Sunum yapmak birçok insanın en büyük korkusudur, içinden çıkılması çok zor bir iştir, sanki dipsiz bir kuyudan gökyüzüne bakmak hissini yaşatır, kuyunun dibinden ne kadar çıkışa yaklaşırsanız, yaklaşın, duygularınız ve korkularınızın etkisi ile çıkışın birden sizden uzaklaştığını ve kendinizi tekrar kuyunun dibinde gibi hissedersiniz. Sunum süreci kişisel gelişim aşamasıyla başlar, sunum hazırlığı ve platformda sunumun yapılması ve değerlendirme aşamalarının bitimiyle tamamlanır. Bu süreçlerin

Okullardaki matematik öğretiminin gerçek hayatta karşılaşılan sorunlarla bağdaşmaması, öğrencilerin okulda aldıkları bilgi ve becerileri gerçek hayatta kullanmada yetersiz kalmaları, karşılaşılan problemler üzerinde düşünmek ve çözüm stratejileri üretmek yerine, işlemlerde hızlı bir şekilde sonuca gitmeye çalışmaları son yıllarda eğitimcilerin üzerinde en çok durdukları konulardandır. Gerçekçi Matematik Eğitimi, 1970'li yıllarda matematik öğretim/öğreniminde ihtiyaç duyulan reformu gerçekleştirmek amacıyla

Şiir, hayatımın önemli bir parçasıydı. Can yanıklarımın islerini şiirlerimle seslendirdim. Bu yüzden yazdıklarıma şiir, bana da şair dediler. Yazma serüvenimde kalemime ve yüreğime inananları ufkuma ışık, inanmayanları da elime kaşık edip ilerledim hep. Gelmemiş Birine Veda, canımdan kopanlar, adanmışlıklar ve bitmez dediğim tüm aşkların eseridir. Saygılarımla sizlerin beğenisine sunuyorum!

KPSS öğretmen adayları için her geçen gün daha çok kabus haline gelmektedir. Böyle bir ortamda öğretmen adayları hem sınavla boğuşmakta hem de yaşının gerektirdiği diğer sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum şahsımı, bir eğitim bilimci ve insan olarak rahatsız etmektedir. Bu nedenden bu zorlu süreçte bu geleceğin kıymetli insanları olan öğretmen adaylarına az da olsa bu önlerindeki KPSS algısını kolaylaştırmak ve atanmalarına yardımcı olmak hasebiyle bu kitabı hazırladım. Bu kitabın hazırlanmasında ve s

Uzun yıllar devam eden varoluş mücadelesi her ne kadar belli bir evreye gelmiş olsa da Filistin toprakları hala işgal altındadır ve bir kısım üyeleri tarafından tanınsa da BM tarafından resmen devlet olarak tanınmamıştır. Bu anlamda BM'de gözlemci devlet statüsünde kabul edilmiş olması elbette yadsınacak bir aşama değildir. BM tarafından resmen devlet statüsünde tanınsa da İsrail'in sürekli Yahudi nüfusu yerleştirdiği işgal altındaki topraklarda sağlıklı bir Filistin devleti yapısının oluşumunun ne kadar im

"Okumak ve yazmak", insan için yaşamsal değer taşıyan "bilme ve bildirmenin" temel yapı taşlarıdır. İnsan bilmek ister, hayatı, dağı, taşı, canlı cansız, somut soyut, doğru yanlış, güzel çirkin her şeyi merak eder. Söz konusu merakı giderecek olanda kuşkusuz okuma bilgi ve becerisidir. Yıllarca ilkokuma yazma öğretimi özellikle de mesleğe yeni başlayan öğretmenlerce zor olarak algılanmıştır. Şüp-hesiz bunda en önemli etkenlerden birisi ilgili literatürün mesleki deneyimi az ya da hiç olmayan öğretmenlere

Günlerden bir gün Ay kraliçesi uzaklardan dünyayı seyrediyormuş. Kraliçe ormanın derinliklerindeki su kuyusunun başında, su kovalarıyla oturan ve hıçkıra hıçkıra ağlayan küçük öksüz kızı görmüş. Çok etkilenmiş ve hemen onun yanına gitmiş. "Neden ağlıyorsun güzel kızım" diye sormuş. Öksüz kız sesin geldiği yöne doğru bakmış. Kimseyi göremeyince de "kim var orada," demiş. Kraliçe de "Benim! Ay kraliçesi." Öksüz kız,başını kaldırdığında karşısında güzellikler ve iyilikler kraliçesi olan Ay Kraliçesini görmüş..

