Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 164 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
sol nasıl solmasın anlamadan inandıkça insan nasıl kanmasın on dört yılda bir kitap okudukça iplik neden unutmasın tüm geçmişini bunca ezilip bükülerek azaldıkça parçalanmış sol nasıl solmasın klor yağmurları hep üstüne yağdıkça çiçekle kurşun savaşında Ali İsmail nasıl yerde kalmasın baskıcılar barbarlığı aştıkça çalınarak bulandırılmış anın görülmemiş kanlı vahşetinde sol direnirken nasıl solmasın daha güzel günlere inandıkça en uzak yıldızın ışığı karanlıkta niçin parlamasın biber gazında boğulmuş
gülüm canım çapraz yanda 76da dar akşama doğru tanısı konmadık yayvan ağrı dirimsilineyazan dinde gün doğdu gün doğdu meşe kesildi kesere sap kanlar nakış iplik kaynadı yaşı tutmayan kumda oynadı serim aşağı kelikte hep gün yükseldi
Bir sevgili göz yaşı döker; tarihi bilinmeyen bir günde Göz yaşları yanaklarından süzülür, süzülür de ağlamaktan gözpınarları kurur, kuruyunca kan çanağı olur o gözler. Sonra zaman geçer, yeni günler doğar yüreğe, yürek filizlenir, yeni aşklara kucak açar yeniler aşk kendini
iki çizgiyle kapatılır öfkeler alır mutsuzluktan uçurur aşkla bakan ışıklı gözler
Tükendi
Dışavurum ben kimsenin görmediği bir rüyada kaçak yaşıyorum ıssız köylerdeki yaban incirlerine benziyorum unutuldukça çürüyen birilerine bir şeyleri anlatmaya nerden başlayacağımı bilmiyorum içimde gezen sürekli bir sevgili değiştirme isteğiyle boğuşuyorum çocukluğumu satışa çıkarsalar kendiminkine beş kuruş vermem ben artık nasıl öldüğümü anlatıyorum dostlarıma çünkü aslında hiç kimse yok suçlayacak etrafta kendimden başka kalkıp sabahları su içmeye dere kenarlarına iniyorum ağzımda tuz ve limon, kalbimd
Adele uzanmış ve bu kıpır kıpır, kımıl kımıl kutuyu yakalamış. Onu göğsüne doğru sıkıca tutarken kapağını açmış. İçine baktığında bir sürü kek görmüş ve bir tanesi hareket ediyormuş. Gene çok fazla televizyon seyrediyorum, diye kendi kendine düşünmüş. Sihirli kek elimizdekilerin kıymetini Bilmekle ilgili bir kitaptır.
'22 baba ve onların evlatları ile olan ilişkilerini' anlattığı bu kitapta çocuklar babalarını; babalar evlatlarını bulacak 'Mahmut Gümen, bu kitabı sadece kendine has akıcı üslubu ile yazmakla kalmamış, öyküleri değişik yazım tarzlarıyla bize sunmuş. Bu da kitaba çok renklilik getirmiş. Kolay okunur bir tarzı olmasına rağmen, her öyküden sonra insan bir iki dakika hikâyeyi düşünmeden diğerine geçemiyor. Her bir öyküsü bir film, bir dizi olacak nitelikte olan 22 hikâyeyi unutamayacaksınız'.
Tükendi
gir harflerin magmasına yanarsa yansın tükendi aşk sustu yeşilin derininde orman kuşlar özgür kuru dallarında su düşse harlayacak toprak ne çok acıya gebesin başkaldıran çığlığa...
Tükendi
Art gören kindar kâhin hangi yöne gideyim, her yön yine kendime dönerken? Hangi yön, hangi yöre, kime göre? Her erk gerici, niye? Ey köhne gök gerin, meni dök! Ey kemirgen gece, irin hem kan emdir! Yan yedi cihan, diren kadim keman eri demir kader, dirhem dirhem öde âdem, diri diri göm kendimi derine iyice. Rahim ki, yerin dar örgenidir, Men, hem kan, hem irindir. Hadi kör, iki derin imge ör.
