Yeni başlayanlar için trajedi mektebi açılacakDoğuştan azledilmişlerin fitil tutmaz yaralarının merhemiSarılacak düşmüş denizde bir yılanın boynunaDuruk bir boyun altına alınacak gibi değilSorguya başlayanların alnına sorguç vurulacak!

Sesim uzun göç yolu,Yüzümü ıssızdan devşirdim,Zamanı bildim, zaman korkunç,Nereye götürdüysem eğreti kalbim.

Son dönem şiirimizin güçlü imzalarından olan İsmail Cem Doğru'nun beklenen şiir kitabı okurla buluşuyor. Ben'in şiirini yazarken, toplumsal olana da değinen şairin bu kitabı uzun bir ‘Ara'dan sonra şiir okurunun keyifle okuyacağa bir kitap olarak edebiyat tarihimizde yerini alacak ve kendinden övgüyle bahsettirecek. Demedi demeyin. İyi şiir her zaman kendini gösterir.

Dolduramadığımız boşluklarBir yamadır göğsümüzdeOrada çiçekler şefkat arıyorEksik olmanın kırgın dilindeKimseler düzeltmiyor dağların etekleriniDüşüyoruz hep bir uçurum içe

Yayınevimiz edebiyatın usta ve genç kalemlerini bir çatı altında toplamaya devam ediyor. Biz diyoruz ki N.Cihan Taşan adını bundan sonra çok sık duyacaksınız. Bitmeyen bir trajedinin eskimez oyuncusu olarak da görebileceğimiz Taşan, rolünü oynayacak, bütün insanlığın acı ve ıstırabını kendi nefsinde hissederek bulunduğu her iklimde kendine ait kelimeleri kolluyor bu kitabında. Kim bilir okuyucunun ruhundaki isyanı da tetikleyecek bir kitap Leyla da Şiire Dâhil... Buyurun sizi şöyle salla sırt içeri alalım..

 

Halid Ziya Uşaklıgil üzerinden yüz yıl geçtiği halde hala geniş bir okur kitlesine ulaşabilen "Mai ve Siyah" isimli romanının yazılış süreci hakkında şunları söylemiş:"... Bir ara Halil bana "Bir şeyler yazıyor musun, yazmayacak mısın?" diye sordu. O zaman ben, her akla geleni söylemekte sakınca görmeyen bu genç dostlara yakından bilmedikleri İstanbul yaşamını anlattım. Üstelik kafamı tırmalayan küçük öykünün konusunu, bu konunun o döneme göre biraz çekinceli olabileceğini açıkladım ve hemen bir sanatçının

"Kirli barakanın yosunlu kiremidindebeyaz bir kedi miyavlıyor keyiflibeklenmedik kadar sıcak şubat güneşindekediyle aramızda mutluluk yarışı..."

"Beş arkadaşın heyecanlı, ürkütücü ve sürükleyici hikâyesi... Bu kitapta teknolojinin hayatımızdaki yerini, artı ve eksilerini fark ederken kahramanlarımızın başından geçen enteresan hikâyelerle tanıklık edeceksiniz. Üstelik rüyalar, hayaller ve komik, ürkütücü canavarlar da size eşlik edecek."

Nazlı ve Mert Can, uzun zamandır birbirlerini göremeyen iki kuzen. Nazlı, yaz tatili için dayısının yanına gidiyor. Bir akşam Mert Can babasını "Geçmiş Olsun." Diyerek karşılıyor. Nazlı şaşkın bir biçimde soruyor: "İnsan babasını niye geçmiş olsun diye karşılar ki?" Bu hikayeyi okurken "Geçmiş Olsun." Demenin bambaşka bir anlamı olduğunu öğrenecek, Nazlı'yla beraber yer altına, madenlerin ve madencilerin zorlu dünyasına merhaba diyeceksiniz.

?Hepimizin hayatında sevdiği, örnek aldığı bir öğretmeni olmuştur. Bir öğretmenin, öğrencilerine nasıl model olduğunun kanıtı bu kitap! Berna Olgaç, çocuklarımızın ilgi alanlarına eğilmeye devam ediyor. Sütlü Çikolata Fındıklı Kurabiye'de bu sefer de radyo oyunlarına ve tiyatroya dikkatleri çekiyor. Zihin gücünün gelişmesine, dikkat dağınıklığına iyi gelen radyo oyunlarına ve tiyatroya işaret ediyor!"

Düzden okursan hicret tersten okursan tercih her ikisinde de bir vazgeçiş yok mu?" Diyor Hakan Çelik. Sizi size anlatan bir kitap: Farknâme. Kalbinize bir gergef gibi işliyor sözcükleri yazar. Buyurun sizleri şöyle salla sırt içeri alalım...