Kişiler arası şiddet, çoğu lise öğrencisi tarafından temel savunma refleksi, onuru koruma enstrümanı, kahramanlık öykülerinin kaynağı, erkekliğin göstergesi, gücün ve kararlılığın kaynağı olarak görülmektedir. Dolayısıyla kişiler arası şiddeti ortadan kaldırmak, bir nehrin akış yönünü değiştirmek gibi bir şeydir. Sayın Feridun Balcı, bir nehrin akış yönünü değiştirmek için diğer bir ifade ile paradigma değişimini sağlamak için 2006 yılında bir yolculuğa çıktı. Bu kitap; bu yolculuğun diğer bir ifade ile ön

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir düşler perisi varmış. Bu düşler perisi her gece çocuklara en güzel rüyaları hediye edermiş... Sabah olduğunda çocukların çoğu yataklarından mutlu ve neşeli uyanırlarmış, fakat Afrika'daki çocuklar düşler perisinin rüyalarını çok beğendikleri halde, açlık ve susuzluk çektiklerinden uykularından halsiz ve mutsuz uyanırlarmış...

Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi dersi, öncelikle eğitim sisteminin genel yapısını ve teşkilat yapısını tanıtmakla başlayıp, geçmişten bugüne yönetim kuramlarının gelişimi ve bunların eğitim örgütlerine yansımalarını ele almakta ve okul yönetimini tüm boyutları ile irdelemektedir. Öğretmen olarak göreve başlayan eğitim iş görenleri ilerleyen zamanda eğitim yöneticiliği ya da denetmenliği görevlerine de talip olma hakkına sahip oldukları için Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi dersi onlara temel bilgi

Kapsayıcı ve bütüncül bir sosyal hizmetler sistemi oluşturmak devlet olmanın temel gerekliliklerindendir. Türkiye'de karmaşık toplumsal yapı-nın ortaya çıkarttığı ihtiyaç ve sorun-lara yanıt verecek düzeyde gelişmiş bir sosyal hizmetler ağının var olduğu söylenemese de son yıllarda sosyal hizmetler sistemi içinde sunulan hiz-met ve programların nitelik ve nicelik olarak geliştiği açıktır. Türkiye'de sosyal hizmetlerin ve sosyal hizmet mesleğinin gelişmesi alana özgü bilgi ihtiyacının önemli öl-çüde artırmış

Okullarda şiddetin önlenmesinin ancak ve ancak öğrencilere alternatif anlaşmazlık çözüm becerilerinin kazandırılması yoluyla mümkün olacağına inanmaktayız. Bu kitapta, liselerde sıkça yaşanan öğrenciler arası anlaşmazlıkların yıkıcı, saldırgan ve şiddet odaklı yönetimini azaltmak ve ortadan kaldırmak için bir eğitim programı geliştirilmiştir. "Anlaşmazlık Çözümü, Müzakere ve Akran Arabuluculuk" eğitim programının amacı liselerde öğrencilere, kişiler arası anlaşmazlıkların doğasını anlamalarını sağlatarak, a

Türk Mûsikîsi kendine özgü yapısal ve karakteristik özellikleri olan bir mûsikîdir. Bu özelliklerden biri de makamsal olmasıdır. Makam kelimesinin 15 yüzyılda ilk kez Abdülkâdir Merâgî tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Fârâbî, îbn-i Sinâ, Merâgî, Urmevî, Seydî, Hızır bin Abdullah, Abdülbâkî Nasr Dede, Kantemiroğlu, Rauf Yekta, Arel-Ezgi-Uzdilek gibi geçmişten günümüze pek çok ünlü müzikolog, Türk mûsikîsine ait makam kavramı ve yapısı üzerine çalışmalar yapmışlar, edvâr yazmışlardır. Melodik bir seyi

