Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Sosyoloji Günlükleri başlığıyla okuyucuya takdim edilen bu kitapta gündelik dinî sosyal sorunlar sosyal bilimsel bir ilgi ve duyarlılık içinde ele alınmakta ve öne sürülen projeksiyonların değerlendirilmesinde Türkiye'nin tarihsel, kültürel ve entelektüel kodlarına sıklıkla başvurulmaktadır. Sosyoloji Günlükleri, siyasetle dini gündelik gerçekliğin esaslı bir şekilde parçası olarak görme arzusunda olanlarla, onu elden geldiğince kamusal alanın dışına itmeye çalışanlar arasındaki gerilime odaklanmakta ve bu
Tükendi
Harama ayarlı bir hayatın içinde müminler için bir esenlik yoktur. Kişisel tercihlerin, cemaate özgü tercihlerle bütünleşmemesi bir dağılma ve erimeye yol açmaktadır. Kişisel tercihlerle kalmak, her şeyin ve herkesin kölesi olarak kalmak demektir. Kişisürü olmaktan kurtulmak istiyorsa, güçlerin buyrukları doğrultusunda bir hayatı ve bir dünyayı işaret eden kitle haberleşme araçlarını izlemekten kurtulmalıdır. Batıla ait bir yöntemle, hakikatin sınırları çizilemez. İmanın coğrafi anlamda bir yeri,
Bu gruplardan her biri farklı bir düşünce ve otorite çizgisini temsil etmekte olup, diğer gruplarla rekabet hâlindedir. Hepsi de taraftar kazanmak için birbirleriyle yarışırlar. Dolayısıyla, arayış içinde bir genç olarak her birinin meşru hedefiydim. Bu ilgiden hoşnut olmakla birlikte, amaçsız olmamaya kararlıydım. Teklif edilen farklı İslam yorumlarını bizzat deneyimlemek, her birinin görüşlerini sorgulamak ve çağrıldığım cennetin ne tür bir cennet olduğunu keşfetmek istiyordum... Rıza'nın beni, Haşhaşili
An IslamicPsychospiritualStudy "The human race is in crisis and very few of us – if any – are able to understand what is wrong with our lives and the world at large. How did this happen and how did humans become so ‘disconnected' with humanity? Why are psychological disorders such as depression, anxiety, fear, and suicide on the increase, and why are conventional Western therapies unable to stem the tide? To approach this we must first look inside ourselves – to explore our own purpose in life and extend t
Elinizdeki kitap, bir din olarak Yahudiliği; kendi kaynaklarından ya da kendi kaynakları dikkate alınarak dinler tarihi disiplini geleneği içinde ortaya konulan çalışmalardan hareketle -akademik alanda burada ele alınan konularla alakalı yaşanan tartışmalara yer vermeksizin- ihtisas sahibi olmayan okuyucuyu bilgilendirmeye yönelik, ancak ihtisas sahiplerinin de yararlanabileceği bir çalışma olmayı hedeflemektedir... Bu yüzden, kısa da olsa bir din olarak Yahudilik diye isimlendirilen dini oluşturan temel k
Bugün bir taraftan İngiltere ve Avrupa'da pek çok psikoloğun psikanalizden yüz çevirdiğini ve İslam'la nispeten çatışmayan yeni rakip ekollerin ortaya çıktığını görürken, diğer taraftan Müslüman ülkelerde birçok psikoloğun kendilerini hâlâ Freud'un kertenkele deliğinde emniyette hissettiklerini görüyoruz... Psikolog, öznel olarak neyi kendine referans aldığını itiraf edebilirse, önyargılarının gözlemlerini nasıl etkilediğini daha iyi görebilir ve deneysel kanıtlar gerektirdiği takdirde pozisyonunu hemen değ
Haccac Ali bu kitabında modernitenin temelini oluşturan seküler aklın haritasını çıkarmakla kalmaz, ayrıca postmodern dünyadaki seküler metaforların önemini de vurgular. Değerden bağımsızlığı kutsayan, boşlukta salınan, güç uğruna tüm merkezleri tasfiye eden bu metaforlar, kaosun eşiğindeki bir kültürün ürünüdür. Bu bağlamda modernist tek-doğrusal tarih algısı, tarihsel aşamalar ve dönemler algısını desteklemiş ve sekülarizm bir gelenek ve ideoloji hâline gelmiştir. Bununla birlikte, postsekülarizm sosyolog
