunun, gerçeği aramak üzere koyulduğu metafizik yolculuğunda önünü açan ve aydınlatan ilk ve en önemli kapı dindir. Din, ilk insanla beraber doğmuş ve yeryüzünde varlığı devam ettiği müddetçe son insana kadar da yaşayacaktır. Gabya doğru açılmanızı sağlayan ikinci kapı, düşüncedir. İnsanoğlu, görülenden görülmeyene doğru ilerleyerek müşahhastan mücerrede; mücerretten de Mutlaka yönelir. Tabiatı icabı, Mutlakı kavraması imkansızdır. Bu nedenle de kendisini, Mutlaka götürecek kılavuzlara ihtiyaç duyar
Güçlü ve uzun ömürlü medeniyetler, akıl ile vahiy, din ile bilim arasında kurulan sağlıklı ilişkiler üzerinde boy salıp gelişirler. Dolayısıyla medeniyet algısı, din ile aklın çatışması üzerine değil, buluşması ve dengeli şekilde bir araya gelmesi üzerine inşa edilmelidir. Yaklaşık 300 yıldır dünyamıza yön veren Batı medeniyeti, akıl ile vahiy, din ile bilim arasındaki bu hassas dengeyi göz ardı ettiği için, insanlığı büyük krizlerle yüz yüze getirmiştir. İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğu ilk günden beri ç
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5