Asialogy Korece Dilbilgisi kitabımıza destek olması için hazırladığımız bu kitabımızda, dilbilgisi kitabımızdaki konuları pekiştirmeyi hedef almış bulunuyoruz. Bunu yaparken de hem dilbilgisi kitabımızdaki örnek cümleleri hem de bu kitabımızda yer alan yeni cümleleri kullandık.Her ünite başında dilbilgisi kitabımızda yer alan kelimeleri de pratik etmenizi sağlarken, dilbilgisi kurallarını da çok sayıda farklı tipte alıştırma ile tekrar etmenizi istedik.Hem dilbilgisi hem de bu kitabımızı bitiren herkesin te

Yetkili servisler daha fazla kazanmak için, onarım yerine imalatçı firmanın parça satış politikasını tercih ederler. Onarımın tercih edilmemesi yüksek maliyetli kalifiye eleman ihtiyacını da düşük tutar. Bu nedenlerden dolayı yetkili servis işletenleri, azami kazancı asgari maliyetle elde ederler. Oysa piyasada parça değişimi yerine onarım yaptırmak mümkün olduğu gibi, orijinal parçanın muadilini çok daha ucuza alma imkanı da vardır. Pahalılık, garanti süresi bittikten sonra bir çok araba sahibini özel serv

Aldırma can, Kıyılarda kaldım diye Aldırma... Boynunu bükme öyle Kanatlar kırılınca böyle Kanatlar kırılınca!.. Benim de kanatlarım kanıyor Gözüm uzaklarda, Ah bir bilsen... Avuçlarım nasıl yanıyor.

Şiirler arasında, Japon ‘haiku’larıyla benzerlikler içeren ve üç mısra olanlar var. Kitaptaki şiirlerden bazıları şöyle: İlk Giden, Onlar Gibi, İnsanlar ve Evler, Parkta Sonbahar, Köy, Ay, Huzur ve Hüzün, Önce Yağmur Vardı, Tek Başına, Biliyorlar.

2012 yılında Çin’de Xianrendong Mağarası’nda bulunan ve MÖ 18.000 tarihli seramik parçaları bugüne değin bulunmuş en eski parçalardır. Önceleri tapınma aracı olarak, küçük figürünler olarak üretilen seramiğin dünya üzerinde kullanım amaçlı ilk buluntuları ise M.Ö.8.000’li yıllarda Türkistan- Aşkava’ da bulunmuştur. Çanak çömleklerin elle şekillendirilmesine ilk olarak Neolitik dönemde (M.Ö. 8000-5500) başlanmıştır. Bunu M.Ö.7000’li yıllarda üretilen Anadolu Çatalhöyük seramikleri ve Mezopotamya Filistin Jer

Elinizdeki kitap, çocukluğumdan beri gerek annemden, babamdan, akrabalarımdan, komşularımdan, arkadaşlarımdan, öğretmenlerimden, öğrencilerimden dinleyip gerekse bir takvim ve gazete yaprağından, bir kitap sayfasından görüp aklıma kazıdığım ve bazılarını da bizzat yaşadığım olaylardan tahkiye ettiğim mesellerden oluşmaktadır. Bunlara meselin yanı sıra kıssa, fıkra, anekdot, hikâye de diyoruz. Biz olayları, durumları, nasihatleri bunlarla örneklendirmeyi seven bir toplumuz. Eğer bir anlatıcı içtense anlatımı

Emre Sermutlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik ve Matematik (Çift Anadal) bölümlerini bitirdikten sonra, master ve doktorasını Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü'nde tamamladı. 20 yılı aşkın süredir çalıştığı Çankaya Üniversitesi'nde, halen matematik, fizik ve bilgisayar bilimi üzerine dersler vermektedir.Bu kitap, bilgisayar biliminin teorik temelleriyle ilgilidir. Turing makineleri ve biçimsel diller, mümkün olan tüm algoritmalara çok yükseklerden bakmamızı sağlar. Bu bakış açısı oldukça soyut olma

Hayatımda yepyeni bir başlangıç yapmak istedim. Tam o sırada kaderim onunla aynı yoldan geçiyordu. Onunla cinselliği keşfe çıkmıştım, adeta tutkuyla birbirimize kenetlenmiştik. Şeytani cazibeme karşı koyması çok zordu, biliyordum, her şey kadının cazibesinde, kıvrak zekâsında, bedenini ve zekâsını nasıl kullanacağını bilmesindeydi. Kontrolsüz bir arzunun girdabındaydım tüm bedenim ve ruhumla ona teslim oldum. Her kadının ruhunda bir “geyşalık” vardır. Asıl marifet kadının ruhundaki o “geyşa” kadını ortaya

“Ankara’nın yüzü gülmeyenlerindendi Şakir.Suratı gri bir kamu binası duvarını andırırdı.Ankara onu da kendisine benzetmişti zamanla.Taştan binaların soğuk, uzak, kimsesiz arka duvarları gibi kırgın, yorgun, bakımsız, yalnız ve mahcuptu hep yüz ifadesi. Bedeni yıllarca Çankaya’dan esen soğuk kış rüzgarlarına maruz kalmıştı sanki.Her daim tedirgin ve şüphe doluydu bakışları.Gözleri ölü gözü gibi donuk, göz altları ıslaktı daima. Ankara çok hırpalamış, yormuştu onu.Yıllar önce genelev çalışanı bir kadına aşık

Elinizdeki kitap, yazar Müslüm Artar’ın çocukluk, aile, insan ilişkileri, toplum yapısı, insan zihnini kurcalayan felsefi problemler, insani değerler ve erdemler, modern dünyanın açmazları, kısacası hayatın bizzat kendisi ile ilgili kısa fakat özlü ve derin yazılarından müteşekkil. Sayın yazar bizlere daha sade, daha öze dönük ve doğal bir yaşam tarzını, davranış tarzını öneriyor, hayatta karşılaşılan problemlere şahsi penceresinden çözümler sunuyor.“Zorla gülmeye çalışan bireyler topluluğu hâline geldik ne