? daha önce de oturan oldu buraya, mutlaka: ya kederli kalbinde kramp ya şakaklarında ipi yitik bir uçurtma, bir volan ki neden böyle çabuk çabuk döner, başımdan beter? ah, dalmışım! çayım, soğumuş bardakta rüzgârla sımsıcak söyleşirken, gün akşam olmuş, gurup bir şarkı fısıldamakta... insan, üzgün gölge! geçer yeryüzü avlusundan avuçlarında bir iç çekiş ... bir varmış bir yokmuş, ıslıklarım boşlukta? İyi akşamlar dünya." İlhan Kemal, Ağır Çıvgın ile bambaşka kapılar açıyor şiirin bahçesine. İçten söyl

?demir uyur derin etinde taşın toprağın damarında çalışır mineral hıçkırır banliyö çöplüklerinde Medineler karyeler iner cebellerin tarihinden savaş öyküleri kalır söylenlerden kanatları arzın dipte açılır yanlış bi tecellidir yakılır su dağları" Su Dağları'nı keyifle ve dizelerin altını çize çize okuyacaksınız. İmgesel şiiri boğmuyor okuyanı. Nefes alıp veriyorsunuz: ?göğün sırtını öpüyorum ağzım güneş topluyor" derken şair...

en iyisi bir kitaba sığınmaktır. Onun sıcak, korunaklı ve büyülü mekânına gitmek, konuğu olmak, birlikte vakit geçirmek nasıl da iyi gelir insana. Görmediğin yerleri görmüş gibi duyumsar, yeni dostluklar edinir, aşık olursunSevinirsin ve üzülürsün. Yalnızsındır, kitabın içinde daha da yalnızlaşırsın tersini umarken. Ama ?daha iyi yalnızlaşırsın.' Cezmi KOCA

Her şey tükenir bir çocuğun gözleri hariç der Hayati Baki. Elimizde kalan sadece ve sadece bir çocuğun gözleriyse, her şeyi bırakıp o gözlere bakmak lazım. Çünkü acı olan bir gün o gözlerin de büyüyeceği. Dahası, ?ölümün geleceği ve onda o gözlerin olacağı' Cezmi KOCA Son dönemde, keyifle altını çizerek okuyacağınız bir kitap: Salınım. Nedim ince, Akdeniz'in o sıcak ve bir o kadar da samimi sesiyle okura ses veriyor.

Evlat, şu tuzu uzatsana Hilmi Yavuz *Severim. Bir de beni kızdırmaktan vazgeçse Tuğrul Tanyol Türk şiirinin prensidir. Lale Müldür *Ne yazsa, güzel yazar. Ali Günvar *Acırım onun eline düşen kelimelere! Haydar Ergülen *Baha derim kendisine İhsan Deniz *Kesinlikle kıskandığım tek şair. Seyhan Erözçelik *Ben ona aşığım Sami Baydar *Hakikaten iyidir. Cem Yavuz *Ağbimdir Levent Karataş *Ağbi, kitap? Mustafa Fırat *Bayrıl'ın ustası Hilmi Yavuz kadar ayak düşürmekte başarılı olduğunu söylemek güç. Sabit Kemal Bay

Ali Günvar, bütün bu rant ilişkilerinin ve uyduruk polemik ortamının dışında durmaya özen göstermiş bir isim. Şiirleri ve yazılarıyla ötekilerden hemen ayrılıyor. Cenk Palaz Son dönem derli toplu okuyabileceğiniz genişletilmiş ikinci baskısıyla bir kitap sunuyoruz siz okurlara. Edebiyatın özelde şiirin içinde olup da bu kitabı okumamak olmaz düşüncesindeyiz.

Sahtesi gerçeğinden daha sahici bir gülüş varsa ona hayran olurum; zirâ her aşkın bir miktar sahteliğe ihtiyacı vardır; yeter ki bu sahtelik kâfi derecede sahici olsun. Hüseyin Kalyan, heyecan verici bir şair. Okurken, okurken kendinize ses vereceksiniz başınızı sallayarak. Çok nadir olur böylesi daha ilk kitapta iyi şiiri yakalamak. İroni, varlık ve felsefe mi dediniz? Biz şiir diyoruz. Buyurun

Ferki Haydaroğlu, Avrupa'nın doğusundaki bir ülkede doğdu. Küçük bir çocukken Türkiye'ye göç etti. Türkçeyi dört yaşından sonra öğrendi. Yıllarca hep bir şeyler yazmayı istedi. Başkaları beğenmez diye yazma işini sürekli erteledi. Elinizde tuttuğunuz bu ilk kitap, işte böyle uzun süren iç çatışmanın sonunda yazılan öykülerden oluştu. Haydaroğlu, içten samimi bir dille öykülerini kuruyor. Hayatın içinden. Tanıdığımız kişiler var. Olayı alıp uzatmıyor. İfadeleri net. Kesin. Bir ilk kitap için ?hadi canım' diy