Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Bizans: Yapılar, Meydanlar Yaşamlar, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezine (CNRS) bağlı olarak İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsünde (IFEA) düzenlenen konferanslar dizisinin ürünü. Ocak 2004-Haziran 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu konferanslar, konularının uzmanı tarihçiler, arkeologlar, sanat tarihçileri tarafından verildi. Jean Pierre Sodini/Konstantinopolis, bir megapolün doğuşu; Elisabeth Malamut/ I. Aleksios Komnenos döneminde Konstantinopolis; Marie-France Auzepy/ Konst
Tükendi
Hristo Brızitsov, İstanbul'da Bulgarca bir gazete yayınlayan Dimitır Brızitsov'un oğlu olarak 1901'de Ortaköy'de doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları Boğaz kıyısında ve Beyoğlu'ndaki Rumeli Han'ın üçüncü katında geçti. İmparatorluğun kaderini belirleyen ve dünya tarihine yön veren birçok hadiseye tanık oldu. Brızitsov ailesi Balkan Savaşları'ndan sonra İstanbul'u terk ederek Sofya'ya yerleşti. Baba mesleğini seçerek gazetecilik yapan Hristo Brızitsov, canlı ve özgün, edebi unsurlar da içeren yazılarıyla
Büyük tarihçi Johan Huizinga, insanı homo ludens (oyun oynayan insan) olarak tanımlar. Hatta daha da ileri giderek, oyunun kültürden daha eski olduğunu iddia eder. İnsanın olduğu yerde oyun da vardır. Oyunlar tarih boyunca toplumsal hayatın içinde önemli yer tutmuştur. İnsanların bir araya gelip sosyalleşmesinde rol oynadığı gibi ne tür oyunların hangi kurallarla oynandığı toplumsal ilişkilerin bir aynası gibidir. Bu kitap, Eski Yunan ve Roma toplumlarındaki gündelik hayata, eğlence kültürüne, sosyalleşme y
Bu kitap Rum tarihi üzerinden Osmanlı'da cemaat kavramını sorguluyor. Millet sistemi olarak da bilinen ve gayrimüslimleri Osmanlı toplumunun dışında, kendi içlerine kapalı yekpare bir bütün olarak gören geleneksel cemaat kavramının tartışıldığı bu inceleme, Rum tarihinin çok-yönlülüğünü belgeleyerek hem son zamanlarda yapılan eleştirel çalışmalara eklemleniyor hem de bu çalışmaları bir adım ileri götürüyor. Somut pratiklere dayanan çalışmanın odağında, üst sınıflardan çok, köy ve kasaba halkı ve yerel idare
Tükendi
Cambridge University Press Cambridge History of Turkey başlığıyla muazzam bir yayın projesi başlattı. Dört ciltlik bu tarihin ilk üç cildi Türklerin Anadoluya girdiği 11. yüzyıl sonundan başlayarak Osmanlı devletinin kuruluşunu, 15. - 16. yüzyıllarda doğuda İran sınırından batıda Macaristana, güneyde Kuzey Afrika ve Arap yarımadasına kadar uzanan muazzam toprakları olan güçlü bir imparatorluk haline gelişini kapsıyor. Son cilt ise imparatorluğun I. Dünya Savaşı sonrasında parçalanışına ve modern Türkiye dev
Tükendi
Osmanlı hükümdarı I. Bayezid 1393'te Memluk elçisi Emir Hüsâmeddîn Hasan el-Kuckûnî'yi kabul etti. Bayezid, Memluk Sultanı Berkuk'un yolladığı armağanları sunan elçiye kendisinin Berkuk'un "memluk"u, yani kölesi olduğunu belirtti. Osmanlı tarihinde "Yıldırım" olarak da bilinen Bayezid, Balkanlar ve Anadolu'daki topraklarını hızla genişletmesine karşın, 1250'lerden beri kadim İslam topraklarına egemen olmuş ve "İslamın ve Müslümanların Sultanı" unvanını taşıyan Memluk hükümdarının dengi değildi ve kendisi de
Tükendi
Cambridge University Press Cambridge History of Turkey başlığıyla muazzam bir yayın projesi başlattı. Dört ciltlik bu tarih Türklerin Anadoluya girdiği 11. yüzyıl sonundan başlayarak Osmanlı devletinin kuruluşunu, 15. - 16. yüzyıllarda doğuda İran sınırından batıda Macaristana, güneyde Kuzey Afrika ve Arap yarımadasına kadar uzanan muazzam toprakları olan güçlü bir imparatorluk haline gelişini kapsıyor. Son cilt ise imparatorluğun I. Dünya Savaşı sonrasında parçalanışına ve modern Türkiye devletinin tarihin