Beni gör, olduğum halimle kabullen, onayla…Gün gelir sadece görünür olmak için hatalar yapabilirim. Kabullenildiğim ilk yerde bir ömür tutsak kalabilirim. Ufacık bir onay için hayatımı harcayabilirim. İzin verme.Yolum nereye çıkarsa çıksın içimin sükuneti senin ellerinde. Nereye gidersem benimle gelen o.Bana söylediklerin, ruhumda yanık izleri olarak kaldığında bunu kim onarabilir?Bedenim bir gün senden uzaklaşsa da kendimden uzaklaşabilir miyim ?Bağ kurmak insan oluşumuzun doğasında var. Asıl bağlanmadığım

“İnsan hakları yeniden yazıldı, düzenlendi ve genişletildi. Çünkü artık yeni söz sahibi türler vardı… “Üst-insan”, “biyo-insan”, “yapay-insan”, ve “alt- insan”...”“İnsanlar arasında korkunç bir nitelik farkı vardır. Hatta öyle ki bazılarını hayvanlardan ayıran çok az şey vardır. Üst insan için geçerli olabilen tek bir ahlaki değer vardır, o da güç istencidir,”der Nietzsche geleceğe doğru ilerledikçe anlamını daha net kavradığımız felsefesini açıklarken.Teknolojinin yaşamlarımızda kendine önemli bir yer buld

Değerleriyle çıkarları arasında köprü kuramayan Avrupa Birliği, Doğu Ortaklığı Politikasını artan enerji ihtiyacını emin kaynaklardan, güvenilir yollarla, istikrarlı bir şekilde temin edebilmek ve kriz anında alternatif oluşturabilmek, kıtada hüküm süren barış ortamını düzensiz ve düzen bozma potansiyeli yüksek bölgelerden koruyabilmek, yasadışı göçü önleyebilmek, SSCB'den sonra doğan güç boşluğunu Rusya Federasyonu'na rağmen doldurabilmek amacıyla başlatmıştır. Ancak tutarsız davranarak her zaman şart koşt

Hepimiz kendi kaderimizi mi yaşıyoruz, yoksa bize sunulan yol ayrımlarında mı yanlış seçimler yapıyoruz? Herkes mutlu olmak isterken yaşamlarımıza sığdırdığımız hüznü kimler var etti ya da ettirdik, hata nerde kim de? Olmasını istediklerin olmadığında hep oldurmayan mı suçlu? Yapman gereken neyi yapmadın, ya da eksik yaptın? Yapmaman gereken neleri ısrarla yaptın ve yapmaya devam ediyorsun?İşte düğüm tam da burada çöz

Haziran 22 Ve Allah böyle diledi “Yoktur benden başka padişah.’’ Sonra yüzünü Ay’da gösterdi. Kimdir benden başka insana dost? Kimdir tapılacak ilah Âşık olunacak yâr Kimdir çocuklarımdan daha güzel Kim dayanabilir vanilyalı dondurmaya Dürüst olmak gerekirse ikram bana aittir Kimse anlayamaz beni Her ne kadar Haziran’ın 22’si olsa da

Bakar mısın? İçindeki ve beynindeki sen ile yüzleşmeye cesaretin var mı? Hayatın bize sunduğu şizofrenik hareketler miydi aslında bizi savuran? Geçen zamana inat isteklerinin peşinde bu kitapta birlikte yürümeye var mısın? İşte hepsi bu kitapta! Öyleyse tut elimden; hayat şizofrenik mi değil mi birlikte görelim!

Yirmi yaşında istemediği bir bedene ve özelliğe sahip olan Antoaneta Nina’nın başkaldırışını okuyun. Yılların savaşa büründüğü, kalplerin ise elementlerin yansıması olduğuna inanılan bir sisteme hoş geldiniz. Sistemin inancının sorgulandığı ve bireylerin değerlerinin yargılandığı elementlerle çevrili fantastik bir dünyaya hazırsanız, ön yargılarınızı kapıda bırakıp içeri geçebilirsiniz çünkü fazlasıyla ön yargı ve kargaşayla karşılaşacaksınız.

Hayat Çizgim ve Düşüncelerim Bana Düşman Olmayan Herkes DostumdurSeyfiddin Keleş

Öğretmenlik mesleğimin gereği olarak, doğanın en önemli canlıları olan ve biz insanlara sayısız yararları bulunan ağaçları: Çocuklara tanıtmak, sevdirmek, onları bilgilendirmek ve eğitmek, her şeyden önemlisi de ağaçları korumak, bakmak ve üretmek konusunda bilinçlendirmek istedim. Masalımla bu amacı hedeflerken aynı zamanda okurlarıma keyif vermeye ve eğlendirmeye onları da masalın içine katarak kendilerinin renklendirebileceği boyanır çizimler ile hayal dünyalarını zenginleştirmeye çalıştım.Daha yeşil, d

“Ya Beyoğlu sokaklarında yok olup gidecektim ya da hayatı ciddiye alıp ayaklarımın üzerinde duracaktım.”İntihar eden bir kadının ardından, bir doktor kendisini tam olarak o kadının hayatının içinde bulur.Ve bir plan yapar...“Gerçekten de yalnız olduğunu düşündü. Sonra da kendi ölümünü… Onun da annesi babası yoktu. Sürekli görüştüğü arkadaşları da. Bir sevgilisi olmayalı yıllar olmuştu. Kendi de evinde ölse komşuları kokuya gelirdi. Selen’le kendini çok bağdaştırdı.”