Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Toplumsal anlamda, sosyal anlamda, kültürel anlamda çok ciddi ritim bozuklukları yaşıyoruz. Her alanda ırkçı manipülasyonlara muhatap oluyoruz. Zihinlerimizi kitle iletişim araçları yönlendiriyor. Baskın ideolojinin mantığı, kendisini her yerde hissettirebiliyor, bireyleri edilgen alıcılar haline getiriyor. Edilgen alıcıların tercihleri, yönelişleri, hayat tarzları ve değerleri parçalanıyor. Gerçek hayatın dışında, on-line hayatlar, ilişkiler, on-line dostluklar yaşıyoruz. On-line hayatlar insanları İnsani
...Tarihin taşrasında yaşamanın bir kader olmadığını kanıtlayabilmek için, her şeyden önce, İslami anlamda tarihsel gündemimizin önceliği ve adı, yapısal değişim için nihai-varoluşsal çözüm, tahayyül ve tasavvur olmalı. İslam dünyası toplumları, aptallaştırıcı, ahmaklaştırıcı geleneksel uyuşturuculara-patolojilere karşı zihinsel/ahlaki direnişi gerçekleştiremedikleri takdirde, sömürgeci-ırkçı tarihe karşı direnişi hiçbir şekilde gerçekleştiremezler. Kime, hangi otoriteye yönelik olursa olsun, kayıtsız şarts
Batı'nın yegâne uygarlığı, bugünkü bildiğimiz uygarlıktır. Bunun dışında, tarih boyunca herhangi bir uygarlık geliştirememiştir. İncelendiğinde, Batı olarak kabul edilen coğrafyada, yani kuzey yarımkürenin kırkıncı enleminin üstünde herhangi bir uygarlığın kurulduğuna tanık olmuyoruz. Tarihçiler bu bölgeyi "barbar"ların yurdu olarak tanımlarlar. Çok ilginçtir ki, Avrupa, dünyanın gelişme çizgisini sürekli olarak bu barbarlık çizgisine çekerek engellemeye çalışmış, kendisi ortaya bir şey koyamadığı gibi, baş
İnsanlık tarihinin şahitlik ettiği, çok geniş bir coğrafyada hüküm süren ve tek bir hanedan tarafından altı yüzyıl boyunca yönetilen yegâne imparatorluk olan Osmanlı Devleti, hem içinden çıktığı İslam medeniyetinin hem de genişlemesi sırasında kendi yönetimi altına dâhil ettiği öteki medeniyetlerin -Roma/Bizans'ın- vârisi olmuştur. Kültürel anlamda Moğol istilasının yol açtığı yıkımlardan yeni yeni kendisini kurtarmaya başlayan ve bazıları tarafından İslam'ın II. Klasik Dönemi olarak isimlendirilen zaman di
Peygamberlere indirilen vahyi okumayı önemsemeyen ve tamamen pozitif bilimlerde ifadesini bulan okuma türüne yoğunlaşan bir kimse, Allah'la alakasını kaybetmiş ve gayb konusundan habersiz kalmış demektir... Varlığı ve evreni yok sayan, varlıktan kopuk, sadece vahyin okunmasıyla kısıtlanmış okuma ise dünyadan nefret etmeye, onu ve içinde bulunan her şeyi bir pislik olarak görmeye yol açar. Bu sorun, insanın imar, ümran ve medeniyet potansiyelini felç ederek onu; hilafet, emanet ve imar görevini yerine getirm
Şunu kendimize hep sormuşuzdur: Neden bunca Osmanlı tarihçisi, onca yıldır inceledikleri Osmanlı İmparatorluğu'nun kimliğini ve ideolojisini inşa eden, yönlendiren, ana zeminini oluşturan bu sorun-sal üzerinde durmuyor, tartışmıyor, kısaca bu karınca yuvasına neden girmeye teşebbüs etmiyorlardı? Bazı büyük Osmanlı tarihçilerinin bile bu meseleye dair muhakkak ki söyleyecekleri çok şeyleri olmakla beraber, neden söylemiyorlardı?