İnsanlar gibi dillerin de birbiriyle konuşmak, duygu ve düşüncelerini aktarmak ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçtan doğan çeviri etkinliklerinin bizim topraklarımızdaki serüvenine yakından bakan Tozan Alkan, bir taraftan gözden kaçmış çevirmenlerin ortaya koyduğu eserlere eğilirken, diğer taraftan diller arasında dolaşıp durmuş sözcüklerin çeviri üzerinden kültür hayatımıza yansıyışını resmediyor. Beş yıl Boyunca çıkardığı "Çevirmenin Notu" [Ç.N] dergisiyle çeviri edebiyatımıza yoğun emeği geçmiş bir şairin dile
ah gül koyarlar gecenin yarasına uzun paltolu yazılar ayaklanıyor içimde cinayettir gülün kırılışı bu sular ecel, bu sular kara, bu sular ziyan bahara sen külközün içinde kedi olduğunda ben çembere alınmış çocuk yüzüyüm şiirlerine saçlarında kanat arayan çağılda ey kahır, beni atlara sür sıyır ve götür lallarımı
Tükendi
"Kitap tanıtımı düşüncesinde değilim. Çünkü şiir ve şaire başka yaklaşımların, daha derinlikli farklı yazıların (değerlendirmelerin) olması gerektiği görüşündeydim. Bir açıdan artık klasik eleştirinin de modern, postmodem... Şiir örnekleri karşısında aşılması uyarılarıydı düşündüren. Değerlendirme, birtakım ayırd edici öğelerin farkına vararak ürünün ruhuna inmek; pırıltılarını farket(tir)mek yoluyla şiirin elinden tutulmasını, kitap raflarmdaki boynu bükük sessiz bekleyişlerineson vererek el verilmesini sa
Tükendi
düşünden giriyorum içine orada susuyorsun dolanıyorum yanmış köklerinden kanayan dilini buluyorum gel çocuğum ol birlikte büyüyelim diyorum
Tükendi
Gönderilecek Dosyaların Boyutu 100 K dan Büyük Olmamalıdır.
Cesare Pavesenin meşhur dizesidir: Ölüm gelecek ve gözleri gözlerin olacak. Pavese, bir müntehirdi. Yaşama Uğraşı adlı günlüğü, şairi intihara götüren süreci görmemize imkân verir. Tabii, akla şu soru gelmeli bu sözü söyledikten sonra: Bu imkân neye yarayacak? Yani, onu intihara götüren süreci göreceğiz de ne olacak? Olacak olan bence şu olabilir: Şairi intihara götüren süreci görmek, belki bize, şairi hayatta tutan süreci görme imkânını verebilir. Çünkü hayatta kalmak gerçekten zordur. Yaşamak, diyoruz biz
Çölün kumunun kımıl kımıl edişi rüzgarın gücüne boyun eğişinden değil, mecnun duyarlığından; nergisin boyun büküşü kurumuşluğuna değil güneşin sert bakışına kırılgan oluşundan, dağın karından vazgeçişi yükünün ağırlığından değil, ovanın çatlamışlığına dayanamamasındandır. Bozkır insanının sert yapısının altında nazeninlik kıvamı vardır. Ahmet Üresin nasıl da duyarlı ülkesinin her sorununa boyun bükmeme adına şiire bulaşır, şiir içer, sarhoş olur, sevdalanır. Gül Kurusu Akşamlarında gezidedir, erken ölümlere
Tükendi
"Ben bir prensesim. Bu ada da benim ülkem. Ağaçlar, kuşlar, rüzgâr, tüm canlılar benim arkadaşım. Onları duyabiliyorum. Onlarla konuşabiliyorum; benim gerçeğim de bu.' Neden daha önce söylemedin bana dedi, Melis. Biraz şaşkındı. Sevgili prensesim önünüzde saygı ile eğiliyorum." Bazen hayâl dediklerimiz gerçeğin tâ kendisidir. Melodi'nin dünyasına misafir olmaya hazır mısınız?
Tükendi
Susuz ve çölleşmiş bir dünyada çocuk olmak ne kadar zordu. Yağmur bir efsaneydi. Orman çok uzaklarda kalmıştı. Bora ve arkadaşlarının suya yolculuğu ..Geçmişte mi? Gelecekte mi? Yoksa şimdi mi? Kurgu içinde kurgu, mektup içinde rüya,hayalci ama yeşil bir dünya İçin mücadele eden bir grup çocuğun öyküsü..
Tükendi
bu kenti ikiye böldüler, seni sınırıma yerleştirdim dikenli teller çiçek açtı göz göz öte yanda: mimoza . tomurcuğa oturmayalım, beklesinler çiçek açmamızı bahar da şaşırsın kalleşliğimize gözleri: mahmur . cenneti vaat etme bana geceye girerken cennetinde yaşat sen beni dalımda: zeymuran
Tükendi
Bu rüyadan sakın uyanma; ölüm sonsuz yaşam Mesnevi dudağını Mevlânâ teriyle ört. Var dergâhta aşka dur ki, seferi olasın. Çünkü gülü bahçe korur; onsuz hep kurumuştur İşte Hacı Bektaş, işte Pir Sultan ve bazı Gurbet suları gergin, özlemli içilir hüzünle Tüllenen hülyandı efsuni uykuya daldıran. Kurşun peltesi dizlerim; tanrıya niyaz İçin el açar. Hatıralarım ağır aksak yürür Karlı dağların seccadesinde açan karanfiller Erikli sularıyla abdest alırken huzur diyorlar. Modernist bakışın; köhneleşmeyi üfürü
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 164 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4