İlköğretim düzeyinde çoçuklara Klasik Türk Musikisini anlatmaya çalışan bir kitap. Batı formları yerine Anadolunun kendi müzik tarzlarından biri olan sanat musikisini ele alan bir baş yapıt. Dr. İzzet KAÇAR tarafından güfteleri yapılan çocuk şarkılarının besteleri Doç. Dr. Gülçin Yahya KAÇAR tarafından yapılmıştır. Çocuklarımıza faydalı olması dileğiyle.

Türk mûsikîsi, melodik özellikleriyle, repertuarıyla ve çalgılarıyla bin yılı geçkin görkemli bir tarihi geçmişin, zarif ve güçlü bir sanat anlayışını temsil eden, Osmanlı İmparatorluğunun gücüyle doğru orantılı gelişme gösteren, bir mûsikî olmuştur. Nağmelerindeki ve icrasındaki farklılık, bu mûsikîyi özel kılmıştır. Doğulu ve Batılı araştırmacıların her zaman ilgisini çekmiştir. Tampere sistemden farklı olarak içinde pek çok ayrıntıyı ve özelliği barındıran bu mûsikînin iki temel unsuru bulunmaktadır. Mak

Bu kitap, öncelikle özel eğitim ve eğitim alanında ülkemiz araştırmacıları tarafından geliştirilmiş ve uyarlanmış ölçekleri sunmayı amaçlamaktadır. Özel eğitim, pek çok alanla ilişki içerisindedir. Eğitim, psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışma ve rehberlik, ölçme ve değerlendirme bunların en başta gelenleridir. Özel eğitim araştırmaları için geliştirilen ve/veya uyarlanan ölçme araçları bu alanlardan ayrı olarak düşünülemez. Bu nedenle, kitapta yer alan araçların bazılarının söz edilen alanlar

XIII. yüzyılda gelişmeye başlayan, XV. ve XVI. yüzyıllarda da gelişimini tamamlayan ve içerisinde bol miktarda Arapça ve Farsça asıllı kelimelerin bulunduğu bir yazı dili olan Osmanlıca, sadece Eski Türk Edebiyatı da denilen Divan Edebiyatının bir dili değil, günümüzde bile dil ve edebiyat alanlarında yapılan çalışmalara yön veren ve milletimizin muhteşem mazisiyle bağlantısını sağlayan çok önemli Türk-İslam kültür dilidir. Bu çalışmada klasik Türk musikisi güftelerinde geçen ve Osmanlıcada yer alan Arapça,

Okul öncesi eğitim dönemi bireyin yaşamında en hızlı gelişim gösterdiği dönemlerden birisi olması açısından önem taşımaktadır. Nitekim bu önem dikkate alınarak yapılan çalışmalar sonucunda bugün ülkemizde okul öncesi eğitim kapsamında ele alınmaya başlanmıştır. Bu dönemde verilecek eğitim çocuğun gelişim alanlarını desteklemenin yanı sıra çocuğu ilköğretime hazırlayıcı olması açısından da belirleyici rol oynamaktadır. 2004 yılında ilköğretim programları yenilenmiştir. Yenilenen ilköğretim programları 2005-

Milli Eğitim Bakanlığı okulöncesi eğitimi genel müdürlüğü ve üniversite öğretim elemanlarından oluşan bir komisyonun çalışması sonucunda, 2002 yılında yeni bir Okul Öncesi eğitim Programı hazırlanmıştır. Bu programın temel özelliği; okul öncesinde, eğitimin konu merkezli program olmaktan çıkarılması ve çocukların gelişimsel özellikleri dikkate alınarak belirlenmiş, hedefler ve kazanılması beklenen davranışlar doğrultusunda hazırlanan, eğitim durumlarının uygulanmasını öngörmesidir. 2002-2003 eğitim-öğretim