Tükendi
İslam dünyasında Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıkları uzlaştırma ve İslam medeniyetini yeniden canlandırma çabalarının filizlendiği bir dönemde karşımıza çıkan en büyük engelin, genellikle dini ve siyasi ihtilaflar olduğu bilinmektedir. Bu ihtilaflar giderilmedikçe arzulanan hedeflere ulaşılması bir hayal olmaktan öteye geçemeyecektir. Asırlardır neden olduğu acıların, ümmetin hafızasındaki tazeliğini hâlâ koruduğunu düşündüğümüzde, ihtilafın zihinlerimizdeki yeri hiç de iyi değildir. Alvani, ihtilafın İs
Toplumlarımız, kapitalist, seküler, liberal dünya görüşleri, hayat tarzları tarafından eksiksiz bir biçimde fethedildikleri halde, toplumlarımız kapitalist/seküler/liberal/materyalist/pozitivist fatihler tarafından konulan/kurulan yasalar, kavram ve kurumlar tarafından yönetildiği halde, bizler, Müslümanlar olarak, İslami düşünce/kültür/akademi/siyaset vb. hayatı olarak, sanki böyle fetihler hiç yaşanmamış gibi, sanki İslami bir toplumda/dünyada/hayatta yaşıyor gibi, bu büyük anormalliği fark etmeden, hiç b
Bu kitap, indirgemeci görüşlerden ve ikili düşünceden kaçınmak amacıyla, İslam hukuku teorisine eleştirel ve çok boyutlu bir yaklaşım çağrısında bulunmaktadır. Bu itibarla, İslam mezheplerinin veya hukuk teorilerinin; kaynaklar, dile dayalı türetmeler, akıl yürütme yöntemlerinin de dahil olduğu çeşitli boyutlarını izah etmeye çalıştım. Bağlantısı koparılmış ve "yapısöküme uğratılmış" parçalar, sistemik iç ilişkilerini ve aralarındaki yapısal bağlantıları izah etmediğimiz takdirde, resmin bütününü oluşturama
Prof. Dr. Recep Şentürk, Direnen Meâl: Akif'in Kur'an Meâli'nin Tarihi ve Tahlili. Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu, Mehmet Akif'in Yazmış Olduğu Mealin Sessiz Muhafızı: Mustafa Runyun. Brett Wilson, Mehmet Akif Ersoy ve Kur'an'a Erişim. D. Mehmet Doğan, Âkif'in Mealinden Mahrum Kalmamızın Bedeli: Türkçede Meal Anarşisi. Doç. Dr. Faruk Tuncer, Mensur Meal, Manzum Tefsir Fatih Okumuş, Mehmet Akif Mealinin Üslup Tercihleri: Çeviri-Bilim Açısından Bir İnceleme. Fazıl Gökçek, Kur'an Ayetlerinin Yorumu Olarak ?Tevhi
İnsanlık medeniyetine İslam'ın etkilerini belirlemenin ve bunun ne kadar ve ne ölçüde olduğuna dair bir sınır çizmenin imkansızlığı ortadadır. Çünkü bu etkiler, uygarlığın birer parçasıdır. Beşer tarihi boyunca bu etkiler et ve tırnak gibi olmuş ve medeniyetten ayırt edilemeyecek unsurlar haline gelmiştir. Bu unsurlar onunla öylesine bütünleşmiştir ki, dünya milletleri artık onların ayrı unsurlar olduğunun farkında bile değillerdir. Bu etkilerin, dışarıdan kendi kültürlerine karıştığını ve bütün dünyayı etk
"...Müslümanların yeniden etkinlik kazanmak için dini yeniden yapılandırmaları ve hatta yenilemelerine ihtiyaç yoktur. Ancak onların birey olarak anlayışlarını ve idrak yöntemlerini yenilemeye, bunun için de gerekli irade, yetenek, kararlılık ve verimi sağlayacak epistemolojik ve metodolojik bilince ihtiyaçları vardır..." "...Her çağın ve kuşağın meydan okumaları ve sorularına Kur'an'ın kesin cevaplar ve çözümler ürettiği bir okuma tarzı benimsenmelidir. Bu ilahi vahye dayanan kitap, kıyamete kadar her şey
Doğu ile Batının Buluştuğu Yer, ayrı dünyaları "güç dengesi"nde değil, "kültür dengesi"nde buluşmaya çağıran bir kitap. Kendilerini uç noktalara, ifrat ve tefrite mahkum edenleri dengeye, adalete ve insafa davet ediyor. Gerçekten de insani gelişmelerin kaderi buna bağlı: Ya dengesi bozulmuş bir dünyada bu çekişme sürüp gidecek, ya da insanlık davet edildiği bu dengeli yaklaşıma yönelerek adalet ve esenliğe giden yolda huzuru bulacak. Yeryüzünde esecek bahar rüzgarları önyargılardan uzak, böylesine bir buluş