Tükendi
Büyük bir kültürün inşası, kültürel bir mücadele, İslam'ı ve Müslümanları nesneleştiren tarihe ilişkin ikna edici çözümlemeler yapmak suretiyle başlatılabilir.İslam'ı tarihin dışına sürerek, onu vicdanlarda yaşamaya mahkûm eden, yanlış-sahte ideolojik-seküler mutlaklarla, zihniyet ve iradeyle nihai anlamda hesaplaşılıncaya kadar, hiçbir şekilde İslami özgürlüklerden-etkinliklerden-mücadelelerden söz edemeyiz. Bilinçli, bağımsız, onurlu kişilikli varoluşlar ve hayatlar büyük sayıların ve iktidarların yanında
Sanat nedir? Arapça "sun"kökünden türemiş bir kelime olan sanat,sözlüklerde "Bir şeyi güzel yapmak; bir şeyin güzel, beğenilir olması için uygulanan kurallar"; "Duygu, tasavvur ve fikirleri etkili bir biçimde ve göze gönle hitap edecek şekilde söz, yazı, resim, heykel vb. ile ifâde etme husûsundaki yaratıcılık" şeklinde karşılık bulur. Sanatın tanımlarında yer alan bu "güzel" ve "göze gönle hitap etme" ifadeleri, bir milletin diğer milletlerden ayırıcı vasfını da ortaya koyar bir anlamda. Zira sanat, bir mi
Tükendi
Çağdaş değer sistemlerinin yardımıyla Allah'a ve İslam'a yol aramak, Allah'ın ve İslam'ın bütün zamanlar için indirdiği bütün araçların bugün geçersiz olduğuna itikat etmek anlamına gelebilir. Allah'ın dininin modern değer sistemleri tarafından aklanmaya ihtiyacı bulunmamaktadır. Küfre karşı imanı savunmanın da kendine özgü bir yolu vardır. Küfrün itibar ettiği yollarla iman savunulamaz. Modern değer sistemlerini tevhidî bilincin rehberliği altında sürekli olarak sorgulamak gibi tevhidî bir sorumluluk duru
Evrende her şey, öncelerin öncesinde öngörülen bir düzen gereği engin bir doğallık ve uyum içerisinde, sonraların sonrasına doğru akıp gitmektedir. İnsan, varlığını eksiksiz bir şekilde sürdürebilmek için evrende somutlaşan bu değişmez yapıyla bütünleşmek durumundadır. Bütün bir evren Allah'ın yurdudur ve bütün bir evren Allah'ın bağışlarıyla bezenmiştir. Allah vermeseydi bu bağışları, haşa başka verecek yoktu. Hiçbir gücün dünyada bir zerreyi bile halletmeye mecali yoktur. Yeryüzüne bir haberdir insan, mu
Dünyanın ve hayatın bütün boyutlarını kuşatan dejenerasyon süreçleri bütün hızıyla sürüyor. Bütün dünyada kitleler görsel nihilizm tarafından kuşatılıyor. Kendi ülkemizde irademiz dışında, bize ait olmayan düşüncelere maruz bırakılıyoruz. İslami varoluşumuzun, kültürümüzün, uygarlığımızın saygınlığını gereği gibi koruyamıyoruz. Farklılık haklarımızı kullanamıyoruz. İslam ve Müslümanlar bir şekilde biçimsizleştiriliyor, sevimsizleştiriliyor. Düşünsel, kültürel ve entelektüel olarak, yabancı bir istilaya uğr
Osmanlı'da Yönetimve Savaş Yönetim ve savaş, çağdaş siyaset literatüründe ayrışmış alanlar olarak kabul edilse de yakın çağlara kadar bunlar, bütün dünyada birbirinden ayrılmayacak iki olgu idi. Ortaçağda ve erken modern çağlarda, Türk ve İslam devlet geleneğinin merkezinde yer alan daire-i adalet felsefesinde ise bu durum daha da belirgindi. Söz konusu dönemlerde hükümdarın veya devletin esas sorumluluğu daire-i adalet adı verilen düzeni tesis etmekti. Bu düzen fikrinin esas gayesi, yöneten ve yönetilen k