Tükendi
Çanakkale Savaşlarında Osmanlı ordusu, büyük güçler karşısında var gücüyle çarpışırken geri planda neler yaşanıyordu? Savaş günlerinde başkent İstanbul'da bir yandan şehrin savunma hazırlıkları yapılırken bir yandan da sessizce şehrin tahliyesi, padişah ve hükümet erkânı gibi önemli kişilerin taşınması düşünüldü. Kusursuz işleyen ve çok gizli tutulan plan gereği ilk tedbir olarak hazine ve değerli eşyalar Anadolu içlerine taşındı. Bu sırada kara savaşlarının cereyan ettiği ve yarım milyondan fazla askerin k
Tükendi
Dört ciltlik Cambridge Türkiye Tarihi'nin ikinci cildi, 1453'te Konstantinopolis'in fethinden 1603'te I. Ahmed'in tahta çıkışına kadar süren dönemi ele alıyor. Osmanlı İmparatorluğu 1453'te Bizans İmparatorluğu'na son veren bir genişleme dönemine girmiş, 16. yüzyılda dünya sahnesinin başat siyasi aktörlerinden biri haline gelmişti. Akdeniz çevresinde Adriyatik Denizi'nden Fas'a, ayrıca Kafkaslar'dan Hazar Denizi'ne kadar uzanan toprakların sahibi olan Osmanlılar askeri güçlerinin doruğuna da bu dönemde eriş
Tükendi
19. yüzyıla kadar deniz taşımacılığının temel aracı olan yelkenli gemiler, sanayi devrimiyle buharlı gemilere dönüşerek kapitalizmin vazgeçilmez kapitalizmin vazgeçilmez uluslararası taşımacılık aracı haline geldiler. İlk olarak İngiltere ve Avusturya öncülüğünde devlet-özel sektör ortaklığında oluşturulan buharlı deniz taşımacılığı rekabetine Fransızlar, Fransız sömürgecilik tarihinde önemli bir rol oynayan Mesajeri Maritim Kumpanyasıyla katıldılar. 19. ve 20. yüzyıllarda Osmanlı coğrafyası ve dünyada yaşa
Tükendi
İslam bir dindir, ideoloji değildir. Bu nedenle İslam, toplumsal ve siyasal bir sistem olarak tasarlanamaz. Bu yapıldığı takdirde İslam sadece kavramsal bir kurgu olarak kalır. İdeoloji olarak tasarlanan İslam anlayışında İslamın kendisi ikincil değerdedir. İslamcılar, Tanrı'yı gözleme dayalı dünyanın bir parçası olarak gören insanbiçimci Tanrı anlayışının sosyal planda temsilcileri gibidirler. Çünkü onlar Tanrı'yı, alelade sosyal olayların ve toplumsal durumların ayrılmaz bir ?parçası" olarak görmektedirle
Tükendi
16. yüzyıl başlarında Batı Avrupa'da Osmanlı tarihini konu alan çalışmalar çok rağbet görüyordu. Bunlardan biri de ilk kez 1550'de İtalya'da basılan ve Bizans kökenli TheodorosSpandunis'in kaleme aldığı bir eserdi. Spandunis Konstantinopolis imparatorları çıkaran Bizans imparatorluk ailesi Kantakuzenosların soyundan geliyordu. Spandunis'in annesi Evdokia, Konstantinopolis'in 1453'te düşmesinden önce İtalya'ya göç etmiş, 1460 dolayında başka bir Bizanslı sığınmacı MatteosSpandunis'le evlenmişti. TheodorosSpa
Osmanlı Devleti için 19. Yüzyıl, ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanda olduğu kadar dini-tasavvufi hayat alanında da önemli değişmelerin yaşandığı bir yüzyıl oldu. Özellikle 1826'da yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra Bektaşiliğin yasaklanması tasavvufi hayatta meydana gelen önemli gelişmelerdendi. 19. yüzyılın başlarında Osmanlı tahtında bulunan III. Selim'in Mevlevi müntesibi olması, II. Mahmud'un ise yine mevlevihaneleri ziyaret ederek Mevlevi şeyhleri ile iyi ilişkiler içinde bulunması Mevlevil
Tükendi