"...Gelin, Tanrı'nın zatına dair bizi şimdiye kadar kördüğümün ötesine götürmemiş eski sorularımızı terk edelim. İnsana, insanın görev ve sorumluluklarına dönelim. Zaten bu görev ve sorumluluklar, Tanrı'nın istediklerinden başka bir şey değildir. Bırakalım, kim olmak istediğine, Tanrı kendisi karar versin! Bütün insanların öncelikle ilahi iradeyi yerine getirmede birleşmesi mümkün, hatta gerekli değil midir?" "...Şimdi soruyoruz: Hıristiyan dünyası İslam dünyası ile bu rasyonel temele dayalı olarak iletiş
İslami dünya görüşü, hayatı olumlu değerlerle yücelten, kapsamlı, disiplinli ve gerçekleştirilebilir bir bütündür. Bu kapsamlı anlayış ne yazık ki, Müslümanlar arasında yaygın olan ve İslam olarak görülen teorik, parçacı, edilgen ve seçici bir sapmaya uğramıştır. Bilginin ve olguların mistik bir yaklaşımla çarpıtılması, nesnel, bilimsel bir araştırma ve analizin gerçekleştirilme becerisinin gösterilememesi bu sapmayı adeta meşrulaştırmaktadır. Kurani dünya görüşü, insan hayatını, temelde iyiliğin ciddi ve
Bu kitap, tarihin çözülmemiş en büyük sırlarından birinin alışılmamış ve bir incelemesidir: İsa, kimdi ya da ne idi? İnciller bu sorulara doğrudan cevaplar vermez; hem bizim için kaydedilmiş şekliyle İsa'nın hayatı hem de Havarilerin öğretileri ve faaliyetleri, şaşırtıcı çelişkiler ve tutarsızlıklarla çepeçevre kuşatılmıştır. Birçok popüler hikaye ve film, bu sırları sansasyonel bir şekilde dile getirdi. Burada, tarihsel bir dedektiflik hikayesi gibi okunan, temposu yüksek ve birbirine perçinlenmiş şaşırtı
Ahmet Sarıoğlu 7 Ocak 1940 yılında Trabzon'un Hayrat ilçesinde dünyaya geldi. Rize'de bir süre imamlık yaptı. Daha sonra tayini Edirne'ye çıktı. Burada çeşitli camilerde imam hatiplik görevini sürdürdü. Bu dönemde dışarıdan ilk, orta ve lise tahsilini tamamladı. 1974 yılında İstanbul Tıp Fakültesini kazandığı için tayinini İstanbul'a istedi ve Bayrampaşa Muradiye camiinde imam hatiplik görevine başladı. Devam mecburiyetinden dolayı Tıp tahsilini tamamlayamadı. 1977 yılında kazandığı İstanbul Hukuk Fakültes
Tükendi
BİR GÜZELİN TAKDİMİ Hayreddin Karaman Sevgili Recep Şentürk beni odasına davet etti, odanın kapısını arkadan kilitledi, kesin olarak gizli kalması kaydıyla bana bir şey göstereceğini ve onunla ilgili danışmada bulunacağını söyledi. Tabii merak ettim. Dolabı açtı, daktilo ile yazılmış, her tarafından eski olduğu anlaşılan bir metin çıkardı, bunun merhum Mehmed Âkif Ersoy'un yaptığı Kur'an mealinin bir kısmı olduğunu söyledi. Hemen elinden aldım ve hızlı bir şekilde bazı nirengi noktalarına baktım. İlk dikkat
Kim, tarihte Hz. Ömer'in yaşadığı gibi hayat süren, yamalı elbise giyen, dul kadınların evine kendi sırtında su taşıyan, çıplak döşemenin üzerinde uyuyan, çarşılarda halkın arasında dolaşan ve gittiği yerlere korumasız gidebilen, develeri kendi eliyle kaşağılayan; hamal, hizmetçi ve teşrifatçı nedir bilmeyen bir hükümdar gösterebilir? O, bütün bunlarla öylesine bir huşu telkin etmiştir ki, adını duyduğu zaman Arabistan ve İran titremiş, yüzünü döndüğü tarafta yeryüzü sarsılmıştır. İskender ve Timur'dan dehş
Otoriterlik bir hastalıktır, istişare ise bunun önleyicisi ve tedavisidir. Bir yönetici, yönettiklerinin doğruluğundan veya yozlaşmasından sorumlu olduğu gibi, yönetilenler de yöneticilerinin doğruluğundan ve yozlaşmasından sorumludur. Başlangıçta otoriter olma arzusu veya niyeti olmayan nice otoriter vardır. Ancak otoriterizm, böyle bir kişiye serbest hükmetme yetkisi verilmesi halinde yavaş yavaş kök salar ve büyür. İktidar konumundaki bir kişi tek başına düşünür, emreder ve yasaklar, onun otoritesini ko
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4