DinveMedeniyet Üzerine Nedvi,vahiy temelli toplumsal ahlaki düzenin özelliklerini, köklerini materyalizmde buldu-ğumuz akılcı ve mistik düşünce ekollerinin sosyal düzenleri ile karşılaştırmalı olarak ele almış ve bu sistemlerin özelliklerini kısa ve özlü bir şekilde bukitabındaortaya koymuştur. Yazar, günümüzde dünyaya egemen olan kötülüklerin temelinde ne olduğunu araştırmış, insanların tavır ve davranışlarının kökünün ekonomik, sosyal ve siyasal sistemlerde değil, ahiret inancı veya dünya görüşleri doğru
Tükendi
Doğuşundan kısa bir süre sonra evrensel bir niteliğe kavuşan İslam toplumunun oluşum yıllarıyla ilgili olarak yapılan çağdaş çalışmalar sayısal olarak çok kabarık olmasına rağmen, ağırlık İslam dünyası dışında kalmakta ve sömürgeci/oryantalist metotlarla gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Bu yolla oluşan hegemonik bilimsel otorite, ne yazık ki maruz kalan dünyanın fertleri tarafından da gerçek olarak savunulmakta, doğru bilgiye ulaşmanın önünde engel oluşturmaktadır. Kitabın ana konusunu oluşturan Beytü'l-Hi
Bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirilmeyen akıl, önceliklerini ve görevlerini belirleyemeyeceği gibi, planlama ve programlama da yapamayacak ve en iyi sonuçlara erişmek için başlangıç ve sebepler üzerine çalışmasını da mükemmel bir şekilde gerçekleştiremeyecektir. Özgürlüğün amacı insanın uzun vadede ortaya koyacağı uygulamalarının, verilerinin ve ilişkilerinin tümünde evrenin genel yasalarıyla ve zorunlu ilahi sistemle bütünleşmesidir. Yeryüzündeki halifelik konumundan kaynaklanan ve diğer varlıklard
Tükendi
Modern-seküler zamanlarda, İslam dünyası toplumları maruz kaldıkları çok yönlü seküler-liberal saldırılar, işgal ve istilalar sebebiyle İslami anlamda iman-amel-eylem bütünlüğünü temsil iradesini bütünüyle kaybettiler. Bugün, ne yazık ki, bu bütünlük temsil edilemiyor, bu konuda kuşatma genişleyerek/derinleşerek sürüyor, sürdürülüyor. Bu nedenle İslami kişiliği-miz paramparça olmuştur. Bir parçamız İslam'a hizmet etmeye çalışırken, daha büyük bir parçamız kapitalizme, bir başka parçamız sekülarizme ya da li
Klasik ve en sade ifadesiyle tevhid, "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur" ifadesine sağlam bir şekilde inanmak ve tanıklık etmektir. Olumsuz gibi görünen ve bir fikri kısaca özlü bir şekilde söylemenin zirvesini teşkil eden bu ifade, İslam'ın bütünü içinde en büyük ve en zengin manaları ihtiva eder. Bazen bir kültür, bir medeniyet veya bütün bir tarih bir cümleyle ifade edilir. İşte, tevhid kelimesinde anlamını bulan tam da budur. İslam'ın bütün çeşitliliği, zenginliği ve tarihi, kültürü ve öğretisi, hikmet
Osmanlı Devlet adamlarının, kendilerinden önceki birikimi tevârüs etme gayreti içerisinde oldukları bilinmektedir. Osmanlılar bu bağlamda daha ziyade Türkiye Selçukluları'nın siyasi, sosyal, iktisadi ve kurumsal birikimini devralmışlar, sınırlarını genişletip iktisadi bakımdan refah seviyesini üst seviyeye taşıyınca dünyanın muhtelif bölgelerindeki âlimlerin cazibe merkezi olma özelliğini kazanmışlardır. Bilhassa klasik dönem olarak adlandırabileceğimiz kuruluştan başlayıp Kanuni Sultan Süleyman devrinin so
Tükendi
Osmanlı'da Siyaset ve Diplomasi Sosyal ve kültürel tarih yazımındaki büyük parlamalara rağmen siyasi tarih yazımının önemini devam ettirmesi oldukça doğaldır. Çünkü toplumsal ve kişisel hayat renklense, ilgi alanları çeşitlense bile, dünya kamuoyunu en çok meşgul eden meseleler hâlâ siyasidir. Dolayısıyla ilkçağdan günümüze değişmeyen en temel insan hikâyesinin, siyaset ve iktidar mücadelesi olduğu söylenebilir ve bu, doğal olarak, siyaset ve diplomasi tarihinin asla önemini kaybetmeyeceğini gösterir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3