Laik eğitim sisteminde en belirgin istisnayı temsil eden imam hatip okulları bugün hayli tartışmalı bir konumda bulunuyor. Her ne kadar bu okullardaki öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının yüzde 8'ini oluşturuyor olsa da, çok sayıda meclis üyesinin imam hatip mezunu oluşu, son yıllarda milli eğitim, adalet ve içişleri bakanlıklarında imam hatip mezunlarının önemli mevkilere gelişi bu okulları Türkiye'de İslamcılık, laiklik ve modernite tartışmalarının odağına yerleştiriyor. Okullar, özellikle Türkiye'nin
Tükendi
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi Hukuk tarihimizin önemli isimlerinden Ebul'ulâ Mardin (1881-1957) seçkin bir Osmanlı âlimi ve vefatına yakın bir zamanda kendisine diyanet işleri reisliği teklif edilen önemli bir İslam bilginidir. Bu çalışmada Ebul'ulâ Mardin'in dikkate değer yaşam öyküsünün yeniden oluşturulması amaçlanmıştır. Ebul'ulâ Mardin, ülkemizde önemli bir medeni hukuk hocası olarak tanınmasının yanı sıra; Sırât-ı Müstakîm dergisinin Eşref Edib ile beraber kuruculuğunu üstlenen, Kelime-i Tayyibe isimli der
İleride Rabia Gülnuş Emetullah ismini alacak olan çocuk Girit'in Resmo kasabasında doğmuştu. Osmanlı ordusunun Girit'i fethi sırasında çok sayıda adalı genç kız İstanbul'a gönderilmişti. Hatice Turhan Valide Sultan da Girit'ten gönderilen esir kızlardan birini IV. Mehmed'e vermişti. Rabia Gülnuş adı verilen bu kız haremde eğitim gördü ve sultanın hasekisi olarak 1664'te Edirne Sarayı'nda Şehzade Mustafa'yı doğurdu. IV. Mehmed katıldığı askeri seferler ve uzun süren av partileri sırasında hasekisini de yanın
Tükendi
Yeniçağda insanlar pek çok doğal ve beşeri afetle mücadele etmek zorunda kaldı. Özellikle Akdeniz ve çevresinde yaşanan seller, kuraklıklar ve aşırı soğuklar ile kitlesel savaşlar ülkelerin sosyal ve iktisadi bünyelerinde tamiri zor yaralar açtı. Üç kıtaya yayılan devasa büyüklüğüyle Osmanlı İmparatorluğu da böyle çetin dönemlerden geçti. İmparatorlukta ortaya çıkan ve 16. yüzyılın ikinci yarısı ile 17. yüzyılın ilk yarısını kapsayan ağır bunalımlar sonraki yüzyılların dokusunu etkileyecek derecede ciddi ka
Tükendi
Yemek varoluşun temel unsuru, aynı zamanda da bir kimlik, kültür ve sınıf göstergesi. Lakin tüketimi, üretimi, taksimi, tanzimi, sunumu, muhafazası ve temsiliyle yeme içme çalışmaları Osmanlı tarihi çalışmalarında henüz yeterince olgunlaşmış değil. Daha evvel İyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik adlı çalışmasını yayınladığımız Amy Singer'ın derlediği bu kitap, yemekler, gıda maddeleri, yemek tarifleri, yeme içme alışkanlıkları, öğünler ile mutfak ve sofra gereçlerini başlangıç noktası ol
Tükendi
Kutsal Roma-Germen İmparatoru V. Karl miras yoluyla Avrupa'da çok geniş topraklar ele geçirince dönemin başta gelen hükümdarı olarak tanınma hırsına kapıldı. Ortaya çıkan yeni iktidar dağılımı Karl'ın başlıca rakipleri olan Fransa kralı François ile Osmanlı Padişahı Sultan Süleyman, V. Karl'ın iktidarını kısıtlamanın yollarını aradılar ve ona karşı birleşmeye karar verdiler. Bir Hıristiyan kral ile Müslüman sultanın bu askeri ittifakı Haçlı seferlerinin anısının canlılığını koruduğu Avrupa'da kolay kabul ed
Tükendi
Bir kara devleti olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlılar kısa sürede denizle tanıştılar ve onu eski sahiplerinden yavaş ama emin adımlarla teslim aldılar. Karadeniz ve Akdeniz adlarıyla yeniden tanımladıkları iki büyük denize sahip ve hâkim oldular. Artık Osmanlı padişahları “sultân/hâkanü’l-bahreyn” olarak anılıyordu. Akdeniz’de öylesine güçlülerdi ki, iki donanmayı birden sefere gönderebiliyorlardı. II. Bayezid devrinde Kızıldeniz’de baş gösteren ve mukaddes toprakları denizden tehdit eden Portekiz tehlik
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4